|
|
|
Rehn: AB ile güçlenen ekonomi reform bekliyor |
5. Boğaziçi Konferansı gala yemeği İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğunda yapıldı. Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile AB Komisyonu Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn yemekte bir araya geldi.
AB KAYNAKLI YATIRIMLAR 24 KAT ARTTI
AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, AB'ye katılım sürecinin, Türk ekonomisi üzerinde güçlü bir olumlu etki meydana getirdiğini söyledi. Ekonomik bütünleşme konusunda, 2002-2007 yılları arasında Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımın 16 kat, AB orijinli yatırımların ise 24 kat arttığını ifade eden Rehn, Türkiye’de hâlâ doğrudan yabancı yatırım ve yapısal reformlar konusunda yapılması gerekenler olduğunu kaydetti.
AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, katılım sürecinin, Türk ekonomisinin üzerinde güçlü bir olumlu etki oluşturduğunu belirterek, ‘’Katılım sürecinde Türkiye’nin reformları yerine getirme konusunda daha hızlı hareket ettiğini görmek istiyorum” dedi.
Türkiye-AB ilişkilerini konu alan 5. Boğaziçi Konferansı’nın, İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleştirilen gala yemeğinde konuşan Rehn, Avrupa Futbol Şampiyonası’nda Türk Milli Takımının tüm engellere rağmen kazandığı başarıyı hatırlatarak, Türkiye’nin, tüm politika yapıcılar tarafından ilham alınacak bu performansın haklı gururunu yaşadığını söyledi. Rehn, Euro 2008’deki enerji ve odaklanmanın, AB katılım sürecine de uygulanması konusunda bir kararlılığa ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Türkiye’nin AB’ye gelecekteki katılımının çok tartışıldığını ve tartışmaların muhtemelen sürecin sonrasında da devam edeceğini ifade eden Rehn, bu tartışmaların Türkiye’yi çabalarından vazgeçirmemesi gerektiğini söyledi. Rehn, AB ile Türkiye’nin, ekonomiler ve toplumların bütünleşmesi için aynı doğrultuda çalıştığını, bu süreç içinde katılım öncesinde de Türkiye ve AB arasında enerji, yatırım ve ticaret anlamında bağların oluşturulmaya başlandığını dile getirdi. Ekonomik bütünleşme konusunda, 2002-2007 yılları arasında Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımın 16 kat, AB orijinli yatırımların ise 24 kat arttığını dile getiren Rehn, Türkiye’de hala doğrudan yabancı yatırım ve yapısal reformlar konusunda yapılması gerekenler olduğunu kaydetti. Katılım sürecinin, Türk ekonomisinin üzerinde güçlü bir olumlu etki oluşturduğunu söyleyen Rehn, günlük hayatta da Türkiye’nin değiştiğine tanık olduğunu, reformlarla kadın hakları, gıda güvenliği ve temiz çevre konusunda Türk halkının beklentilerine uygun birçok fayda sağlanacağını ifade etti. Rehn, konuşmasına şöyle devam etti:
‘’Katılım sürecinde Türkiye’nin reformları yerine getirme konusunda daha hızlı hareket ettiğini görmek istiyorum. Bu yıl bir başka politik krizle uğraşırken değerli bir zaman kaybettik. Komisyon, Anayasa Mahkemesi’nin parti kapatma davalarını yakından takip ediyor. Temmuzda verilen karar bir krizi önledi ve iktidardaki politik partilerle ilgili yasaların revizyonu ve daha geniş anayasal reform konusundaki acil ihtiyacı aydınlattı.’’
Muhalefet ve iktidar partilerinin, AB’ye katılım konusunda ortak bir görüş birliğine varma noktasında büyük bir fırsata sahip olduğunu belirten Rehn, geçmiş deneyimlerin, AB’ye katılımda başarının, ülkedeki bütün tarafların çabalarına bağlı olduğunu gösterdiğini kaydetti. Rehn, AB’nin siyaset malzemesi yapılmaması gerektiğini, Türkiye’de bu konuda bütün çevrelerin katıldığı diyalog ve görüş birliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Tüm olumsuz gelişmelere rağmen katılım sürecinin devam ettiğini, bu şartlar altında şu ana kadar 8 alanda başlık açtıklarını ifade eden Rehn, yenilerinin de bu sene sonuna doğru açılacağını belirtti. Bir ombudsman ofisinin oluşturulması reformunun diğer önemli bir konu olduğunu anlatan Rehn, bu ofisin, din ve devlet ilişkileri konusundaki tartışmaların tansiyonunu indirmeye yardımcı olacağını söyledi. Rehn, ombudsman yasasının Anayasa Mahkemesinde 2 yıldan fazla bir süredir beklediğini ifade etti.
Gül’ün Ermenistan ziyareti ‘’cesur bir adım’’
Türkiye-AB ilişkilerini konu alan 5. Boğaziçi Konferansı’nın, İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleştirilen gala yemeğinde konuşan AB Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Ermenistan ziyaretini ‘’cesur bir adım’’ olarak niteledi. Rehn, bunun, iki ülke arasındaki ilişkilerin tam anlamıyla normale dönmesinde tarihî bir fırsat olduğunu bildirdi.
|
12.10.2008
|
|
|
YANLIŞ POLİTİKALARIN CEZASINI ÇEKİYOR |
“Acımasız savaşlara milyarlarca dolar harcayan dünyanın en güçlü ülkesinde insanların evlerinde kalacak para bulamamasının inanılmaz olduğunu'' ifade eden Daniel Ortega, yanlış ekonomi politikalarını dünyadaki tüm az gelişmiş ülkeler üzerinde uyguladığı için ABD''nin Allah tarafından cezalandırıldığını söyledi. Ortega, ülkesinde askerî rejime karşı mücadele veren Sandinista gerillalarının liderliğini yapmıştı.
ÇÖKEN BANKALARDAN İBRET ALINMALI
Geçtiğimiz günlerde Katolik âleminin ruhanî lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa 16. Benediktus da ABD'de başlayan ve bütün dünyayı etkileyen finans krizini “ilâhî bir ikaz” olarak yorumladığı konuşmasında bankalar ve kredi kuruluşlarının batmakta olmasından ibret alınması gerektiğini belirterek, ‘’Büyük bankaların çöküşünde, paraların yok oluşunda, tüm bunların bir hiç olduğunu görüyoruz’’ demişti.
|
12.10.2008
|
|
|
Babacan: Daha yapacak çok işimiz var |
DIŞİŞLERİ Bakanı Ali Babacan, AB için gerekli Maastricht kriterlerinin 4’te 2’sini yerine getirdiklerini belirterek, bugüne kadar çok şey yapıldığını, ancak daha yapacak çok şey olduğunu söyledi.
Türkiye-AB ilişkilerini konu alacak 5. Boğaziçi Konferansı’nın, İngiltere’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nda gerçekleştirilen gala yemeğinde konuşan Babacan, Türkiye’nin 6 yıl öncesinin Türkiye’si olmadığını belirterek, sosyal, ekonomik ve politik alanda dönüşüm geçirdiğini söyledi. Babacan, bu zaman diliminde demokrasi ve temel haklar konusunda çalışmalar yaptıklarını, güçlü bir malî sistem ve ekonomiye sahip olmak için gerekli reformları yerine getirdiklerini ifade etti.
AB için gerekli Maastricht kriterlerinin 4’te 2’sini yerine getirdiklerini belirten Babacan, bugüne kadar çok şey yapıldığını, ancak daha yapacak çok şey olduğunu söyledi.
Bundan sonra da Türkiye’deki demokratik sistem ve temel haklar konusunda iyileştirmelerin ve Anayasa’da ciddi değişikliklerin yapılması gerektiğini dile getiren Babacan, bütün bu değişikliklerin uygulamaya geçirilmesi için de gerekli adımların atılması gerektiğini kaydetti. Babacan, AB’ye katılım sürecinin sadece Türkiye’nin dış politikası için değil, iç meselelerinde de stratejik öneme sahip olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin gelecekte de sağlıklı bir şekilde bu süreci sürdürme niyetinde olduğunu dile getirdi.
Türkiye’nin bir ajandaya sahip olduğunu ve reformlar yapmaya devam edeceğini vurgulayan Babacan, yapılacak reformlarla Türkiye’nin bundan sonra da değişeceğini ve 5-10 yıl sonra Türkiye’nin bugünün Türkiye’si olmayacağını söyledi. AB’ye katılım sürecinin Türkiye’ye fayda sağladığını ve sağlayacağını dile getiren Babacan, muhalefet ve bazı kurumlardan özellikle seçim zamanları gelen eleştirilere karşın Türk insanının yapılan reformlardan memnun olduğunu anlattı.
“Türkiye’de yaptığımız reformlar komşularımıza yardımcı oluyor. Doğru şeyleri yapmak, diğer ülkelere yardım sağlamada bizim güvenilirliğimizi arttırıyor. Balkan ve Orta Doğu ülkeleri gibi komşularımız, Türkiye’yi bir başarı hikayesi olarak görüyor. Komşularımızdan politik ve ekonomik reformlar ve yapılanlar konusunda bilgi almaya gelen delegeleri ağırlıyoruz” diyen Babacan, Türkiye’nin üyeliği ile AB’nin de daha güçlü ve çok sesli hale geleceğini, temsil özelliğinin artacağını ve birliğin komşuları tarafından algılanışının da değişeceğini ifade etti.
|
12.10.2008
|
|
|
Kerinçsiz, bin sayfalık yazılı savunma yapacak |
“ERGENEKON” dâvâsının ilk duruşmasında, tutuklu sanıklardan avukat Kemal Kerinçsiz’in bin sayfalık yazılı savunma yapacağı belirtildi.
Kerinçsiz’in avukatı Kadir Kartal, 20 Ekim Pazartesi günü Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesindeki adliyede görülecek davanın ilk duruşması için, Kerinçsiz’in, tutuklu bulunduğu cezaevinde hazırladığı 8 klasörden oluşan bin sayfalık yazılı savunmasını, yargılamayı yapacak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine sundu. Kartal, daha sonra Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinin önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, ‘’müvekkilinin, hiçbir suçu olmadığı halde tutuklandığını’’ savundu. Aynı dava çerçevesinde tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in yazılı savunmasının yaklaşık bin 600 sayfa olduğu, emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün savunmasının ise 350 sayfayı geçmesinin tahmin edildiği kaydedildi.
|
12.10.2008
|
|
|
Tolon da Silivri’de |
“Ergenekon” soruşturması kapsamında Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Silivri Ceza İnfaz Kurumuna nakledildi.
Tolon, Silivri Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildi
“ERGENEKON” soruşturması kapsamında Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Silivri Ceza İnfaz Kurumu’na nakledildi. ‘’Ergenekon’’ davasına ilişkin yargılamayı yapacak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sanık sayısının fazlalığı, tutuklu sanıkların farklı infaz ve tutukevlerinde bulunmalarını dikkate alarak, duruşmaları Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü içindeki duruşma salonunda yapılması kararı sebebiyle Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un nakli için sabah saatlerinde hazırlık yapıldı. Jandarma ekiplerinin nakil öncesi cezaevi çevresinde geniş güvenlik önlemi aldığı gözlendi. İşlemleri tamamlanan emekli Orgeneral Tolon, cezaevi ambulansıyla jandarma ekiplerinin eskortluğunda cezaevinden çıkarılarak Silivri Cezaevine nakledildi. ‘’Ergenekon’’ davası kapsamında Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutuklu bulunan aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de bulunduğu 16 sanık, 6 Ekim Pazartesi günü Silivri Ceza İnfaz Kurumu’na nakledilmiş, hakkında iddianame hazırlanmayan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise nakledilen tutuklular arasında yer almamıştı.
|
12.10.2008
|
|
|
TSK: Kandil’de 31 hedefi vurduk |
GENELKURMAY Başkanlığı, Irak’ın kuzeyindeki Hakurk bölgesinde tespit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedeflerin, Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarınca ve müteakiben ateş destek vasıtalarıyla dün etkili bir şekilde ateş altına alındığını ve gece yarısı icra edilen harekât esnasında, terör örgütüne ait 31 hedefin tümünün tam isabetle vurulduğunu bildirdi.
Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan basın açıklamasında, şunlar kaydedildi: ‘’Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü bölgesinde Bayraktepe saldırısına katılan bölücü terör örgütü mensuplarının takibine devam edilmektedir. Bu kapsamda 4 Ekim 2008 tarihinden bu yana 6. kez, Irak’ın kuzeyindeki Hakurk bölgesinde tesbit edilen PKK/KONGRA-GEL terör örgütüne ait hedefler, Türk Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarınca ve müteakiben ateş destek vasıtalarıyla dün etkili bir şekilde ateş altına alınmıştır. Gece yarısı icra edilen harekât esnasında, terör örgütüne ait 31 hedefin tümü tam isabetle vurulmuştur. Görevlerini başarıyla tamamlayan uçaklarımız emniyetle üslerine dönmüşlerdir. İcra edilen harekatta, her zaman olduğu gibi sadece PKK/KONGRA-GEL terör örgütü hedef alınmış, sivil halk ve yerel unsurların olumsuz etkilenmemesi için gerekli hassasiyet gösterilmiştir.’’
|
12.10.2008
|
|
|
Sırnak’ta operasyonlar sürüyor |
TÜRK Silâhlı Kuvvetleri’nin (TSK) Şırnak’ın kırsal alanında terör örgütü PKK’ya yönelik başlattığı operasyonlar devam ediyor.
Edinilen bilgiye göre, Şırnak’ın Gabar, Cudi ve Küpeli dağlarında terör örgütü PKK mensuplarının etkisiz hale getirilmesi amacıyla başlatılan operasyonlar sürüyor. Operasyonlara helikopterler de havadan destek veriyor. Bu arada, Şırnak’taki askerî birliklerden çok sayıda askerî araç, operasyonların sürdüğü Gabar, Cudi ve Küpeli dağlarına sevk edildi. Askeri araçların bulunduğu konvoyun önünde ve arkasında sinyal kesici jammer araçların bulunması dikkat çekti. Öte yandan, bölgede olası tuzaklara karşı Cizre-Şırnak, Cizre-Güçlükonak ve Şırnak-Beytüşşebap kara yollarında güvenlik güçlerince rutin olarak yapılan mayın taraması devam ediyor.
|
12.10.2008
|
|
|
BMGK geçici üyeliği seçimleri 17 Ekim'de yapılacak |
TÜRKİYE'NİN de aday olduğu 20092010 dönemi BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliği seçimleri 17 Ekim’de yapılacak.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Dışişleri Bakanı Ali Babacan, temaslarda bulunmak üzere 1218 Ekim tarihleri arasında New York’u ziyaret edecek. Batı Avrupa ve Diğerleri Grubunda boşalacak iki yer için Türkiye’nin yanı sıra Avusturya ve İzlanda adaylığını açıklamıştı. Bakanlığın açıklamasında, 2003 yılından bu yana yürütülen etkin kampanyada artık sona gelindiğine dikkati çekilerek, şunlar kaydedildi: “Sayın Bakanımız, rakiplerimizin de kampanya çalışmalarını yoğunlaştırdıkları seçimlerden önceki son günlerde, adaylık kampanyamız bağlamında, temaslarda bulunmanın ve BM üyesi ülkelerin yetkilileri nezdinde adaylığımızın bir kez daha dikkate getirilmesinin yararlı olacağı düşüncesiyle 1218 Ekim 2008 tarihleri arasında New York’u ziyaret edecektir.Bu ziyaret vesilesiyle gerçekleştirilecek temasların, Sayın Bakanımızın 2008 Eylül ayı sonundaki BM Genel Kurul Genel Görüşmeleri marjında yaptığı ikili görüşmelerde ele alınan hususların takibine ve Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine adaylığımız konusunun bir kez daha güçlü şekilde vurgulanmasına vesile teşkil edeceği değerlendirilmektedir."
|
12.10.2008
|
|
|
487 hakimin görev yerleri değişti |
İDARÎ yargıda 48 hakimin, adli yargıda 439 hakim ve savcının görev yerleri değişti. Görev yeri değişikliklerine ilişkin kararnameler, Adalet Bakanlığı’nın internet sitesinde yayınlandı.
Adlî yargı kararnamesine göre, Anayasa Mahkemesi Raportörü Gülten Erkam İzmir Cumhuriyet Savcılığına, Türkiye Adalet Akademisi Başkan Yardımcısı Hasan Dudaklı Ankara Cumhuriyet Savcılığına, Eyüp Cumhuriyet Başsavcı Vekili Mustafa Atagün Bakırköy Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Türkiye Adalet Akademisi Başkan Yardımcısı Hayrettin Türe Ankara Hakimliğine, Eyüp Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hikmet Gülay Kartal Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğine, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Canan Konya Cumhuriyet Başsavcılığına, Konya Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Fatih Özdemir Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına, Manisa Cumhuriyet Başsavcı Vekili Fevzi Argıç Çanakkale Cumhuriyet Başsavcılığına getirildi.
|
12.10.2008
|
|
|
Bürokrasi hizmetleri engelliyor |
Bursa Valisi Şahabettin Harput, bürokrasi ve koordinasyon eksikliğinden dolayı vatandaşa hizmet götürememekten yakındı. Harput, Uludağ ve Tarihî Hanlar Bölgesi konusunda hazırlanan geliştirme ve yeniden yapılandırma projelerini hayata geçirmede bürokrasi ve koordinasyon eksikliğinden dolayı büyük sıkıntı yaşadıklarını vurguladı.
Vali de bürokrasiden dert yandı
Bursa Valisi Şahabettin Harput, bürokrasi ve koordinasyon eksikliğinden dolayı vatandaşa hizmet götürememekten yakındı.
Vali Şahabettin Harput, Uludağ ve Tarihî Hanlar Bölgesi konusunda hazırlanan geliştirme ve yeniden yapılandırma projelerini hayata geçirmede bürokrasi ve koordinasyon eksikliğinden dolayı büyük sıkıntı yaşadıklarını aktardı. Harput, Uludağ’da yaşanan en büyük problemlerin başında çarpık tesisleşme, yol ve otopark sorunu ile tuvalet eksikliği geldiğini anlattı.
Bu problemleri çözmek için gayret sarf ettiklerini aktaran Vali Harput, ödenek ayırıp programa almalarına rağmen bürokrasiyi aşıp halka hizmet götüremediklerini dile getirdi.
Vali Harput, “Uludağ yolunun genişlemesini istiyorum. Çünkü, yolun dar olması ve virajların çok keskin olmasından dolayı burada sık sık kazalar yaşanmakta. Hatta bir ay kadar önce buradan bir otobüs virajı alamayarak uçuruma yuvarlandı ve aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 8 vatandaşımız yaralandı. Biz hiç olmazsa bu virajların genişletilmesi için 4 aydan beri Millî Parklar Genel Müdürlüğü ve Orman Bakanlığı ile görüşerek bu yolun genişletilmesi için gerekli izni aldık. Elimizde imkânlarımız da var. Ancak Millî Parklar’dan izin almak yetmiyor. Bir de Anıtlar Kurulu’ndan izin almak gerekiyor. Yazı gönderildi, Anıtlar Kurulu, ‘her ağaç bir anıttır kusura bakmayın bu ağaçları kestirmeyiz’ deyip olumsuz raporla bunu reddetti” diyerek, dert yandı.
Uludağ yolunu gerekli iznin alınamamasından dolayı genişletemediklerini aktaran Vali Şahabettin Harput, “Maalesef biz buradan olumlu rapor alamadığımız için Uludağ yolunu genişletemedik. Uludağ yolu için ödenek ayrılmıştı, programa da alınmıştı. Ancak Türkiye’deki bu koordinasyon konusunda yaşanan sıkıntılar hizmetlerin vatandaşa yansımasının önüne geçiyor. Artık bu sistemi birbirini ikna ederek, götürerek getirerek, işin gerekliliğini, zaruretini anlatarak ve biraz daha zaman harcayarak yapmak durumundayız. Başka çare yok, çünkü sistem bu.” ifadesini kullandı.
Vali Şahabettin Harput, gerekli izin alamadıklarından dolayı yeni tuvalet yapamadıklarını bu sebeple Uludağ’da bulunan atıl bir kamu tesisinin bir bölümünü vatandaşın hizmetine sunarak tuvalet sorununu çözmeye çalışacaklarını söyledi.
|
12.10.2008
|
|
|
Yöneticiler görevlerini yerine getirmiyor |
DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Türkiye’yi yönetenler görevlerini yerine getirmiyor. Komutan golf oynuyor, diğer yandan bir bakan Aktütün karakolunun iyileştirilmesi için gereken ödeneğe rest çekiyor.
Her tarafı zafiyet içerisinde olan bir yönetimle karşı karşıyayız’’ dedi.
Anadolu’yu aylardır dolaşarak, ahlâklı siyaseti anlattıklarını ifade eden Soylu, ‘’Ahlâklı demokrasiyi, insanları eşit gören ayırım yapmayan bir demokrasiyi anlatıyoruz. 70 milyonda ayrışım yapmayan bir Türkiye’nin savunuculuğunu yapıyoruz. Biz kutsal değerler üzerinden siyaset yapmayan bir partiyiz. Biz, bu ülkede ikinci sınıf vatandaş yoktur, herkes birinci sınıf vatandaştır diyen, bu ülkeyi edindiği değerlerle yükselten bir siyasî partiyiz’’ diye konuştu.
Soylu, dürüst ve gerçek siyaset ürettiklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:
‘’Ülke ciddî bir süreçten geçiyor. Ekonomik krizle karşı karşıyayız. Bir taraftan terörle mücadele etmekteyiz, bir taraftan paçalarından aşağıya yolsuzluk akanlarla mücadele halindeyiz. Bir taraftan Türkiye’nin manevî duygularını zedeleyenlerle mücadele halindeyiz. Dış borçta benim ülkem çaresiz bir boyuta gelmiştir. ‘Kıbrıs’ta çözümsüzlük, çözüm değildir’ diyen yanlış politikalarla mücadele halindeyiz. ‘Türkiye’yi AB’ye sokacağız’ diye kandırmaca politikası uygulayan bu iktidar, bu hükümet kendi isteği doğrultusunda yönlendirme politikası uygulamaktadır. Bir taraftan ekonomide, bir taraftan siyasî meselelerde çözüm üretemeyen bir hükümetle karşı karşıyayız.’’
“AKTÜTÜN BASKINI BİR ZAFİYETTİR”
DP lideri, 30 yıldır Türk milletinin her türlü özveride bulunarak, terörle mücadelesini sürdürdüğünü belirterek, ‘’Aktütün’de yaşanan saldırı sıradan bir terör saldırısı değildir. PKK kalabalık bir grupla gelip karakol basacak, sen dünyanın öbür ucundan istihbarat bekleyeceksin. Bu bir zafiyettir. Türkiye’yi yönetenler görevlerini yerine getirmiyor. Komutan golf oynuyor, diğer yandan bir bakan Aktütün karakolunun iyileştirilmesi için gereken ödeneğe rest çekiyor. Her tarafı zafiyet içerisinde olan bir yönetimle karşı karşıyayız’’ dedi.
|
12.10.2008
|
|
|
Başörtüsü mücadelesi sadece eğitim hakkı için değil |
KOCAELİ İnanç Özgürlüğü Platformu, İzmit Sabri Yalım parkı insan hakları anıtı önünde 182. haftasına giren “Başörtüsüne Özgürlük” eylemini gerçekleştirdi.
Eylemde platform adına basın açıklamasını MAZLUMDER Kocaeli Şube gönüllüsü Mehtap Öztürk, yaptı. Açıklamada, başörtüsü mücadelesinin yalnızca eğitim öğretim alanlarında kısıtlanan hakların geri alınması mücadelesi olmadığı belirtilerek, şöyle denildi: “Kamu kurum ve kuruluşlarında, sosyal hayatta aşları, işleri, emekleri çalınan insanların mücadelesidir. Başörtüsü mücadelesi; hak ve hakikat uğrunda duruş ve tavrımızın ifadesidir. Bu ifade üzerinden yasağa taraf olan, yasakta direten, yasağın el altından ya da aşikâre destekçileri olanları bu meydanlarda ifşa ettik, etmeye de devam edeceğiz. Bu minvalde o parti bu parti altına saklanarak, ‘laiklik’ kisvelerine bürünerek yasakçı anlayışlarına kılıf uyduranlar, o kurumun bu kurumun, o kesimin, bu kesimin mutabakatı diye topluma bahane üretenler, halkın dinini ve inancını sömürenler, onlar üzerinden rant yürütenler halk önünde er ya da geç hesap vermek durumunda kalacaktır. Buradan iki seçim döneminde de iktidar olan muktedir olamayan AKP Hükümetine sesleniyoruz. Bu kronikleşmiş yasağa son vermek için elinizde bulunan yetki sizlere emanettir ve gerektiğinde de geri alınacaktır.”
|
12.10.2008
|
|
|
Bakan Çelik: İhtiyacımız, 70 milyonun kardeşliğini sağlamak |
MİLLÎ Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, ‘’Bizim ülkede en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, bu ülkenin 70 milyon insanının kardeşliğini sağlamak, onların gönülleri arasında köprüler inşa etmektir’’ dedi.
Çelik, Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv ile CeBİT Bilişim Eurasia Fuarı’na gelerek, Turkcell standını ziyaret etti. Ziyaretin ardından konuşan Çelik, Gönül Köprüsü Projesi’ne dünyanın dört bir yanından bakan meslektaşlarının ve birçok sosyal iletişimcinin ilgi duyduğunu söyledi. ‘’Gönül Köprüsü Projesi’nin finalinde ‘Biz bu Gönül Köprüsü’nü ülkemizin de sınırları dışına taşıyacağız’ dedik’ diyen Çelik, gelecek yıldan itibaren projenin biraz daha büyüyeceğini, KKTC’ye, Avrupa’ya, Amerika’ya ve Pasifik ülkelerine ulaşacağını belirtti. Öğrencilerin ve öğretmenlerin bu projeden büyük bir haz duyduğunu dile getiren Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Bizim ülkede en çok ihtiyaç duyduğumuz şey, bu ülkenin 70 milyon insanının kardeşliğini sağlamak, onların gönülleri arasında köprüler inşa etmektir. Ekonomi, para zamana göre değişir, ama birbirine kin ve nefretle bakan, aralarına duvarlar ören bir toplum iflâh olmayacak bir toplumdur.’’ Konuşmasında, Mevlana’nın, ‘’Biz muhabbet fedaileriyiz. Paramparça olmuş gönül hırkalarını diker yamarız’’ sözünü hatırlatan Çelik, gönüllerin parçalanmasının, kin ve nefretle dolmasının bir toplumu iflâh etmeyeceğini, bu sebeple ülkenin gençleri arasında bir sevgi çınarı yükseltilmesi gerektiğini ifade etti.
|
12.10.2008
|
|
|
Kutan: Kriz kapitalizmin çöküşünü müjdeliyor |
SAADET Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, ‘’Küresel mali kriz; kapitalizmin, faizci ekonomik sistemin de çöküşe geçtiğini müjdeliyor’’ dedi.
Kutan, Saadet Partisi Ankara İl Başkanlığında düzenlenen ‘’İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı’’nda yaptığı konuşmada, son günlerde bazı bölgelerde kardeşliği bozmaya, etnik çatışma ortamı oluşturmaya yönelik girişimler olduğunu söyledi. Geçen hafta Balıkesir ve Adana’da yaşanan olayların bu planın bir göstergesi olduğunu belirten Kutan, ‘’17 askerimizin şahadetinin Balıkesir Altınova’da meydana gelen olayın hemen akabinde yaşanması dikkat çekicidir’’ diye konuştu. Herkesin uyanık olması gerektiğini ifade eden Kutan, şunları kaydetti: ‘’Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da bu kardeşliği bozmaya kimsenin gücü yetmeyecektir. Coğrafyamızı bir kan gölü haline getiren, terör örgütünü bir taşeron gibi üzerimize salan, Türk-Kürt çatışması çıkarmayı planlayan küresel emperyalizmin planlarını birlikte boşa çıkaracağız. Bu tür gerginlik ve çatışmaların milletimize ve ülkemize değil, ancak Büyük Orta Doğu Projesi sahiplerine hizmet edeceğini unutmamalıyız.’’ Küresel mali krize de değinen Kutan, ‘’Bu kriz; kapitalizmin, faizci ekonomik sistemin de çöküşe geçtiğini müjdeliyor’’ görüşünü dile getirdi. Krizin, her ülkeyi olduğu gibi Türkiye’yi de tehdit ettiğini belirten Kutan, hükümetin malî kriz konusunda yanlış bir tavır içinde olduğunu savundu. Kutan, radikal ve ciddî tedbirler alınması gerektiğini belirtti.
|
12.10.2008
|
|
|
Adana’da inşaat çöktü: 2 ölü, 3 yaralı |
ADANA'DA, inşaat halindeki bir villada çökme meydana geldi. Olayda, inşaat işçilerinden 2’si öldü, 3’ü yaralandı.
Edinilen bilgiye göre, Seyhan Baraj Gölü kenarında yapımı devam eden TMZ Koru Villalarındaki bir villanın birinci katına beton dökme işlemi sırasında kolonlardan biri çöktü. Çökme sırasında inşaat işçilerinden Ali Sarıkurt (34) ile İsmail Akçakaya (41) betonların altında kalarak olay yerinde öldü. Olay sırasında inşaat işçileri Mustafa Kızıl (40), Mikail Taş (28) ve Yaşar Ersöz (50) yaralandı. Yaralılar, Adana Numune Hastanesi’ne kaldırıldı. Adana Valisi İlhan Atış, inşaat halindeki TMZ Koru Villalarındaki çökme üzerine katıldığı bir sempozyumdan ayrılarak olay yerine geldi. Vali atış, jandarma yetkililerinden bilgi aldı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.
|
12.10.2008
|
|
|
Krizin sebebi gelişmiş ülkeler |
ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, ‘’Gelişmiş ülkeler, dünyanın servetini elinde bulunduran ülkeler, gelişmekte olan ve fakir ülkeleri de düşünselerdi bu işbirliklerini tesis etselerdi, bu ekonomi çökmeyecekti’’ dedi.
Bakan Yıldırım, Türk-Fransız ortağıyla kurulan GeserParex A.Ş’nin Kocaeli’nin Dilovası ilçesindeki üretim tesislerinin açılış töreninde yaptığı konuşmada, dünya ekonomisini yöneten ABD ve Avrupa’ya uzanan büyük bir ekonomik kriz yaşandığını, buralardakilerin şimdi ‘’acaba nerede hata yaptık’’ diye düşünüp tedbirler almaya çalıştıklarını belirtti.
Türkiye’nin buna benzer krizleri 2000 ve 2001’de yaşadığını, 22 bankanın iflâs ettiğini ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
‘’Biz o krizi yaşarken, bizim ekonomimize not verenler, ‘asla bu bankaları kurtaramazsınız, bırakın kendi haline ne halleri varsa görsünler’ demişler. Ama şimdi görüyoruz ki kriz bizim krizimiz değil onların krizi olunca bütün bu prensipler altüst oluyor ve teker teker o banka ve büyük şirketler devlet tarafından satın alınıyor. Gelişmekte olan ülkelere gelince IMF, Amerika’ya gelince Ayemof! Bunun adı çifte standarttır. Oysa bugün böylesine büyük bir krizde yabancı ortaklı şu tesisin açılışı dünyaya bir mesajdır. Küresel işbirliği mesajı. Gelişmiş ülkeler, dünyanın servetini elinde bulunduran ülkeler, gelişmekte olan ve fakir ülkeleri de düşünselerdi bu işbirliklerini tesis etselerdi bu ekonomi çökmeyecekti. Bunu yapmak yerine gelişmiş ülkeler parayla para ticareti yapma yolunu tercih ettiler ve kaçınılmaz sonuçla karşılaştılar.’’
‘’YATIRIM İÇİN ADRES TÜRKİYE’’
Ekonomik krizin bazı tahribatlar yaparken bazı olumlu gelişmeleri de doğurduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
‘’Bu da gerçek ekonomiye dayanmayan, üretime ve alın terine dayanmayan bir ekonomik sistemin sürdürme şansı yok. Ümit ederim ki bu kriz dünyadaki gelişmiş ve gelişmemiş tüm ülkelere adil dağılıma neden olur. ‘Güvendiğin dağlara kar yağdı’ diye lâf vardır. Şimdi dünyanın güvendiği bütün dağlara kar yağdı. Güvenecek tek ülke kaldı Türkiye. Kısa ve uzun vadede yatırım için adres Türkiye’dir.’’
|
12.10.2008
|
|
|
Şener: Hükümet görevini yapmıyor |
Eski Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, dünyada yaşanan ekonomik krizin Türkiye’yi de etkileyeceğini belirterek, ‘’Türkiye’yi çok ciddî ekonomik sorunlar bekliyor’’ dedi. Şener, ekonomi yönetiminin krize karşı yoğun bir mesai içinde olması gerektiği halde, gerekli çalışmaların yapılmadığını ileri sürdü.
|
12.10.2008
|
|
|
CEZAEVİNDE MESLEK SAHİBİ OLDULAR |
KÜTAHYA E Tipi Kapalı ve Açık Cezaevindeki tutuklu ve hükümlülerin bir kısmı, çini, kundura, cam ve konfeksiyon atölyelerinde sigortalı çalışarak hem meslek öğreniyor hem de aile bireylerinin sağlık güvencesinden yararlanmasını sağlıyor.
Cezaevinde meslek öğrendiler
Cezaevi Müdürü Necati Karacık, 1983 yılında kapalı ceza infaz kurumu olarak faaliyete geçirilen cezaevinin, 23 bin 648 metrekare alan üzerine kurulu olduğunu söyledi. Karacık, kapalı kısmın 450, açık kısmın ise 90 kişi kapasiteye sahip olduğunu bildirdi. Cezaevindeki çini atölyesinde 76, konfeksiyon atölyesinde 95, kundura atölyesinde 12, ekmek fırınında 4, çay ocağı ve keşif aracında 3’er, fotokopide 2, cam atölyesinde 6 olmak üzere 201 tutuklu ve hükümlünün sigortalı olarak çalıştırıldığını belirtti.
|
12.10.2008
|
|
|
Yüksekova'da okul sevinci |
Ankara Büyükşehir Belediyesi, okulu olmayan çeşitli illerdeki köy ve mahallere yaptığı eğitim katkılardan birini de Hakkâri Yüksekova’nın AKSU Köyüne; TOÇEV, Show TV ve Millî Eğitim Bakanlığı işbirliği ile gerçekleştirdi.
Büyükşehir Belediyesi Belya A.Ş tarafından “Yaşasın Okulumuz” kampanyası çerçevesinde yapılan okulun açılış töreninde konuşan Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Savas, kendisinin de bir köy okulunda eğitime başladığını belirterek, “Bu çocuklar gonca gül gibidir. Biz devlet olarak, yerel yönetim olarak eğitim imkânı vererek bu gonca güllerin açılmasını sağlamalıyız. Göreceksiniz bu gonca güller açılınca ne cevherler ortaya çıkacaktır” dedi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ankara’da gerçekleştirdiği eğitime destek kampanyalarını, Doğu ve Güneydoğu Bölgelerinde de sürdürüyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla yapımı gerçekleştirilen Hakkâri Yüksekova’daki İlköğretim Okulu törenle hizmete açıldı. Büyükşehir Belediyesi BELYA A.Ş. tarafından yapımı gerçekleştirilen okula, “AKSU Köyü Ankara Büyükşehir Belediyesi İlköğretim Okulu” adı verildi. Okulun açılışında konuşan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Abdullah Savas, “Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak bu tür 170 projeye katkı sağlıyoruz” dedi.
Ankara’da çantadan kırtasiyeye, bottan kabana, burstan- çamaşırhane ve sıcak çorba imkânına kadar öğrencilere çeşitli yardımlar yaparak eğitime katkı sağlayan Ankara Büyükşehir Belediyesi, eğitime katkıyı Doğu ve Güneydoğu Anadolu gibi ihtiyaç olan bölgelere de taşıyarak sürdürüyor. Okulun açılışına Hakkâri AKP Milletvekili Rüstem Zeydan, İl Millî Eğitim Müdürü Şevki Aydın ve vatandaşlar katıldı. Açılışa katılan vatandaşlar daha sonra hep birlikte köy meydanında halay çekerek okulun açılışını kutlarken, öğrenciler de okulun yanında yapılan çocuk bahçesinde gönüllerince eğlendiler.
|
AHMET TERZİ
12.10.2008
|
|
|
Bakanlık el koysun |
TÜRK Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, ‘’Konya’da borcu bulunan ilköğretim okullarının elektriklerinin kesildiğini’’ belirterek, bu sorunun diğer illerde de yaşanmaması için Millî Eğitim Bakanlığının, okulların borçlarını derhal ödemesini istedi.
Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin (TEDAŞ), borcunu ödemeyen abonelerin elektriğini Ramazan Bayramı’ndan sonra keseceğini açıkladığını belirterek, uygulamanın, borcunu ödeyemeyen kimi okullarda başladığını ve Konya’da borcu bulunan ilköğretim okullarının elektriklerinin kesildiğini ifade etti.
Derslerini elektrik olmadan yapmaya çalışan eğitimcilerin isyan etiğini ifade eden Koncuk, konuya ilişkin pek çok telefon aldıklarını söyledi. Okulların elektrik, su, yakıt giderlerinin öğrencilerden toplanan paralarla karşılandığına işaret eden Koncuk, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: ’’Ödenek yetersizliğinden dolayı elektrik borçları biriken okullar büyük bir çıkmazdadır. Korkarız ki dün Konya’da başlayan uygulama, kısa zamanda tüm illerimize, ilçelerimize, köylerimize yayılacak ve bu gidişle öğrenciler, öğretmenler, idareciler elektriksiz kalacaktır. Fiziki mekan yetersizliği, öğretmen açığı, derslik açığı derken, okullar için bir diğer sorun da elektriksizlik olacaktır. Elektriğin olmadığı bir yerde de eğitim-öğretimin yapılmasını kimse beklememelidir. Bilindiği gibi kış kapıdadır. Okulların elektrik olmadan ısıtılması mümkün olmayacaktır. Bu nedenle çocuklarımız, öğretmenlerimiz, idarecilerimiz ve hizmetlilerimiz soğuğa mahkûm edilecek ve okullar bu kez salgın hastalıkların adresi haline gelecektir. Millî Eğitim Bakanlığı diğer illere yayılmadan skandala el koymalı ve okulların borçları MEB tarafından derhal ödenmelidir.’’
Okulların borçlarını Millî Eğitim Bakanlığı’nın ödemesi gerektiğini söyleyen TES Başkanı İsmail Koncuk şunları kaydetti: “Konuyla ilgili sendikamıza da telefonlar geliyor ve 21. yüzyıla yakışmayacak bu uygulamanın kaldırılması talep ediliyor. Okullarımızın karanlıkta kalmaması için geri kalmış ülkelerde bile görülmeyen bu uygulamaya son verilmelidir.”
|
FATİK KARAGÖZ
12.10.2008
|
|
|
Çocuklara verilen harçlık özgüvenlerini arttırıyor |
ONDOKUZ Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Müge Yılmaz, ‘’Okul dönemindeki çocuklara kontrollü harçlık vermek öz güveni arttırıyor’’dedi.
Yılmaz, yaptığı açıklamada, çocuğa harçlık verilmesinin çocuğun büyümesine ve özerk olmasına yardımcı olan bir sorumluluk olduğunu söyledi. Okul dönemindeki çocuğa verilecek harçlığın ailelerin ekonomik durumuna göre verilecek kişisel bir karar olduğunu belirten Yılmaz, şu bilgileri verdi: ’’Okul dönemindeki çocuklara kontrollü harçlık vermek çocuğun büyümesine, özerk olmasına yardımcı olan bir sorumluluktur. Özgüveni arttırır. Harçlıklar, çocukların tasarruf etmesini ve paranın değerini anlamasına da yardımcı olur. Çocuklar ellerindeki paranın ne kadarı ile ne alınabileceğini öğrenirler. Ellerindeki paraları biriktirerek tasarruf yapmayı öğrenirler. Ayrıca, kendilerine olan güven ve sorumluluk duyguları da gelişir.’’ Yılmaz, çocuğa kontrolsüz olarak ihtiyacından fazla para verilmemesi gerektiğini de ifade etti.
|
12.10.2008
|
|
|
Ankara'da istinat duvarı çöktü, yol kapandı |
BAŞŞEHİRDE, bir sitenin çöken istinat duvarı, yolu trafiğe kapattı.
Keçiören Sanatoryum Caddesi Samanyolu Koleji yakınında bulunan sitenin istinat duvarının bir kısmı, saat 02.00 sıralarında gürültüyle çöktü. Sanatoryum Caddesi’ne doğru çöken duvar, şehir merkezi istikametine giden yolun trafiğe kapanmasına sebep oldu. Çöken duvardan sıçrayan bir taş parçası da park halindeki bir minibüsün camını patlattı. Olay yerine çok sayıda polis gelirken, Bağlum istikameti de güvenlik sebebiyle trafiğe kapatıldı. Duvarın çöktüğü yerde, taş ve toprak yığınının altında kalan olması ihtimali dolayısıyla, itfaiye ve 112 Acil Servis ekipleri de hazır bekledi. Çevrede oturanlarda ‘’deprem oluyor’’ endişesi oluşturan çökme, bazı vatandaşların da evlerinden çıkmasına sebep oldu. Trafiğe kapanan yoldaki taş ve toprak yığınını kaldırmak için Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri çalışma başlattı.
|
12.10.2008
|
|
|
|