Süper Ligin lideri Sivasspor bugün G.Saray ile Fortis Türkiye kupasında yarı finale çıkmak için 4. Eylül Stadı'nda tarihi bir karşılaşmaya çıkacak. Geçen yıl çok arzuladığı halde başaramadığı UEFA Kupası'na katılmanın en kestirme yolu Fortis Türkiye Kupası'nı kazanmak. Sadece Sivasspor değil bu kupada çeyrek finalistlerinin aklında ligden daha çok kupa rövanşlarının olduğu bu haftayaşadık. Öyle ki, G.Saray ve Beşiktaş hariç diğer 6 takım (Ankaraspor, Antalyaspor, Bursaspor, Denizlispor, Fenerbahçe, Sivasspor) puan kaybettiler. Bu puan kayıplarının sebeplerinden biri de şüphesiz, takımlarımıza haftada 3 maçın ağır gelmesi.
İkinci yarının ilk haftasının en kârlı takımları, deplasmanda galip gelen Trabzonspor ve G.Saray ile evinde kazanan Beşiktaş oldu. Beşiktaş için tek gollü sıkıntılı galibiyetler taraftarını rahat ettirmese bile alınan 3 puanlar oldukça önemli. Mustafa Denizli’nin çift ön liberolu, defansif ağırlıklı kadrosu ve takım savunmasının iyi yapılması rakibe fazla gol pozisyonu vermiyor. Belki de doğru olan bu.”Önce gol yemeyeyim nasıl olsa bir tane atarım” düşüncesi son iki maçta haklı çıktı.
Antalyaspor karşısında bol gol pozisyonuna girip bunları değerlendirememek, sadece beceriksizlik olarak yorumlanmamalı. Takımda anlaşılmaz bir gerginlik var. Skor avantajını elde etmiş bir büyük takım, rakibi karşısında çok pas yaparak, acelecilikten uzak, sâkin oynaması gerekirken bir panik hali gözlenmekte. Rüştü’nün yaptığı iki önemli hatayı da ancak böyle açıklayabiliriz. Buna rağmen Tello’nun şahane golü, Beşiktaş’lı futbolcuların hiç kart görmemesi, İnönü'deki taraftarın (küfürsüz) güzel ve neşeli tezahüratı, Mehmet Özdilek’e yapılan kadirşinaslık, Antalyaspor’lu futbolcuların iyi niyeti ve hakem Tolga Özkalfa’nın yönetimi maçı güzelleştiren faktörler olarak öne çıktı.
|