İstanbul, Bursa, Denizli, Gaziantep, Kayseri ve Konya gibi sanayinin geliştiği illerde, küresel ekonomik krizin etkisiyle işten çıkarılan işçi sayısının 100 binin üzerinde olduğu bildirildi. Türk-İş Genel Malî Sekreteri Ergün Atalay, şöyle konuştu: “Bu daha işin başı. Yani, bu gemi böyle gitmez, gitmemeli. Bunun bedelini işverenler de öder, ülkeyi yönetenler de öder, biz zaten çalışanlar olarak bedelini ödemeye devam ediyoruz. Krizden çıkmanın yolu işçi çıkarma değil, işçi çalıştırmaktır.”
İŞÇİ, KRİZİ TELEVİZYON SEYREDER GİBİ
SEYRETMEYECEK
“Krizi ve faturasının halka yıkılmasını bir televizyon dizisi gibi seyretmeyeceğiz. Siyaseti silkeleyeceğiz” diyen DİSK Genel Sekreteri Tayfun Görgün de, İşsizlik Sigorta Fonlarının amacı dışında kullanılmamasını, kriz bahanesiyle işçi çıkarılmalarının yasaklanmasını, kredi kartı ve ferdi kredî borçlarının yeniden yapılandırılmasını, vergi sisteminin emekçilerin lehine yeniden düzenlenmesini istedi.
İşçi kriz kurbanı olmasın
İSTANBUL, Bursa, Denizli, Gaziantep, Kayseri ve Konya gibi sanayinin geliştiği illerde, küresel ekonomik krizin etkisiyle işten çıkarılan işçi sayısının 100 binin üzerinde olduğu bildirildi. Türk-İş Genel Malî Sekreteri Ergün Atalay, ABD’de finans sektöründe başlayan, giderek bütün ülkelere yayılan ve ‘’Bizi etkilemez ‘’ denilen ekonomik krizin Türkiye’de de etkisini gösterdiğini ifade ederek, krizin bedelini geçmişte olduğu gibi en çok fakirlerin, işsizlerin ve işçilerin ödediğini söyledi. Normal zamanlarda girdilerden, işçi maliyetlerinden şikâyet eden işverenlerin büyük bölümünün, krizi bahane ederek işçi çıkarmaya başladıklarını savunan Atalay, işçi çıkarmanın krizden kurtulmak için çare olmadığını, kriz döneminde işsizleştirmenin, sistem açısından bir intihar olduğunu dile getirerek, krizden ancak istihdam ve üretim arttırılarak kurtulunabileceğini vurguladı.
Hükümetin krize karşı tedbirler paketi hazırladığını, bu süreçte Türk-İş olarak yetkililerle görüştüklerini anlatan Atalay, şunları söyledi: ‘’Türk-İş olarak Hükümetten talebimiz, işverenlere verilecek kredinin, (Sana 2-3 sene karşılıksız kredi veriyorum. Bir tane işçi çıkarmayacaksın. İşçinin maaşını da verdiğim bu krediden ödeyeceksin) şartına bağlanması. Hükümetin işçiye ve işverene yapacağı en büyük katkı bu olur. İşveren o parayı başka yerde kullanamamalı. Metal iş kolunda, tekstil iş kolunda arkadaşlarımız bedel ödemeye devam ediyor. Bu, toplumsal anlamda sıkıntı yaratır. İşverenler de ülkeyi idare edenler de buna dikkat etmek mecburiyetindedir. Son zamanlarda alabildiğine işçi çıkarma haberleri geliyor bize. Bu yol doğru bir yol değil, iyi bir yol değil, çıkar bir yol değil. İşverenlerimiz bundan bir an önce vazgeçmeli. Hükümet bu doğrultuda onlara yaptırım uygulamalı. Bursa’da işten çıkarılan işçi sayısı 38 bin. Onun dışında özellikle sanayisi olan İstanbul, Denizli, Gaziantep, Kayseri, Konya bölgelerinde işten çıkarılan işçi sayısı, resmî olmamakla birlikte takriben 75 binin üzerinde olarak görünüyor. Bu daha işin başı. Yani, bu gemi böyle gitmez, gitmemeli. Bunun bedelini işverenler de öder, ülkeyi yönetenler de öder, biz zaten çalışanlar olarak bedelini ödemeye devam ediyoruz. Krizden çıkmanın yolu işçi çıkarma değil, işçi çalıştırmaktır.’’
|