Dünya

ÜÇ GÜNDE ÜÇÜNCÜ AÇIKLAMA

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, dünya liderlerini, İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarla ilgili olarak yeterli çabayı göstermedikleri gerekçesiyle eleştirdi. Ban Ki-mun, son üç günde Gazze ile ilgili yaptığı üçüncü açıklamada, taraflara âcil olarak ateşkes yapmaları çağrısını tekrarladı.

BARIŞ İÇİN HER YOLU DENEYİN

"Bölgesel ve uluslararası tarafların yeterli çaba göstermediklerini düşünüyorum. Daha fazlasını yapmalılar" diyen Ban Ki-mun, liderlerin şiddete son vermek, siyasî diyalogu desteklemek ve farklılıkların barışçı yollarla çözümü için mümkün olan her yolu denemeleri gerektiğini vurguladı.

ŞİDDETTEN ÇOK HUZURSUZUM

Gazze içiyle çevresinde artan şiddet nedeniyle "dehşete kapıldığını" belirten Ban Kimun, bu şiddetin "kabul edilemez" olduğunu, olayların korkutucu boyutlarının ve özellikle çocuklar üzerindeki etkilerinin kendisini çok huzursuz ettiğini, bütün bunlara son verilmesi gerektiğini söyledi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun, dünya liderlerini, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılarla ilgili olarak yeterli çabayı göstermedikleri gerekçesiyle eleştirdi. Genel Sekreter Ban Ki-mun, son üç günde Gazze ile ilgili yaptığı üçüncü açıklamada, taraflara acil olarak ateşkes yapmaları çağrısını yineledi. Ban Ki-mun düzenlediği basın toplantısında, “Bölgesel ve uluslar arası tarafların yeterli çaba göstermediklerini düşünüyorum. Daha fazlasını yapmalılar” diye konuştu. Liderlerin şiddete son vermek, siyasî diyaloğu desteklemek ve farklılıkların barışçıl yollarla çözümü için mümkün olan her yolu denemeleri gerektiğini kaydeden Ban Ki-mun, Çarşamba günü bir araya gelecek Arap Birliği liderlerine de seslenerek, “Onları, bu kısır döngüye en kısa zamanda son vermek amacıyla hızlı ve kararlı davranmaları yönünde uyarıyorum” dedi.

Ban Ki-mun, diğer dünya liderlerinin de soruna kalıcı bir çözüm bulunması için çabalarını arttırmak zorunda olduklarını kaydetti. Gazze içinde ve çevresinde artan şiddet nedeniyle “dehşete kapıldığını” belirten Ban Ki-mun, bu şiddetin “kabul edilemez” olduğunu söyledi. BM Genel Sekreteri, olayların korkutucu boyutlarının ve özellikle çocuklar üzerindeki etkilerinin kendisinde çok büyük huzursuzluk oluşturduğunu, bütün bunlara son verilmesi gerektiğini ifade etti. Ban Ki-mun, diyalog yolunun, ancak tarafların acil olarak ateşkese varmasından sonra açılabileceğini vurguladı.

İSRAİL LÜBNAN SINIRINDA DA ALARMA GEÇTİ İsraİl ordusu, Gazze’de Hamas’a karşı hava saldırılarında bulunurken, diğer yandan da ülkenin kuzeyinde alarm düzeyini yükseltti. Amaç Lübnan sınırındaki, Hizbullah koruması altındaki Filistinli gruplardan füze saldırıları gelmesini engellemek. Jerusalem Post gazetesinin savunma yetkililerine dayanarak verdiği habere göre, bu yılın başlarında ülkenin kuzeyindeki Kiryat Şimona ve Şlomi’ye yapılan iki roket saldırısının arkasında bulunduğuna inanılan Filistinli gruplar, Gazze’de Hamas’la dayanışma içinde olduklarını göstermek amacıyla roket saldırısı düzenlemeyi planlıyor. Bu sebeple İsrail ordusu kuzeyden gelebilecek bir saldırıya karşı hazır olmak için, bölgede yüksek alarm düzeyine geçti. Tel Aviv / aa

YİNE ÇOCUKLAR ÖLÜYOR

İsraİl’İn Gazze’ye yönelik saldırılarında ölü sayısı her geçen gün artıyor, önceki gece saatlerindeki İsrail hava saldırısında 10 Filistinli yaşamını yitirdi, en az 40 kişi yaralandı. Filistin hastane kaynaklarına göre yaşamını yitirenlerin sayısı 370’i aştı yaralı sayısı ise bin 700’e yaklaştı. İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nin kuzeyinden güneyine hava saldırıları devam ederken, önceki sabah bölgenin kuzeyindeki Cebaliye’de 2 çocuk, güneydeki Han Yunus’ta ise bir sivil hayatını kaybetti. Yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Cebaliye mülteci kampı bölgesinde, cadde üzerinde bir eşeğin çektiği araçta bulunan biri 4, diğeri 11 yaşlarındaki iki kız kardeş, bombardımanda öldü. Sağlık görevlileri, bir füzenin çocukların bulunduğu aracı doğrudan vurduğunu bildirdi. Filistinli sağlık kaynakları, İsrail’in önceki gece gerçekleştirdiği saldırılarda da 10 kişinin öldüğünü belirtti. Birleşmiş Milletler de saldırılarda ölen sivillerin sayısını 62 olarak açıkladı.

UZUN SÜRELİ OPERASYON HAZIRLIĞI

İsraİl, “uzun süreli bir operasyona” hazır olduğunu bildirerek, Hamas’la ateşkes yapmayı reddetti. İsrail İçişleri Bakanı Meir Şetrit, Gazze’den yönelen roket tehdidi bertaraf edilmeden Hamas ile ateşkesin mümkün olmadığını söyledi. Şetrit, İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, “Ateşkese yer yok” derken, İsrail hükümetinin güneydeki roket tehdidini ortadan kaldırmaya kararlı olduğunu ifade etti. Bu nedenle İsrail ordusunun operasyonunun durmaması gerektiğini savunan Şetrit, Gazze’de Hamas ile mücadelenin haftalar sürebileceği mesajını verdi ve “Operasyonun amacı budur ve yerine getirilmelidir” diye konuştu. İsrail Savunma Bakanı Yardımcısı Matan Vilnai de ordunun haftalar alabilecek bir savaşa göre hazırlandığını kaydetti. İsrail Başbakanı Ehud Olmert de Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, Savunma Bakanı Ehud Barak, Genelkurmay Başkanı Gabi Aşkenazi’nin de aralarında bulunduğu bazı üst düzey yetkililerle yaptığı toplantıda, ateşkes ihtimalini ağza almaktan kaçınmalarını istedi. Hamas sözcüsü Fevzi Barhum ise bütün Filistinli grupları “şahadet operasyonları da dahil mümkün olan tüm yollarla İsrail’e cevap vermeye” çağırdı. İsrail operasyonunun başlamasının ardından Hamas tarafından düzenlenen roket saldırılarında ölenlerin sayısı da 5’e yükseldi.

31.12.2008

İsrail saldırısı Obama’yı zorda bırakacak

Amerika Birleşik Devletleri yönetimi Orta Doğu insanları üzerinde yol açtığı kıyıma göz yummaya ve yokmuş gibi davranmaya devam ediyor.

Bush yönetimi uygulamış olduğu dış politika ile Müslüman dünyada Amerikan değerlerinden ziyade temelde Amerikan politikalarına karşı yükselen bir anti-Amerikancılığın doğmasına yol açtı.

Son günlerde Gazze Şeridi’nde yükselen yeni şiddet dalgası ise, Amerikan yanlısı Arap hükümetlerinin İsrail’i kınayan açıklamalarına rağmen kesinlikle halkları karşısında zor duruma düşmelerine sebep olacaktır. Birleşik Devletlerin bu şiddeti durdurma konusundaki duyarsızlığı ve çaresiz tavrı Orta Doğu’da onun müttefiki olan ülkelerdeki hükümetleri halklarıyla karşı karşıya getirecektir.

Hamas’a karşı uygulanan bu şiddet yükseldikçe, Amerikan yanlısı Arap ülkelerinin vatandaşlarının kendi hükümetlerine karşı kuşkulu tavırlarının artacağı ve onları alaşağı etmek isteyecekleri düşüncesi, bu noktadan sonra Obama yönetiminin de endişe duyacağı bir mesele olacaktır.

Amman’da yer alan Ürdün Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi analistlerinden Muhammed Mısrî konu ile ilgili şu beyanatta bulundu: “Bu olaylar gün geçtikçe İsrail ve ABD ile sıkı ilişkileri bulunan ve Amerikan stratejisi ve dış politikasını destekleyen Arap rejimlerini rahatsız etmeye başlamıştır. Arap ülkelerinin sokaklarında öfke yükselmektedir. Onlar, olayı sanki Mısır gibi ülkelerin Gazze’ye saldırılmasına yeşil ışık yakmış gibi yorumlamaya başlamışlardır.”

Obama daha evvel acilen yeni barış çabalarının başlatılmasına gerek duyduğunu ve Amerikan politikasının İslâm ile ilişkisine yeni bir soluk getirmek amacıyla 1,5 milyar mensubu bulunan Müslüman dünyasına bir konuşma yapmak istediğini belirtmişti.

İsrail’in son günlerde başlattığı kan dökme dalgası Obama’nın Müslümanlara hitabında kullanacağı her kelimeyi gölgeleyebilir. Çünkü şu anda Gazze’de başgösteren şiddet Müslümanların kulaklarında yüksek sesle çınlamaktadır. Bugün masum Müslüman çocuk ve kadınların öldürülmesi Müslümanlara her şeyi bütün çıplaklığı ile anlatmaktadır.

Bush yönetiminin yıllar içinde oturttuğu Amerikan stratejisi ve hedefleri, sadece ve sadece Amerika’nın petrol çıkarlarının ve İsrail devletinin korunmasına odaklanmıştı. Bu politika yüzündendir ki, İsrail büyük bir rahatlıkla Filistinlilere karşı stratejik saldırılarına devam etmiş ve uzun vadede bölgede barışı imkânsız kılacak hareketlerde bulunmasına imkân sağlanmıştır.

Bu son saldırılar kat'î bir şekilde bölgede barış görüşmelerinin baltalanmasına ve tamamen durmasına yol açacaktır.

Şimdi her iki taraftan da kan oluk oluk akmaya devam edecek. Tıpkı onlarca yıldır aktığı gibi... Amerika Birleşik Devletleri kendi çıkarlarına yönelik politikasını devam ettirdiği sürece ve kendi ekonomik çıkarlarını her şeyden önde tuttuğu müddetçe, Filistinlilerin dramlarına gerçek çözümler bulmak mümkün olmayacaktır.

İsrail’i yönetenlere göre intihar saldırılarını ve roketleri durdurmanın yolu bütün askerî güçlerini kullanmaktır... Kesinlikle bu saldırılar ve yeni koruma noktaları oluşturulması sınırın öte tarafında rahatça hareket eden direnişçilerden bir kaçını yakalamalarına ve engellemelerine imkân sağlayacaktır.

Ama ey İsrail, masum kadın ve çocukların hunharca öldürülmesi de ne oluyor?

TERCÜME: UMUT YAVUZ

Robert Miranda

31.12.2008

Steinbach: Ilımlı İsrailliler nerede?

‘İsrail'in Gazze saldırıları ahlâk dışı’

Alman Şark Enstitüsü’nün Başkanı Prof. Dr. Udo Steinbach, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırıları “ahlâk dışı” olarak değerlendirdi. Alman profesör, Ortadoğu’da çözümün dışarıdan gelmesi gerektiğine dikkat çekti. Steinbach ayrıca “Ilımlı İsrailliler nerede?” diye sordu. Prof. Steinbach, Alman birinci devlet televizyon kanalı ARD kanalına açıklamalarda bulundu. Alman profesör, burada kendisine yöneltilen “İsrail ne yapsın? Hamas’ın hedeflerinden biri İsrail’i haritadan silmek değil mi?” şeklindeki soruya şöyle cevap verdi: “Filistinlilere ambargo uygulayarak açlığa maruz bırakmak yerine niye insancıl, insana davranılması gerektiği gibi davranılmadı ki. Tabiî ki roket saldırıları doğru davranış değil. Ama hedefini tutturamayan roket saldırılarına karşılık 36 saat içinde 350 kişinin ölümüne sebep olmak düpedüz ahlâk dışı davranıştır ve siyaset bunu söylemeli. Eğer bu söylenmezse, Arap toplumu genelinde, İslâm topluluğu genelinde itibarini kaybeder ve radikalizme yol açar.” Berlin / cihan

“ILIMLI İSRAİLLİLER NEREDE?”

“OrtayI yatıştırmak isteyen, çözümü siyasette arayan ılımlı Filistinliler nerede?” sorusuna ise Alman Şark Enstitüsü’nün Başkanı’nın cevabı şu şekilde oldu: “Bu kısım haliyle şaşkınlık içinde ve çaresizliğe itilmiş durumdalar. Gazze’deki kardeşleri katliâm edilirken onlar ne diyebilir ki? Peki, ılımlı İsrailliler nerede; son birkaç yıl içinde sadece bir tane yerleşim yerini iade edenler? Barış sürecini başlatanlar nerede? Onlar da ortalıkta yok. İki tarafta da radikaller mevcut. Bunlar ise, Filistinliler olsun, İsrailliler olsun, kendiliğinden barış ortamını oluşturamazlar. Bundan dolayı çözüm dışarıdan gelmeli.” Ayrıca Steinbach, bu girişime ABD ve Avrupa Birliği tarafından öncülük yapması gerektiğini söyledi.

31.12.2008

Bangladeş’te zafer Şeyh Hasina’nın

Bangladeş’te yapılan genel seçimleri eski başbakanlardan Şeyh Hasina liderliğindeki ittifak kazandı. Yetkililer, resmî olmayan sonuçlara göre, Hasina ittifakının 150’den fazla milletvekilliği kazanarak, 300 sandalyeli mecliste çoğunluğu elde ettiğini belirtti. Seçim süreci tamamlansa da Hasina’nın rakipleri yolsuzluk ve usulsüzlüklerden şikâyetçi. Seçim kurulu yetkisi Hümayün Kabir, seçimlerin serbest ve adil bir ortamda gerçekleştiğini belirterek, Hasina ittifakının mecliste üçte iki oranında çoğunluk sağladığını ifade etti. Dakka / cihan

31.12.2008

ABD, 2010 yılında bölünecek iddiası

Rus Profesör Igor Panarin, 2010 yılında ABD’nin bölüneceğini öne sürdü. ABD’de yayınlanan Wall Street Journal gazetesinin haberine göre, toplu göçler, ekonomik çöküş ve ahlâkî düşüşün gelecek sonbaharda ABD’de bir iç savaşı tetikleyeceğini ve doların düşeceğini öne süren Panarin, 2010 yılının Haziran ayı sonralarında ya da Temmuz başında ise ülkenin altı parçaya bölüneceğini savunuyor. Panarin’in teorisine göre, ABD, ülkenin batısında kurulacak Çin etkisindeki “California Cumhuriyeti”, Meksika etkisindeki “Texas Cumhuriyeti”, ülkenin doğusunda başşehir Washington D. C. ve New York’u da içeren bölgede kurulacak AB etkisindeki “Atlantik Amerika”, Kanada etkisindeki “Merkezi Kuzey Amerika Cumhuriyeti”, Japon ya da Çin’in himayesindeki Hawaii ve Rusya’ya katılacak olan Alaska’dan oluşan altı parçaya bölünecek.

31.12.2008

Rusya’dan, 340 milyar dolarlık yeni kriz paketi

Rusya başbakanlık basın bürosundan yapılan açıklamada, ekonomik krizle mücadele için 10 trilyon ruble (340 milyar dolar) ayrıldığı belirtildi. Kaynak, federal bütçe, merkez bankası rezervleri ve sosyal fonlardan sağlanacak. Rusya’nın rezerv fonunda 123 milyar dolar ve millî refah fonunda da 72 milyar dolar bulunuyor. Rusya, enerji, basın, ulaşım ve haberleşme, petrol ve doğal gaz gibi öncelikli sektörlerde iş yapan 295 şirketin desteklenmesi kararı aldı. Rusya Başbakanı Vladimir Putin de rublenin ani düşüşünü önlemek için ülkenin altın ve döviz rezervlerinin harcanmasında dikkatli olunmasını istedi. Moskova / cihan

31.12.2008