|
|
|
RAPOR: İŞLEDİKLERİ SUÇU BİLİYORLAR |
Başbakan Erdoğan'ın Diyarbakır gezisi sırasında yapılan izinsiz gösterilere katıldıkları, polise taş ve molotofkokteyl attıkları gerekçesiyle tutuklanan ve 13-14 yaşlarında olan 5'i ilkokul öğrencisi 6 çocuk hakkında 23 yıla kadar hapis cezası talebiyle dâvâ açıldı.
İddianamede, ''Sanıkların, isnad edilen suçların hukukî anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip oldukları düzenlenen raporla anlaşılmaktadır'' denildi.
HER BİRİNE 23'ER YIL HAPİS TALEBİ
nİddianamede, tutuklu sanıklar Ş.B., E.B., V.D., Ş.A., Ö.S. ve M.A.'nın “terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek'' suçundan 10'ar yıl, ''terör örgütünün propagandasını yapmak'' suçundan 5'er yıl, “toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde dağılma sırasında silâh veya araçlarla mukavemet etmek'' suçundan da 8'er yıl olmak üzere toplam 23'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi.
DİYARBAKIR Cumhuriyet Başsavcılığı, hazırladığı iddianamedi terör örgütü PKK’nın Diyarbakır’daki izinsiz gösteriler için eylem çağrısını Roj TV ve bazı internet siteleri aracılığıyla yaptığı belirtildi. İddianamede, sanıklardan ilköğretim okulu öğrencisi 13 yaşındaki Ş.B’nin, gösteriler sırasında yasa dışı slogan attığı ve mobil kolluk ekibine taşlı, sopalı saldırıda bulunan grupla birlikte hareket ettiğinin tespit edildiği ifade edildi. Sanık E.B’nin, yasa dışı poster ve döviz açarken kolluk kuvvetlerince görüldüğü ve güvenlik güçlerine molotofkokteyli atan grupta aktif şekilde yer aldığına dair CD görüntülerinin mevcut olduğu bildirildi. Diğer sanıklardan V.D. ve Ş.A’nın da söz konusu izinsiz gösterilerde lastik yakan gruba gözcülük yaptıkları, diğer sanıklar Ö.S. ve M.A’nın da caddede barikat kurup, güvenlik güçlerine taş atan grupta yer aldığı vurgulandı.
Sanıkların, terör örgütü PKK’nın talimatları üzerine Diyarbakır’da başlatılan olaylara katıldıkları ve polise taş attıklarının tutanaklarla tespit edildiği belirtilen iddianamede, “Sanıkların, isnat edilen suçların hukuki anlam ve sonuçlarını algılayıp, davranışlarını yönlendirme yeteneğine sahip oldukları düzenlenen raporla anlaşılmaktadır” denildi.
İSTENEN CEZALAR
İddianamede, tutuklu sanıklar Ş,B.,E.B., V.D.,Ş.A.,Ö.S. ve M.A’nın TCK’nın “Terör örgütüne üye olmamakla birlikte ve örgüt adına suç işlemek” suçunu içeren 314/2. maddesi uyarınca 10’ar yıl, Terörle Mücadele Kanunu’nun “Terör örgütünün propagandasını yapmak” suçundan 5’er yıl, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 33/c maddesinde yer alan “Dağılma sırasında silah veya araçlarla mukavemet etmek” suçundan da 8’er yıl olmak üzere toplam 23’er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları istendi. Sanıklar Ş.B. ve M.A’nın ayrıca “Kamu malına zarar vermek” suçundan da 6 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Yargılamaya önümüzdeki günlerde Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.
|
14.11.2008
|
|
|
Millet getirdi, millet götürsün |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, DTP ile ilgili olarak, “Milletin arasında bölücülük çıkaranları barındırıyorsunuz, atsanıza DTP’yi oradan” sözlerine karşı çıkarak, “DTP’li arkadaşlar milletin oyuyla seçilerek gelmiş buraya. Madem atacaktık niye getirdik. Bu meclis, renkli haliyle çok çeşitli fikirleri temsil ediyor. Bu, Türkiye için büyük bir şanstır” dedi.
DEMOKRAT Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Teşkilât Başkanı Nevzat Ceylan, Ankara Temsilciliğimizi ziyaret etti. Ankara Temsilcimiz Mehmet Kara ile görüşen Ceylan, bu hafta sonu gerçekleştirilecek olan Olağan Kongre hakkında bilgi vererek, “Tek kutuplu ve tıkalı hale gelmiş olan Türk siyasal yaşamına yepyeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyoruz” dedi.
DP Genel Başkan Yardımcısı Ceylan, hafta sonu yapılacak Kongreyle DP’nin AKP’nin alternatifi olduğunu göstereceklerini belirterek, “Sayın Genel Başkan Süleyman Soylu 70’den fazla il, 300’den fazla ilçe ziyareti yaptı. Bu ziyaretler neticesinde teşkilatlarımız tekrar ayağa kalktı. Türkiye’de bizim misyonumuzun bu kongre neticesinde AKP’nin tek alternatifi olduğunu göstereceğiz” dedi. Bu kongreyi bir milat olarak gördüklerini kaydeden Ceylan, mahallî seçimlerde de hiç kimsenin ummadığı şekilde başarı yakalayacalarına inandıklarını da ifade etti. AKP'nin kendini kabul ettirme mücadelesine girdiği için Türkiye’de bir değişim yakalayamadığını dile getiren Ceylan, şöyle konuştu: “Türkiye’de AKP bu 6 yıl boyunca halkın aklında kalabilecek hiçbir şey yapmadı. Anayasayı değiştirecek çoğunlukla Meclise girdi. Ama onu değiştirecek irade, güç onlarda yoktu. Çünkü onlar hâlâ kendilerini kabul ettirme mücadelesindeler. Yani ‘Genelkurmay acaba bizi kabul eder mi?’ gibi içgüdülerle hareket ettiler. Bu da Türkiye’de cesur ve reformist hareket etmelerinin önünü kesti.”
Ankara/Yeni Asya
|
14.11.2008
|
|
|
Değiştirilemez maddeler özgürlükleri korumalı |
Taraf gazetesine konuşan Alman hukuk profesörü Heiner Kühne, Türkiye’de olduğu gibi birçok Avrupa ülkesinde de anayasanın değiştirilemez maddeleri olduğunu hatırlatarak, “Ancak maddelerin özü demokrasiyi, temel hak ve hürriyetleri güvence altına almak içindir” dedi.
ALMAN hukuk profesörü Heiner Kühne, Türkiye’de olduğu gibi birçok Avrupa ülkesinde de anayasanın değiştirilemez maddeleri olduğunu hatırlatarak, “Ancak maddelerin özü temel hak ve hürriyetleri güvence altına almak içindir” dedi.
Taraf’a konuşan Kühne, şunları söyledi: “Alman Anayasasının değiştirilemez maddelerinde, Türkiye’de olduğu gibi, ‘başkent şudur’ bir tanımlama yok. Bu ifadeler toplumsal ve konjonktürel gerekliliklerle belirlendiği için ülkeden ülkeye farklılık gösterebiliyor. Ancak maddelerin özü, temel hak ve hürriyetleri, demokrasiyi ve modern medeniyetin kazanımlarını güvence altına almak için gerekli.”
Yeni anayasa çalışmalarına da değinen Kühne, yeni anayasanın toplumun anayasasaı olması gerektiğine dikkat çekerek, “Anayasa, ne ordunun, ne de başka bir partinin değil, toplumun anayasası olmalı” dedi.
|
14.11.2008
|
|
|
AİHM, Türkiye’yi yine haksız buldu |
AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi’nin temyiz niteliğindeki büyük dairesi, Türkiye’deki bir memur sendikasının yaptığı başvuru ile ilgili daha önce verdiği insan hakları ihlali kararını değiştirmedi.
Büyük daire, söz konusu başvuruyla ilgili olarak “Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin örgütlenme hakkıyla ilgili 11. maddesini ihlal ettiğine” hükmetti. AİHM, ihlal kararıyla birlikte Türkiye’nin sendikanın hukuki temsilcisine 20 bin avro ödemesini kararlaştırdı. AİHM’in ilgili dairesinin, 21 Kasım 2006 tarihinde bu yönde karar almasının ardından Türkiye, geçen yıl karara itiraz ederek, davanın büyük dairede görüşülmesini istemişti. Gaziantep’te 1990 yılında memurlar tarafından kurulan “Tüm Bel-Sen”, 1993 yılında çalışanlar adına, işverenle toplu sözleşme görüşmelerine iştirak etmişti. Danıştay 1995 yılında memurların toplu iş sözleşmelerine taraf olarak katılamayacağına hükmetmiş ve söz konusu sendikanın yasalara göre resmi bir tüzel sıfatı olamayacağı görüşüne varmıştı. AİHM’in büyük dairesi, bu yılın ocak ayında tekrar bir duruşma düzenleyerek, tarafların savunmalarını bir kez daha dinlemişti.
Strasbourg/aa
|
14.11.2008
|
|
|
Dinî simge de olsa yasaklanamaz |
Alman Rektörler Konferansı Başkanı Margaret Winter Martel’e göre, “Başörtüsü dinî sembol olduğu için kabul edilmiyor. Ama bana göre bu da bir sorun değil. Dinî sembol de olsa, üniversiteler farklı görüşlere açık olmalı.”
DİĞER DİNLERE SAYGILI OLMALIYIZ
Roma Torvergata Üniversitesi Uluslararası Ofis Başkanı Marina Teseuro da şöyle dedi: “Şahsen yalnızca gözleri açık bırakan kıyafetten hoşlanmıyorum. Bunun dışında diğer dinlere saygılı olmanız gerekir. Ancak başörtüsünün bir dinî sembol olduğuna dair şüphem yok.”
ANAYASA Mahkemesi’nin verdiği son kararla Türkiye’de neredeyse tartışmasız hale gelen başörtüsü yasağını Avrupa’daki üniversite rektörleri tartışmaya devam ediyor. Alman Rektörler Konferansı Başkanı Margaret Winter Martel’e göre, “Başörtüsü dinî sembol olduğu için kabul edilmiyor. Ama bana göre bu da bir sorun değil. Dinî sembol de olsa, üniversiteler farklı görüşlere açık olmalı.”
Radikal gazetesi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin (İTÜ) ev sahipliği yaptığı ‘Görünmez Sınırların Ötesinde: Avrupa’da Mühendislik, Teknoloji ve Tıp Alanında Kadın Akademisyenler’ toplantısına katılan akademisyenlere başörtüsünü sordu.
YASALARLA ÇÖZÜLMEZ
Avrupa Üniversiteler Birliği Üyesi İsveç Karlstadt Üniversitesi eski rektörü Christina Ullenius, “Dinî inancınız sizin özelinizdir” görüşündeydi: “Bunu kıyafetinizle göstermeniz gerekmez. Bu yüzden Türk yasasını (yasağı) onayladığımı söyleyebilirim. Bu sadece başörtüsü değil, her türlü dinî sembol için geçerli. Başörtüsü bir dinî sembol olmasa da o hale sokuldu. Yoksa sokağa çıkarken benim de taktığım bir şey. Başörtüsü takmak kişisel ama İsveç’e baktığımızda Müslüman kızların üstünde büyük bir baskı olduğunu görüyoruz. İsveçli kızlarsa kısa eteklerle rahatça dolaşabiliyor. Bu farkı görünce bu konuda rahat konuşmak kolay değil. Ben kadınların özgürleşmesi için çalışıyorum. İsveç bu konuya henüz değinmedi. Ama yakında bizde de tartışılmaya başlanacak. Bunun yasalarla değil, süregidecek tartışmalarla çözülebileceğini düşünüyorum. Başörtüsü takmanın genç bir kadının kendi kişisel seçimi olduğunu söylemek güç.
BAŞÖRTÜSÜ DİNÎ SEMBOL DEĞİLDİR
"Keşke öyle olsa.” Alman Rektörler Konferansı Başkanı Margaret Winter Martel’se üniversiteye türbanla girilmesinin sorun olmaması gerektiğini savundu:
“Kişisel olarak, üniversiteye herkesin istediği elbiseyi, kendisini nasıl ifade edebildiğini düşünüyorsa öyle giyerek gelmesi gerektiğini savunuyorum. Başörtüsü dinî sembol olduğu için kabul edilmiyor. Ama bana göre bu da bir sorun değil. Dinî sembol de olsa, üniversiteler farklı görüşlere açık olmalı. Ama bu sosyal baskının aracı haline getirilse bu doğru olmaz.”
Macar Bilim ve Teknoloji Kuruluşu’ndan Dora Groo’ysa ülkesinde böyle bir sorun yaşanmadığını anlattı: “Macaristan’da bunu henüz kimse talep etmedi. Çünkü yabancı öğrencilerimiz arasında hemen hemen hiç başörtülü yok. Ancak diğer dinî sembolleri düşünürsek, üniversiteye girerken bunlarla ilgili kimse sorgulama yapmıyor, kimse sorun yaşamıyor.”
DİĞER DİNLERE SAYGILI OLMALIYIZ
Avrupa Komisyonu Lizbon Bilgi Toplumu İçin Stratejiler ve Politikalar, Toplumsal Cinsiyet Politikaları Koordinatörü Nancy Pascall’sa şu görüşleri dile getirdi:
“Belçika’da başörtüsü üniversitede serbest, fakat tartışmalı. Bu konu iki yönlü. Birincisi üniversiteye giden kişinin her tür sembole saygılı olması gerekir. Ve diğer yandan buna karar verecek olan da kendisi olmalı. Oysa Belçika’da 8-10 yaşında çocukların başörtüsüyle dolaştığını görüyorum. Buna kendileri karar vermiyor. Başörtülülerin akademisyen olmalarını doğru bulmuyorum. Çünkü öğrencilerinize karşı tarafsız olabilmelisiniz.”
Roma Torvergata Üniversitesi Uluslararası Ofis Başkanı Marina Teseuro da şöyle dedi: “Bizim üniversitemizde birçok başörtülü öğrenci okuyor. Şahsen yalnızca gözleri açık bırakan kıyafetten hoşlanmıyorum. Çünkü öğrencilerle konuşurken, sınav yaparken yüz yüze bakabilmeniz gerekli. Bunun dışında diğer dinlere saygılı olmanız gerekir. Ancak başörtüsünün bir dinî sembol olduğuna dair şüphem yok.
|
14.11.2008
|
|
|
Petrol 55 dolara indi |
Asya’nın en büyük petrol borsası konumunda olan Singapur’da ham petrolün varil fiyatı 55 dolar seviyesine indi. ABD’den gelen olumsuz ekonomik haberlerin petrole yönelik talebi azaltacağı endişesi fiyatların gerilemesine sebep oldu.
Asya’nIn en büyük petrol borsası konumunda olan Singapur’da ham petrolün varil fiyatı 55 dolar seviyesine indi. Dünyanın en büyük petrol tüketicisi konumunda olan ABD’den gelen olumsuz ekonomik haberlerin petrole yönelik talebi azaltacağı endişesi ham petrol fiyatlarının gerilemesine sebep oldu. New York’ta işlem gören Batı Teksas türü hafif petrolün Aralık ayı teslim fiyatı bir ara 54,67 dolara, sonra 1,08 dolar daha inerek 55,08 dolara geriledi. Singapur / aa
|
14.11.2008
|
|
|
Ya kapanacak ya satılacak |
AdIyaman Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Zafer Ersoy, 2006-2008 yılları arasında çok sayıda fabrikanın yaşadıkları sıkıntı sebebiyle kapanma ve satılma noktasına geldiğini söyledi.
ATSO Başkanı Ersoy yaptığı açıklamada, kredi almış esnafın, sanayicinin, çiftçilerin ve KOBİ’lerin krediyi ödeme sıkıntısı olduğunu söyledi. Bankaya borcu olanların durumunun revize edilerek, yeni krediler sağlanmasını isteyen Ersoy, Türkiye ortalaması yüzde 10,5 olan işsizlik oranının Adıyaman’da yüzde 29 olduğunu, bunun ekonomik ve sosyal bir afet olduğunu savundu. ‘’2006-2008 yılları arasında çok sayıda fabrika yaşadıkları sıkıntı nedeniyle kapanma ve satılma noktasına geldi’’ diyen Ersoy, Adıyaman’da tesbit ettikleri 35 fabrikanın kapandığını, bunların da ulaşabildikleri, teyit ettikleri firmalar olduğunu ifade etti. İncelenmesi halinde kapanan fabrika sayısının daha da yükseleceğini savunan Ersoy, ‘’Arzu ederlerse, incelerlerse bu 35 değil 70’e çıkar. Umarız bu 35 de faaliyete geçsin, tekrar ivme kazansın, istihdama katkısı olsun’’ dedi. Adıyaman / aa
|
14.11.2008
|
|
|
Veresiyeye talep arttı |
İzmir Bakkallar ve Bayiler Odası Başkan Yardımcısı Emin Bağcı, son günlerde artan ekonomik güçlükler sebebiyle vatandaşların bakkaldan yaptıkları alışverişte ve veresiye talebinde artış olduğunu söyledi. Bağcı, “Vatandaş, kredi kartları borcu artınca, artık eskisi gibi kolay kredi bulamıyor ve mecburen veresiyeye yöneliyor” dedi.
İzmİr Bakkallar ve Bayiiler Odası Başkan Yardımcısı Emin Bağcı, son günlerde artan ekonomik güçlükler sebebiyle vatandaşların bakkaldan yaptıkları alış verişte ve veresiye talebinde artış olduğunu öne sürdü. İzmir’deki bakkalların toptan alış veriş merkezi Bakkal AŞ’nin de yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüten Bağcı, eski önemini yitiren bakkalların, kriz ortamlarında yeniden hatırlandığını ifade etti. Türkiye’de bankaların herkese kolayca verdiği kredi kartları ve alış veriş merkezlerinin ‘’ucuzmuş’’ izlenimi veren pazarlama taktikleriyle insanların sürekli borçlanarak yaşar hale geldiğini savunan Bağcı, kriz ortamıyla birlikte artık kolay kredi bulamaz ya da faiz yükü sebebiyle borcunu ödeyemez hale gelen vatandaşın, bakkala yönelmeye başladığını söyledi. Bağcı, ‘’Bakkalda veresiye defteri hiç kalkmadı, ama kriz dönemlerinde çok sıkışanlar, bakkala yönelerek veresiye alış veriş etmek istiyor. Bu son dönemde de bakkallarımıza veresiye talebinde büyük artış var. Çünkü vatandaş, kredi kartları borcu artınca, artık eskisi gibi kolay kredi bulamıyor ve mecburen veresiyeye yöneliyor’’ diye konuştu.
İzmir / aa
|
14.11.2008
|
|
|
Nusaybin’de gösterilere katılan 9 kişi tutuklandı |
MARDİN'İN Nusaybin ilçesinde gösterilere katılan 9 kişi tutuklandı. Edinilen bilgilere göre, bir emniyet amirinin yaralandığı gösterilere katıldıkları tespit edilen şahısların evine Nusaybin İlçe Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Bürosu ekiplerince operasyon düzenlendi. Yasalara aykırı slogan attıkları tespit edilen lise öğrencileri gözaltına alındı. Sorguları tamamlanan zanlılar, çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanarak Mardin E Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Mardin/cihan
|
14.11.2008
|
|
|
Toptan: DTP’yi millet getirdi, yine millet götürür |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, DTP ile ilgili olarak, “Millet getirdi, buradan birileri gönderecekse yine millet gönderecek” dedi.
Bir televizyon programına katılan Toptan, gündemle ilgili soruları cevapladı. DTP ile ilgili bir soru üzerine Toptan, ‘’DTP’li arkadaşlar milletin oyuyla seçilerek gelmiş buraya. Madem atacaktık niye getirdik. Bu meclis, renkli haliyle çok çeşitli fikirleri temsil ediyor. Bu, Türkiye için büyük bir şanstır’’ diye konuştu. Meclisteki siyasi temsil oranının yüzde 85’e ulaşmış durumda bulunduğunu belirten Toptan, şunları söyledi: ‘’Ben de DTP’li arkadaşların pek çok davranışlarını tasvip etmiyorum. Eleştirileri yüzlerine karşı söylüyorum. Ama millet getirdi, buradan birileri gönderecekse yine millet gönderecek. Buna bizim karar vermemiz mümkün değil. Haklarında açılmış dava var. Hepimiz yargı kararlarına saygı gösteririz. Ama ben Parti kapatılmasına taraftar olan bir insan değilim. Burada DTP’li arkadaşlarımız Parlamento kürsüsünü kullanarak, kendi mensuplarının, tabanlarının sorunlarını gündeme getirebilir. Zaten getiriyorlar da. Onlara kimse engel de çıkarmıyor.’’ TBMM Başkanı Toptan, başörtüsü takanların Meclise milletvekili olarak giremediklerine ilişkin bir soru üzerine, ‘’Başörtüsü yasağını çok doğru bulmuyorum. Ama olayı sosyal bir sorun olarak ele almakta yarar var. Sosyal sorun olarak ele alınırsa bana göre çözülür de’’ dedi.
|
14.11.2008
|
|
|
5 infaz koruma memuru işkenceden tutuklandı |
SAKARYA L Tipi Cezaevinde kalan bir tutuklunun Adalet Bakanlığına ‘’işkence gördüğü’’ ihbarı üzerine başlatılan soruşturma sonucu 5 infaz korumu memuru ‘’işkence’’ suçundan tutuklandı. Sakarya L Tipi Cezaevinde kalan bir tutuklu ‘’cezaevinde işkence gördüğü’’ yolunda ihbarda bulundu. Adalet Bakanlığı, iddiaları cezaevinin bulunduğu Ferizli Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirdi. Soruşturma sonucunda, Ferizli Sulh Ceza Mahkemesince 2’si infaz koruma başmemuru 3’ü de infaz koruma memuru olmak üzere 5 kişi ‘’işkence’’ suçundan tutuklandı. Sakarya/aa
|
14.11.2008
|
|
|
AKP 28 Kasım’da kampa girecek |
AKP, 28-30 Kasım tarihleri arasında Kızılcahamam’da kampa girecek. Genel Başkan ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık edeceği ‘’İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’’na, milletvekilleri, MKYK üyeleri ve parti kurucuları katılacak. Edinilen bilgiye göre, ‘’İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’’, 28 Kasım Cuma günü katılımcıların otele yerleşmesi ile başlayacak. Toplantının resmi açılışı ise 29 Kasım Cumartesi günü Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan’ın yapacağı konuşma ile gerçekleşecek. Açılış konuşmasının ardından, toplantının basına kapatılması ve katılımcıların parti politikaları ile ilgili görüş ve değerlendirmelerini Başbakan Erdoğan ve bakanlara aktarmaları bekleniyor. Toplantı, Başbakan Erdoğan’ın 30 Kasım Pazar günü yapacağı değerlendirme ile sona erecek.Ankara/aa
|
14.11.2008
|
|
|
Eksik bölümler yayınlandı |
ANAYASA Mahkemesi’nin, AK Parti’nin kapatılması istemiyle açılan davaya ilişkin gerekçeli kararının daha önce eksik yayınlanan bölümleri, Resmi Gazete’de yayınlandı. Anayasa Mahkemesi’nin, davaya ilişkin gerekçeli kararı 24 Ekim 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştı. Gerekçenin dün yayınlanan bölümünde, hakkında siyasi yasak istenen parti yöneticileri ve mensuplarının savunmalarına yer veriliyor.
|
14.11.2008
|
|
|
“Demir cop”a yalanlama |
EMNİYET Emniyet Genel Müdürlüğü, polisin demir cop kullanacağı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu bildirdi. Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, bazı basın yayın organlarında ‘’polis artık demir cop kullanacak’’ başlığıyla yer alan haberlerle ilgili olarak açıklama yapılmasına gerek duyulduğu ifade edildi. Açıklamada, söz konusu haberlerde iddia edildiği gibi Emniyet Genel Müdürlüğünce demir cop alımı ve kullanımı yönünde herhangi bir çalışma yapılmadığı ve basın yayın organlarında yer alan haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedildi.
|
14.11.2008
|
|
|
Bu yüksek yargıda grev vardır |
DANIŞTAYDA çalışan memurlar, banka promos-yonlarının eşit dağıtılması, sözleşmeli personelin kadroya alınması ve bazı sosyal hakların sağlanması istemiyle Danıştay önünde eylem yaptı
. Grup adına konuşan Büro Emekçileri Sendikası (BES) Danıştay İşyeri Baştemsilcisi Şükrü Beştaş, yargı emekçilerinin de insanca yaşama hakkı olduğunu, çalışma barışının ve sürekliliğinin sağlanması için hakim ve savcılar gibi yargı emekçilerinin de kendi görev, sorumluluk ve iş yoğunluklarına uygun ücret alması gerektiğini söyledi. Beştaş, banka promosyon paralarının eşit dağıtılmasını, sözleşmeli personelin kadroya alınmasını, görevde yükselme sınavı açılmasını, adalet hizmetleri tazminatlarının arttırılmasını, fazla çalışma tazminatlarının düzenlenmesini ve grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı tanınmasını istedi. Sendika olarak bu taleplerinin sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade eden Beştaş, ‘’Yüzyılın soygun hareketinin sadakalarına muhtaç duruma düşürülmeye çalışıldığımız bu günlerde, herkesi, her kesimi ve özellikle idareci sınıfından olanları, sosyal devlet anlayışının gereği gibi davranmaya davet ediyoruz’’ dedi. Açıklamanın ardından grup dağıldı.
|
14.11.2008
|
|
|
YÖK’ten üniversitelere af yazısı |
YÜKSEKÖĞRETİM Kurulu (YÖK), ‘’öğrenci affı’’ ile ilgili üniversite rektörlüklerine yazı gönderdi. YÖK Başkan Vekili Ömer Demir imzasıyla üniversite rektörlüklerine gönderilen yazıda şunlar kaydedildi: ‘’Bilindiği üzere, Yükseköğretim Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair 5806 Sayılı Kanun 28.10.2008 tarih ve 27038 sayılı Mükerrer Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan kanun ile ilgili uygulamaların, üniversiteniz ilgili yönetmelikleri çerçevesinde değerlendirilmesi hususunda gereğini saygılarımla rica ederim.’’
|
14.11.2008
|
|
|
Yerel yönetimler kongresi başlıyor |
“İŞBİRLİĞİ Stratejilerinin Geliştirilmesi” konulu “1. Avrasya Yerel Yönetimler Kongresi” yarın İstanbul’da başlıyor. İlk gün sabah oturumu Dolmabahçe Sarayında yapılacak olan kongrenin sonraki oturumları Dedeman Otelinde devam edecek. Türk Dünyası Belediyeler Birliği ve T.C.Başbakanlık Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle düzenlenen kogre, 17 Kasım’da sona erecek. Yeni Asya / İstanbul
|
14.11.2008
|
|
|
Ya Rabbi krizden kurtar beni! |
KÜRESEL ekonomik krizden en çok etkilenen ABD’nin New York şehrinde yaşayanlar, çözümü duâda arıyor.
ABD’li tasarımcı Dylan Mortimer (28) tarafından hazırlanan telefon kulübesi tarzındaki duâ noktaları şehrin en uğrak yerleri oldu. Daha birkaç ay önce önemli banka ve yatırım merkezlerinde çalışıp lüks içinde yaşayanlar sokak ortasındaki kulübeleri görünce, Allah’tan ekonomik krizin bir an önce bitmesini ve yeniden bir iş bulmayı diliyor. New York Üniversitesi Görsel Sanatlar bölümü mezunu olan Dylan’ın amacı ise kriz sonrası kapitalistleri dine yönetmek değildi. ‘Modern dünyada yeni bir inanç diyaloğu’ arayan Dylan, “Telefon kulübesi modelini Allah’ı arama bağlantısı kurulması için hazırlamıştım. Amacım kişisel inancın kamu alanındaki yerini sorgulamaktı. Fakat olaylar galiba farklı gelişiyor” diye konuştu.
|
14.11.2008
|
|
|
Orta gelirliye kömür müjdesi |
Halen yoksul ailelere bedelsiz kömür dağıtımı yapan Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ), gelir durumu orta düzeyde olan ailelere ithal ve ucuz kömür uygulaması başlatacak. Pilot uygulamaya ilk aşamada Erzurum Bölge Müdürlüğüne bağlı Erzurum, Kars, Ağrı, Iğdır, Ardahan ile Sivas Bölge Müdürlüğüne bağlı Sivas, Erzincan ve Tokat il ve ilçelerinde başlanacak. Programa göre her aileye en fazla ikişer tona kadar kömür verilecek. Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) Genel Müdürlüğü tarafından temin edilecek kömürün bu illerdeki dağıtım, depolama, ulaşım ve nakliye işleri Türkiye Kömür İşletmelerinin ilgili birimleri tarafından yapılacak. Valilikler tarafından belirlenecek olan ailelere ilk etap da en fazla ikişer tona kadar kömür verilecek.
|
14.11.2008
|
|
|
Cumhurbaşkanı Gül, Bakü’ye gitti |
CumhurbaşkanI Abdullah Gül, Bakü’de düzenlenecek Uluslararası Enerji Zirvesi’ne katılmak üzere Azerbaycan’a gitti. Gül ile beraberindekileri taşıyan özel uçak ‘’GAP’’ saat 12.25’te Esenboğa Havalimanı’ndan hareket etti. Gül ile birlikte Enerji ve Tabiî Kaynakları Bakanı Hilmi Güler de Azerbaycan’a gitti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, enerji güvenliğinin gündemin en üst sırasındaki yeri ve önemini koruduğunu belirterek, Azerbaycan’da katılacağı enerji zirvesini Türkiye’nin enerji politikasının tüm boyutlarını bölge ülkelerine bir daha anlatma ve işbirliği imkânlarını geliştirme açısından fırsat olarak gördüğünü söyledi.
|
14.11.2008
|
|
|
Oda ve borsaları seçim heyecanı sardı |
Türkİye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) 81 il, 157 ilçede örgütlü bulunan 365 oda ve borsasını seçim heyecanı sardı. 2009 yılının Ocak-Şubat aylarında yapılacak seçimler sonunda yönetime girmek isteyenler şimdiden kolları sıvadı. Yapılan değişiklikle 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5174 sayılı TOBB yasasına göre, oda ve borsa yönetiminde yer almak için öncelikle meslek komiteleri için seçim yapılacak. Bu seçim sonunda oda ve borsaların meclisleri oluşturulacak. Meclis üyelerinin belirlenmesinin ardından meclis başkanı ile bir veya iki başkan yardımcısı için yeniden oda ve borsalarda sandık kurulacak. Meclis ile meclis başkanı ve başkan yardımcılarının seçiminin tamamlanmasını takiben bu kez de meclis üyeleri arasında oda ve borsaların yönetim kurulu başkanı ve üyelerinin asil ve yedekleri ile TOBB delegelerinin belirlenmesi için yeniden seçime gidilecek. Ankara / aa
|
14.11.2008
|
|
|
Kuru sıkı tabancayla yakalanana 500 YTL ceza |
Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü Ahmet Aksu, daha önce taşınması mülki amirin iznine bırakılan kuru sıkı tabancaların taşınmasının kanunla kesin olarak yasaklandığını söyledi. Faturalı olmak şartıyla mülki amirin izni dahilinde taşınabilen kuru sıkı tabanca konusundaki boşluk kanunla giderildi. Faturalı da olsa kuru sıkı tabanca taşıyan kişilere ‘Ses ve Gaz Fişeği Atabilen Silâhlar Hakkında Kanun’ kapsamında 500 YTL para cezası kesilirken, silâh üzerinde oynama yapan kişilere hem para cezası hem de hürriyeti bağlayıcı ceza uygulanıyor. Bursa Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü yetkilileri, kanunla birlikte sabıkalı kişilere de kuru sıkı tabanca satılamayacağını bildirdi. Bursa / cihan
|
14.11.2008
|
|
|
Kriz en büyük tehdit |
MALÎ KRİZİN YOL AÇTIĞI KÜRESEL EKONOMİK DAR BOĞAZIN, YÜZ MİLYONLARCA İNSANI DAHA YOKSUL VE KIZGIN HALE GETİRECEĞİ İÇİN DÜNYA GÜVENLİĞİNE YÖNELİK EN BÜYÜK TEHDİT OLDUĞU BİLDİRİLDİ.
Oksford Araştırma Grubu (OAG) yayınladığı yıllık güvenlik değerlendirme raporunda, kriz sebebiyle işsizliğin artması ve pazarların çökmesinin etkin sosyal güvenlik sistemine sahip olmayan gelişmekte olan ülkelerde yoksulluğu ve yetersiz beslenmeyi arttıracağı belirtildi. Bunun da ümitsizliği körükleyeceği ve radikal ve şiddetli toplumsal hareketlerin artmasına yol açacağı belirtilen raporda, bu hareketlerin güç kullanılarak kontrol altına alınacağı kaydedildi. Bu durumun ilk göstergelerinin Çin’deki toplumsal ayaklanmalar ve Hindistan’da Maocu isyanın şiddetlenmesi olduğu belirtilen raporu yazar Paul Rogers, “son iki kuşağın en derin ekonomik krizi ile karşı karşıyayız” dedi.
OAG danışmanı olan Bradford Üniversitesi profesörlerinden Rogers, bu krize “ya küresel bir topluluk olarak ya da güçlü ve zengin ülkelerden oluşan dar bir grup olarak tepki gösterebiliriz” diye konuştu. Raporda zengin ülkelerin şimdiye kadar krize karşı, aralarındaki malî işbirliğini iyileştirmeye yönelik tedbirler üzerinde yoğunlaştıklarını ve bu tedbirlerin yoksul ülkelerle çok az ilgisi olduğunu belirten Rogers, “bunun yerine, bu fırsatın, son 30 yıldır en kötü durumunda olan zengin-yoksul bölünmesini tersine çevirecek temel ekonomik reformları uygulamaya koymak için kulanılması gerektiğini” söyledi. Raporda dünyayı daha az güvenli hale getiren diğer faktörlerin iklim değişikliği, enerji kaynakları üzerindeki rekabet ve güçlü seçkinlerin güvenliği genellikle askerî güçle sürdürme eğilimi olduğu belirtildi. Londra / aa
|
14.11.2008
|
|
|
OECD: Gelişmiş ülkeler durgunluğa girecek |
Merkezİ Paris’te bulunan Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), üye ülkelerin ekonomik durgunluğa (resesyon) girdiğini ve bu durgunluğun gelecek yıl da devam etmesi ihtimalinin bulunduğu uyarısında bulundu. OECD, üye ülkelerde 2009 yılında gayri safi millî hasılanın yüzde 0,3 düşeceği tahmininde bulundu. OECD, bu oranın ABD’de yüzde 0,9, Japonya’da yüzde 0,1 düşeceğini, avro para birimi kullanan ülkelerin oluşturduğu avro bölgesinde ise bu oranın yüzde 0,5 olacağı tahmininde bulundu. Paris / aa
|
14.11.2008
|
|
|
|