|
|
|
SOYLU: HER TÜRLÜ İSTİSMARCILIĞA KARŞIYIZ |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Bu ülkede her şeyi siyasete istismar eden bir anlayışla karşı karşıyız’’ dedi.
Amasya’da partisinin belediye başkan adaylarının tanıtımı dolayısıyla İl Özel İdaresi Salonu’nda düzenlenen toplantıya katılan Soylu, burada yaptığı konuşmada, ‘’Ülkenin iyi yönetilemediğini’’ söyledi. ‘’Bu toprakları gezdiğimde gördüğüm tek bir şey var, zenginlik. Bu zenginlik iyi yönetilmeli, ülkemin varlıkları iyi idare edilmeli’’ şeklinde konuşan Soylu, geçmişte ülkeye büyük hizmetleri bulunan bir misyondan ifade etti. Siyasette hizmeti esas aldıklarını ve bunun gayreti içinde bulunduklarını anlatan Soylu, çeşitli kavramların siyasete alet edilmesine karşı olduklarını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Bu ülkede hala dini, etnik kökeni, laik Cumhuriyeti her şeyi, ama her şeyi siyasete alet eden bir anlayışla karşı karşıyız. Biz ise sadece hizmet için siyaset yaptık. Biz bu ülkede sadece gelecek siyaseti yaptık. Biz bu ülkede insanlarımızın yarınlara umutla bakabilmesi için siyaset yaptık.’’ Son yıllarda uygulanan politikalarla dar gelirlilerin sıkıntıların arttığını savunan Soylu partisinin Amasya Belediye Başkan Adayı Süleyman Taşdemir ile bazı ilçe ve belde belediye başkan adaylarını tanıttı.
|
07.02.2009
|
|
|
Zeytinburnu DP’den Yeni Asya’ya ziyaret |
Demokrat Parti (DP) Zeytinburnu Belediye Başkan Adayı Ekonomist Neşe Acar Kılıçer, beraberindeki heyetle Yeni Asya`yı ziyaret etti.
Gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular ile görüşen Neşe Acar Kılıçer, Zeytinburnu Belediye Başkanlığına aday olduğunu ve başkan seçilmesi durumunda gerçekleştirmeyi düşündüğü icraatlarını anlattı. Türkiye ve dünya gündemine ilişkin görüş alış verişinin yapıldığı görüşmede DP Zeytinburnu İlçe Başkanı Ömer Hayıroğlu, DP Zeytinburnu Disiplin Kurulu Başkan Vekili Erol Eyit, DP Zeytinburnu İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Av.Yurdal Kılıçer ve DP Zeytinburnu İlçe Başkan Yardımcısı Yalçın Çolak da hazır bulundu.
|
07.02.2009
|
|
|
Üyelik anahtarı Türkiye’nin elinde |
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Ada’daki mevcut durumu ‘’işgal’’ olarak niteleyerek, ‘’Türkiye’ye, Kıbrıs’ın kuzeyini ‘işgal’ etmeyi sürdürdükçe AB’ye katılma umudu olmayacağının açıkça belirtilmesi’’ gerektiğini savundu.
Hristofyas ‘’Türkiye’nin AB’ye üyelik anahtarını elinde tuttuğunu’’ öne sürdü.
|
07.02.2009
|
|
|
‘Müzakereleri bitirmek istiyoruz’ |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, karamsar tablolara inanmadığını ifade ederek, ‘’Biz AB’den hiçbir zaman ayrıcalık, özel muamele istemedik, ama aynı zamanda ayrımcılık da istemedik. Biz bu oyunu kurallarına göre oynamak, her şekilde müzakerelerimizi bitirmek istiyoruz’’ diye konuştu.
AB ile müzakereleri bitirmek istiyoruz
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Avrupa Birliği (AB) ile her şekilde müzakerelerimizi bitirmek istediklerini söyledi. Bağış, İzmir’de, Türk Amerikan İş adamları Derneği (TABA) tarafından, düzenlenen konferansa katıldı. Türk dünyası ile önceki dönemlerde görülmeyen işbirliklerinin yapıldığını vurgulayan Bağış, ABD ile ilişkiler konusunda ise geçen dönemde ilk kez, iki ülkenin stratejik ortaklığını yazılı bir belgeyle somutlaştırdığını bildirdi. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin gözü kapalı bir ittifaka dayalı olmadığını, karşılıklı çıkarlar üzerinden yürüdüğünü belirten Egemen Bağış, Türkiye’nin ‘’çantada keklik bir müttefik olmadığını’’ da vurduladı. AB müzakereleri ile ilgili olarak da karamsar tablolara inanmadığını söyleyen Bağış, ‘’Biz AB’den hiçbir zaman ayrıcalık, özel muamele istemedik, ama aynı zamanda ayrımcılık da istemedik. Biz bu oyunu kurallarına göre oynamak, her şekilde müzakerelerimizi bitirmek istiyoruz’’ diye konuştu.
|
07.02.2009
|
|
|
Yeterli sayıda Kur’ân kursu var |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin çarşaf ve Kur’an kursu açılımının samimi olmadığını söyledi. CHP’yi “dini siyasete alet etmekle” suçlayan Erdoğan, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sizin odalarınıza ihtiyacı yok. Yeteri sayıda Kur’an kursu var. Bu ihtiyacı yok. Hamdolsun camilerimiz de var. Burada bu tür kursları alacak olanlar gelirler Diyanet İşleri Başkanlığı, onlara gerekli olan kursları verir” dedi.
Erdoğan: CHP’nin açacağı Kur’ân kursuna ihtiyaç yok
BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, yeteri kadar Kur’an kursu olduğunu CHP’nin açacağı Kur’ân kurslarına ihtiyaç olmadığını söyledi. Erdoğan, AKP il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, CHP’nin çarşaf açılımının ardından her mahalleye bir Kur’ân kursu açma vaadini dini siyasete alet yapmak olarak değerlendirdi. Semt konaklarında Kur’ân kursu eğitimine yönelik herhangi bir program olmadığını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Diyanet İşleri Başkanlığı’mız zaten bu işi en başarılı şekilde yürütmektedir. Bunun üzerinden de bazıları kendine rant elde etmeye çalışıyor. Hangi dini siyasete alet etmeyecektiniz, ne oldu, hani? Bunu şimdi şöyle bir mahalli seçimlerde gündeme getirmenin anlamı ne? ‘Böyle mahalle konaklarının içinde oda tahsis ediyoruz.’ Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sizin odalarınıza ihtiyacı yok. Yeteri sayıda Kur’ân kursu var. Bu ihtiyacı yok. Hamdolsun camilerimiz de var. Burada bu tür kursları alacak olanlar gelirler Diyanet İşleri Başkanlığı, onlara gerekli olan kursları verir. Yeterli kadro da bu noktada var. Kimse kimseyi kalkıp da ucuz siyasetle aldatmaya yönelmesin.”
|
07.02.2009
|
|
|
Rehn: Müzakereler mütevazı ilerliyor |
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye ile müzakerelerin mütevazi fakat istikrarlı ilerlediğini söyledi.
Rehn, Brüksel’de Avrupa Birliği ekonomik ve sosyal komitesinde yaptığı konuşmada Türkiye ve batı balkanların dikkatli ve kademeli şekilde Avrupa Birliği’ne katılmaları için çalışmayı sürdüreceklerini belirtti. Rehn, “Türkiye ile müzakereler mütevazi fakat istikrarlı ilerliyor. Türkiye Avrupa Birliği’nin stratejik bir ortağıdır” dedi. Gecikmiş de olsa 301’inci maddede yapılan değişiklikle ifade özgürlüğünde belli ilerleme sağlanmasından memnuniyet duyduğunu aktaran Rehn, Vakıflar Kanunu’yla da gayrı müslim azınlıkların haklarının güçlendirildiğine dikkat çekti. Rehn, Türkiye’den daha çok reform beklediklerini ifade etti.
|
07.02.2009
|
|
|
Şehit çocukları isterse askerlik yapmayacak |
TERÖRLE mücadelede şehit düşen askerlerin kardeşlerinin tamamı, istekli olmadıkça silah altına alınmayacak.
TBMM Genel Kurulu, AKP İstanbul Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı ve 5 milletvekilinin Askerlik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Gülhane Askerî Tıp Akademisi Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı’nın görüşmelerini tamamladı. Askerlik Kanunu’nda önemli değişiklikler öngören yasa teklifi Genel Kurul’da kabul edilerek yasalaştı. Kanun, askerlik hizmetini yerine getirirken Terörle Mücadele Kanunu kapsamında hayatını kaybeden yükümlülerin çocukları ile aynı anne ve babadan olan kardeşlerinin tamamının, istekli olmadıkça silâh altına alınamayacağı ve silah altındakilerin istekleri halinde terhis edileceği hükmünü içeriyor. Getirilen bu düzenleme savaş ve seferberlik halinde uygulanmayacak.
|
07.02.2009
|
|
|
Eğitim-Bir-Sen: Katsayı adaletsizliği giderilsin |
EĞİTİM-BİR-SEN 14. Başkanlar Kurulu Toplantısı sonuç bildirgesi açıklandı.
Nevşehir Kozaklı’da 3 gün süren toplantıda alınan kararlar sonuç bildirgesi ile açıklandı. Bildirgede, katsayı adaletsizliği giderilmesi, milleti kucaklayan, demokratik, özgürlükçü ve sivil bir Anayasa’nın çıkarılması istendi. Bildiride ayrıca, Filistin halkının yanlarında olduğu belirtilirken, İsrail ve zulme rıza gösterenler lanetlendi. Bildirgede yer alan bazı kararlar şöyle; Ülkemizin demokratik, şeffaf, insan haklarını önemseyen çağdaş bir yönetim yapısına kavuşmasını istiyoruz. Ergenekon soruşturmasını ve davasını Türkiye’nin aydınlık yarınlarına giden yolda engellerin ortadan kaldırılması olarak görüyor, insan hakları ihlallerinin ve işlenen cinayetlerin hesabının sorulmasını bekliyoruz. Katsayı adaletsizliği derhal giderilmeli, ortaöğretimdeki performansı değerlendiren ve birikimi ölçen yeni bir sınav sistemi getirilmelidir. Hem eğitim hem de çalışma hayatında kadınlara uygulanan başörtüsü yasağı derhal kaldırılmalıdır. Milleti kucaklayan, demokratik, özgürlükçü ve sivil bir Anayasa mutlaka çıkarılmalıdır.”
|
07.02.2009
|
|
|
Gül umre yaptı, Kâbe’de Cuma namazı kıldı |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül umre yaptı, Kâbe’de Cuma namazını kıldı. Suudi Arabistan ziyaretinin ikinci ayağı Cidde’den önceki gece geç saatlerde Mekke’ye geçen Gül, Kral Abdullah’ın misafiri olarak umre yaptı.
Cumhurbaşkanı Gül ile eşi Hayrünnisa Gül, oğlu Mehmet Emre Gül, heyette yer alan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da umre yaptı. Kral Abdullah’ın Kabe’nin yanındaki misafirhanesinde konaklayan Cumhurbaşkanı Gül, cuma namazını da Kâbe’de kıldı.
|
07.02.2009
|
|
|
CHP’nin çarşaf tartışması ilçe teşkilâtlarına da yansıdı |
Cumhurİyet Halk Partisi’nde (CHP) bir aday adayının kendisinden kabul edilemez isteklerde bulunulduğunu belirtip türbanlı akrabalarıyla rozetleri iadesinin ardından dün başka bir aday CHP teşkilâtını savunmak için toplantı yaptı.
CHP Sultangazi Başkan Adayı Ercan Karabayır, yapılan açıklamaların iftira olduğunu belirterek kendisinden adaylık sürecinde herhangi bir talepte bulunulmadığını söyledi. Sultangazi İlçe Başkan Adayı Ercan Karabayır’ın seçim ofisinde gerçekleştirilen toplantıya CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Mehmet Polat, Sultangazi Belediye Başkan Adayı Ercan Karabayır ve Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Adayı Halil İbrahim Türkyılmaz katıldı. Toplantıda CHP’ye geçtiğimiz günlerde üye olan ve Baykal tarafından parti rozetleri takılan başörtülü bayanlarda hazır bulundu. CHP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Polat, CHP’den aday adayı olmuş bir kişinin aday olarak atanmaması sebebiyle bir takım açıklamalar yaptığını ve bu açıklamaların gerçeği yansıtmadığını savundu.
|
07.02.2009
|
|
|
Talep gelirse arabulucu oluruz |
TÜRKİYE-ABD Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Yönetim Kurulu üyesi ve AKP Çankırı Milletvekili Suat Kınıklıoğlu, taraflardan talep gelirse, Türkiye’nin, Orta Doğu’da arabuluculuk rolünü devam ettirmeye istekli olduğunu söyledi.
ABD’de temaslarda bulunan TBMM heyetinden Kınıklıoğlu ve AKP Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel, Washington’da Rumi Forum adlı kuruluşun düzenlediği yemekte soruları cevapladı. Kınıklıoğlu, “Davos’tan sonra Türkiye’nin arabuluculuk kapasitesini kaybettiğini savunmanın geçersiz bir önerme olduğunu” söyledi. Suat Kınıklıoğlu, “Bizim itirazlarımız mevcut İsrail hükümetinin politikalarına karşıdır, Musevilere karşı değil. Biz operasyonun İsrail’in güvenliğini artırmadığını düşünüyoruz” dedi. Türkiye’nin, Hristiyan-Müslüman ayrımı yapmadığını vurgulayan Kınıklıoğlu, Gazze’de olanların, İsrail-Filistin ilişkilerinde bir dönüm noktası olduğunu söyledi. Kınıklıoğlu, “Biz yine arabuluculuk katkımızı öneriyoruz ve bunu devam ettirmeyi umuyoruz. Ama bunu sadece tarafların istemesi durumunda yaparız. Türkiye, nüfuz sahibi ve farklı ortaklarla konuşma kabiliyetine sahip bir ülke” diye konuştu. AKP Mardin Milletvekili Cüneyt Yüksel de “Hamas ile her temasımızda, silah bırakmaları telkininde bulunuyoruz. Demokratik sürecin bir parçası olmak istiyorlarsa bir terör örgütü gibi hareket edemeyeceklerini söylüyoruz” dedi.
|
07.02.2009
|
|
|
Vatandaşın borcu arttı |
Enflasyon oranının yüzde 9.5 düzeyinde gerçekleştiği son bir yıllık dönemde, vatandaşın borcu son bir yılda yüzde 21.2 oranında 20.5 milyar TL artarak, bu yılın Ocak sonu itibariyle 117.5 milyar TL’ye ulaştı.
KREDİ BORCU 34 MİLYAR LİRA
Borçların 83 milyar 790.4 milyon TL’sini tüketici kredisi, 33 milyar 682.1 milyon TL’sini de kredi kartı borcu oluşturdu. Kredi kartlarındaki borç yükünde 7 milyar 94.9 milyon TL’lik artış yaşandı.
Vatandaşın dış borcu büyüdü
VatandaşlarIn tüketici kredisi ve kredi kartı borçları son bir yılda yüzde 21.2 oranında 20.5 milyar TL artarak bu yılın Ocak sonu itibariyle 117.5 milyar TL’ye ulaştı. Krizin de etkisiyle taşıt kredilerinin hızla gerilediği bu dönemde, konut kredileri de hız keserken, vatandaşların kart borcu kapama ve diğer borçlarını ötelemede kullandıkları ihtiyaç kredilerinde çok hızlı bir artış yaşandığı gözlendi. Ailelerin borç yükü son bir yılda enflasyonun neredeyse üç katı artış gösterdi. Tüketici fiyatları endeksi (TÜFE) bazında enflasyon oranının yüzde 9.5 düzeyinde gerçekleştiği son bir yıllık dönemde, vatandaşların mevduat ve katılım bankaları ile tüketici finansman şirketlerinden kullandıkları bireysel krediler ve kredi kartı borçlarının toplam tutarı yüzde 21.2 oranında 20 milyar 348.7 milyon TL net artışla 117 milyar 472.5 milyon TL’ye yükseldi.
Tüketici kredisi ve kredi kartı borçlarında anılan dönemdeki nominal artış oranı enflasyonla indirgendiğinde reel bazdaki artışın yüzde 10.7 olduğu belirlendi. Vatandaşların borçlarının 83 milyar 790.4 milyon TL’sini tüketici kredisi oluştururken, 33 milyar 682.1 milyon TL’sini de kredi kartı borcu oluşturdu. Kredi kartlarındaki borç yükünde 7 milyar 94.9 milyon TL’lik artış yaşandı.
|
07.02.2009
|
|
|
IMF KRİZDEN ÇIKIŞ YOLUNU BİLMİYOR |
Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, IMF’nin, iyi yönetişim sorunu olması sebebiyle, mevcut küresel krizi tahmin edemediği gibi bu krizden çıkılması yollarını da bilmediğini söyledi.
Joseph Stiglitz, Türkiye-IMF ilişkileri ve küresel ekonomik gelişmeler konusundaki soruları cevaplandırdı. IMF’nin stand-by anlaşma modellerinin yetersizliğini vurgulayan Stiglitz, IMF’nin klâsik stand-by’larının, küresel ekonominin bu krizden çıkmasında yeterli bir araç olmadığını ve stand-by anlaşmalarının kredibiliteyi artırmadığını savundu. Türkiye’nin IMF’nin, en son stand-by yaptığı ülkelerden daha farklı konumda olduğunu belirten Stiglitz, kamu borç stoğu konusunda da Türkiye’nin daha iyi bir durumda bulunduğunu ifade etti. Türkiye’nin küresel şartlar ve kendi şartlarını değerlendirerek bir anlaşma yapmasının önemine dikkat çeken Stiglitz, mevcut küresel şartlara uygun bir IMF anlaşması konusunda uzlaşılamaması halinde, stand-by yapmamanın daha iyi bir seçenek olabileceğini vurguladı. Stiglitz, IMF’nin, iyi yönetişim sorunu olması sebebiyle, mevcut küresel krizi tahmin edemediği gibi bu krizden çıkılması yollarını da bilmediğini de kaydetti.
|
07.02.2009
|
|
|
IMF kriz cahili |
Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, mevcut küresel şartlara uygun bir IMF anlaşması konusunda uzlaşılamaması halinde, standby yapmamanın daha iyi bir seçenek olabileceğini vurguladı. Stiglitz, IMF’nin, küresel krizi tahmin edemediği gibi bu krizden çıkılması yollarını da bilmediğini de kaydetti.
IMF KRİZDEN ÇIKIŞ YOLUNU BİLMİYOR
Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz, IMF’nin, iyi yönetişim sorunu olması sebebiyle, mevcut küresel krizi tahmin edemediği gibi bu krizden çıkılması yollarını da bilmediğini söyledi.
Joseph Stiglitz, Türkiye-IMF ilişkileri ve küresel ekonomik gelişmeler konusundaki soruları cevaplandırdı. IMF’nin stand-by anlaşma modellerinin yetersizliğini vurgulayan Stiglitz, IMF’nin klâsik stand-by’larının, küresel ekonominin bu krizden çıkmasında yeterli bir araç olmadığını ve stand-by anlaşmalarının kredibiliteyi artırmadığını savundu. Türkiye’nin IMF’nin, en son stand-by yaptığı ülkelerden daha farklı konumda olduğunu belirten Stiglitz, kamu borç stoğu konusunda da Türkiye’nin daha iyi bir durumda bulunduğunu ifade etti. Türkiye’nin küresel şartlar ve kendi şartlarını değerlendirerek bir anlaşma yapmasının önemine dikkat çeken Stiglitz, mevcut küresel şartlara uygun bir IMF anlaşması konusunda uzlaşılamaması halinde, stand-by yapmamanın daha iyi bir seçenek olabileceğini vurguladı. Stiglitz, IMF’nin, iyi yönetişim sorunu olması sebebiyle, mevcut küresel krizi tahmin edemediği gibi bu krizden çıkılması yollarını da bilmediğini de kaydetti.
|
07.02.2009
|
|
|
2009’da iflâslar olabilir |
IMF Araştırma Bölümü Makro Finansal Bağlantılar Birimi ekonomisti Dr. Ayhan Köse, 2009’da iflasların olabileceğini söyledi.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde düzenlenen seminerde konuşan Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Ekrem Keskin, küresel kriz sebebiyle Türkiye’nin finansal şatlarının bozulduğunu, bunun etkilerini silmenin zaman alacağını belirterek, ‘’Türkiye’de ancak 2010’da toparlanma olacağı görülüyor’’ dedi. Dr. Ayhan Köse ise şunları kaydetti: ‘’Sanayi sektöründe ve tüketimde büyük düşüşler var. Emlak fiyatlarında yüzde 30 düşüş yaşandı. Bu düşüş işsizlikle doğrudan bağlantılı. Kredi sarsıntılarıyla gelen durgunluk ise daha derin olacak ve bu yüzden durgunluk süresi de 3 ay artacak. 2009’da iflaslar olabilir. Bu da işsizlik oranlarının 2009’da dünya genelinde yüzde 9 daha artışa neden olacak. Tüm dünya için 2009 yılı çok zor bir yıl olacak. ’’
|
07.02.2009
|
|
|
KOBİ’lere 1 milyar $ kredi |
Sanayİ ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Küçük ve Orta Ölçekli Sanayiyi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) ihracat yapan küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) sıfır veya çok düşük faizli 1 milyar dolarlık ihracat kredisi kullandıracağını bildirdi.
Bartın’da düzenlenen İstişare ve Değerlendirme toplantısında açıklamada bulunan Bakan Çağlayan, sıfır kilometre bir teşvik sistemini önümüzdeki birkaç gün içinde getireceklerini belirterek, Türkiye’nin bütün illerinin yeni teşvik sistemi içinde yer alacağını ve Türkiye’nin dört bölgeye ayrılacağını bildirdi. Çağlayan, ayrıca KOSGEB’den ihracat yapan KOBİ’lere sıfır veya çok düşük faizli 1 milyar dolarlık ihracat kredisi kullandıracaklarını açıkladı.
|
07.02.2009
|
|
|
Gelir dağılımı düzeltilmeli |
Gazİantep Genç İşadamları Derneği (GAGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Yaşar Erturhan, güvenlik sorununun ve artan suç oranlarının önüne geçilebilmesi için gelir dağılımının düzeltilmesi gerektiğini söyledi.
GAGİAD yönetimi ve üyeleri, Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı Kazım Arapoğlu’nu makamında ziyaret etti. GAGİAD Başkanı Erturhan, ‘’Gaziantep’te gelir dağılımını göz önüne aldığımızda artan suç oranları ile doğru orantılı seyretmektedir. Güvenlik sorununun ve artan suç oranlarının önüne geçilebilmesi için gelir dağılımları dengelenmeli ve mutlaka toplum refahı ve gelişmişlik düzeyi arttırılmalıdır’’ dedi.
|
07.02.2009
|
|
|
Turistlere namaz dersi |
Antalya’nIn Manavgat ilçesinde Külliye Camii’nin şadırvanında abdest alan turistlere, İslâm’ın akidesi olan namaz kılmasını imam hatip Mustafa Yılmaz ve turist rehberi gösteriyor.
Manavgat’a getirdikleri Alman turistleri, Seleukeia, Side Antik Kent, Manavgat Şelâlesi, Apollon Tapınağı ve bot turu sonrası Külliye Camii’ni gezdirdiklerini belirten STT Tour Almanca Turist Rehberi Cengiz Yüce, turistlere cami avlusunda ve içeride 45 dakika İslâm’la ilgili bilgilendirme yaptıklarını söyledi.
Camiye gelen turistlere imam hatip Mustafa Yılmaz’ın 5 vakit namazın nasıl kılındığını göstererek anlattığını belirten Yüce, yakın ilgi ve alâkanın İslâmiyet’e karşı ön yargıları kırdığını ifade etti. Seyahat acentelerinin Antalya’ya getirdiği Orta Avrupa ve İskandinav turistleri, haftanın 4 günü inanç, kültür, eko ve arkeoloji turizmine çıkardıklarını anlatan Yüce, Alman, Hollandalı, Belçikalı, Danimarkalı, Norveçli, İsveçli ve Çekli turistlerin Müslümanların ibadethanesini görmekten memnun kaldığını dile getirdi.
Yüce, “Camiye getirdiğimiz turistlere İslâm dininin genel prensipleri ve yerine getirilmesi gereken akideleriyle ilgili bilgilendirme yapıyoruz. İslâmı anlatırken Hıristiyanlık ve Musevilikle karşılaştırmasını yapıyoruz. Camiye giren ateist, deist ve nihilist turistler İslâmiyet’e karşı ön yargılarının kırıldığını itiraf ediyor. Mısır’a, Tunus, Fas ve Dubai’ye tatile giden turistler Türkiye’de olduğu kadar bu ülkelerde rahat camiye giremediklerini söylüyor. Yakın ilgi dinimize karşı merakı arttırıyor.” diye konuştu.
Bir din adamının turistlere uygulamalı dinin icaplarını anlatmasının turistlerin hoşuna gittiğini belirten turist rehberi Hülya Civelek de, anlatım sonrası çoğu turistlerin İslâmiyet’i merak ederek Almanca Kur’ân aldığını kaydetti.
Külliye Camii imam hatibi Mustafa Yılmaz’ın verdiği bilgileri turistlere Almanca ve İngilizce olarak anlattıklarını aktaran Civelek, böylece din adamlarına karşı sevgi ve muhabbetin arttığını söyledi. Civelek, “Hocamızın turistlere karşı yakın ilgisi ve nazik olması turistlerin Müslüman din adamlarına karşı bakış açısını değiştiriyor. Turistler sordukları sorulara cevap bulunca daha da memnun oluyor. Uygulamalı namaz anlatımı sonrası çoğu turist hocamızla hatıra fotoğrafı çektirmek istiyor.” şeklinde konuştu.
Hayatında ikinci defa Müslümanların ibadet yeri olan camiye girdiğini belirten Alman bayan Isocde Gleitsmann, ilk defa 1970 yılında İstanbul’a bir iş görüşmesi için geldiğinde Sultan Ahmet Camii’ni ziyaret ettiğini ifade etti. Sultan Ahmet Camii’nin muhteşem bir mimarisi bulunduğunu belirten Gleitsmann, Külliye Camii ziyaretinde İslâmiyet’le ilgili geniş çaplı bilgi sahibi olmak için Almanca Kur’ân aldığını kaydetti. Antalya / cihan
|
07.02.2009
|
|
|
Boğaz gürültüden arınacak |
Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürü Lütfi Akça, İstanbul’da eğlence yerlerinden kaynaklanan ve insanları rahatsız eden gürültüyü ortadan kaldırmaya kararlı olduklarını belirterek, ‘’Mayıs ayından itibaren de denetimlerimizi çok sıkı şekilde uygulayacağız.
Yaptırımlar, Çevre Kanunu kapsamında kapatmaya kadar gidiyor. Gerekirse kapatacağız, son derece kararlıyız’’ dedi. Akça, yaptığı açıklamada, İstanbul’un gürültü kirliliği açısından özel bir öneme sahip olduğunu ifade etti.
|
07.02.2009
|
|
|
Krizi fırsata çevirdi |
Antalya’da bir boya şirketinin bayiliğini yapan genç girişimci, küresel kriz sebebiyle işleri iyi gitmeyince faaliyetini askıya alarak yeni arayışlara yöneldi.
Sıkıntılı günlerinde dedesinin mezarını ziyaret eden gencin aklına kabir bakım işine girmek gibi bir düşünce geldi. Türkiye’de mezarların bakımsızlığından hareket eden 29 yaşındaki Mehmet Çetin, kabir bakım hizmetleri veren bir şirket kurarak tanıtıma başladı. 15 günde 10 tane iş alan genç girişimci, günde onlarca telefon ve elektronik posta almaya başladı. ‘Antalya Kabir Bakım Hizmeti’ adında bir şirket kuran genç girişimci, şehir içindeki 2 büyük mezarlıkta faaliyet gösteriyor. Yakınları tarafından ziyaret edilemediği için bakımsız kalan mezarlarla ilgilenen Çetin, temizlik başta olmak üzere genel bakım yaptıktan sonra, kabri otlardan temizliyor, toprağını düzenleyip tamamlıyor, suluyor. İsteğe bağlı olarak yeni çiçekler dikiyor, gübreleme yapıyor. İnsanların işsiz kaldığı bir dönemde ekmeğini ölülerden çıkaran Mehmet Çetin, yakınlarının “Zaten kriz var. İnsanlar böyle bir iş için para harcamaz.” yönündeki eleştirilerine kulak tıkadığını belirterek, “Oysa benim aldığım en büyük şikâyet fiyat. Çok düşük olduğu söyleniyor. Cüzi bir rakam alıyorum. ‘Yükselt’ diyen müşterilerim bile var.” diye konuşuyor. Şimdilik Müslüman mezarlıklarında hizmet veren Mehmet Çetin, işini büyütüp geliştireceğini söylüyor. Kabir bakım hizmetleri yıllık 50 ile 500 TL arasında değişiyor. Kredi kartına taksit imkânı da bulunan hizmet sonrasında bakımı yapılan mezarın fotoğrafı çekiliyor ve kabrin son hali müşteriye elektronik posta ile gönderiliyor. Kabir ziyaretini tek başına gerçekleştiremeyecek durumda olanlara nezaretçisi ile birlikte özel taşımacılık hizmeti de sunulurken, mezarlıklarda tercih edilen çiçekler arasında kasımpatı, nergis, buz çiçeği, katırtırnağı, zambak ve gül ilk sırayı alıyor.
|
07.02.2009
|
|
|
Dünya gökdelenlerle donatıldı |
Küresel ekonominin son 20 yılda hızla gelişmesiyle dünyanın önde gelen finans merkezleri zenginliklerine zenginlik katarken gökdelenlerin sayısında da büyük bir artış görüldü.
Küresel bina bilgi şirketi Emporis tarafından yapılan açıklamaya göre sadece iki kule (Sears Kulesi, 442 metre ve Empire State binası 381 metre) hariç dünyanın en yüksek 20 binası bu hızlı gelişme döneminde inşa edildi. Araştırmaya göre Amerika Birleşik Devletleri’ndeki New York şehri yüksekliği 213 metreyi aşan 35 kule ile dünyadaki birinciliğini koruyor. New York’un ardından benzer 30 kule ile Hong Kong gelirken 21 kule ile Çin’in Şangay şehri geliyor. Çin’deki başdöndürücü gelişme ise dikkate değer görülüyor. Şangay, 1999’da 213 metreyi geçen ilk yapı Jin Mao kulesini (421 metre) tamamladı ve ardından 20 kule daha inşa etti. Araştırmada ayrıca dünyada hiçbir şehrinin Dubai kadar hızlı gelişmediğinin altı çizildi. Artan petrol gelirlerini altyapıya harcayan emirlikler, birbiri ardında kuleler dikmeye başladı. Dubai bugün dünyanın en yüksek binası olan 818 metrelik Burç Dubai’ya ev sahipliği yapıyor.
|
07.02.2009
|
|
|
Üç kişiden biri internette suç işliyor |
Genİş bant internet hizmeti alan her üç kişiden birinin, yasa dışı şekilde film, müzik ve televizyon programı elde ettiği belirlendi.
Alınan bilgilere göre, DSL hatlarının hem hızlanması hem de yaygınlaşması ve 3G (Üçüncü nesil) mobil iletişimin imkânları ile küresel ölçekte çok büyük veri transfer hareketleri başladı. Hızlı internet erişimi, beraberinde yüksek ölçekli video, müzik ve program gibi yazılımların paylaşımını da hızlandırdı. Ancak bu hızlanmaya paralel olarak telif hakları kapmasındaki ürünlerin yasa dışı paylaşımı da birçok ülke ve firma için maddi kayıp oluşturdu. Dünya çapında milyonlarca kişi kopya ürünlere yöneldi. Söz konusu kişiler, yaptıklarının suç olduğunu bildikleri hâlde bundan vazgeçmiyor. Küresel geniş bant internet abone sayısının, mobil abonelerle birlikte 500 milyon civarında olduğu düşünülürse 150 milyondan fazla abone, telif hakları gibi yasal düzenlemeleri önemsemeden bilgisayarlarına müzik, televizyon ve video benzeri programları yüklüyor. İnternetin dağıtım kanalı olarak kullanılabileceğini uzun süre görmezden gelen eğlence endüstrisi, şimdi yasa dışı dosya paylaşımını nasıl engelleyebileceğini düşünüyor.
|
07.02.2009
|
|
|
Facebook, kişisel bilgilerden para kazanacak |
Sosyal paylaşım sitesi Facebook, kullanıcılarının kişisel bilgilerini satarak para kazanmaya hazırlanıyor.
Kullanıcı sayısı 150 milyonu geçen sosyal paylaşım sitesi Facebook, bu kitleyi paraya dönüştürmeye hazırlanıyor. İsveçli haftalık bilimsel gazete Metro Teknik’in bu haftaki sayısında konu derinlemesine ele alınırken, Facebook’un yakında kullanıcılarının bilgilerini uluslar arası büyük şirketlere pazarlayarak, bu potansiyeli paraya dönüştürmeyi düşündüğünü kaydetti. Sunday Telegraph isimli gazeteye dayandırılan bir haberde; Facebook’un kurucularından Mark Zuckerberg ve kız kardeşi Randi’nin, kullanıcı bilgilerini satma projesini büyük şirketlere açtığı ve onlardan olumlu tepkiler aldığı ifade edildi. Pazarlanan projenin işleyişi ise şöyle olacak: Büyük şirketler Facebook’tan kendi ürünlerini tanıtmak için kitle grupları seçecek ve Facebook onlar için araştırmalar yapacak. Pazarlamanın daha hangi boyutlarda olacağı ve bilgilerin daha nasıl pazarlanacağı konusunda ise net bir bilgi verilmedi. Bu tür haberlerin duyulması ise Facebook kullanıcısı bazı gençlerin tepkisine yol açtı. Sürekli olarak yeni insanların siteye üye olması ve hafıza konusunda maliyet artarken, son günlerde Facebook’un büyük bir malî kriz içinde olduğu yazılan haberde, sadece 2008 yılında 30 milyon dolarlık hafıza alanı satın alındığı bilgisine yer verildi.
|
07.02.2009
|
|
|
Ankaralı her bebeğe bir fidan |
Çevre ve Orman Bakanlığınca ‘’Birlikte Büyüsünler’’ sloganıyla başlatılan ‘’Her Bebek Bir Fidan’’ projesi kapsamında Ankara İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Ankara’da dünyaya gelen her bebek için bir fidan dikecek.
Ankara İl Çevre ve Orman Müdürü Haluk Özder, yaptığı açıklamada, şu ana kadar Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü tarafından 1 Ocak 2008 tarihinden bu yana Ankara’nın 17 ilçesinde dünyaya gelen yaklaşık 32 bin bebeğin isminin kendilerine gönderildiğini söyledi. Bebek isimlerinin plâkalarla fidanların üzerine takılacağını belirten Özder, fidanların, Çevre ve Orman Bakanlığı ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı arasında imzalanan protokolle Atatürk Orman Çiftliği’nde (AOÇ) yeniden ağaçlandırılmak üzere açılan 750 hektarlık alanın 90 hektarlık bölümüne dikileceğini anlattı.
|
07.02.2009
|
|
|
GENÇLİĞİN HALİ ENDİŞE VERİCİ |
DİYARBAKIR'DA yapılan bir anket çalışmasına katılan lise öğrencilerinin yüzde 55’inin sebepsiz ve çabuk öfkelendiklerini, yüzde 35’inin ise ailesiyle geçinemediğini söylediği bildirildi.
Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Biyoistatistik Bölümü’nce lise öğrencilerinin sorunlarını belirlemek amacıyla farklı sosyo ekonomik çevrelere hitap eden 3 lisedeki bin 135 öğrenci üzerinde anket uygulandı. Biyoistatistik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Satıcı, düzenledikleri anketle ilgili olarak, yaptığı açıklamada, öğrencilerin yaşadıkları sorunlara çözümler geliştirilmesine yardımcı olmak üzere, sorunların tesbitine yönelik anket çalışması yaptıklarını belirtti. Şehir merkezinde farklı sosyo ekonomik çevrelere hitap eden 3 lisedeki bin 135 öğrenciye uyku, beslenme, cinsellik, özgüven, psikolojik durum, ailevî ilişkiler gibi çeşitli konularda 50 soru yönelttiklerini kaydeden Satıcı, ankete katılan öğrencilerden yüzde 45’inin uyku problemi, yüzde 39’unun sürekli halsizlik yaşadığını ve yüzde 20’sinin de yeterince beslenemediklerinin belirlendiğini kaydetti. Satıcı, anket sonuçlarının değerlendirilmesiyle, gençlerin önemli bir yüzdesinin çabuk öfkelendiklerinin ortaya çıktığını ifade eden Satıcı, anket sonuçlarını şöyle açıkladı:
‘’Ankete katılanlardan ‘öfke patlamaları yaşıyorum, nedensiz çabuk sinirleniyorum’ diyenlerin oranı yüzde 55 olarak gerçekleşti. Ailesi ile geçinemeyenlerin oranı yüzde 35, öğretmenlerinin daha çok gözde öğrencilerle ilgilendiğini belirterek, bunu bir sorun olarak görenlerin oranı ise yüzde 54 oldu. Ankette ‘kendime güvenim yok’ diyenlerin oranı yüzde 16, kendisini utangaç ve sıkılgan olarak nitelendirenlerin oranı ise yüzde 26 olarak belirlendi. Ankete göre, öğrencilerin yüzde 29’u ise okul saati dışında bir işte çalışıyor.’’
ÇOCUK SAYISI FAZLA, AİLE İLGİLENEMİYOR
ARAŞTIRMAYI değerlendiren DÜ Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aytekin Sır' da çocuk sayısının fazla olması sebebiyle ailelerin çocuğa yeterince ilgi gösteremeyebileceğini belirterek, bu durumun çocukta önemsenmeme duygusu oluşmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi. Bu çocukların kendilerini aile ve toplum içinde ispatlamaya çalıştığını, bu sebeple istenmeyen yer ve yöntemlere yönelebileceğini de kaydeden Sır, ayrıca toplumda şiddetin yaygın olduğunu ve şiddet görenlerin içine kapanık, kendilerine güvenlerinin de az olduğunu ifade etti. Aytekin Sır, ‘’Araştırmalara göre şiddet görenlerin şiddete başvurması da yaygın. Şiddetin yaygın olduğu yerde çocukların çabuk sinirlenmesi normal” diye konuştu.
|
07.02.2009
|
|
|
Tütün savaşçıları takipte |
Bursa Valiliği, Sağlık Bakanlığının genelgesi doğrultusunda, vatandaşların yoğun olduğu mekânlar ile kamu kurum kuruluşlarında inceleme yapmak üzere ‘’il tütün kontrol ekipleri’’ oluşturdu.
Bursa Valiliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanun ile birçok kurum ve kuruluşa yükümlülükler getirilmesinin ardından Sağlık Bakanlığı, valiliklere gönderdiği genelgede, şehirlerde inceleme ve değerlendirme yapılması için ekipler oluşturulmasını istedi. Genelge doğrultusunda Bursa Tütün Kontrol Kurulu’nun yaptığı toplantıda ‘’il tütün kontrol ekipleri’’ oluşturulduğu bildirilen açıklamada, ekiplerde kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili sağlık, emniyet, millî eğitim, il kültür ve turizm müdürlükleri ve belediyeler gibi bütün kamu kurum ve kuruluşlarından yetkili personelin yer aldığı belirtildi. İl tütün kontrol ekiplerinin eğitiminin Vali Yardımcısı Ziya Güler yönetiminde İl Sağlık Müdürlüğünde yapıldığı kaydedilen açıklamada, ‘’Eğitimlerinin tamamlayan ekipler, vatandaşların yoğun bulunduğu alış veriş merkezi, ticaret merkezi, iş hanı, otel, sinema, tiyatro, otogar, spor ve eğlence tesisi ve benzeri yerler ile kuaför ve berber gibi işletmeler ile kamu kurum ve kuruluşlarında yapılacak eğitim ve inceleme çalışmalarına katılacak’’ ifadesine yer verildi. Ekipler, eğitim ve incelemeleri sırasında şu noktalara dikkat edecek:
nTütün ürünlerinin tüketilip tüketilmediği, kanun gereği tütün ürünlerinin tüketilemeyeceği yerlerde uygun boyutlarda hazırlanmış, uyarı yazılarının herkes tarafından görülebilen yerlerde asılı olup olmadığını,
nKamu kurum ve kuruluşlarına ait yer, araç, bina ve tesislerde idari yaptırım kararlarını uygulamakla yetkili kılınan kamu görevlilerinin çalışmaları,
n4207 sayılı Kanun’un 19 Mayıs 2008 tarihi öncesindeki hükümlerine dayanılarak oluşturulmuş olan ve bu tarih itibarıyla kapatılması gereken ‘’sigara içme alanları’’nın kapatılıp kapatılmadığı.
Ekiplerin tesbit ettiği aksaklıklarla ilgili tutanak hazırlayacağı ve daha sonra aksaklıkların giderilip giderilmediğini kontrol amacıyla yeniden ziyaretlerde bulunacağı belirtilen açıklamada, huzurevleri, hastaneler, toplu taşıma araçları, her türlü spor, kültür, sanat ve eğlence faaliyetinin yapıldığı açık alanlar ile tütün ürünü satılan işletmelerin de ekiplerce ziyaret edileceği kaydedildi.
|
07.02.2009
|
|
|
Kaçak maden ocakları can yakıyor |
ZONGULDAK'TAKİ kaçak maden ocaklarında 2005 yılından bugüne kadar 20 kişi öldü, 25 kişi yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Zonguldak’ta yasa dışı işletilen kömür ocakları, işçi sağlığı ve güvenliği tedbirleri alınmadan üretim yapıldığından ciddî yaralanma ve ölümlere sebep oluyor. Şehirde 2005 yılında 5, 2006’da 3, 2007’de 4, 2008’de 4, 2009’da 4 kişinin öldüğü, 2005’te 7, 2006’da 5, 2007’de 7, 2008’de 6 kişinin yaralandığı maden ocaklarında iş umudu hüzne dönüşüyor. Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Demir Madencilik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Salih Demir, kaçak kömür ocaklarının havzanın en önemli sorunu olduğunu, çok sayıda ailenin canını yaktığını söyledi. Madenciliğin önemli iş güvenliği ve işçi sağlığı yatırımı gerektiren sektörler arasında yer aldığını, aksi takdirde kazaların kaçınılmaz olacağını ifade eden Demir, şöyle konuştu:
“Kaçak kömür ocağına girmek adeta canlı canlı mezara girmek gibi bir şeydir. Buralarda en küçük iş güvenliği önlemi bile alınmamaktadır. Kaçak kömür ocakları kentin en önemli kanayan yarası durumunda. Bunlar can ve mal kaybının yanı sıra devlete de önemli zarar veriyor. Kaçak ocaklar ailelerinin canını yakmasının yanı sıra devleti ayda 3 milyon TL zarara uğratıyor. Her an ölümle burun buruna gelen vatandaşların emeklerinin karşılığı maaşları da ödenmiyor.”
Demir, kaçak maden ocaklarıyla mücadelede devlete, özel firmalara ve ilgili kurumlara önemli görevler düştüğünü söyledi.
|
07.02.2009
|
|
|
Yaban hayvanlarına havadan kuduz aşısı yemi |
İZMİR'İN Selçuk ilçesinde, yaban hayvanları için Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarıyla kuduz aşısı yemi atılmaya başlandı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın yürüttüğü ‘’Türkiye’de Kuduz Hastalığının Kontrolü Projesi’’ kapsamında, THK’na ait Cessna 206 tipi uçaklarla havadan kuduz aşısı yemi atılıyor. Kuruma ait 6 uçakla, bölgeye, her kilometrekareye 18 aşı yemi düşecek şekilde toplam 609 bin 600 adet atılacak. Uçaklara monte edilecek otomatik makinelerle yapılacak bu yemlerin atılması 12 gün sürecek. Yaklaşık 20 gram ağırlığında ve kibrit kutusu büyüklüğündeki kuduz aşı yemlerini, başta tilkiler olmak üzere yaban hayvanlarının yemesi amaçlanıyor. Aydın, İzmir, Manisa, Muğla, Denizli ve Uşak’ta yerleşim alanlarının çevresinde yaban hayvanlarının dolaştığı 36 bin metre karelik alana kuduz aşısı yemi atılacak.
|
07.02.2009
|
|
|
‘Askıda bilet’ uygulaması |
ANTALYA Devlet Tiyatrosu, maddî imkânı olmadığı için tiyatro oyunlarını seyredemeyenler için ‘’askıda bilet’’ uygulaması başlattı.
İtalya’da ‘’askıda kahve’’ adı altında ekonomik durumu iyi olmayanların ücretsiz kahve içebilmeleri için başlatılan, Türkiye’de ise fırınlarda ‘’askıda ekmek’’ olarak uygulanan yardım yöntemi, şimdi de tiyatro sahnelerine girdi. Antalya Devlet Tiyatrosu Müdürü Selim Gürata, yaptığı açıklamada, tiyatro bünyesinde, ‘’askıda bilet’’ adı altında bir sosyal sorumluluk projesi başlattıklarını kaydetti. Tiyatro izlemek üzere gelen kişilerin, kendilerinin yanı sıra fazladan bir bilet alarak ekonomik durumu iyi olmayan kişilere destek olmasını hedeflediklerini belirten Gürata, uygulama ile özellikle üniversite öğrencilerini tiyatroya çekmek istediklerini ifade etti.
|
07.02.2009
|
|
|
İstanbul’da 16 bin sokak köpeğine çipli takip |
İSTANBUL Büyükşehir Belediyesi (İBB), sokak hayvanlarının rehabilitasyonu çalışmaları çerçevesinde tedavilerini tamamladığı binlerce evsiz köpeğe mikroçip takarak tedavi süreçlerinin düzenli olarak takip edilmesini sağlıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü, sokak hayvanları rehabilitasyon çalışmalarına devam ediyor. Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü, 2006 yılında başlattığı “sokak hayvanlarına mikroçip” programını bugüne kadar 15 bin 952 evsiz köpeğe uyguladı. Deri altına uygulanan mikroçip yazılımıyla, sokak hayvanlarının aşı takvimleri, tedavi bilgileri ve yaşadıkları bölgeler kayıt altında tutuluyor. Mikroçip uygulanan sokak hayvanı veteriner ekipler tarafından tekrar merkeze alındığında, hayvana önceden uygulanmış olan tüm tedavilere elektronik ortamda ulaşılabiliyor.
|
07.02.2009
|
|
|
|