Çevre ve Orman Bakanlığı yetkililerinden edinilen bilgiye göre çölleşme; erozyon, aşırı otlatma, iklim değişikliği, ormanların tahribi, toprağın aşırı kullanımı ve yanlış sulama yöntemleri kullanılması sebebiyle ortaya çıkıyor.
‘’Kurak, yarı kurak ve az yağışlı alanlarda iklim değişimleri, insan aktivitelerinin de dahil olduğu çeşitli etmenlerin sonucunda oluşan arazi bozulum süreci’’ olarak tanımlanan çölleşme, kıtlık, yoksulluk, sağlıksız beslenme, sel, taşkın felâketleri, göçler, toprak anlaşmazlıkları ile savaşlara bile sebep olabiliyor. Günümüzde 250 milyon insan çölleşmenin olumsuz sonuçlarından direkt olarak etkilenirken, 1 milyardan fazla insan ise çölleşme riski bulunan topraklarda hayatını sürdürüyor.
Dünyada her yıl, toprağın üst tabakasının 24 milyar tonu, başta erozyon olmak üzere çeşitli sebeplerle kaybedilirken, 6 milyar hektar alan çölleşiyor. Bu süreç dünyaya, 42 milyar dolardan fazla malî yük getiriyor. Çölleşme, dünyada 110 ülkeyi etkiliyor, bunlar arasında 18 gelişmiş ülke de bulunuyor.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
TABİÎ çöl şartlarının mevcut olmadığı Türkiye’de, belirli bölgelerdeki düşük yağış oranları, tarım alanlarındaki çoraklaşma, verimliliğin azalması, ormanlar, meralardaki tür çeşitliliğinin ve tabiî yapının bozulması, yanlış arazi kullanımı uygulamalarından kaynaklanan betonlaşma, toprak kirliliği ile ülke topraklarının yüzde 86’lara varan kısımlarında erozyon, toprak kaybının yaşanması ‘’çölleşme riski göstergeleri’’ olarak kabul ediliyor. Çölleşme ile mücadele için arazi sınıflandırılması, sürdürülebilir arazi yönetimi, erozyon kontrolü, çölleşme hakkında bilinçlenme, halkın katılımcılığı, ormanların korunması gibi çalışmalar yapılması gerekiyor. Çölleşmenin, insanların sebep olduğu bir afet olduğunu vurgulayan yetkililer, Türkiye’nin, ağaçlandırma ve erozyon kontrolü faaliyetlerinde dünyada ilk 10 ülke arasında yer aldığına dikkati çektiler.
|