Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfınca (UTESAV) düzenlenen toplantıda küresel ekonomik kriz tartışıldı. Modern toplumlarda aşırı tüketimin, sağlığı, çevreyi ve toplumsal değerleri bozduğunda birleşen akademisyenler, tüketimin bir statü sembolü olarak görülmesinin tüketim çılgınlığını tetiklediğine işaret etti.
ASIL OLAN İLİM, TAKVA, AHLÂK
Prof. Dr. Recep Şentürk: “Kapitalist toplumsal yapıda tüketilen herşey statünün bir temsili. Biz bu statü göstergelerini değiştirmeli, yeni nesillere ‘Tükettiğin şey senin statünün göstergesi değil, sadece ihtiyacını karşılamak için yaptığın bir eylemdir. Senin gerçek mânâda statünü gösteren şey ilim ve takvadır, ahlâktır’ mesajını vermeliyiz.”
FATİH Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Şentürk, “Yeni nesillere tükettiğin şey senin statünün göstergesi değildir, o sadece ihtiyacını karşılamak için yapmış olduğun bir eylemdir. Senin gerçek manada statünü gösteren şey ilim ve takvadır, ahlakındır” mesajının verilmesi gerektiğini söyledi.
Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) tarafındandan periyodik olarak düzenlenen “Beyin Fırtınası” toplantılarının ikincisi “Tüketim ve Değerler” konusunda gerçekleştirildi. Tüketim kavramının değerler açısından ele alındığı toplantının moderatörlüğünü Prof. Dr. Recep Şentürk yaparken, toplantıya farklı alanlardan 25 akademisyen katıldı. Modern toplumlarda aşırı tüketimin, insan sağlığını, çevreyi ve toplumsal değerleri bozduğu fikri üzerinde birleşen akademisyenler, tüketimin bir statü sembolü olarak görülmesinin tüketim çılgınlığını tetiklediğine işaret etti. İslâm’ın, serveti ve maddeyi bir araç olarak gördüğünü ve bunu da bir imtihan vesilesi saydığını hatırlatan toplantı katılımcıları, değerler ışığında tüketimin yeniden tanımlanması gerektiğini ifade etti.
Prof. Dr. Recep Şentürk, tüketim kavramının yeniden tanımlanması gerektiğine işaret ederek, İslam toplumlarında tüketimin nasıl algılandığını şu şekilde izah etti: “İslâm toplumlarında statü ilim ve takva ile belirlenen bir şeydi. Kapitalist toplumlarda ise para belirleyici olmuştur. Osmanlı toplumunda sınıfsal yapı ekonomik güce dayanmıyordu. Osmanlı’da ulema ve avam şeklinde bir ayrım vardı. Statü ilim ve takva ile olunca tüketim önemli bir şey olarak görülmemiştir. Neye sahip olunduğu önemli değildi. Çünkü asıl önemli olan ilim ve takva idi. Kapitalist toplumsal yapıda tüketilen her şey sınıfın, statünün bir temsili olmaktadır. Bizler bu statü göstergelerini değiştirmek durumundayız. Bunu yapabilmek için dünya görüşünün değişmesi gerekiyor. Yeni nesillere tükettiğin şey senin statünün göstergesi değildir, o sadece ihtiyacını karşılamak için yapmış olduğun bir eylemdir. Senin gerçek manada statünü gösteren şey ilim ve takvadır, ahlakındır mesajının verilmesi gerekiyor.”
"DEĞERLER
HAYATIMIZDA DAHA
ÇOK YER ALMALI"
Vakıf Başkanı İsrafil Kuralay ise, UTESAV’da değerler ışığında ekonomik kalkınma ve tüketim gibi toplumsal hayatı doğrudan etkileyen temel konularda düşünsel çalışmalar yaparak değerleri ön plana çıkartmaya çalıştıklarını aktardı. Modern toplumda büyük güven bunalımı yaşandığını, tabiatın ve insanın sömürülmesi, bilinçsiz tüketim, aşırı silahlanma ve sekülerleşmenin, dünyayı güvensiz bir yer haline getirdiğini aktaran Kuralay, “Bunun sonucunda da huzursuz ve güvensiz bir toplumsal yapı oluşmaktadır. Bu açıdan değerlerin hayatımızda daha çok yer alması için hepimiz daha çok çalışmalıyız” dedi.
|