Ömrünü İslâm Bilimleri Tarihi’ne adayan Prof. Dr. Sezgin, 6 ay önce açılan İstanbul İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin bina onarımını üstlenen firma sebebiyle istenilen seviyeye ulaşmadığını bildirdi. Sezgin, “Açılalı 6 ay oldu, ama müzenin Gülhane Parkı’nın içinde olduğunu gösteren bir yazı yok. Işıklandırma hiç iyi değil’’ dedi.
5 DİLDE HAZIRLADIĞIMIZ LEVHALAR ASILMADI
Müzede yer alan aletlerin tarihlerini, nasıl çalıştıklarını ve ne işe yaradıklarını anlatan 200 kadar levha hazırladığını anlatan Prof. Dr. Fuat Sezgin, “Müzeye, Almanca, İngilizce, Fransızca, Arapça ve Türkçe olarak hazırladığımız 200 kadar levha gönderdik. Ancak bu levhalar hâlâ basılmadı ve asılmadı. Bunlar olmadan bu müze sağır ve dilsiz” diye konuştu.
Tarihe sağır ve dilsiziz
İSLÂM bilginlerinin tarihin tozlu sayfalarında kalan buluşlarını gün yüzüne çıkaran ve 6 ay önce açılan İstanbul İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin kurulmasına öncülük eden Prof. Dr. Fuat Sezgin, müzenin halen istediği seviyeye gelmediğini ifade ederek ‘’Kimseyi şikâyet etmek istemiyorum ama binanın mimarî onarımını üzerine alan mimar, müzenin bir çok işini kötü yola soktu, durdurdu, keyfi olarak aksattı’’ dedi.
Ömrünü İslâm Bilimleri Tarihi’ne adayan ve çalışmalarını kurduğu Goethe Üniversitesi Arap-İslâm Bilimleri Tarihi Enstitüsü’nde direktör olarak sürdüren Prof. Dr. Fuat Sezgin (84) konuyla ilgili soruları cevapladı. Sezgin, müzenin kuruluşunu şöyle anlattı: ‘’Müslümanlar, ilimler tarihindeki muazzam yerlerini bilmedikleri için veya yanlış bildikleri için Avrupalılar karşısında büyük bir aşağılık duygusu içindeler. Benim amacım onlara atalarının ilimler tarihindeki muazzam yerini öğretmektir. Goethe Üniversitesi’nde uzun yıllar süren çalışmalardan sonra İslâm bilginlerini bilimler tarihinde keşfettiği aletleri tanıdım. Kaybolan bu aletlerin modellerini yaparak bir müze kurmaya karar verdim. Başlangıçta ‘Acaba 20 aleti bulabilir miyim, onların modelini yapabilir miyim’ diye düşünüyordum. Frankfurt’taki müzede şimdi 800-900 alet var. Bu muhteşem bir müze oldu.’’
Bu müzenin benzerini İstanbul gibi bir şehirde hayata geçirmenin daha doğru olacağı fikrinden hareketle çalışmalara başladığını bildiren Sezgin, 3 yıl önce Kültür ve Turizm Bakanlığı ile temasa geçilerek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de Gülhane Parkı içindeki Has Ahırlar Binası’nı müze için tahsis etmesiyle, ‘’İstanbul İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’’ 24 Mayıs 2008 tarihinde açıldığını bildirdi. Müzenin hâlâ istediği seviyeye gelmediğini ama kurulmasının bile önemli bir aşama olduğunu söyleyen Sezgin, müzeyi gören Türklerin, Arapların hatta Avrupalıların hayran olduğunu ifade ederek, ‘’Benim istediğim düzeye gelince müzenin insanlar üzerindeki tesiri çok daha kuvvetli olacak’’ dedi.
Sezgin müzenin adeta sağır ve dilsiz bir konumda bırakıldığını belirterek, müzenin Gülhane parkı içinde olduğunu bildiren herhangi bir tabela yahut işaret dahi olmayışından yakındı. Fuat Sezgin, müze binasının onarımını üstlenen firmanın yetersiz olduğunu ve birçok şeyi eksik bıraktığını savunarak, ‘’Açılalı 6 ay oldu ama müzenin Gülhane Parkı’nın içinde olduğunu gösteren bir yazı yok. Işıklandırma hiç iyi değil’’ diye konuştu.
Müzede yer alan aletlerin tarihlerini, nasıl çalıştıklarını ve ne işe yaradıklarını anlatan 200 kadar levha hazırladığını anlatan Sezgin, sözlerini şöyle sürdürdü:
‘’Müzeye, Almanca, İngilizce, Fransızca, Arapça ve Türkçe olarak hazırladığımız 200 kadar levha gönderdik. Bu levhalar Bilimler Tarihi’nin duvarı olacaktı. Müzeyi gezenler bu levhalarda İslâm Bilimler Tarihi’nin evrensel bilimler tarihindeki yerini göreceklerdi.’’
Dünyada 5 dilli bir başka müze bulunmadığını vurgulayan Sezgin, ‘’Ancak bu levhalar hâlâ basılmadı ve asılmadı. Bunlar olmadan bu müze sağır ve dilsiz. Bu müzeyi konuşturmak lâzım. Levhaları yapmak çok zordu. Kimseyi şikâyet etmek istemiyorum ama binanın mimarî onarımını üzerine alan mimar, sadece levha değil, müzenin bir çok işini kötü yola soktu, durdurdu, keyfi olarak aksattı. Bunun mesulü, binanın onarımını üzerine alan mimardır’’ görüşünü dile getirdi.
|