Economİst dergisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın çizgisindeki değişimi irdelediği yazısında, bu değişimi kaygı verici bulduğunu kaydetti.
Erdoğan’ın partisinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmaktan kılpayı kurtulunca, soru “hangi Erdoğan’ın öne çıkacağında” düğümlendiğini dile getiren Economist, “İdeolojik davranmayan, pragmatist, cesur reformlarıyla 2005’te Avrupa Birliği’yle üyelik görüşmelerini başlatan Erdoğan mı? Yoksa, her işe karışan ve AKP’ye İslâmcı kökleri sebebiyle darbe vurmaya can atan askerleri, 2007’deki seçim zaferinin hemen ardından, türbanı üniversitelerde serbest bırakmaya çalışarak kışkırtan, dogmacı ve ani tepki gösteren Erdoğan mı?’’ diye sordu. Özellikle Güneydoğu’da tırmanan şiddet ve dünya ekonomisini sarsan küresel finansal kasırga sorunlarından ülkeyi korumak zorunda olduğu dikkate alındığında bu sorunun cevabının aciliyet kazandığını ifade eden Economist, ‘’Endişe verici ama görünen o ki, Erdoğan için yanıt b şıkkı’’ diye yazdı. Erdoğan’ın giderek daha otokratik ve gerçeklerden kopuk hale geldiğini savunan dergiye göre, parti içinde ve siyasî sistemde Erdoğan’ın karşısında güvenilir bir muhalefet bulunmaması da, Türkiye’nin durağan ve başıboş sürüklenmekte olan bir ülke görüntüsü vermesine sebep oluyor, özellikle de AB üyeliğinden uzaklara. Economist, Erdoğan’ın ‘’tuhaf’’ olarak nitelediği davranışlarına örnek olarak, son Washington ziyaretinde, “nükleer silâhlara sahip olanların, başkalarına nükleer silâhlara sahip olmayın, deme hakkı bulunmadığı” sözlerini ve ülke içinde de daha keskin bir milliyetçi söylem kullanmasını gösterdi. Derginin haberinde, ‘’Erdoğan ile sertlik yanlısı Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ arasında ‘Erdoğan’ın, ordunun nüfuzunu zayıflatacak reformları dondurması karşılığında, partisinin yeni bir kapatma dâvâsına hedef olmaması’ yolunda bir anlaşma yapıldığı söylentilerinin bulunduğu da aktarıldı. Yeni anayasa çalışmalarının askıda olduğunu, yargısız infazlar ve polis işkencesinin arttığını ve Erdoğan’ın uzun zamandır ateşli destekçisi olan liberal aydınlar ve Avrupa Komisyonu’nun homurdanmaya başladıklarını kaydeden Economist, ‘’Erdoğan’ın cevabı ise bazı başbakanlık muhabirlerinin akreditasyonlarını iptal etmek oldu. Bütün bunlar, Türkiye’nin AB’ye üyeliğini istemeyenlere cephane sağlıyor’’ değerlendirmesinde bulundu.
|