Bediüzzaman da ikaz ediyor
“Bir çocuk, küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imânî alamazsa, sonra pek zor ve müşkül bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Adeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer. Bilhassa, peder ve validesini dindar görmezse ve yalnız dünyevî fenlerle zihni terbiye olsa, daha ziyade yabanilik verir.”
(Emirdağ Lâhikası, s. 39)
Pedagog Ali Çankırılı, dinî kaynaklara başvurmadan çocuklara ahlâkî davranışlar kazandırmanın çok zor olduğunu söyledi. Hayatıfarket.com’daki yazısında, bazı eğitimcilerin çocuklara küçük yaşlarda din eğitimi vermenin laikliğe aykırı olduğunu, ancak ergenlik çağına geldiğinde hür iradesi ile buna kendisinin karar vermesi gerektiğini ileri sürdüklerini dile getiren Çankırılı, bu görüşün, gerçekçi bir yaklaşım olmadığını söyledi. Ateist bir anne veya babanın din eğitimine karşı olsa bile çocuğunu içinde yaşadığı toplumdan soyutlayamayacağına işaret eden Çankırılı, çocukların, yetişkinler gibi peşin yargılara sahip olmadığını ve çevresinde gördüğü her şeyle ilgilendiğini ifade etti. Çankırılı, “Çocuklar öğrenme isteğiyle doludur, tarafsız bir gözlemcidir. İlk defa duyduğu ezan sesini yahut ilk defa gördüğü caminin ne olduğunu sorup öğrenmek isteyecektir” dedi. Psikolog Antonie Vergote’nin, Din Psikolojisi isimli eserinde, ‘çocukların doğuştan din duygusuna sahip’ olduklarını söylediğini vurgulayan Çankırılı, şunları kaydetti; “İnsan sadece etten, kemikten ve kandan ibaret maddî bir varlık değildir. Onu diğer canlılardan ayıran doğuştan sahip olduğu ruh ve duygu zenginliğidir. İnsan sosyal bir varlıktır. Sevmek, sevilmek, bir inanca sahip olmak, kendisini değerli ve güçlü hissetmek ister. Bu da ancak bir aileye, bir topluma, bir vatana ve bir dine bağlı olmakla mümkündür.
Kuralsız toplum yoktur. Bir toplumu ayakta tutan kurallar bütününe hukuk diyoruz. Hukukun olmadığı yerde anarşi, kargaşa ve kaba güç vardır. Hırsızlığı, haksız kazancı, zayıfı ezmeyi, adam öldürmeyi, kısacası cana-mala-namusa tecavüzü yasaklayan hukuk maddeleri kaynağını dinden almaktadır. Allah’ın elçisi bütün peygamberler bu kuralları insanlara bildirmek ve toplum düzenini sağlamak için gönderilmiştir. Helâl-haram, sevap-günah kavramlarını kullanmadan, yani dinî kaynaklara başvurmadan çocuklara ahlâkî davranışlar kazandırmamız çok zordur”
ÖLÜM KORKUSUNUN
TEK İLÂCI, AHİRET İNANCI
Araştırmaların okul öncesi çocuklarda ölüm korkusunun çok baskın olduğunu gösterdiğini de ifade eden Çankırılı, çocuğun öncelikle anne babasının, daha sonra kendisinin öleceğinden korktuğunu söyledi. Ölüm korkusunun tek çaresinin ahiret inancı olduğunu belirten Çankırılı, açıklamasına şöyle devam etti; “Ölümü öldürüp kabir kapısını kapatamadığımıza göre, ‘Nereden geldik, nereye gideceğiz?’ sorusuna cevap bulmak zorundayız. Bu sorunun cevabı da İslâm inancında vardır.”
|