"Gerçekten" haber verir 15 Mart 2009
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formuİletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Haberler

 

Anayasa kökten değişmeli

TBMM eski Başkanı Bülent Arınç, demokratikleşmenin anayasayla büyük ilişkisi bulunduğunu belirterek, “Anayasanın kökten ele alınması, yeni kriterlere uygun, halkın onayına sunulacak ve referandum şartı taşıyan yeni bir anayasa yapmamız gerekli. Bizi bugün tıkayan ve bağlayan korku zincirlerinden kurtulmak için bunun gerekli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Anayasa kökten değişmeli

ESKİ TBMM Başkanı, AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç, demokratikleşmenin anayasayla büyük ilişkisi bulunduğunu belirterek, ‘’Anayasa’nın kökten ele alınması, yeni kriterlere uygun, halkın onayına sunulacak ve referandum şartı taşıyan yeni bir anayasa yapmamız gerekli’’ dedi. Arınç, Platform Adana’nın davetlisi olarak Adana Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Toplantı Salonu’nda verdiği ‘’Demokratikleşme ve Ekonomi’’ konulu panelde, güçlü bir ekonominin, güçlü bir demokrasiye bağlı olduğunu, güçlü bir demokrasinin de ancak güçlü ekonomide hayat bulabildiğini söyledi. Demokratikleşmenin, Anayasa ile büyük ilişkisi bulunduğunu kaydeden Arınç, şöyle devam etti: ‘’1982 Anayasası, darbenin ardından yapılmıştır. Bugün 175-180 maddelik bu Anayasa’nın üçte biri değişti. Hatta bir kısmı tamamen kalktı. Artık bu Anayasa’yı yeniden ele almak, AB normlarında bir Türkiye için sivil ve demokratik bir anayasa oluşturmak gerekli. Hükümet ya da başka birisi adına konuşmuyorum, yıllarını hukuka vermiş bir kişi olarak, Anayasa’nın kökten ele alınması, yeni kriterlere uygun, halkın onayına sunulacak ve referandum şartı taşıyan yeni bir anayasa yapmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizi bugün tıkayan ve bağlayan korku zincirlerinden kurtulmak için gerekli olduğunu düşünüyorum.’’

15.03.2009


 

301'DEN AÇILAN DÂVÂLAR YÜZDE 50 ARTTI

2008 boyunca siyasetteki kutuplaşma, hükümet ve ordunun icraatlarının eleştirilmesine ve her türlü hak ihlâlinin sorgulanmasına yönelik engeller, Türkiye'de basın ve düşünce özgürlüğünü her yönden geriletti. Geçen yıl 82 kişi, TCK 301'den yargılandı; 5'i mahkûm oldu. 301'den açılan dâvâlar, yüzde 50'lik bir artışa tekabül ediyor. 23 kişi, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçunu düzenleyen 216. maddeden sanık durumuna düştü.

FİKİR SUÇLUSU 254'TEN 435'E ÇIKTI

Bağımsız İletişim Ağı (BİA), geçen yıl 435 gazeteci, yazar, yayıncı, insan hakları savunucusu, siyasetçi ve çocuğun düşünceleri nedeniyle mahkemeye çıkarıldığını açıkladı. 2007’de sayı 254 idi. 2008'de AİHM, 27 kişinin "ifade özgürlüğü" ihlâlinden açtığı dâvâlarda Türkiye'yi toplam 183 bin 810 TL (93 bin 680 avro) tazminata mahkûm etti. Tutar, bir önceki yılın 219 bin 080 TL'lik bilançosundan düşük gözükse de mahkûmiyetler yılın ikinci yarısında yükselişe geçti.

Düşünce hâlâ suç sayılıyor

BAĞIMSIZ İletişim Ağı (BİA) 2008 Medya Gözlem Raporu’nda, 2008 yılında 435 gazeteci, yazar, yayıncı, insan hakları savunucu, siyasetçinin düşünceleri sebebiyle mahkemeye çıkarıldığı belirtildi.

2008 boyunca siyasetteki kutuplaşma, Kürt sorununda süregiden çözümsüzlük, hükümet ve ordunun icraatların eleştirilmesine ve her türlü hak ihlalinin sorgulanmasına yönelik engeller, Türkiye’de basın ve düşünce özgürlüğünü her yönden geriletti. Türkiye’de geçtiğimiz yıl, 82 kişi, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301. maddesinden yargılandı, 5’i mahkum oldu. 23 kişi, “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”ten sanık sandelyesine oturdu. Aralarında dört karikatürist ve 47 gazetecinin bulunduğu 74 kişi hakkında “hakaret” iddiasıyla 77 yıl hapis ve 1 milyon 885 bin 500 TL tazminat istendi.

506 dava, 305’i gazetesi toplam 854 kişiyle ilgili bilgi verdiği, toplumsal gerginliğin düşüncenin ba skı altına alınmasına etkilerine işaret eden 2008 Raporunda Bağımsız İletişim Ağı (BİA), 435 gazeteci, yazar, yayıncı, insan hakları savunucu, siyasetçi ve çocuğun düşünceleri sebebiyle mahkemeye çıkarıldığını açıkladı. 2007’de bu sayı 254 idi. 113 sayfalık BİA Medya Gözlem Raporu, geçtiğimiz yıl Türkiye’de basın ve düşünce özgürlüğünün durumunu kronolojik bir sıra içine ve şu başlıklar altında ortaya koyuyor: “Saldırı ve tehdit”, “gözaltı ve tutuklamalar”, “basın ve ifade özgürlüğü davaları”, “düzenleme ve hak aramalar”, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”, “Sansüre tepkiler” ve “RTÜK uygulamaları”.

301 SANIKLARINDA YÜZDE 50 ARTIŞ OLDU!

TCK’nın 301. maddesinden 2008’de 82 kişi mahkemeye çıktı. 23’ünün davası Adalet Bakanlığı’ndan izin verilmeyince düştü. Bakanlıktan “izin” çıkınca mahkemeler yazar Temel Demirer ve Eskişehir’deki 10 aktivisti iki yıl hapisle yargılamaya devam edecek. 23 kişinin dosyası halen Bakanlık kararını bekliyor. Yayıncılar Ragıp Zarakolu ve Fatih Taş, hukukçu Eren Keskin, dergi sahibi Aziz Özer ve iş müfettişi Niyazi Uslay yıl içinde mahkûm oldu. 2007’de 301’den 55 kişi yargılanıyordu. “Kin ve düşmanlığa tahrik”i cezalandıran TCK 216. maddeden yargılanan 23 kişiden 7 kişi beraat etti. “Halkı askerlikten soğutmak”tan geçen yıl 9’u gazeteci 15 kişi yargılandı. 6 kişi beraat ederken, 9 kişi halen yargılanıyor. Bu dönemde 7 medya kuruluşu, 20’si gazeteci toplam 23 kişi saldırıya uğradı; iki kurum ve 7 gazeteci tehdit edildi. 2008’de AİHM, 27 kişinin “ifade özgürlüğü” ihlâlinden açtığı davalarda Türkiye’yi mahkeme giderleri dahil toplam 183 bin 810 TL (93 bin 680 avro) tazminata mahkûm etti. Tutar, bir önceki yılın 219 bin 080 TL’lik bilânçosundan düşük gözükse de AİHM’de mahkûmiyetler 2008’in ikinci yarısında yükselişe geçti.

15.03.2009


 

Hedefimiz 5.4’ün iki katı

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, “29 Mart'taki yerel seçimde 5.4'ün iki katı oy almayı hedefliyoruz. Türkiye'nin her yerinde gösterilen teveccüh bizim doğru yaptığımızı gösteriyor" dedi. Hükümetin 7 yıldan beri problemleri çözemediğini belirten Soylu, işsizliğin arttığını, anayasanın ise halen değiştirilemediğini hatırlattı.

Hedefimiz, 22 Temmuz’un 2 katı

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’22 Temmuz seçimlerinin iki katı kadar oy alacağız, bundan aşağı oy alırsak başarılı sayılmayız’’ dedi. Gazetecilerle kahvaltılı toplantıda bir araya gelen Soylu, parti olarak Türkiye’nin her yerinde olduklarını, ideolojik parti değil millet partisi olduklarını söyledi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin hemen hemen her yerini gezdiğini, CHP’nin sadece birkaç yerde parti bayrağını gördüğünü ifade eden Soylu, ‘’Biz ise Diyarbakır, Siirt, Şırnak, Hakkari’nin yanı sıra Türkiye’nin her yerinde varız’’ diye konuştu. Soylu, 29 Martta 22 Temmuz seçimlerinin iki katı kadar oy alacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti: ‘’Seçimlerde 22 Temmuzun iki katından aşağı oy alırsak başarılı sayılmayız. 2004 yerel seçimlerinde kazandığımız belediye sayısından daha fazla belediye başkanlığı da kazanacağız. Kendimize koyduğumuz bu hedeften hiç pişmanlık duymuyorum. Türkiye’de siyasette maalesef etik ve ahlâkî yoksunluk söz konusu. 29 Mart seçimlerinde bütün liderler 22 Temmuz seçimlerinden aşağı oy alırsa herkes gereğini yerine getirsin, doğrusu da budur. Kimse siyasete kazık çakmaya gelmiş değil. Siyaset sürekli yenilenmeyi ve değişimi gerektirir.’’

Parti olarak pozitif siyaset anlayışını ortaya koyduklarını belirten Süleyman Soylu, Türkiye’nin bu kavgadan yorulduğunu, herkesin geleceğine ait endişe içerisinde olduğunu söyledi. Soylu, kavgasız ve pozitif siyaset ortaya koyma konusunda bütün siyasî partilere tarihî ders verdiklerini belirterek, ‘’Siyaset kavga sanatıdır ama neyle, fukaralıkla, işsizlikle, geri kalmışlıkla kavga sanatıdır. Ama insanların siyasî partilerin birbirlerine ithamlarda ve hakarette bulunarak ortaya koydukları anlayışın adı değildir’’ diye konuştu.

15.03.2009


 

DP Şişli adayından Yeni Asya’ya ziyaret

Demokrat Parti Şişli Belediye Başkan adayı Salih Kuyan, gazetemizi ziyaret ederek projelerini anlattı.

Gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ve Genel Müdür Recep Taşcı ile görüşen Salih Kuyan, Şişli Belediyesinin büyük borç yükü altında olduğuna dikkat çekerek, “Bu imkânlar nerelere harcandı, belli değil. Bizim projelerimiz arasında 7 gün 24 saat hizmet veren bir belediye anlayışı var. Aynı zamanda belediye tamamen şeffaf bir şekilde yönetilecek ve herkes internet vasıtasıyla belediyenin maddî durumunu da takip edebilecek” dedi.

Dededen demokrat olduğuna dikkat çeken DP Şişli Belediye Başkan adayı Kuyan, “Dedem DP’nin kurucuları arasındaydı. Babam da AP’nin kurucuları arasında. Ben de gençliğimden beri bu anlayışla partiye hizmet ettim. Şimdi de aday oldum. Milletin teveccühüne mazhar olursak, Şişli’nin trafik problemine de çare bulacağız. 60 kişilik bir ekiple Şişli için projeler üreterek aday oldum. Son yıllarda siyasetin kimyası bozuldu, ideallerin yerini başka şeyler aldı. Biz idealler uğruna siyaset yapıyoruz. Bilhassa okul önlerindeki tehlikeleri uzaklaştırmak için projeler hazırladık. Şişliliyi huzura kavuşturacağım” şeklinde konuştu. Ziyarete, DP Merkez Karar Kurulu Üyesi Arzu Yükselen ve DP İstanbul İl Genel Meclis Üyesi Nilgün Pal da eşlik etti. DP Şişli Belediye Başkan Adayı Kuyan ve ekibi, yazarlarımızla da görüştü.

15.03.2009


 

Akyıldız: Çirkinleşen siyaset anlayışını istemiyoruz

TÜRKİYE Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, yerel seçimler öncesinde siyasal söylemlerin çirkinleştiğini savunarak, ‘’İktidarla ana muhalefet arasında çirkinleşen sözlerle ortaya konan siyaset anlayışını reddediyoruz’’ dedi.

Bircan Akyıldız, bazı sendika başkanları ile düzenlediği basın toplantısında Türkiye’de seçimler için hazırlık yapan 53 partiden seçimlere yarısının girdiğini hatırlattı. Seçimde yalnızca 3 partinin mücadele ettiği görüntüsünün varolduğuna dikkati çeken Akyıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Hatta 3 tanesi de değil ana muhalefet-iktidar mücadelesine dönüşmüş bir görüntü var. Toplumun beklentilerinden çok birbirlerini lâf ebeliği yaparak, ‘nasıl alt ederiz’in mücadelesi verilmektedir. Siyaset söylemleriyle çirkinleşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve Türk milleti bunu haketmemektedir. Burada bir sivil toplum kuruluşu olarak şunu ikaz ediyoruz; biz gerçeklerimizle haşır neşir olan, bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak için mücadele eden bir siyaset anlayışına saygı duymak istiyoruz. Siyaset dediğimiz zaman; toplumu yönetmek isteyen, devleti yönetmek isteyen, bunun için mücadele eden, bunun için rekabet ortaya koyan siyasetin önünde ceketimizi iliklemek istiyoruz. Ama bugün iktidarla ana muhalefet arasında çirkinleşen sözlerle ortaya konan siyaset anlayışını reddediyoruz.’’

15.03.2009


 

DP’li Yılmaz’dan yeşil ve sağlıklı Bayrampaşa sözü

Demokrat Parti (DP) Bayrampaşa Belediye Başkan adayı Dr. Osman Yılmaz, seçmelerine havasıyla, çevresiyle yemyeşil ve sağlıklı bir ilçe sözü verdi.

Hayatını insanların sağlığına kavuşturmaya adayan ve aynı zamanda Özel Bayrampaşa Hastanesi’nin Başhekimliğini sürdüren Osman Yılmaz, başkanlığa talip olarak bu hizmetlerine devam etmek istediğini söyledi. Yılmaz, “Şimdi yaşadığım ve çalıştığım Bayrampaşa ilçesinde sağlık-eğitim iş parolası ile Bayrampaşa’yı gözlerimin rengi gibi yemyeşil yapmak amacıyla belediye başkanlığına aday oldum” dedi.

15.03.2009


 

Bu paket çare olmaz

BURSA-RUMELİSİAD Başkanı Vehbi Varlık, açıklanan ekonomik tedbirler paketiyle ilgili olarak, “İşsizliğe ve talep yetersizliğine çözüm olarak görülen beklenen 4. paket maalesef çare olmayacaktır. Paketin seçimler öncesinde devreye sokulmaya çalışılması da sanayici açısından seçim yatırımı gibi görülüyor” dedi.

Paket, pansuman oldu

RUMELİLİ Yönetici Sanayici ve İşadamları Derneği (RUMELİSİAD) Başkanı Vehbi Varlık, sanayi ve iş dünyasının büyük merakla beklediği yeni ekonomik pakete ilişkin ipuçlarının bile piyasalara moral verdiğini ancak yeterli olmadığını söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Eskişehir’deki mitingde yaptığı ekonomik tedbir paketine dair açıklamaları değerlendiren RUMELİSAD Başkanı Vehbi Varlık, konutta KDV’nin 3 ay için yüzde 8’e, otomotivde de ÖTV 3 ay süreyle düşürülmesinin piyasaları kısa süreliğine rahatlatacağını vurguladı. Pakette ilk bakışta vergi indirimleri öne çıktığını kaydeden Varlık, tedbirler kapsamında krizde en çok etkilenen sektörlerin başında otomotivin geldiğine dikkati çekti. Varlık, Türkiye’nin Detroid’i konumunda bulunan Bursa’da, otomotiv sektörü ve yan sanayide yaprak kımıldamadığını dile getirdi. Varlık, konut ve beyaz eşyada kısa süreli vergi indirimlerinin yeterli olmayacağını savunarak, şunları kaydetti:

“Paket talebi canlandırmaya yönelik. Ancak bu tüketimin hangi parayla yapılması bekleniyor. Paket kapsamında Eximbank’ın sermayesi 500 milyon lira daha arttırılacağı ve KOBİ’lere ek 75 milyon TL ödenek verileceği ifade ediliyor. Yeni ekonomik paketin piyasaları ne ölçüde canlandıracağını merakla bekliyoruz. Ama bütün bu yapılanlar ancak pansuman olabilir. Hükümetin 3 aylık değil daha kalıcı çözümler bulmasını bekliyoruz. Otomobil sektöründe yapılan 3 aylık indirimin stokları eritmesine yetmeyeceğine inanıyorum. Hükümet reel kesimin zorda olduğu görmeli. Piyasada iç talebin düşük ve yetersiz olduğu bir dönemdeyiz. İhracatımız dip yaptı. Sanayi üretimimiz ve kapasite kullanımının hızla azalıyor. Enerji maliyetleri, işçilik giderleri ve yüksek vergiler nedeniyle birçok işletme üretim yapamaz duruma geldi. Zararına bile üretsek satamaz olduk. Bu sıkıntının giderilmesi için piyasadaki nakit sıkışıklığının giderilmesi gerekiyor.”

Başbakan Erdoğan’ı aldığı yeni tedbirler için kutlayan Varlık, konuşmasına şöyle devam etti: “Gerektiğinde yeni tedbirlerin de alınacağını ve kredi akışını iyileştirmek için adımlar atılacağını ifade ediliyor. Hükümetin krizin etkilerini en aza indirmek için yeni attığı yeni adımları desteklediğimiz gibi yetersiz olduğunu da söylemek zorundayız. Alınan bu önlemler maalesef işsizliğe ve talep yetersizliğine çözüm olarak görülen beklenen 4. paket çare olmayacaktır. Paketin seçimler öncesinde devreye sokulmaya çalışılması da sanayici açısından seçim yatırımı gibi görülüyor.”

15.03.2009


 

Kredi kartları kanayan yara

Tüketici Örgütleri Federasyonu Genel Başkanı Fuat Engin, kredi kartları sorununun Türkiye’nin kanayan yarası olduğunu belirtti. Engin, Türkiye’de gündemin seçime kilitlendiğini, buna karşın tüketici haklarını ihlâl ve istismarların artarak sürdüğünü ifade etti.

Kredi kartları kanayan yara

TÜKETİCİ Örgütleri Federasyonu (TÖF) Genel Başkanı Fuat Engin, kredi kartları sorununun Türkiye’nin kanayan yarası olduğunu belirtti.

Engin, Kayseri Tüketici Derneği’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye’de gündemin seçime kilitlendiğini, buna karşın tüketici haklarını ihlal ve istismarların artarak sürdüğünü ifade etti. En fazla ön plana çıkan tüketici sorunları arasında kredi kartı sorunu ve telekomünikasyonda alınan sabit ücret ve dolaylı vergilerin yer aldığını bildiren Engin, bir süre önce telekomünikasyon sektöründeki bazı vergilerin düşürüldüğünü, ancak indirimlerin tüketiciyi memnun etmediğini kaydetti. Kredi kartları ile ilgili sorunların da yasal düzenlemelere rağmen giderilemediğini, çünkü yasaların ihlâl edildiğini vurgulayan Engin, ‘’Kredi kartları sorunu Türkiye’nin kanayan yarası’’ dedi.

Kredi kartları ile ilgili yasal sorumluluğun Merkez Bankası ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nda (BDDK) olduğunu ifade eden Engin, ‘’Merkez Bankası ve BDDK görevini yapmadığı için bankalar tüketiciyi koruyan yasaları açıkça ihlâl ediyor. Yasaya göre, bankalar bir kişiye ait kredi kartlarının toplamı için limit belirlemeli. Ancak, bankalar her bir kart için ayrı limit belirleyip tüketiciyi tuzağa çekiyor. Sicil affı gelmesine rağmen, bankalar tüketicinin kayıtlarını silmeyip kanuna aykırı davranıyor. Hükümet, bu konuda yasanın uygulanması için gerekeni yapmalı. Aksi takdirde sicil kayıtlarını silmeyen bankalar hakkında suç duyurusunda bulunacağız.’’ diye konuştu.

15.03.2009


 

Kredi tuzağı

İSMMMO raporunda, Hazine bonosu ve Merkez Bankası faizlerindeki değişimlerin de etkisiyle bireysel kredi geri dönüşlerinin tüketicinin cebinden daha fazla paranın çıkmasına sebep olduğu belirtildi.

Kredi tuzağına dikkat

DÜNYADA yüzyılın en büyük krizi yaşanırken, Türkiye;de de bankacılık sektöründe hem sektörel hem bireysel kredilerde hızlı değişimlerin dikkati çektiği vurgulanarak, Hazine bonosu ve Merkez Bankası faizlerindeki değişimlerin de etkisiyle bireysel kredi geri dönüşlerinin tüketicinin cebinden daha fazla paranın çıkmasına sebep olduğu belirtildi.

İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO) ‘’Krizde Banka Refleksi ve Yansımalar’’ başlıklı raporuna göre, 2008’in ortalarında dış kaynaklı kredi bulamadığı ve geri dönüş riski arttığı için kredi musluğunu kapatan bankalar 2009’da da 2001 krizindeki deneyimlerini konuşturuyor. Buna göre, 2001’de yeni kredi olarak reel sektöre 14,8 milyar TL veren finans sektörü, bu rakamı 2002’de 8,9 milyar TL;ye indirdi. Daralma yüzde 40 oldu.

İSMMMO’nun araştırmasında ulaştığı sonuçlar özetle şöyle sıralandı: ‘’Mart 2008;de konut kredisi faizleri öncü bankaların ortalamasına göre yüzde 1,30 iken, bu oran krizin yoğunlaştığı Ekim-Kasım ayları döneminde ortalama yüzde 1,75;lere kadar çıktı. Ancak yükseliş uzun sürmedi; şimdilerde konut kredilerinde oranlar yeniden yüzde 1,50 seviyelerine çekildi. Konut kredilerinde kriz dönemine göre faizlerde düşüş olmasına karşın taşıt kredilerinin faiz oranlarında bir indirim gerçekleşmedi. Kriz öncesinde 0 km taşıtlar için 30 bin TL;ye karşılık 36 ay vadede toplam 10 bin 536 TL faiz ödeyen tüketici, aynı para ve vade seçeneğine karşılık şimdilerde 3 bin TL daha fazla eri ödemeyle karşı karşıya kaldı.”

15.03.2009


 

Kâğıthane-Piyalepaşa Tüneli ve Sütlüce Kongre Merkezi açıldı

KÂĞITHANE-Piyalepaşa Tüneli ile Sütlüce Kongre Merkezi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıldı.

Erdoğan açılışta yaptığı konuşmada, Sultanahmet, Süleymaniye, Ayasofya, Topkapı Sarayı’nın bulunduğu bir şehrin insanlarının, iki kıt'a üzerine inşa edilen bir medeniyetin mirasçıları olarak küçük düşünemeyeceğini belirterek, ‘’Bunun için bizler büyük düşünüyoruz. Bu tarihi mirası, bu doğal mirası en iyi biçimde değerlendiriyor, bunların üzerine büyük projeler inşa ediyoruz’’ dedi. Başbakan Erdoğan, İstanbul’un çok daha güzel, çok daha modern eserlerle güzel bir şehir olmaya doğru yürüdüğünü söyledi. Açılışın yapılmasının ardından, Başbakan Erdoğan, makam aracının sürücü koltuğuna geçti. Erdoğan, otomobiliyle yanına oturan Kadir Topbaş’la Kâğıthane-Piyalepaşa Tüneli’nden geçti.

15.03.2009


 

Silopi’de 5 gün süren kazı çalışmaları sona erdi

ŞIRNAK'IN Silopi ilçesindeki Sinan Tesisleri’nde 5 gündür sürdürülen kazı çalışmaları sona erdi.

Silopi Cumhuriyet Başsavcılığının 1990’lı yıllarda öldürülen bazı kişilerin kuyulara atıldığı iddiasıyla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında Silopi Cumhuriyet Başsavcısı Atilla Öztürk ve Şırnak Baro Başkanı Nuşirevan Elçi nezaretinde Silopi-Cizre kara yolunun 15. kilometresinde yer alan Sinan Tesislerindeki 2 kuyudaki kazılar önceki gece geç saatlerde sona erdi. 9 Martta başlatılan kazı çalışmalarında biri insan kafatasına ait toplam 17 kemik parçası ile bazı giysi parçaları bulunduğu bildirildi. Silopi Sulh Ceza Mahkemesinin izniyle başlatılan kazılarda ilk kuyudan çıkarılan 2 kemik ile birkaç bez parçası, incelenmek üzere İstanbul Adlî Tıp Kurumuna gönderilmişti.

15.03.2009


 

Ergenekon’a seçim molası

Ergenekon dâvâsı kapsamında tutuklu sanıklardan Vatan Bölükbaşoğlu ve Hüseyin Gazi Oğuz’un tahliyesine karar veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bir sonraki duruşmayı 30 Mart 2009 tarihe erteledi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada, Mahkeme Heyeti, suç vasfının değişme ihtimali ve yattıkları süreyi dikkate alarak Vatan Bölükbaşoğlu ve Hüseyin Gazi Oğuz’un tahliyelerine karar vererek, bu kişiler hakkında yurt dışına çıkış yasağı koydu. Diğer sanıklarını tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı bu dosya ile birleştirme talebiyle gönderilen ‘’Ergenekon’’ soruşturmasının ikinci iddianamesinin kanuni inceleme süresi ve geri kalan duruşma tutanaklarının çözüm işlemlerinin tamamlanması amacıyla 30 Mart 2009 günü saat 09.30’a bıraktı.

15.03.2009


 

GÜVENLİK SİSTEMLERİNE TALEP ARTTI

İŞ yeri ve ev sahiplerinin, hırsızlık olaylarındaki artıştan dolayı güvenlik sistemlerine büyük talep göstermeye başladığı bildirildi.

Konya merkezli olarak faaliyet gösteren özel bir güvenlik sistemleri şirketinin genel müdürü Mükerrem Topal, çoğu yurt dışından ithal edilen güvenlik sistemlerinin teknik düzeylerinin her geçen gün geliştiğini söyledi. Yıllardır pek çok ev ve iş yerinde kullanılan güvenlik sistemlerinin, hırsızlara karşı mükemmele yakın koruma sağladığını anlatan Topal, bu sistemlerinin yararının zaman içinde giderek daha fazla anlaşılmasıyla kullanımının da o oranda yaygınlaştığını belirtti. Güvenlik sistemlerine talebin, her dönem, evlerden çok iş yerleri için geldiğini anlatan Topal, ‘’güvenlik sistemi içinde kullanılan kamera görüntüleri, yöneticiler tarafından, hırsızlara önlemden çok, çalışanların gün iş yerinde neler yaptıklarını, vakitlerini nasıl geçirdikleri kontrol etmek için kullanılıyordu’’ dedi. Ev ve iş yerlerinde hırsızlık olaylarında artış gözlendiğini, bunun güvenlik sistemlerine olan talebi önemli oranda arttırdığını vurgulayan Topal, ‘’Hırsız girince iş yeri ve ev sahibini cep telefonundan arayan, alarm gözlem merkezlerini haberdar eden güvenlik sistemlerine talep son bir yıl içinde yaklaşık yüzde 70 arttı. Bunu büyük şehirlerdeki cihaz satışlarından anlıyoruz’’ diye konuştu.

EV TİPİ GÜVENLİK CİHAZLARI 300 DOLAR

KAMERALI güvenlik sistemlerinin kurulum maliyetinin yaklaşık bin dolardan başladığını, fiyatın, istenilen her ekstra güvenlik seviyesine ve kullanılan malzemenin kalitesine göre yükseldiğini anlatan Topal, kameralı olmayan, sadece alarm gönderen ev tipi güvenlik cihazlarının maliyetinin ise 300 dolar civarında olduğunu ifade etti. Pek çok kişinin güvenlik cihazı taktırmak için adeta hırsız girmesini beklediğini belirten Topal, ‘’en çok güvenlik cihazı talebi, evine ya da iş yerine hırsız giren kişilerden geliyor. Daha sonra da hırsızların girdiği ev ve iş yerinin komşuları, bu cihazları en çok talep edenler arasında ön sıralarda yer alıyor’’ diye konuştu.

15.03.2009


 

26 mayın, Çanakkale Savaşı’nın seyrini değiştirdi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammet Erat, Karanlık Liman Bölgesi ve Erenköy açıklarına, ‘’Nusret’ Mayın Gemisinden döşenen 26 mayının, savaşın kaderini değiştirdiğini söyledi.

Erat, Çanakkale Boğazı’na giren gemilerin manevra alanı olan bu bölgelere, 18 Mart saldırısından 10 gün önce 7-8 Mart 1915 gecesinde Nusret Mayın Gemisi tarafından 26 mayın döşendiğini hatırlattı. Düşman gemilerinin zarar görüp batmasındaki en önemli faktörlerden birinin bu mayınlar olduğunu kaydeden Erat, ‘’Sınırlı imkâna sahip Türk tarafının, o zamana kadar yenilmemiş itilâf donanmasına karşı verdiği mücadele 18 Mart günü zaferle sonuçlanmıştır’’ dedi. Yrd. Doç. Dr. Erat, İngiltere Deniz Bakanı Winston Churchill’in, savaştan sonra Daily Telegraph gazetesine verdiği demeçte, şunları söylediğini kaydetti: ‘’O gün müttefiklerin koca armadasını bir römorkör kadar olan Nusret Mayın Gemisinin mağlûp etmiş olduğunu çok sonra öğrendik. 1915 yılında bütün Avrupa’da milyonlarca insanın hayatına mal olan büyük taar-ruzlar yapılmıştır. Fakat bunların hiçbirisi Nusret Mayın Gemisi kadar düşmanın istikbaline müessir olacak bir başarı gösterememiştir.’’

15.03.2009


 

Çanakkale Deniz Zaferi'nin 94. yıl dönümü kutlanacak

ÇANAKKALE Deniz Zaferi’nin 94. yıl dönümü, yurt genelinde çeşitli faaliyetlerle kutlanacak.

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Çanakkale Deniz Zaferi Haftası kapsamında bugün iki etap olarak Gölcük Deniz Ana Üs Komutanlığında yat yarışları gerçekleştirilecek. Çanakkale Morabbin Parkı’nda Mehteran Bölüğü gösterisi düzenlenecek. Çanakkale ve İstanbul Deniz Müzesi Komutanlıkları ücretsiz olarak halkın ziyaretine açılacak. Gölcük’te kutlama töreni düzenlenecek. Şehit yakınları ve gazilerle şehit mezarları gezilecek. Mersin’de de şehitlik ziyaret edilecek ve Nusret Mayın Gemisi Müzesi’nde anma töreni yapılacak. Zafer Haftası, Aksaz, İskenderun, Bartın, Erdek ve Karadeniz Ereğlisi’nde de çeşitli faaliyetlerle kutlanacak.

15.03.2009


 

Akif’in köyüne okul

TÜRK İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA), Kosova’da, İstiklâl Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un üçüncü nesil akrabalarının yaşadığı köyde okul yaptı.

‘Millî Şair’ Mehmet Akif Ersoy’un üçüncü nesil akrabaları, Kosova’nın İpek Belediyesi’ne bağlı 2 bin nüfuslu Suşitsa Köyünde yaşıyor. TİKA, köye bir okul yaptırarak Mehmet Akif Ersoy ismini verdi. Okulun açılışı, İstiklâl Marşı’nın Kabulü ve Mehmet Akif Ersoy’u Anma Günü’nde yapıldı.

15.03.2009


 

TOKİ’den mağdur göçmenlere ödeme

BULGARİSTAN'DAN 1989-1995 döneminde zorunlu göçle gelen, parasını yatırıp, devletten konut almak için ortalama 17 yıldır bekleyen ailelere yönelik ikinci ödeme listesi yayınlandı.

Toplu Konut İdaresi (TOKİ), sorunun çözümü için çıkarılan kanun çerçevesinde, bin 89 aileye daha ödeme yapacak.

15.03.2009


 

Ankara-Kütahya arası trenle 3 saat

TCDD trenleriyle Ankara’dan Kütahya’ya yolculuk 3 saate indi. Ankara-Eskişehir hattında hizmete giren Yüksek Hızlı Tren’le (YHT) Eskişehir’e 1 saat 25 dakikada gelen yolcular, buradan Kütahya’ya raybüslerle 79 dakikada ulaştı.

YHT’nin, saat 07.00’deki tarifeli ilk seferiyle Ankara’dan Eskişehir’e hareket eden TCDD Genel Müdürü Süleyman Karaman ve Genel Müdürlük yetkilileri, Eskişehir-Kütahya arasında hizmet verecek raybüsleri hizmete soktu. Karaman, Eskişehir’den, komşu illere seyahati kolaylaştırmak için raybüs ve otobüslerle kombine taşımacılık yapmayı hedeflediklerini söyledi. Bu amaçla YHT’nin Eskişehir’e varış saatlerinde, Kütahya’ya raybüslerle bağlantılı seferler yapacaklarını bildiren Karaman, bağlantılı seferlerin bilet fiyatlarını belirlemeye çalıştıklarını ifade etti. Karaman, Eskişehir-Kütahya demir yolunu hızlı tren raylarıyla yenilediklerini kaydetti. Eskişehir’den Bursa’ya otobüslerle bağlantılı ulaşım sağlanmasının planlandığını anlatan Karaman, “En azından bir firmanın girişi olmalı. Bir ya da iki otobüs istasyona girebilmeli. Böylece Ankara’dan YHT ile gelen yolcular, otobüsle devam ederek, Bursa’ya 3.5-4 saatte varabilirler” dedi.

15.03.2009


 

Üniversitelere yeni fakülte ve yüksekokul

BAZI üniversitelerde yeni fakülte ve yüksekokullar kurulacak.

Bakanlar Kurulu’nun Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayınlanan kararlarına göre, Çanakkale Onsekiz Mart, Çukurova ve Adnan Menderes üniversitelerinde yabancı diller yüksekokulu kurulacak. Süleyman Demirel Üniversitesi Rektörlüğü bünyesinde bulunan Isparta Sağlık Yüksekokulu kapatılarak, Sağlık Bilimleri Fakültesi kurulmasına karar verilirken, Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde Turizm ve Otel İşletmeciliği Yüksekokulu, Kastamonu Üniversitesi ve Nevşehir Üniversitesi’nde Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu, Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde Karadeniz Araştırmaları Enstitüsü, Atatürk Üniversitesi’nde Sağlık Bilimleri Fakültesi, Mustafa Kemal Üniversitesi’nde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu kurulacak

15.03.2009


 

Prof. Dr. Şimşek, Yürütme Kurulu’na seçildi

YÜKSEKÖĞRETİM Yürütme Kurulu’nda boşalan üyeliğe Prof. Dr. Muhittin Şimşek seçildi. Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) yapılan açıklamada, önceki gün gerçekleştirilen genel kurul toplantısında 18 fakülteye dekan ataması yapıldığı bildirildi.

Açıklamada ayrıca, Yürütme Kurulu’nda boşalan üyeliğe yapılan gizli oylamayla Prof. Dr. Muhittin Şimşek’in seçildiği kaydedildi.

15.03.2009

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır

Kurumsal Linkler:
Bediüzzaman Haftası - Risale-i Nur Enstitüsü - Yeni Asya Vakfı - Demokrasi100 - Yeni Asya Gazetesi - YASEM - Bizim Radyo
Sentez Haber - Yeni Asya Neşriyat - Yeni Asya Takvim - Köprü Dergisi - Bizim Aile - Can Kardeş - Genç Yaklaşım - Yeni Asya 40. Yıl

Reklam Linkleri:
Risale Yorum- Risale Çocuk- Oktay Usta - Euro Nur - Fıkıh İnfo- Ahmet Maranki- Cevşen - Yeni Asya Barla - Makdis