Trabzonspor geçen hafta 3-2 galip geldiği Konya'da izlediğim gibi devam ederse, şampiyon olur diyemem ama zor yenilir diyebilirim.
Bunu neye dayaranak söylüyorum? Bir kere, hiçbir oyuncu oyundan düşmüyor ve her oyuncu en önce takıma oynuyor. Normal şartlar altında beş dakikada iki gol yeyip geriye düşen bir takım o moral çöküntüsüyle maçı da bırakır. Oysa Trabzonspor bırakın moral çöküntüsünü, daha da hırslanıyor. İlk yarıdaki Trabzonspor'a sadece bir uyarım olacak; görüyorum ki artık bundan sonra hücum öncelikli bir Trabzonspor var. O zaman arkadaki boşluklar için mutlaka bir çözüm bulmak şart. Geri dörtlü bildiğiniz gibi, sorunsuz gidiyor. Orta alanda bana göre sorunlar sürüyor.
Açık açık yazmam gerekirse Trabzonspor, biri sağ, biri sol iki bek ve bir de eski Polonyalı futbolcu Szymek tarzı bir oyuncu alsın, şampiyon olur. Bunu söylerken, kimseye gaz vermek, demagoji yapma niyetinde değilim. Gittim, izledim ve gördüm. Bir kere yenilgiyi kabul etmeyen takım zor yenilmez mi? 2000'de Avrupa Şampiyonu olan Galatasaray böyle değil miydi? Gol yiyordu ama hep yediğinden fazlasını atıyordu.
Maçın ikinci yarısında Ersun hocadan hamle üstüne hamle gördük. Önce Tayfun'u sağa, Serkan'ı ortaya geçirdi ki iki ve üçüncü goller bu taktik değişikle geldi. Ayrıca şunu da eklemem lazım, Trabzonspor gibi kontratağa bu kadar güzel kalkabilen kaç takım var? Burada Isaac çok önemli. Beşiktaş maçından sonra sürekli yükselişte. Trabzonspor'un zayıf halkası şimdilik Colman. Onun da ligin 10. haftasından sonra gerçek kimliği ile sahada olacağını düşünüyorum.
Konya TSYD ve misafirperverlik
Aslında bir maç yazısından çok Konya seyahatimizi anlatmak istiyorum. Cumartesi öğleden sonra saat 3 İstanbul'dayız. Saat, 20:16 Konya Ataürk Stadı'ndayız. Bir anda dört arkadaş ani bir kararla Konya yollarına düştük, Trabzonspor'un ilk golüyle stadyumdan içeri girdik. Bundan sonra her şey güzeldi. Trabzonspor sahada güzeldi ama anlatmadan geçemeyeceğim bazı anlarla oradan ayrıldım. Bir kere TSYD Konya Şube Başkanı Sayın Orhan Berk.
Konya Stadı'nda bizi kapıda karşıladı. Maç sırasında ve sonrasında bize olan ilgisini hiç eksik etmedi. Konya'da büyük bir maç var. Basın tribünü hınca hınç dolu ama sayın Orhan Berk, işini gücünü bıraktı ekibimizle ilgilendi. Sadece bu kadar olsa iyi. Maçtan sonra bizi bırakmadı. Spor İl Müdürlüğü'nün misafirhanesinde konaklattı. Sabahtan da bizi İstanbul'a yolcu etti. Sadece ben değil, diğer dört arkadaşım da bu duruma şaşırdı. Sanki Trabzon'da gibiydik. Bize hiç yabancılık çektirmedi. Tabii onun bu ilgisi karşısında şunu düşündüm, spor doğru insanların elinde doğru biçimde yapıldığında gerçekten de dostluğa, barışa ve kardeşliğe pencere açıyor. Tüm Konyalılar adına sağolasın Orhan Berk..!
|