Amerika Birleşik Devletleri yönetimi Orta Doğu insanları üzerinde yol açtığı kıyıma göz yummaya ve yokmuş gibi davranmaya devam ediyor.
Bush yönetimi uygulamış olduğu dış politika ile Müslüman dünyada Amerikan değerlerinden ziyade temelde Amerikan politikalarına karşı yükselen bir anti-Amerikancılığın doğmasına yol açtı.
Son günlerde Gazze Şeridi’nde yükselen yeni şiddet dalgası ise, Amerikan yanlısı Arap hükümetlerinin İsrail’i kınayan açıklamalarına rağmen kesinlikle halkları karşısında zor duruma düşmelerine sebep olacaktır. Birleşik Devletlerin bu şiddeti durdurma konusundaki duyarsızlığı ve çaresiz tavrı Orta Doğu’da onun müttefiki olan ülkelerdeki hükümetleri halklarıyla karşı karşıya getirecektir.
Hamas’a karşı uygulanan bu şiddet yükseldikçe, Amerikan yanlısı Arap ülkelerinin vatandaşlarının kendi hükümetlerine karşı kuşkulu tavırlarının artacağı ve onları alaşağı etmek isteyecekleri düşüncesi, bu noktadan sonra Obama yönetiminin de endişe duyacağı bir mesele olacaktır.
Amman’da yer alan Ürdün Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi analistlerinden Muhammed Mısrî konu ile ilgili şu beyanatta bulundu: “Bu olaylar gün geçtikçe İsrail ve ABD ile sıkı ilişkileri bulunan ve Amerikan stratejisi ve dış politikasını destekleyen Arap rejimlerini rahatsız etmeye başlamıştır. Arap ülkelerinin sokaklarında öfke yükselmektedir. Onlar, olayı sanki Mısır gibi ülkelerin Gazze’ye saldırılmasına yeşil ışık yakmış gibi yorumlamaya başlamışlardır.”
Obama daha evvel acilen yeni barış çabalarının başlatılmasına gerek duyduğunu ve Amerikan politikasının İslâm ile ilişkisine yeni bir soluk getirmek amacıyla 1,5 milyar mensubu bulunan Müslüman dünyasına bir konuşma yapmak istediğini belirtmişti.
İsrail’in son günlerde başlattığı kan dökme dalgası Obama’nın Müslümanlara hitabında kullanacağı her kelimeyi gölgeleyebilir. Çünkü şu anda Gazze’de başgösteren şiddet Müslümanların kulaklarında yüksek sesle çınlamaktadır. Bugün masum Müslüman çocuk ve kadınların öldürülmesi Müslümanlara her şeyi bütün çıplaklığı ile anlatmaktadır.
Bush yönetiminin yıllar içinde oturttuğu Amerikan stratejisi ve hedefleri, sadece ve sadece Amerika’nın petrol çıkarlarının ve İsrail devletinin korunmasına odaklanmıştı. Bu politika yüzündendir ki, İsrail büyük bir rahatlıkla Filistinlilere karşı stratejik saldırılarına devam etmiş ve uzun vadede bölgede barışı imkânsız kılacak hareketlerde bulunmasına imkân sağlanmıştır.
Bu son saldırılar kat'î bir şekilde bölgede barış görüşmelerinin baltalanmasına ve tamamen durmasına yol açacaktır.
Şimdi her iki taraftan da kan oluk oluk akmaya devam edecek. Tıpkı onlarca yıldır aktığı gibi... Amerika Birleşik Devletleri kendi çıkarlarına yönelik politikasını devam ettirdiği sürece ve kendi ekonomik çıkarlarını her şeyden önde tuttuğu müddetçe, Filistinlilerin dramlarına gerçek çözümler bulmak mümkün olmayacaktır.
İsrail’i yönetenlere göre intihar saldırılarını ve roketleri durdurmanın yolu bütün askerî güçlerini kullanmaktır... Kesinlikle bu saldırılar ve yeni koruma noktaları oluşturulması sınırın öte tarafında rahatça hareket eden direnişçilerden bir kaçını yakalamalarına ve engellemelerine imkân sağlayacaktır.
Ama ey İsrail, masum kadın ve çocukların hunharca öldürülmesi de ne oluyor?
TERCÜME: UMUT YAVUZ
|