DÜNYANIN en büyük ikinci kitap fuarı olan Kahire Uluslar arası Kitap Fuarı bu yıl da kitapseverlerle buluştu. Bu yıl 40. kez kapılarını ziyaretçilerine açan fuar, 21 Ocak - 5 Şubat tarihleri arasında kitap okurlarına hizmet verdi.
Dünyanın birçok ülkesinden gelen ziyaretçiler ve Mısır’ın kendi halkı geniş bir kompleks yapı olan fuar alanını doldurdu. Bu sebeple Kahire Fuarı, dünyada en çok ziyaretçisi olan kitap fuarı olma özelliğini de elinde bulunduruyor. Özellikle Suriye, Lübnan, Ürdün gibi ülkeler başta olmak üzere birçok Arap ülkesi en önde gelen yayınevleriyle fuardaki stantlarını her sene kuruyorlar. Bir ülkenin toplumunu, insanını, kültürünü yansıtan en önemli araç olan kitaplar yoluyla oluşan sentezi tam olarak gözlemleyebiliyorsunuz böylece fuarda.
Bazı ülkelerin açtığı birkaç stant ya da önemli yayınevleriyle o fuarda varlıklarından söz ettirmeleri insanın ilgisini çekiyor ister istemez. İşte o zaman aslında temsil gücü çok yüksek olması gereken Türk yayınevlerinin stantlarını insanın gözü arıyor. Türkiye Büyükelçiliğinin kültür standının haricinde var olan üç Türk kitabevi yüreklerimize su serpiyor tam da bunları düşünürken. Bu üç yayınevinin de Risâle-i Nur satışı yapması bizleri ayrıca sevindiriyor. Sözler, Nil ve Altınbaşak yayınlarının Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin hayatı ve Risâle-i Nur Külliyatının Arapça basımlarını böyle bir fuarda sergilemeleri gerçekten çok önemli bir eksikliğin giderilmesi olarak görülmelidir. Bunu fuarda dolaşırken Türk olduğumu anlayıp yanıma gelen Mısırlı bir amcanın sarf ettiği cümlelerden sonra daha iyi anladım. Risâle-i Nurları tanıyıp tanımadığımı sorarak, kendisinin Sözler’i okuduğundan bahsetti. Ve bu eserlerin çok kıymetli olduğu ve değerinin zamanla anlaşılacağına dair kanaatlerini benimle paylaştı.
Daha sonra fuarda dolaşırken Sözler Kitabevinin standında Hollanda İslâm Üniversitesinin kurucusu Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün olduğu bilgisini alıyoruz. Kendisi de değerli vaktini bizim için ayırınca hoş bir sohbet gerçekleşiyor. Mısır’daki ve Arap dünyasındaki Osmanlı algısı üzerine konuşuyoruz. Kendisinin kaleme aldığı, Arapça’ya da tercüme edilip fuarda sergilenen “Bilinmeyen Osmanlı” kitabının değişen Osmanlı algısı üzerindeki olumlu etkisini de belirtmeden geçmeyelim.
Kendisine fuar ile ilgili izlenimlerini sorduğumuzda, birçok fuara katıldığını fakat Kahire Kitap Fuarının İslâm âleminin en önde gelen fuarı olduğuna dikkat çekiyor. Prof. Dr. Akgündüz’ün yaptığı diğer tesbit ise Türkiye’nin katılımının az olduğu yönünde. Ayrıca fuarda sergilenen binlerce kitaptan Türk okuyucuların özellikle de İlahiyat camiasının habersiz olduğundan yakınıyor.
Akgündüz, Kahire Kitap fuarının önemini özellikle üç başlık altında topluyor. İlki dünyanın ilk İslâm üniversitesi olan Ezher’in burada kurulmuş olması. İkincisi İslâm halifelerinin burayı merkez edinmesi. Son olarak da halkın Arap olmasının etkisini sayıyor.
Fuarın atmosferini ise şu sözlerle anlatıyor: “Bu fuar müthiş bir hazine. Bu hazinenin hiç olmazsa gezip kokusunu almak bile büyük kazanç. Elhamdülillah yine de Türkiye’den üç yayınevi var. Bunlar çok güzel şeyler. Gelecek sene ümid ediyorum, daha çok katılım olur Türkiye adına. Özellikle Osmanlı’yı anlatan kitapların sayısı artar.”
Kahire’de tanıştığı üç profesörün sözlerini aktarıyor son olarak Prof. Dr. Akgündüz: “‘Risâle-i Nur ve Bediüzzaman Hazretleri artık sadece Türkiye’nin değil, bütün İslâm âleminin büyük rehberi ve ışık kaynağıdır. Bunun biz ilk defa farkına vardık. İslâmı anlatmanın ve tebliğin yolu Risâle-i Nur okumaktan geçer’ diye itiraf ettiler, hayran kaldım.”
Ahmet Akgündüz Hocamıza bize ayırdığı değerli vakti için teşekkür edip, bu sene fuarın şeref konuğu olan İngiltere’nin yerini gelecek sene Türkiye’nin almasını ümid ederek fuardan ayrıldık.
|