Fenerbahçe, Partizan'ı yenerken hem Şampiyonlar Liginde gruplara kaldı, hem de tur atladığı için ayak bastı parası olarak 5,4 milyon Avro'yu kasasına koydu.
Bundan sonra grup maçlarında her galibiyet için 600 bin, beraberlik için 300 bin Avro prim alacak. İşler yolunda giderse sarı-lacivertli kulüp bu sezon sonunda en az 15 milyon Avro kazanmış olacak. Bir yerde transferlere harcanan paralar Şampiyonlar Ligindeki başarı ile geri alınmış olacak. Bu işin ekonomik yönü. Asıl önemli konu F.Bahçe'nin futbolu. Partizan karşısında 60 dakika çok iyi bir F.Bahçe izledik. Tribünlere keyif verdi. Kanatlarda Kazım Kazım ve Uğur Boral aksamasına karşılık yine de etkili pozisyonlar buldu. Bu maçta ön libero oynayan Şili'li Maldonado mükemmel bir performans gösterdi. Hem top çaldı, hem de topu çok hızlı bir şekilde oyuna sokarak takımı ateşledi.
Kaptan Alex ise tribünlere futbol ziyafeti çekti. Orta sahada bütün toplar onda toplandı. Harika paslar verdi. Zaman zaman seyirciyi ayağa kaldıran fantastik çalımlarla rakibini geçti. Sahanın tek lideriydi. Güiza'nın mükemmel topunu uçarak kafa ile ağlara göndermesi bile ustalık işiydi. Her zaman söylüyorum. Alex, F.Bahçe'nin gelmiş geçmiş en iyi yabancı futbolcusudur. Bu sezon sözleşmesi sona eriyor. Yönetim, 4 yılda F.Bahçe'ye 2 şampiyonluk sevinci yaşatan bu yıldızı mutlaka kadrosunda tutmalıdır.
Kalede Volkan hatasız oynadı. Yediği frikik golünde yapacak bir hamlesi yoktu. Tek tük Partizan'ın tehlikeli ataklarını çabuk çıkarak önledi. Gökhan Gönül, Gaziantepspor maçına oranla daha diriydi. Çok mücadele etti. Ama çok da top kaybı yaptı. Roberto Carlos eskisi gibi hareketli değil. Savunmadaki zaaflar yüzünden sahasında kalmayı tercih ediyor. Lugano, pas hataları yapmasına karşılık yine de en güvenilir isim. İlk yarıda sarı kart görme pahasına rakibini indirerek mutlaka bir gol pozisyonunu başlamadan bitirdi. Yasin, sakat Edu'nun yokluğunda fazla sırıtmadı. Hava toplarında rakiplerine top göstermedi. Maldonado, Selçuk'un bölgesinde çok çalıştı, pres yaptı ve başarılı paslar göz doldurdu.
Kazım'da bir durgunluk görüyorum. Sürekli inişe geçiyor. Birebir mücadelelede gereksiz çalımlarla takımın gol pozisyonlarını harcıyor. Ayrıca laubali tavırlarında herhangi bir değişme yok. Sol kanatta Uğur Boral'ı anlayamıyorum. Güçlü fiziği ve rakiplerine nal toplatan kondisyonunu bir türlü sahaya yansıtamıyor. Roberto Carlos'dan aldığı topları yeniden Carlos'a veriyor. Halbuki o topları kanatlara taşıyıp, orta yapabilse rakip savunma büyük sıkıntılara girecek. Ama yapmıyor. Semih Şentürk sakat oynadı. Bu olumsuzluğa rağmen Partizan'ı en çok uğraştıran isim oldu. Attığı gol ile kalitesini bir defa daha gösterdi.
Herkesin gol beklediği Guiza'dan bu maçta da gol sesi çıkmadı. Ancak Guiza egoist bir futbolcu değil. Gol atmıyor ama asist yapmayı beceriyor. Atılan 2 golde de onun katkısı var. Ayrıca rakipleri tarafından çok sıkı markaja alınıyor. F.Bahçe seyircisi her türlü olumsuzluğa rağmen ona destek verip, alkışlıyor. Atacağı bir gol İspanyol golcünün eski havasını yakalamasına yardımcı olacak.
|