"Gerçekten" haber verir 05 Kasım 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi

adresine bekliyoruz.

 

Kültür-Sanat

 

Genç Yaklaşım'da bu ay: Ne fakirliğin esareti, ne paranın tahakkümü

Aylık gençlik dergisi Genç Yaklaşım’ın bu ayki kapak dosyası, fakirlik ve yardımlaşma üzerine.

Genç Yaklaşım, ne fakirliğe, ne de paraya serenat yapmıyor, ikisinin de uç noktalar olduğunun farkında. Fakirliğin esareti, paranın tahakkümü arasında kalmak yerine, daha insanî bir yol bulmayı hedefliyor, dergi.

Bu gün parayı elinde tutan kültür ve medeniyetlerin dünyayı nasıl dönüştürdüğünü hepimiz biliyor, görüyor ve yaşıyoruz. Geri kalmışlıkla, ilericilik arasında ezilmiş benliğimizi yeniden onarmak için aşırı uçlarda dolaşıp duruyoruz. Bu durumdan kurtulmanın yolu da elbette ki, dünü ve geleceği bu günün potasında eritip, kendi bünyemizde dönüştürebilmekten geçiyor.

Bunun için de biz; şefkatin, merhametin, paylaşmanın medeniyetini dünyaya sunmak için paranın gücünden de yararlanmak zorundayız. Paranın gücü; hırsın, daha çok kazanmanın ve insanı yok saymanın eline geçince dünyanın yü

zünü neye dönüştürdüğünü hepimiz görüyoruz.

Ne, “para mutluluk getirmez”, ne de “para her şeyin anahtarıdır” gibi uç felsefelere dalmadan, “insanî bir yaşam ve onur için paraya da ihtiyaç vardır” diyen dergi, paradan önce insanı işaret ediyor. Parayı putlaştırmadan ve tek amaç haline getirmeden, “insanı ve bireyi daha huzurlu ve güvenli bir hayata taşımak için para da gereklidir” mesajı veriyor.

Dergide:

Ahmet Özdemir, duygularımızı zenginleştirelim, diyor.

Aykut Tanrıkulu, vermenin ve paylaşmanın isteyerek yapılması gerektiğini vurguladığı yazısında, gönül rızasıyla vermek, diyor.

Mehtap Yıldırım, paranın mutluluk getirip getirmediğinin tahlilini yapıyor ve “Para mutluluk getirir mi?” diye soruyor.

Kadir Karaca, kültürel yaklaşımda, “Din ve sinemayı” tahlil ediyor.

Çetin Zorlu, gündemin ironik panoramasını esprili üslûbuyla yine yakalıyor ve tam on ikiden bir vuruş yapıyor.

Meryem Tortuk’un konuğu bu ay finans ve banka uzmanı Prof. Dr. İhsan Işık. Kriz ve sebeplerini konuşuyorlar.

Dergide ayrıca, bu aydan itibaren okuyucuların problemlerine çözüm bulabilecekleri bir sayfa var. Psikolog Dilanur Hanım soruları cevaplandıracak.

05.11.2008


 

Ücretsiz sinema kursları başlıyor

ZENGİN film programı, faaliyetleri ve sürprizleri ile üçüncü yılına giren Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali’nin, ilklerinden biri olan ve Bursalı izleyicilerden yoğun ilgi gören ‘Ücretsiz Sinema Kursları’ başvuruları başlıyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen ve 28 Kasım - 04 Aralık 2008 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşacak olan Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali, bir haftalık sinema maratonun yanında, önceki yıllarda olduğu gibi bu sene de Bursa’yı bir festival ve faaliyetler şehrine dönüştürmeye devam ediyor. Festivalin film gösterimlerinden sonra en büyük ilgiyi gören faaliyetlerinden biri Ücretsiz Sinema Kursları. İyi birer sinema izleyicisi yetiştirmek; sinema san'atını san'at yapan üreticilerini; sektörün önde gelen isimlerini ve sinema alanında eğitim veren akademisyenleri Bursalı sinemaseverlerle buluşturmak için düzenlenen kurslar bu yıl da tekrarlanıyor.

Türk ve Dünya sinema tarihi derslerinin yanı sıra, bir filmin yapım öncesi, yapım aşaması ve yapım sonrası bütün süreçlerinin de anlatıldığı kurslar, bir film festivali içerisinde düzenlenen eğitim dizisi ile de bir ilk olmayı başardı. Her yıl binin üzerinde başvurunun olduğu, bir yandan başvuru taleplerini karşılamak, diğer yandan da derslerin verimliliğini sağlamak açısından 110 kişinin kabul edilebildiği bu faaliyette, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, bu sene de birbirinden ünlü isimler ve profesyoneller sinemaseverlerle buluşacak.

Bursa Tayyare Kültür Merkezi’nde 29 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında düzenlenen ve 5 gün sürecek olan Ücretsiz Sinema Kursları’nda, toplamda 11 ders işlenecek. Yoğun bir programa sahip olan kurslarda katılımcılardan derslerin, en yüzde 80’ini takip etmeleri istenmekte. Kursları başarı ile tamamlayan öğrencilere, festivalin kapanış günü olan, 4 Aralık saat 12.00’de düzenlenecek törenle katılım sertifikaları verilecek.

05.11.2008


 

Hayallerim, gerçek olmasın

GAZETEMİZ yazarlarından ve Bizim Radyo programcılarından Atike Özer’in 10 yaş ve üzeri çocuklar için yazdığı hikâyelerinden oluşan kitabı “Hayallerim, gerçek olmasın” Gelincik Yayınları’ndan çıktı. Özer, anlattığı hikâyelerle çocukları bir gezintiye çıkarıyor. Bu gezintide, okul sıralarında hayallerinizin peşinde koşacak, doğum günlerinizdeki hediyeleri hatırlayacak, minik bir kurtarma operasyonuyla yavru kedilere ulaşacak, Yusuflar’ın elini kimin ve niçin tuttuğunu keşfedecek, kaplumbağaların da kızlarının niye kıymetli olduğunu fark edecek ve serçelerin mutluluğuna hayran kalacaksınız. 0 (212) 511 61 62

05.11.2008


 

Ezansız Semtler

RAMAZAN sevincini “Atikvalde’den inen sokakta”, bayram namazı kılmanın mutluluğunu “Süleymaniye’de bir bayram sabahı” ve mûsîkimizin değerini “ Eski mûsîkimiz “şiirlerinde Yahya Kemal den okumak ayrı bir önem arz eder benim için.

RAMAZAN sevincini “Atikvalde’den inen sokakta”, bayram namazı kılmanın mutluluğunu “Süleymaniye’de bir bayram sabahı” ve mûsîkimizin değerini “ Eski mûsîkimiz “şiirlerinde Yahya Kemal den okumak ayrı bir önem arz eder benim için.

Bence ‘’biz’’i anlatan en güzel yazılardan biridir Yahya Kemal’in “Ezansız Semtleri “ O günlerin Şişli’si Moda’sı ile bugünkü arasında aslında çok fark olmadığını düşünüyorum. En basitinden Şişli'de yıllardan beri ikinci bir cami inşa edilmemiştir meselâ. Taksim’ de bir cami yapımını gündeme almak bile siyasiler için başlı başına bir cesaret konusu olmuştur her zaman. Teşvikiye, Nişantaşı hakeza. Gelin o günlerin İstanbul’una Yahya Kemal’in kalemi ile bakıp “ Ezansız Semtler”in ruhlara verdiği acıyı bir nebze olsun hissetmeye çalışalım:

‘’…Kendi kendime diyorum ki: Şişli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doğan, büyüyen oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derece nasib alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minareler görülmez, ezanlar işitilmez, Ramazan ve kandil günleri hissedilmez. Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler?

İşte bu rüya çocukluk dediğimiz bu Müslüman rü’yasıdır ki bizi henüz bir millet halinde tutuyor.. Bugünkü Türk babaları havası ve toprağı Müslümanlık rü’yası ile dolu semtlerde doğdular. Doğarken kulaklarına ezan okundu. Evlerin odalarında namaza durmuş ihtiyar nineler gördüler. Mübarek günlerin akşamları bir minderin köşesinden okunan Kur’ân’ın sesini işittiler. Bir raf üzerinde duran Kitabullah’ı indirdiler, küçücük elleriyle açtılar, gül yağı gibi bir ruh olan sarı sahifelerini kokladılar. İlk ders onlara besmeleyi öğrendiler. Bayram namazlarına babalarının yanında gittiler. Camiler içinde şafak sökerken Tekbir’leri dinlediler. Bugünün çocukları büyük bir ekseriyetle yine Müslüman semtlerinde doğuyorlar, büyüyorlar, eskisi kadar derin bir tahassüs ile değilse bile yine Müslümanlığı hissediyorlar. Fakat fazla medenileşen üst tabakanın çocukları ezansız yeni semtlerde alafranga terbiye ile yetişirken Türk çocukluğunun en güzel rüyasını göremiyorlar. Ah! Büyük cedlerimiz. Onlarda Galata, Beyoğlu gibi Frenk semtlerine yerleşirlerdi. Fakat yerleştikleri mahallerde Müslümanlığın nuru belirir, beş vakitte ezan işitilir; asmalı minare, gölgeli mescid peyda olur; sokak köşesinde bir türbenin kandili uyanır, hasılı o toprağın köşesi imana gelirdi. Medenileştikçe Müslümanlıktan çıktığımızı tabi ve hoş gören eblehler uzağa değil, Balkan devletlerinin şehirlerine kadar gitsinler….

Yahya Kemal Beyatlı

Bir Beste /Rindlerin Akşamı

Şiir : Yahya Kemal Beyatlı

Beste : Münir Nureddin Selçuk

Makam : Segâh

Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç.

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile

Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.

Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan

Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan

Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece

Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince

Ya şevk içinde harâb ol ya aşk içinde gönül

Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yahud gül.

05.11.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA

Bütün haberler

Sitemizle ilgili görüş ve önerileriniz için adresimiz:
Yeni Asya Gazetesi Gülbahar Cd. Günay Sk. No.4 Güneşli-İSTANBUL T:0212 655 88 59 F:0212 515 67 62 | © Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır