Fenerbahçe ikinci devreye Trabzonspor beraberliği ile başladı. Maç o kadar hızlı başladı ki 90 dakika nasıl bitecek diye bir soru sorulsa golsüz beraberlik akla bile gelmezdi. Fenerbahçe maçın ilk 20-25 dakikalık bölümünde topu rakip alana taşımaya başladı ve çok adamla hücum ederek erken bir gol bulmanın hesaplarını yaptı. Güiza ve Alex gününde değildi. Deivid ve Uğur ile kanatlardan pozisyon üretmeye çabalayan Fenerbahçe çok adamla hücum ettikçe geride boşluklar oluştu.
Trabzonspor bu bölümde Fenerbahçe defansının arasına uzun toplar atarak tehlikeli pozisyonlar üretti. Onlar da golcüleri Umut ve Gökhan'ın beceriksizliği ve kaleci Volkan'ın yerinde hamleleri ile sonuca ulaşamadılar. İkinci yarı ile birlikte Emre ve Alex markaj altında kalıp ağırlıklarını hissettiremeyince Fenerbahçe oyunun hakimiyetini rakibe kaptırdı. Trabzon baskısı altında geçen ikinci yarıda Fenerbahçe adına en çok Gökhan Gönül ve Lugano çalışkanlıkları ile göze battı. Selçuk Şahin rakip adaşı Selçuk İnan kadar kendini gösteremedi. Trabzonspor'lu Selçuk ise göbekten Fener savunmasının arasına çok tehlikeli toplar attı. Bu tür toplar ileride Fenerbahçe'nin canını çokça yakabilir. Aragones'in Uğur-Kazım değişikliğini anlamakta zorlandım. O mevkide oynayabilecek Wederson varken Deivid'i sola çekti ama bu hiçte yararlı bir değişiklik olmadı. Alex'i maçın bitmesine yarım saat varken kenara alıp Josico'yu oyuna dahil etmeside öyle.
Gelelim Fenerbahçe'nin bu sezonki akıbeti hakkındaki izlenimlerimize. Lig uzun bir maraton. Bu maçta gördük ki bu kadro yetersiz kalıyor. Çok kaliteli oyuncular olmasına karşılık yeterli sirkülasyon olmayınca takım ruhu yakalanamıyor. Gökhan Emreciksin takviyesi yapıldı ama yeterli olduğunu söylemek imkansız. Devre arasında iyi transfer yapmak zor, ama yapılabilecek takviyeler mutlaka olmalıydı. Fenerbahçe gibi büyük bir klubün oyuncu alamama gibi bir sıkıntısı olamaz.
|