Ve insanlık sadeliği keşfetti
ÇEVREYİ koruma ve yakıtta tasarruf amacının öne çıkardığı hibrid otomobilleri Barack Obama’dan Paris Hilton’a, George Clooney’den Cameron Diaz’a kadar politika ve sinemanın ünlü isimleri de kullanırken, minimalist hayat tarzı, ev dekorasyonu ve günlük hayatta sadeliği ön plana çıkarıyor.
Alınan bilgilere göre, yeşili seven ve çevreciliği benimseyen isimler, aynı zamanda da ekonomik olan hibrid otomobilleri tercih ediyor. Bu otomobillerle sık sık şehrin sokaklarında boy gösteren tanınmış isimler şöyle:
nParis Hilton: Hilton otellerinin 27 yaşındaki genç varisi, 2008 model hibrid otomobil kullanıyor.
nWoody Harrelson: Beyazperdenin 46 yaşındaki tanınmış oyuncusu, bio dizel yakıtla çalışan bir otomobil kullanarak ekonomiye ve çevreyi korumaya katkıda bulunuyor.
İKİ RAKİP DE HİBRİD TERCİH EDİYOR
nBarack Obama: ABD’de Demokratlar’ın başkan adayı Barack Obama da hibrid otomobili tercih ediyor. Geçen yıl Temmuz ayında hibrid otomobile sahip olan Obama, önceki otomobiline göre iki katı tasarruf sağladı.
nHillary Clinton: Obama’nın başkanlık yarışındaki en büyük rakibi olan, ancak bu yarışta onun gerisinde kalan Hillary Clinton, elektrikle çalışan ve çevreye saygılı bir otomobili tercih ediyor.
nCameron Diaz: Arabasının çok tasarruflu olduğunu belirten Diaz, otomobilin sessiz çalışmasını da, ‘’Çok tasarruflu bir otomobil. Ancak, heyecan verici olan bir başka şey de çok sessiz olması.
nGeorge Clooney: Sinema dünyasının 46 yaşındaki ünlü aktörü, ‘’Vanity Fair’’ dergisinin ‘’Yeşil Sayı’’sına kapak oldu. Elektrikli bir otomobile de sahip olan Clooney, çevre dostu aracıyla trafikte sık sık görülüyor.
nCharlize Theron: Güney Afrika asıllı Oscarlı yıldız, iki ayrı enerji tasarrufu sağlayan hibrid araç kullanıyor.
nLeonardo DiCaprio: Küresel ısınmaya ve çevre sorunlarına yıllardan beri dikkati çeken yıldızlardan Leonardo DiCaprio, çevre dostu otomobile ilk sahip olan ünlüler arasında yer alıyor.
nJulia Roberts: Çocukları yanında bulunduğunda hibrid otomobilini tercih eden Roberts, ayrıca bio dizel ile çalışan bir başka otomobile de sahip.
SADE ÇİZGİLERE YÖNELDİLER
Modern san'at ve müzikte, kökeni 1960’lara giden, sadelik ve nesnelliği ön plana çıkaran akım olan minimalizm, bugünün sadece, ekonomik ve çevreci hayat tarzında da öne çıkıyor.
Giyim kuşamda da minimal çizgileri tercih edenler, sade çizgiler ve düz kesimlerin kullanıldığı bu kıyafetler üzerinde gereksiz süsler bulunmazken, anahtar sözcük olarak ‘’yalınlık’’ göze çarpıyor. Hollywood sanatçısı Audrey Hepburn’ün tercih ettiği minimalist moda akımını izleyenler arasında Oscarlı aktrist Julia Roberts da yer alıyor.
Görsel sanatlara benzer şekilde, müzikte de minimalizm, biçimciliğe tepki olarak ortaya çıkarken, müzikteki duygusal sterilliği, entelektüel karmaşıklığı ve diğer biçimleri ortadan kaldırma amacı taşınıyor. Melodi ve armonide basitlik ön plana çıkarılırken, minimalist hayatı tercih edenler, müzikte de bunun uzantısı olarak Philip Glass, Steve Reich, Terry Riley, Michael Nyman, La Monte Young ve John Adams gibi isimleri dinliyor.
|
21.08.2008
|
|
Bademcik iltihabı romatizma sebebi
DENİZLİ Devlet Hastanesi çocuk hastalıkları uzmanı Dr. Hasan Akşık, bademcik iltihabının eklem romatizmasına yol açtığını söyledi.
Dr. Akşık, çocuklarda görülen romatizmaların büyük çoğunluğunun, bademcik iltihabına yol açan A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonlarına bağlı olarak meydana geldiğini belirtti. Beta mikrobuyla geçirilen bademcik iltihabının bir iki hafta sonra el ve ayak bileği, diz ve dirsek gibi büyük eklemlerde ağrılı, şiş ve kızarık iltihaba yol açtığını kaydeden Akşık, “Ayak eklemlerinde oluşan iltihap, çocuğun üzerine basamayacağı kadar ağrılıdır. Buna ateş de eşlik eder. Yeterli ilâç tedavisi yapıldığında, hiçbir hasar bırakmadan tamamen iyileşir” dedi. Eklem romatizması sırasında kalp romatizması da oluşabileceğini ifade eden Akşık, mutlaka doktor kontrolü altında, hastanede yatırılarak tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hastalık iyileştikten sonra tekrarlamaması için 20 yaşına kadar düzenli olarak koruyucu antibiyotik tedavisi uygulanması gerektiğini de anlatan Hasan Akşık, “Eklem romatizması tamamen iyileşmesine rağmen kalp romatizmasında kalp kapakçıklarında hasar oluşma ihtimali çok fazladır ve ilerleyen yıllarda kalp hastalıklarına yol açmaktadır” şeklinde konuştu
|
21.08.2008
|
|
Gözleri sık sık kaşımayın
Gözleri sık sık kaşımak ve ovuşturmak pek çok hastalığa dâvetiye çıkartabiliyor.
GÖZLERİ sürekli kaşımak yüksek ve düzensiz astigmatizma gelişmesine ve uzağı görmekte zorluğa yol açan “keratokonüs hastalığı”na yol açabiliyor. Memorial Göz Merkezi’nden Op. Dr. Mustafa Temel, göz kaşıntısı ve gözleri sürekli ovuşturmanın zararlı etkileri hakkında bilgi verdi. Gözleri sürekli kaşımanın diğer birçok faktörle birlikte yüksek ve düzensiz astigmatizma gelişmesine, uzağı görmekte zorluğa yol açan “keratokonüs hastalığı”nın oluşmasına sebep olduğunu belirten Temel, “Bu hastalık, genellikle ergenlik çağında başlamakta, erişkin yaşlara kadar ilerlemesini sürdürebilmektedir. Bazen ileri derecede görme bozukluğuna yol açabilmekte, sonuçta bazen keratoplasti (halk arasındaki adıyla göz nakli) ameliyatı dahi gerekebilmektedir. Bu sebeple kaşıntıya sebep olan, özellikle alerji gibi hastalıklar olduğunda derhal tedavi yoluna gidilmelidir” dedi. Gözleri kaşımanın mekanik olarak ayrıca göz dokularında zedelenmeye yol açabildiğini ifade eden Op. Dr. Temel, gözleri kaşımanın bir başka önemli olumsuz etkisinin de göz çevresinde ya da ellerdeki mikrobik ajanların göze bulaşmasına sebep olduğunu söyledi.
|
21.08.2008
|
|
Sigara ve alkol ağız kanseri yapıyor
AĞIZ Diş ve Çene Cerrahi Uzmanı Dr. Dt. Okhan Oral, aşırı sigara ve alkol kullanan kişilerin ağız kanserine yakalanma riskinin 15 kat daha fazla olduğunu söyledi.
Ağız kanserinin ağız içindeki hücrelerin bir anda farklı bir şekilde kontrol altına alınamaması neticesinde oluştuğunu belirten Dr. Dt. Okhan Oral, bunun dışarıdan ve vücudun içindeki sebeplerden dolayı iki şekilde ortaya çıktığını kaydetti. Kanserin büyük ölçüde sigara ve alkolün kullanımına bağlı olarak hücrelerin yapısını değiştirmesinden kaynaklandığını ifade eden Oral, “Bunların etkisiyle normal artan hücreler agresifleşir ve kanser hücresi haline dönüşürler. Bu hücreler önündeki her şeyi yok etmeye ve kaplamaya başlar” dedi. Bu kanser çeşidinin anne ve babanın genetiğinden gelmiş olma ihtimalinde olabileceğini dile getiren Oral, “Kullanılan ilaçların ve hormonların yan etkileri bu kansere sebep olabilir. Kötü alışkanlıklar sigara ve alkolün kullanımı riski arttıran faktörlerdir. Sigara ve alkol kullanan bir kişinin bu kansere yakalanma riski kullanmayana göre 15 kat daha fazladır” diye konuştu.
|
21.08.2008
|
|
Erkekler astımdan kolay kurtuluyor
LONDRA’DA yapılan bir araştırmaya göre, erkek çocukların astım olma ihtimalinin kızlara göre daha yüksek olduğu ancak kızların astımdan kurtulmasının daha zor olduğu ortaya çıktı.
5 ila 12 yaşları arasındaki 9 yıllık dönemde ılımlı astım hastalığı geçiren binden fazla çocuk üzerinde yapılan araştırma sonucunda araştırmacılar, zaman içinde kızların şiddetli astımlarında önemli bir düzelme eğilimi göstermediğini fakat, erkeklerin solunum yolu daralmalarını teşvik etmek için daha fazla metakoline ihtiyacı olduğunu kaydetti. Solunum yolu ve kritik bakım dergisinde yayımlanan araştırmanın başkanı Brigham’da bulunan Kadın Hastanesi ve Harvard Tıp Okulu araştırmacısı Dr. Kelan Tantisira, “Astım hastalığının farklı cinsiyetler arasında görülen şaşırtıcı potansiyeline dikkat çektik. Bizi şaşırtan özellikle cinslerdeki bu farkın ergenlikten önce başlaması oldu” dedi. Bu arada, 1.1 milyon çocuğun astım hastalığı tedavisi gördüğü kaydedildi.
|
21.08.2008
|
|
Arsenik diyabete yol açıyor
ABD'Lİ bilimadamları, yeraltı sularında tabiî olarak bulunan zehirli ve kanserojen madde arsenikle, yetişkinlikte başlayan diyabet arasında güçlü ilişki olduğunu belirledi.
Baltimore’daki John Hopkins Üniversitesi’nden Dr. Ana Navas-Acien ve ekibi, Amerikalı yetişkinler üzerinde yaptıkları araştırmada, idrarda yaygın olarak rastlanan arsenik seviyeleriyle, tip 2 diyabet hastalığı arasında “oldukça güçlü” bir ilişki olduğunu tesbit etti. Navas-Acien, “Arseniğin, zararsız dozu yokmuş gibi görünüyor” diye konuştu. Doktor Navas-Acien, “Bu dünya genelinde büyük bir sorun. Su kıt kaynak haline geldiği için yeni kaynaklara ihtiyacımız var” dedi. Navas-Acien, arseniğin mesane, akciğer, böbrek, cilt ve muhtemelen prostat kanseri risklerini arttırdığını da kaydetti. Araştırmada incelenen yaklaşık 800 katılımcının, vücutlarında en fazla arsenik bulunan yüzde 20’sinin, en az arsenik taşıyan yüzde 20’lik gruba oranla 3,6 kat daha fazla geç dönem diyabet riski taşıdığı belirlendi. Uzmanlar, tip 2 diyabet hastalarının idrarındaki arsenik miktarının, hasta olmayanlara oranla yüzde 26 daha fazla olduğunu tesbit etti.
|
/ Chicago
21.08.2008
|