|
|
|
Irak’tan Afganistan’a |
ABD Genelkurmay Başkanı Oramiral Mike Mullen, ABD Savunma Bakanlığının, Amerikan askerlerini bir an önce Irak’tan çekerek, Taliban ile savaşmaları için Afganistan’a gönderme planları geliştirdiğini söyledi.
Bu arada, Bağdat yönetiminin ABD ile imzaladığı güvenlik anlaşmasına destek amacıyla Irak’ın Hilla şehrinde yaklaşık beş bin kişinin katıldığı bir gösteri düzenlendi. Başkent Bağdat’ın 100 kilometre güneyinde bulunan Hilla’daki gösteriye öğrencilerin yanı sıra bölgede bulunan bazı aşiretlerin liderleri katıldı.
|
20.11.2008
|
|
|
12 günde 7 gemi kaçırıldı |
Uluslararası Denizcilik Bürosu, Pazar günü 7 Kasım’dan bu yana 5 geminin kaçırıldığını açıklamıştı. Hafta sonu kaçırılan Suudi tankeri ve dün kaçırılan Hong Kong gemisiyle birlikte son 12 gün içinde Somalili korsanların kaçırdığı gemi sayısı 7’ye yükseldi.
Somalİlİ korsanların yakın tarihte görülmedik saldırıları yüzünden büyük gemi şirketleri artık 139 yıllık Mısır-Süveyş Kanalı’nı değil, Güney Afrika’nın Ümit Burnu’ndan geçmeyi bile göze alıyorlar. İngiliz Reuters ajansına göre, İntercargo gemicilik şirketi genel sekreteri Rob Lomas ile Norveç’in Odjell gemi işletmeciliği teşkilatı, Ümit Burnu’nu dolanma tavsiyesi ve şirketlerin buna uyan tercihini aktardılar. Bilhassa kuru yük şilepleri ile konteyner gemilerinin Ümit Burnu’nu tercih edecekleri aktarıldı. Ancak Suudi Arabistan, Kuveyt ve İran gibi dev petrol ihracatçısı ülkeler, Somalili korsanların yatağı Aden Körfezi’nden vazgeçmeyeceklerini belirti. Süveyş Kanalı-Kızıldeniz-Babülmendep Boğazı-Aden Körfezi ve onun açığında Hint Okyanusu deniz yolunda bu yıl 2 Türk yük gemisi dahil 39 gemi kaçırıldığından çok tehlikeli hale geldi. Rusya, NATO ve Hint savaş gemileri korsanlara karşı mücadele ediyor. Londra / aa
|
20.11.2008
|
|
|
İngiliz Müslümanlardan AB desteği |
İngİltere Dışişleri Bakanlığının desteklediği proje çerçevesinde Ankara, İstanbul ve Gaziantep’te temaslarda bulunan, İngiltere’de yaşayan Müslümanlardan oluşan heyet, 5 günlük ziyaretin amacının, Türkiye’nin AB üyeliğine destek olduğunu bildirdi.
Londra’ya dönen heyetin üyelerinden Birmingham Üniversitesi akademisyenlerinden Aftab Malik, projeye karşılıklı ilişkiler ve anlayışın güçlendirilmesine hizmet verdiği için katıldığını, Türkiye’de politikacılar, akademisyenler, öğrenciler ve en önemlisi sokaktaki insanla yaptığı görüşmelerin amaçlarına büyük katkı sağladığını ifade etti. Heyet üyelerinden Zahoor Qureshi de İngiltere’nin Türkiye’nin AB üyeliği sürecine destek verdiğini, temasları sırasında bu çerçevede sürecin etkilerini bizzat görme imkânı bulduklarını belirtti. Heyet üyesi Navid Akhdar ise başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere toplumun çeşitli kesimleriyle yaptıkları görüşmelerin, Türkiye’nin AB süreciyle ilgili görüşlerinin zenginleşmesine yardımcı olduğunu anlattı. Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Berry Marsden ise İngiltere’nin Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine verdiği desteğe dikkati çekerek, bu desteğin sadece ekonomik ve sosyal sebeplerle olmadığını, Türkiye’nin üyeliğinin AB’nin çeşitliliğine yapacağı katkıya da büyük önem verdiklerini ifade etti. Marsden, üyeliğin iki tarafa da sonsuz katkılar sağlayacağına inandıklarını vurguladı. Londra / aa
|
20.11.2008
|
|
|
Orta Doğu’ya huzur vermeyecekler |
Amerİkan istihbarat servisleri, Orta Doğu’da gelecek yıllarda istikrârın sağlanamayabileceğini düşünüyor.
Amerikan Temsilciler Meclisindeki ulusal istihbarat analiz biriminin başkan yardımcısı Thomas Fingar, yaptığı açıklamada, Orta Doğu’nun, bir siyasi yönetici için ortaya çıkabilecek neredeyse tüm sorunların var olduğu bir bölge olduğunu ve bu sorunların çok ağır ve yoğun şekilde ortaya çıktığını iddia etti.
Washington’da Amerikan istihbarat uzmanlarının dünyanın 2025’teki durumuyla ilgili tahminlerini dile getirdikleri bir toplantıda konuşan Fingar, ABD Başkanı seçilen Barack Obama’nın yönetimini bilgilendirmek için yakında bu görüşleri bir rapor halinde yayımlayacaklarını kaydetti. Orta Doğu’da uzun dönemde istikrârsızlığın hüküm süreceğini öne süren Fingar, ‘’El Kaide’nin gençler için çekiciliğini yitirmesine rağmen, terörizmin potansiyel bir sorun olarak kalacağını’’ iddia etti. Fingar, zararlı maddelere daha kolay ulaşılabilmesi ve konvansiyonel silâhların daha öldürücü hâle gelmesi sebebiyle terörizmin daha tehlikeli olacağını da belirtti. Thomas Fingar, ‘’genel çerçevede tehdidin azaldığını, ancak beklenmedik olayların sonucunun daha yıkıcı olacağını söyleyebiliriz’’ diye konuştu. Washington / aa
|
20.11.2008
|
|
|
Dünya ABD’de okuyor |
ABD’ye üniversite öğrenimi görmek için gelen yabancı öğrenci sayısında 2007-2008 akademik yılında rekor artış meydana geldiği, bu dönemde yabancı öğrenci sayısının yüzde 7 oranında arttığı bildirildi.
ABD’nin Uluslararası Eğitim Enstitüsü (IIE) tarafından açıklanan rapora göre, yüksek öğrenim için bu ülkeye gelen öğrenci sayısı, 2007-2008 akademik yılında bir önceki döneme göre yüzde 7 oranında artışla 623 bin 805’e yükseldi. Bu oranın son 20 yılda kaydedilen en yüksek artış olduğu belirtildi. Türkiye’den ABD’ye üniversitelerde okumak için gelen öğrenci sayısının da 2007-2008 döneminde yüzde 4,6 oranında arttığı ve bu sayının 11 bin 506’dan (2006-2007) 12 bin 030’a yükseldiği bildirildi. Raporda, Türkiye’nin ABD’ye en çok öğrenci gönderen ülke sıralamasında Hindistan, Çin, Güney Kore, Japonya, Kanada, Tayvan ve Meksika’nın ardından 8. sırada yer aldığı görüldü. Washington / aa
|
20.11.2008
|
|
|
İran’dan misilleme tehdidi |
İran, muhtemel bir ABD saldırısı için üslerini kullandıran ülkelere karşı misillemede bulunacağını bildirdi. İran Genelkurmay Başkan Yardımcısı Tuğgeneral Mesud Cezayiri, ‘’İran’a saldırı için topraklarını ABD’ye kullandıran ülkelere karşı misilleme tedbiri alacağız’’ dedi.
‘’Orta Doğu’daki ABD üsleri bölge ülkeleri için tehdittir’’ diyen Tuğgeneral Cezayiri, ‘’Biz gereken tedbirleri aldık, ABD Orta Doğu’daki hiçbir üssünü İran’a saldırı için kullanamayacak’’ ifadesini kullandı. Cezayiri, yabancı ülkelerin bölgede askeri varlıklarını sürdürme bahanesini ellerinden almak için, bölge ülkelerinin güvenliği sağlama konusunda güçlerini birleştirmeleri gerektiğini söyledi. İranlı komutan, muhtemel ABD ve İsrail saldırısına ilişkin olarak daha önce de “Umarız, ne Basra Körfezi, ne Hürmüz Boğazı ne de başka bir su yolunun kapatılmasına gerek kalır. Ancak saldırıya uğramamız hâlinde kapatma zorunlu hâle gelir. ABD’nin içinde bulunduğu bütün zorluklara rağmen kabul etmeliyiz ki, deli ve yolun sonuna gelenler olağan dışı işlere başvurabilir. Ancak İran, kendini savunacak ve her türlü saldırıyı fırsata dönüştürerek düşmanların yenilgisini hızlandıracak konumda. İsrail, bugün siyasi, ekonomik, güvenlik ve toplumsal krizle karşı karşıya. ABD’nin silahları bile onu kurtaramayacak. İran’a yönelik bir saldırıda her şeyden önce sahte ve eğreti rejimler ortadan kalkar. Ateş, kurunun yanında yaşı da yakar, kendisini ateşten çok uzakta görenler hata yapıyor. İran’a saldırı dünya savaşını başlatır” diye konuşmuştu. ABD ve İsrail, İran’a yönelik askeri saldırının bir seçenek olarak masada tutulduğunu açıklamışlardı. Tahran / aa
|
20.11.2008
|
|
|
Çin suya 3 milyar dolar yatıracak |
Çİn hükümeti, su projelerine 3 milyar dolar harcanacağını açıkladı. Çin haber ajansının bildirdiğine göre, ülke genelindeki su depolarının elden geçirilmesi, sulama sistemlerinin geliştirilmesi ve kırsal bölgelere temiz su sağlanması için hükümet fonundan 3 milyar dolar ayrıldı. Projenin, Çin’in tahıl üretiminin verimini de artıracağı belirtildi. Kişi başına düşen su kaynağı, dünya ortalamasının çok altında bulunan Çin’de, yıl boyu görülen kuraklık ve sel problemleri temiz su kaynaklarını olumsuz etkiliyor. Pekin / aa
|
20.11.2008
|
|
|
Obama’nın kabinesi şekilleniyor |
ABD’de, Ocak ayında yemin ederek başkanlık görevini üstlenecek olan Barack Obama’nın yeni kabinesi için çalışmalar sürerken, Adalet Bakanlığı için teklif götürülen Eric Holder’ın bu görevi kabul ettiği öne sürüldü. Bu öneriyi resmen kabul etmesi ve bu göreve getirilmesinin Senato tarafından onaylanması halinde Holder, ABD’de ilk Afrika kökenli Adalet Bakanı olacak. Washington / aa
|
20.11.2008
|
|
|
Malezya yerlileri ilk kez toprağa kavuşacak |
Malezya’da hükümet, kabile hayatı yaşayan yerlilere toprak dağıtmayı planlıyor. Plan gerçekleşirse, Malay dilinde “İlk İnsanlar” anlamına gelen “Orang Asli” yerlileri, tarihlerinde ilk kez toprak sahibi olacak. İnsan hakları örgütleri, yağmur ormanlarının kıyısındaki topraklarda yaşayan yerlilerin, bu toprakların kalkınma projelerinde kullanılması sebebiyle, sık sık başka yerlere sürüldüklerini belirtiyor. Orang Asli’ler 18 kabileden oluşuyor ve toplam nüfusları 140 bin dolayında bulunuyor. Animizmin değişik türlerine inanan Orang Asli’ler, yağmur ormanlarının kıyısında avcılık ve çiftçilik yaparak yaşıyor. Kuala Lumpur / aa
|
20.11.2008
|
|
|
|