Devra arasında G.Saray'ın gündemini çokça meşgul eden Ümit Karan'ın transfer meselesi kulüpte kalmasıyla neticelendi. Aynı Ümit Karan Sivas'ta takımın başında kaptan olarak sahaya çıktı. Benim beklentim, Ümit'in gönderilme yerine takımda kalmasının onda ayrı bir motivasyonun sağlayacağı yönündeydi. Ancak Ümit, sahada takımın en sorumsuzu olarak dolaştı durdu. 44 dakika hiç bir olumlu katkı sağlamadı takımına. Muhtemelen ikinci yarıda teknik direktör Skibbe onu değiştirecekti. Ama Ümit Karan Skibbe'ye işi bırakmadı. Büyük bir sorumsuzluk örneği sergileyerek kendisini ihraç ettirdi.
Kaptanın kötü oyununa rağmen G.Saray, oyunun tek hakimiydi. Sanki buzlu sahanın tecrübelisi Sivasspor değil de G.Saray'dı. Ayağa iyi pas yaparak oyunu kontrol eden taraf oldu. İkinci yarıda oyunun seyri değişti. Sivasspor Balili'yi alarak oyuna başladı. Arda içeri Baroş'a yakın oynamaya başlayınca Sivasspor kenarlarda boşluklar buldu. İlk yarıda yapamadığı kontratakları G.Saray'ın eksik kalmasıyla yapmaya başladılar. Sivas takımının en büyük özelliği geride kapanıp, çabuk hücuma çıkması. G.Saray ilk yarıda buna hiç fırsat vermedi. Ancak ikinci yarıda Sabri ve Volkan'ın boşalttığı taraflardan, özelliklede Sabri'nin tarafından etkili hücumlarla neticeye gittiler. Skibbe ikinci yarıda taktik değişikliğe gitmeyi beceremedi. İki devre arasındaki bariz üstünlük farkın bunu gösteriyor. Sadece eksik kalmaya bunu bağlamak doğru değil.
G.Saray bu sezon şampiyon olamazsa bunun tek nedeni sürekli sakat oyuncularını fazlalığından olacak. Neredeyse bir takım sayısı oyuncusu sakat. Lig başladığından beri bu problem aşılamadı. Aynı on birle oynayamamak her zaman bütünlük sağlamada zorluklar getirir. Bazı maçlarda bunu daha iyi görüyoruz.
|