Haberler

AKP’li olmayanları Akdeniz’e süpürecek

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 29 Martta Mersin’de tüm belediyeleri kazanacaklarını belirterek, ‘’Mevcut belediye başkanlarını Akdeniz’e süpüreceğiz’’ dedi.

"AKP’li olmayan başkanları Akdeniz’e süpüreceğiz"

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 29 Mart’ta Mersin’de bütün belediyeleri kazanacaklarını belirterek, ‘’Mevcut belediye başkanlarını Akdeniz’e süpüreceğiz’’ dedi. Tüzmen, seçim çalışmaları kapsamında, partisinin Mersin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Eyiceoğlu ve ilçe belediye başkan adayları ile birlikte vatandaşlarla bir araya geldi. Mersin’i kalkındırmak için turizm, tarım, ticaret, taşımacılık ve teknolojiyi içeren ‘’5 T’’ ile yola çıktığını belirten Tüzmen, hedeflerinin Mersin’e ayağa kaldırmak olduğunu ifade etti. Hedeflerine ulaşabilmek için, vatandaşlardan Mersin’de başta büyükşehir olmak üzere Akdeniz, Toroslar, Yenişehir ve Mezitli ilçe belediye başkan adaylarını desteklemelerini isteyen Tüzmen, şöyle devam etti: "Hedefim Mersin’i ayağa kaldırmak. Şimdi 29 Martta 5 Belediyeyi istiyorum. Hanımlar süpürgeler nerede, süpürgelerinizi gösterin. 29 Mart’ta mevcut bütün belediye başkanlarını Akdeniz’e süpüreceğiz. Niye biliyor musunuz? Mevcut belediye başkanları milletin gözünün içine baka baka yalan söylüyorlar. Bizim yaptığımız hizmetleri alıp, ‘biz yaptık’ diye anlatıyorlar.’’

16.03.2009

YENİ BİR ANAYASAYA İHTİYAÇ VAR

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Türk hakimi Işıl Karakaş, Türk yargı organlarının AİHM'in içtihatlarını daha yakından takip etmesi gerektiğini ifade ederken, insan hakları alanındaki sorunların daha etkili biçimde çözülebilmesi için yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER YETERSİZ

Karakaş, ''Anayasanın darbe anayasası olduğunu unutmamak gerekir. Ne kadar içinde demokratikleşmeyle ilgili değişiklik olsa da, kapalı yoruma izin verecek unsurlar var, dolayısıyla içinde makyajlamakla giderilmeyecek unsurların bulunduğunu düşünüyorum'' dedi.

Darbe anayasası makyajla düzelmez

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Türk yargıcı Işıl Karakaş, insan hakları alanında sorunların daha etkili biçimde çözülebilmesi için yeni bir anayasa hazırlanması gerektiğini vurguladı. İçinde demokratikleşmeyle ilgili değişiklik olsa da anayasanın darbe anayasası olduğunu hatırlatan AİHM yargıcı Işıl Karakaş, kapalı ve muhafazakâr yoruma izin verecek unsurlar bulunduğunu, makyajlamakla bu unsurların giderilmeyeceğinin altını çizdi. Türkiye’den gelen dâvâlarla ilgili olarak soruları cevaplayan Karakaş, hak ve özgürlüklerin Türk yargı organları tarafından daha geniş, istisna ve sınırlamaların ise daha dar yorumlanması halinde bu alanda yaşanan sorunların azalacağını belirtti. AB’ye üyelik perspektifiyle Türkiye’nin özellikle 2001 ve 2004 yıllarında önemli reformlar yaptığını kaydeden Karakaş, yapılan reform ve anayasal düzenlemelere rağmen, hak ve özgürlüklerle ilgili ihlâllerin azalmadığının AİHM’ye gelen başvurulardan açıkça anlaşıldığını ifade etti. Bunun en büyük sebepleri arasında Türk yargı organlarıyla AİHM kararları arasındaki “uyumsuzluğu” gösteren Karakaş, ‘’AİHM’nin kararları, bir hak ve özgürlüğü yorumluyor, bugünkü hayat şartlarına göre değerlendiriyor, bir anlamda ete, kemiğe büründürüyor. Yani hukuk böyledir, yasayı yaparsanız soyuttur, uygulama bunu belirler. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni buna göre yaşatıyor. Sözleşmeye taraf devletlerin de buna göre ellerindeki metinleri uygulaması gerekir. Türkiye’deki hukuk uygulayıcılarının kararlarına, yorumlarına baktığımızda, AİHM’nin içtihadını çok net göremiyoruz. Bizim yargı organlarının hak ve özgürlükleri yorumlarken daha dar yorumladıklarını, ama hak ve özgürlüklerin sınırlanmasında kullanılacak ölçütlerden kamu düzeni, kamu güvenliği gibi temel meseleleri ise daha geniş yorumladıklarını görüyoruz. AİHM ve Türk yargı organları arasında temel uyuşmazlık noktası ortaya çıktığını görüyoruz’’ dedi. AİHM açısından bunun tersinin yaşandığını belirten Karakaş, AİHM’nin hak ve özgürlükleri geniş yorumladığını, buna karşı istisnaları ve sınırlama sebeplerini daha dar yorumladığını söyledi. Karakaş, ‘’Türkiye’de açılan dâvâlarda, AİHM’nin getirdiği standartlar uygulansa, bugün özellikle ifade özgürlüğü konusunun çok büyük sorun olacağını düşünmüyorum’’ dedi. Türkiye’de aynı davayla ilgili bir ildeki mahkemenin farklı, başka bir ildeki mahkemenin farklı karar vermesine ilişkin sorunlara değinen Karakaş, bu konuda da yine AİHM standartlarının uygulanmasını savunarak,AİHM standartlarının yorum farklılıklarının giderilmesini sağlayacak en önemli unsur olduğunu ifade etti. Yeni Anayasa gerekli Türkİye’nİn Avrupa Konseyine üye ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni onaylayan ilk ülkelerden biri olduğunu kaydeden Karakaş, bununla birlikte en çok başvuru gelen ülkeler sıralamasında Türkiye’nin Rusya’nın ardından ikinci sırada geldiğini söyledi. Son yıllarda gelen dâvâların sayısında azalma olamadığını, ancak nitelik olarak farklılıklar yaşandığını belirten Karakaş, önceki yıllarda işkence ve yaşama hakkıyla ilgili ihlâllerden başvurular gelirken, şimdi adil yargılanma ve mülkiyet hakkıyla ilgili başvuruların daha fazla geldiğini ifade etti. Karakaş, insan hakları alanında sorunların daha etkili biçimde çözülebilmesi için yeni bir anayasa hazırlanmasını savundu. Karakaş, ‘’Anayasanın darbe anayasası olduğunu unutmamak gerekir. Ne kadar içinde demokratikleşmeyle ilgili değişiklik olsa da, kapalı ve muhafazakâr yoruma izin verecek unsurlar var, dolayısıyla içinde makyajlamakla giderilmeyecek unsurların bulunduğunu düşünüyorum’’ dedi.

16.03.2009

Soylu: Bizim işimiz istismar değil, hizmet

DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, DP’nin hiçbir zaman milletini üzmediğini ve istismar etmediğini belirterek, ‘’Bu kıratın işi sevgi ve hizmet olmuştur” dedi.

DP: Bizim işimiz istismar değil, hizmet

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, DP’nin hiç bir zaman milletini üzmediğini, istismar etmediğini, ülkenin kutsalları, Cumhuriyet değerleri ve milliyetçilik üzerinden siyaset yapmadığını belirtti. Soylu, Adana’nın Kozan ilçesinde, partisinin Belediye Başkan Adayı Mehmet Açıkgöz’ün, Tufanpaşa Mahallesi’ndeki seçim bürosunun açılışına katılarak, partililere seslendi. Süleyman Soylu, DP’nin hiç bir zaman milletini üzmediğini, istismar etmediğini, ülkenin kutsalları, Cumhuriyet değerleri ve milliyetçilik üzerinden siyaset yapmadığını belirterek, ‘’Bu kıratın işi hep üniversite, baraj, su, tarlaları gübreyle buluşturmak olmuştur. Doktor, mühendis, eczacı, öğretmen, hemşire olmuştur. Köye giden elektrik olmuştur. Sevgi, hizmet olmuştur. Ben Menderes’in varisi olduğumu hiçbir saniye aklımdan çıkarmadan, ülkemi yepyeni bir Türkiye ile buluşturmak için çalışıyorum’’ diye konuştu. Soylu, hükümetin milletin taleplerini yerine getirmediğini savunarak, ‘’29 Mart’ta bu iktidara önce sarı kart gösterin, sonra kırmızı kartı’’ dedi.

İskenderun’da da coşkulu kalabalığa konuşan Soylu, hükümetin ekonomi politikasını eleştirerek, “Türkiye’yi il il geziyorum, bir başından bir başına ve gittiğim yerlerde görüştüğüm; çiftçisi, esnafı sanayicisinin kan ağladığını görüyorum. Kırat gelecek, dürüst bir yönetim, dürüst bir idare, dürüst ve ahlâklı siyaset için Türkiye’nin Demokrat partiye ihtiyacı vardır.” şeklinde konuştu.

16.03.2009

Giresun, korsanları püskürttü

Aden Körfezi’nde görev yapan TCG Giresun firkateyni, önceki sabah Yemen’in güneyinde Vietnam bandıralı bir gemiye yönelik deniz haydutluk girişimini, Danimarka’ya ait savaş gemisiyle önledi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda, Aden Körfezi’nde deniz haydutluğuna karşı keşif karakol görevine devam eden TCG Giresun’un önceki gün saat 08.28’de Mukalla/Yemen’in güneyinde Vietnam Bandralı M/V Diamond Falcon isimli gemiye deniz haydutluğu girişimini Danimarka Deniz Kuvvetleri Komutanlığına ait HDMS Absalon gemisi ile önlediği, harekât sırasında TCG Giresun’a konuşlu iki AB-212 helikopterinin de görev yaptığı belirtildi.

16.03.2009

13 milyon kart borçlusu acil yapılandırma bekliyor

Tüketİcİler Birliği Genel Başkanı Nazım Kaya, tüketicilerin takibe düşen borçlarını ödemek istediğini belirterek, ‘’Kart borcunu ödemek isteyen tüketiciye engel olunmadan, vade yapılandırması sağlanmalı’’ dedi.

Kaya, şunları kaydetti: ‘’Tüketicisi zor zamanda edindiği borcun silinmesini değil, taksitle ödemeyi istiyor. Ülkemiz tüketicisinin kredi kartı borçlarının toplam borcuna oranı yüzde 36’dır. Bugün itibariyle 37 milyar TL olan kredi kartı borçlarının 3,6 milyar TL’si takipli halde olup, kara listeye girenlerin sayısı 2 milyon 300 bine ulaşmıştır. Kara listeye girmediği halde borçlarını ödemede zorluk yaşayanlar daha da fazladır. Kredi kartı borçlarından dolayı mağduriyet yaşayan nüfusumuz 13 milyon civarında olup acilen ödeme kolaylığı beklemektedir. Kart borcunu ödemek isteyen tüketiciye engel olunmadan, vade yapılandırması sağlanmalıdır.’’

16.03.2009

Dünya ülkeleri su için İstanbul’da toplanıyor

İSTANBUL, 16-23 Mart 2009 tarihlerinde bu yılın en önemli faaliyetlerinden birine şahit olacak.

Her geçen gün yok olma ve acil çözüm stratejilerine duyulan ihtiyaçtan yola çıkarılarak gerçekleştirilecek ‘’Dünya Su Formu’’nda en az 23 konu, anılan tarihler arasında yapılacak 100 ayrı oturum halinde ele alınacak. Değişik ülkede yüzlerce katılımcının iştirak edeceği Dünya Su Formunun, en büyük amaçlarından birinin de, suyun politik gündemdeki önemini arttırmak, somut önerileri formüle etmek ve bunların önemini dünya kamuoyunun dikkatine sunmak olduğu bildiriliyor. Yaklaşık 20 bin kişinin ağırlanacağı Dünya Su Forumuna, çok sayıda ülkenin Devlet Başkanları ile Su ve Çevre Bakanlarının da katılması bekleniyor. Yerel idareleri su konusunda acil tedbirler almaya ve belirli bazı kriterleri yerine getirmeyi taahhüt etmeye dâvet eden İstanbul Su Mutabakatı da 5. Dünya Su Forumunda imzaya açılacak.

16.03.2009

EKONOMİK KRİZ, VERGİYİ DE VURDU

Küresel ekonomik kriz, vergi ödemelerini de olumsuz etkiledi. Türkiye’de faal mükellef sayısı, krizle birlikte son 5 ayda 89 bin 186 azaldı. Krizin başlarında vergi borçlularını rahatlatmak amacıyla uygulamaya konan tecil taksitlendirmede de başvuru sahipleri, taksitleri ödeyememe durumuyla karşı karşıya kaldı.

Kriz vergiyi de vurdu

KÜRESEL ekonomik kriz, vergi ödemelerini de olumsuz etkiledi. Türkiye’de faal mükellef sayısı, krizle birlikte son 5 ayda 89 bin 186 azaldı. Krizin başlarında vergi borçlularını rahatlatmak amacıyla uygulamaya konan tecil taksitlendirmede de başvuru sahipleri, taksitleri ödeyememe durumuyla karşı karşıya kaldı. Küresel ekonomik krizin Türkiye’yi de etkilemeye başladığı 2008 yılının son çeyreğine girerken gelir, kurumlar, katma değer vergisi ve basit usulde 5 milyon 403 bin 633 faal mükellef bulunuyordu. Bu yılın Mart ayına girerken bu sayı 5 milyon 314 bin 447’ye geriledi. 5 aylık dönemde faal durumdaki gelir vergisi mükelleflerinin sayısı 1 milyon 721 bin 855’den 1 milyon 685 bin 924’e, katma değer vergisi mükelleflerinin sayısı da 2 milyon 285 bin 100’den 2 milyon 249 bin 386’ya düştü. Küçük esnafın oluşturduğu basit usule tabi mükelleflerin sayısı da 753 bin 719’dan 740 bin 502’ye indi. Geçen yılın Eylül ayı sonunda 642 bin 959 olan kurumlar vergisi mükellefi olan faal işletme sayısı da Mart ayına girerken 638 bin 635 olarak belirlendi. Böylece, 5 aylık süreçte faal mükellef sayısı, gelir vergisinde 35 bin 931, kurumlar vergisinde 4 bin 324, KDV’de 35 bin 714, basit usulde ise 13 bin 217 azalma gösterdi.

16.03.2009

İş başvuruları ikiye katlandı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İş Kurumuna yapılan başvurularda Ocak 2009’da bir önceki yılın Ocak ayına göre yüzde 94 oranında artış olduğu açıkladı.

Çelik: İş başvuruÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Türkiye İş Kurumu’na yapılan başvurularda Ocak 2009’da bir önceki yılın Ocak ayına göre yüzde 94 oranında artış olduğu açıkladı. Çelik, dünya genelinde yaşanan ekonomik krizin faturasının çalışanlara çıkarılmaması için çalıştıklarını söyledi. Çelik, AKP’nin aylık yayın organı Türkiye Bülteni’nde yer alan açıklamasında, kendilerinin krizin faturasının çalışanlara çıkarılmaması için krizin Türkiye yansımasından önce “İstihdam paketi” ile istihdamı koruyucu ve arttırıcı tedbirler aldıklarını kaydetti. Bakan Çelik, Türkiye İş Kurumu’na başvuruların 2008 Ocak ayına göre 2009 yılı Ocak ayında yapılan başvuranların yüzde 94 oranında arttığını kaydetti. Ocak ve Şubat aylarında işsizlik ödeneği için de toplam 148 bin 383 kişi başvuruda bulundu. Yılın ilk 2 ayında işsizlik ödeneğine yapılan başvuru sayısı 2002 ve 2003’teki yıllık başvuru sayısını geride bıraktı.ları ikiye katlandı

16.03.2009

Kâğıthane, olması gereken yerde değil

KÂĞITHANE Demokrat Parti Belediye Başkan adayı Av. Çetin Ağır, Yeni Asya’yı ziyaret etti.

Gazetemizin Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz’e nezaket ziyaretinde bulunan Ağır, Kâğıthane ile ilgili projelerinden bahsetti.

Aday olduğu ilk günden itibaren yoğun bir ziyaret programı gerçekleştirdiklerini anlatan Av. Çetin Ağır, “Gittiğimiz her yerde ilgi ve alâka görüyoruz. 15 kişiden oluşan bir AR-GE grubumuz var. Kâğıthane için projeler geliştiriyoruz. Hedefimizde mahalle ve kent koordinasyonu kurmak var. Koordinasyon ekibinde yer alacak olan mahalle temsilcileri, belediyenin danışmanları gibi çalışacak” dedi.

Genç bir kadro kurduğunu hatırlatan DP Kâğıthane Belediye Başkan adayı Av. Çetin Ağır, “Gençlerin önünün açılması lâzım. 1980’den sonra insanlar politikadan soğutuldu. Biz bu anlamda bir model oluşturarak, gençleri siyasette etkili hale getirmek istiyoruz. Çalışmalarımız sonrasında Kâğıthane’deki ‘sessiz gazete’de yani milletin gönlünde etkili şekilde yer aldık. Dağıtılan sosyal yardımların da adaletle dağıtılması çağrısını yapıyoruz. Yardımlar, insanları teşhir edici şekilde olmamalı. Doğru projeleri kim yaparsa yapsın, destekleriz ve destekliyoruz” şeklinde konuştu.

Kâğıthane’nin İstanbul’un merkezinde bir ilçe olduğu halde, İstanbul’a yakışır şekilde olmadığına da dikkat çeken Ağır, “Kâğıthane’de olmaması gerekenler var, olması gerekenler ise yok. Biz bunu tersine çevireceğiz” dedi. DP Kâğıthane İlçe Başkanı Şadi Karakaş ve İlçe Başkan Yardımcısı Mehmet Gür’ün de bulunduğu ziyarette 29 Mart seçimleri de değerlendirildi.

Genel Yayın Müdürümüz Kâzım Güleçyüz de Anadoludaki seyahatleri esnasında DP kadrosunun ciddî bir çalışma içerisinde girdiğine şahit olduğunu ifade ederek, Ağır’a başarılar diledi.

Fatih Aydın

16.03.2009

Kemiklere DNA testi

Adlî tıp uzmanı Ali Çerkezoğlu, BOTAŞ kuyularında bulunan ve DNA testi yapılacak kafatası kemiğinin kişinin öldürülmeden önce ne tür muamele gördüğünü ortaya çıkaracağını belirtti.

Kemiklere DNA testi

ŞIRNAK'IN Silopi ilçesindeki BOTAŞ kuyularında yapılan kazılarda kemik ve elbise parçalarının bulunması Güneydoğu’daki kayıp yakınlarını umutlandırdı. “Kuyularda bulunan kafatası kemiği kişinin öldürülmeden önce ne tür muamele gördüğünü ortaya çıkarır” diyen Adlî tıp uzmanı Ali Çerkezoğlu, endişesini de şöyle dile getirdi; “Kemikler DNA yapılacak özelliğini kaybetmişse hiçbir sonuç alınamayabilir.” Kalıntılar üzerinde DNA incelemesi yapılarak yakınlarını kaybedenlerden alınacak DNA örneklerinin karşılaştırılması sonucu kimlik tesbitinin çok rahat yapılacağını anlatan Çerkezoğlu, “Kuyular 15 - 20 yıl öncesine dayanıyor. O kuyularında veya başka bölgelerdeki kuyularda çok asit kullanılmışsa hiçbir kalıntıya da rastlanmayabilir. Kuyularda bulunan kemiklerle adlî tıp açısından sonuç almak mümkün. Kemiklerin bulunması umut verici, şimdi derinlemesine bir değerlendirme yapılırsa kuyulardan sonuç çıkacağından umutluyum. Bazı sonuçlara varılması mümkün” diye konuştu. Çerkezoğlu, “Kuyularda bulunan kafatası kemiği kişinin öldürülmeden önce ne tür muamele gördüğünü ortaya çıkarır” dedi.

16.03.2009

Usulsüz sevke uyarı ve kınama

Sağlık Bakanlığı, Ergenekon sanığı emekli Tuğg. Levent Ersöz’ü prosedürleri çiğneyerek GATA’ya sevk eden doktorlara kınama ve uyarı cezaları verdi.

GATA’ya sevke kınama ve uyarı

SAĞLIK Bakanlığı, Ergenekon sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz’ü prosedürleri çiğneyerek GATA’ya sevk eden doktorlara kınama ve uyarı cezaları verdi. Cezalar, GATA’ya sevk edilmeyi planlayan Ergenekon zanlıları için ‘kötü haber’ anlamı taşıyor. Aksiyon Dergisi’nin habe-rine göre, 5 doktor ‘uyarı’ veya ‘kınama’ cezası aldı. Tedaviyi kabul etmeyip, ha-yatının tehlikede olduğunu iddia eden Ersöz’ün sevkini onaylayan doktorlardan M.U. ise ‘uyarı’ cezası aldı. İddia edilen Ergenekon Terör Örgütü’nün yöneticisi olmakla suçlanan Ersöz’den tehdit alan doktorların korktukları için sevki imzalamak zorunda kaldıkları belirtiliyor. Cezalarının daha ağır olmamasında doktorların pişman olmalarının etkili olduğu vurgulanıyor. Doktorların ‘kınama’ ve ‘uyarı’ ile cezalandırılması bu tür hataların bundan sonra da görmezden gelinmeyeceği anlamına geliyor. Bu sebeple artık doktorların benzer kararları alamayacağı, bu tür usulsüzlüklerin önüne geçileceği tahmin ediliyor. Hükümlüler, yasal olarak öncelikle cezaevi revirlerinde, mümkün değilse devlet ya da üniversite hastanelerinin tutuklu koğuşlarında tedavi görüyor. Mahkûmların bir başka hastaneye sevki ise sağlık kurulu raporuyla gerçekleşiyor. Eğer hayatî risk varsa bu süreç hızlandırılabiliyor. Prosedüre göre, mahkûmlar emekli asker de olsa Millî Savunma Bakanlığı’na bağlı askerî hastane GATA’ya sevk edilemiyor.

16.03.2009

Pakistan yine gergin

PAKİSTAN'DA üç gün süreyle ev hapsine mahkûm edilen eski başbakanlardan muhalefet lideri Navaz Şerif, bu uygulamaya meydan okuyarak evinden ayrıldı.

Şerif, Lahor’daki villasından ayrılmadan önce villanın önünde toplanan yandaşlarına hitaben yaptığı konuşmada, “Bu kararı kabul edemeyiz. Ev hapsi yasa dışı ve ahlâka aykırıdır. Tüm bu kararlar anayasaya aykırıdır. Gelin bana katılın. Evimden ayrılıyorum. El ele yürüme vakti gelmiştir. Bizi durduramazlar. Halkın heyecanını durduramazlar. İnsanlar uzun süredir bu günü beklediler” dedi. Yargının bağımsızlığını savunmak için avukatlar ve muhalefet partileri tarafından başlatılan eylem çerçevesinde yarın için öngörülen İslamabad’a “uzun yürüyüş”ün başını çekmemesi için ev hapsine tabi tutulan Navaz Şerif, yandaşlarının şehir merkezindeki gösterisine katılmak üzere yaklaşık üç bin kişi eşliğinde aracıyla evinden ayrıldı.

16.03.2009

Nüfus müdürlükleri hafta sonu da hizmet verecek

Seçmenlere kimlik numaralı belge ibraz etme zorunluluğu getirilmesinden dolayı nüfus müdürlüklerinin hafta sonu da hizmet vermesi kararlaştırıldı.

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı’nın seçmenlere kimlik numaralı belge ibraz etme zorunluluğu getiren 10.03.2009 tarih ve 428 sayılı kararına istinaden, nüfus müdürlüklerinin 30 Mart’a kadar Cumartesi ve Pazar günleri de hizmet vermesine yönelik genelge yayımladı.

16.03.2009

KOMÜNİZM PEYGAMBER SEVGİSİNİ SİLEMEDİ

RUSYA'NIN başşehri Moskova’da üçüncüsü düzenlenen “Mevlid'ün-Nebi” programını izlemek isteyen Rusya Müslümanları Kosmos Otel’in salonuna sığmadı.

Binden fazla Rus, Tatar, Türk, Tacik, Türkmen, Kırgız, Kazak, Dağıstanlı, Azeri ve Çeçen yaşlı, genç ve çocuk Hz. Muhammed’in (asm) doğum gününü kutlamak, onun sevgi, barış ve diyalog anlayışından istifade etmek için kutlama törenine koştu. Rusya Müftüler Konseyi ve Nadejda (Umut) Vakfı’nın birlikte düzenlediği programa Rusya Parlamentosu üst kanadı Duma, Moskova Belediyesi, Doğu Bilimler Enstitüsü, Asya Afrika Ülkeleri Enstitüsü ve Moskova İslâm Üniversitesi destek verdi.

Bu yıl üçüncüsü düzenlenen mevlit kutlamaları vesilesi ile basına bir açıklamada bulunan Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin Rusya’da Müslümanların totaliter rejim varken de Hz. Muhammed (asm) sevgisini hiç kaybetmediğini söyledi. Gaynuddin, “Allah’ın kutsal elçisi Muhammed (asm) âlemlere rahmet olarak gönderildi ve Rusya Müslümanları dinin yasak olduğu totaliter rejimdeyken de Peygamberine sevgisini korudu. Onun mirasını, sünnetini öğrenmeye çalıştı ve onun çağrılarına kulak verdi” dedi.

İnsanların zor şartlar altında evlerinde ibadetlerini yerine getirdiklerini kaydeden Gaynuddin, “Şu an Rusya Müslümanları ibadetlerini serbest bir şekilde yerine getirebiliyor. Artık dinimizi serbest yaşamaya fırsat bulduğumuz bu günlere şükürler olsun. Dinimizin daha iyi anlaşılması için çalışmalar yapabildiğimiz bu günlerimizle gurur duyabiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

Madina Grubunun “Peygamberlerin isimleri” ve “Namaz” ilâhileri ile coşan izleyiciler, çocuklardan oluşan Şatlık Grubunun şarkıları ile tempo tuttu. Kırgız sanatçı Akınbek Ergeşov, İnguşetya halk sanatçısı Ali Dimayev ve Çeçenistan halk sanatçısı Makka Maciyeva geceye renk katan sanatçılar arasında yer aldı. Rus entelektüellerin Hz. Muhammed (asm) hakkındaki düşünceleri katılımcılarla paylaşılırken, lazer gösterisi izleyicilerden alkış topladı.

MİRONOV: HZ. MUHAMMED (ASM)

YÜKSEK AHLÂKIN TEMSİLCİSİ

Mevlid'ün-Nebi programına Rusya Parlamentosu alt kanadı Duma ve üst kanadı Federal Konsey’den çok sayıda milletvekilinin katılması dikkat çekti. Program vesilesi ile bir mesaj gönderen Federal Konsey Başkanı Sergey Mironov, Müslümanların Mevlit Kandilini kutladı. Mironov kutlama mesajında, “Hz. Muhammed (asm) peygamber önemli tarihî bir lider. Büyük yönetici, reformist, askerî bir dahi, dinî vaiz. Kendisi dinî tolerans ve yüksek ahlâkın temsilcisi” dedi. Mironov, Rusya Müslümanları arasında kuvvetleşen manevî birliğin çok uluslu Rusya toplumunun çıkarına olacağını vurguladı.

16.03.2009

PEYGAMBERİMİZ İÇİN ŞİİR YARIŞMASI

RUSYA Müftüler Konseyi Başkan Yardımcısı Mustafa Kütükçü, Mart aybaşından bu yana kutlamalar çerçevesinde bir dizi faaliyet yaptıklarını ifade ederek, bu yıl üçüncüsü düzenlenen şiir yarışmasına 140’dan fazla şiirin katıldığını, hepsinin de birbirinden güzel olduğunu söyledi.

Kütükçü, yarışmada ilk üçe giren şiirleri ödüllendirdiklerini, diğer şiirleri de kitaplaştıracaklarını söyledi. Yetimhaneler, darülacezeler, hapishaneler ve diğer sosyal kurumları ziyaret ederek çeşitli hediyeler ve kitaplar dağıttıklarını ifade eden Kütükçü, “Çok güzel bir program oldu. Katılımcılardan olumlu dönüşümler aldık. Gelecek yıl daha çok etkinlik yapmak için motive olduk. Türkiye’den katılan İstanbul Müftülüğü İlâhî Korosu da ayrı renk kattı. Türkiye Moskova Büyükelçiliği Din İşleri Müşaviri Bekir Gerek ve İstanbul Müftülüğüne teşekkür ederiz” dedi.

Programa katılanlar arasında yapılan çekilişle 6 kişi umre hediyesi kazandı. Ayrıca, ünlü fotoğrafçı İldar Yambikov’un “İslâm Dünyası” adlı 29 parçadan oluşan sergisi de fotoğraf severlerin ilgisine sunuldu.

16.03.2009

“Domdom” kurşunu kullanmışlar

ÇANAKKALE Savaşları’nda İngilizlerin, Lahey Sözleşmesi’ne göre yasak olmasına rağmen ‘’domdom’’ kurşunu kullanarak savaş ihlâli yapıp Mehmetçiğe pek çok zayiat verdiği bildirildi.

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Esenkaya, özellikle Seddülbahir bölgesinde İngizlerin Türk askerlerine karşı misket şeklinde domdom kurşunu kullandığına dair bilgilerin arşivlerde bulunduğunu söyledi. Domdom kurşununun vücutta derin yaralar açtığını ve değdiği yeri felç ettiğini belirten Esenkaya, ‘’1907 yılında imzalanan Lahey Sözleşmesi’ne göre yasak olan domdom kurşununu kullanan İngilizler, savaş ihlâli yapmıştır. Arşivlerde bulunan resmî kaynaklar ile cephede savaşan Türk askerlerinin anılarında bu tip kurşunun kullanımından sık sık bahsedilmektedir’’ dedi.

Çanakkale Savaşları’nda yedek subay olarak Zığırdere bölgesinde 110 gün görev yapan Münim Mustafa’nın anılarında bu tip kurşun kullanımından bahsettiğini belirten Esenkaya, anılarda şu ifadelere yer verildiğini söyledi:

‘’Havada, tepemizden geçen kurşunlar arasında bazıları çocukların şenliklerde yere attıkları zaman garip bir ses çıkaran fişeklerin sesini andırıyordu. Bunların ne olduğunu sorduğumuz zaman domdom kurşunu cevabını alıyorduk.’’ İngilizlerin, 9 Mayıs 1915’te domdom kurşunlarını kullandığı konusunda elde edilen telsiz telgraf muhaberelerinin bulunduğunu, resmî tebliğlerde ve özel muhabirlerin ulaştırdıkları telgraflarda da yasak olmasına rağmen düşmanın, domdom kurşunlarını kullandığının anlaşıldığını bildiren Esenkaya, şunları kaydetti:

‘’Başkomutan Vekili Enver Paşa’dan Dışişleri Bakanlığı’na 20 Mayıs 1915 tarihinde ulaştırılan belgede Çanakkale Boğazı’nda yaralanıp Tekirdağ Hastanesine gönderilen bir Türk askerinin bacağından domdom kurşunu çıkarıldığı konusunda belge bulunmaktadır.’’ Esenkaya, o döneme ait hastane raporlarında, şu askerlerin domdom kurşunuyla yaralandığı bilgilerinin kayıtlı olduğunu bildirdi.

16.03.2009

Kişiler, giyimlerine göre sınıflandırılamaz

INDIANA University Öğretim Üyesi Prof. Dr. George Malacinski, ABD’de kişilerin giyim kuşamlarına göre değil, başarılarına ve ilgi alanlarına göre sınıflandırıldığını söyledi.

Yalova Üniversitesi tarafından organize edilen “Public Education in the USA: The Egalitarian Approach (ABD’de Halk Eğitimi: eşitlikçi yaklaşım)” konulu konferansta konuşan Indiana University Öğretim Üyesi Prof. Dr. Malacinski, Amerika’da üç tür okulun olduğunu belirterek, “Bunlar büyükşehirlerdeki okullar, kırsal kesimlerdeki okullar ve özel okullardır. Okullar merkezde olmasa da ders kitapları federal hükümetin kontrolü altındadır ve yerel yönetimler de bunu desteklemektedir” dedi. ABD’de eğitim sisteminin her eyalette aynı olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Malacinski, kişilerin giyim kuşamlarına göre değil başarılarına ve ilgi alanlarına göre sınıflandırıldığını söyledi. Prof. Dr. Malacinski, ABD’de öğretmen olabilmek için dört yıllık eğitimin ardından bir buçuk sene de yüksek lisans yapmak gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Malacinski, üniversiteye girişte kabiliyetli öğrencilere daha yüksek seviyede eğitim verildiğini vurgulayarak, Amerika’daki öğrencilerin Türkiye’deki öğrencilerden daha iyi olmasının sebebini öğrenci sayısının Amerika’da az olmasına bağladı. Üniversiteli öğrencilerin ağırlıklı olduğu katılımcıların soruları ile son bulan konferansa Yalova Valisi Mehmet Ersoy, Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu ve çok sayıda dâvetli katıldı. Konferans sonunda Prof. Dr. Malacinski’ye Türk kültürünün özelliklerini taşıyan el dokuma halı hediye edildi.

YAVUZ TOPALCI

16.03.2009

ALES’e başvurular bugün başlıyor

AKADEMİK Personel ve Lisansüstü Eğitimi Giriş Sınavı’nın (ALES) ilkbahar dönemine başvurular bugün başlıyor. Başvurular elektronik ortamda gerçekleştirilecek.

Son 2 yıl içinde ALES’e başvurmuş adaylar başvurularını bireysel olarak internet üzerinden kendileri yapabilecek. Bu durumda olmayan adaylar ise başvuru merkezleri aracılığıyla başvuruda bulunacak. Sınava başvurmak isteyen adaylar, sınav kılavuzu ve aday bilgi formuna bugünden itibaren ÖSYM’nin “www.osym.gov.tr” internet adresinden ulaşabilecek. Ayrıca kılavuz dağıtımı yapılmayacak. Adaylar, başvuru yapacakları merkezleri yine aynı internet sitesinden öğrenebilecek. Adayların, başvuru öncesi 40 TL sınav ücretini bankaya yatırmaları gerekiyor. Başvuru süresi, 3 Nisan 2009 Cuma günü sona erecek. ALES, 10 Mayısta Türkiye’de 40 il ile yurt dışında Lefkoşa ve Bişkek’te gerçekleştirilecek.

16.03.2009

Köprü ve otoyollardan 2 ayda 68,9 milyon lira

BOĞAZİÇİ köprüleri ile işletmedeki paralı otoyollar kazandırmaya devam ediyor.

Bu yılın Ocak ve Şubat aylarında söz konusu köprü ve otoyollardan toplam 68,9 milyon lira gelir elde edildi. Karayolları Genel Müdürlüğünün, bu yılın Ocak-Şubat ayları araç geçiş verilerine göre İstanbul Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüsünden geçen araçlardan 23 milyon 496 bin 370 lira gelir elde edildi. Aynı dönemde işletmedeki paralı otoyollardan ise 45 milyon 433 bin 129 lira gelir elde edildi. 2009 yılı sonunda İstanbul Boğaziçi ile yeni açılacak olan otoyolların da devreye girmesi sonrasında toplam otoyol ve köprü gelirlerinin 500 milyon TL’yi aşması bekleniyor.

16.03.2009