‘Hep bana hep bana’ zihniyeti dünyaya ne insaniyet namına bir şey kazandırır, ne de kimseye refah ve barış getirebilir. Adalet duygusundan yoksun bir özgürlük algılayışı, militarizme biteviye payanda yapılan sivillik retoriği de hakiki demokrasiye vesile olamaz. Ne var ki, Batı medeniyetlerinden süzülmüş insanlık için ‘hayırlı değerlerin’, 21. yüzyılda reelpolitika gereği ‘çıkar’ addedilenler adına ayaklar altına alınmasına tanıklık ediyoruz.
Amerikan Başkanı George W. Bush’un Kafkasya’daki savaş ateşine dair söyledikleri bu açıdan ibretlik. Güney Osetya’ya maceraperest saldırısı yüzünden Moskova tarafından ‘cezalandırılan’ Gürcistan’a kalkan olan Bush, cuma günü aynen şöyle deyiverdi: “Soğuk Savaş bitti. Uydu devletler ve nüfuz alanları yaratma dönemi geride kaldı. Moskova, işgalci güçlerini Gürcistan’ın bütün bölgelerinden çekme vaadini yerine getirmelidir.. 21. yüzyılda kabadayılık ve tehdit yöntemi dış politika icra etmenin yolu olamaz.. Sorumlu ulusların yanında mı yer alacağına, yoksa çatışma ve tecritle sonuçlanacak politikalara mı devam edeceğine sadece Rusya karar verebilir.. Gürcistan insanı seçimini özgür dünyadan yana yaptı ve biz de onları yalnız bırakmayacağız. Ne yazık ki, Rusya özgürlüğün ve demokrasinin genişlemesini çıkarlarına tehdit görüyor. Bunun tersi doğrudur.”
Tabii, Bush bu sözleri sarf ederken, muhtemelen ağzından çıkanı kulağı duymuyor, dünya halklarının kendisini mütebessim izlediğini görmüyordu. Kitle imha silahları yalanıyla Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını güvenceye alma güdülü Irak ve Afganistan işgalleri mi desek... Irak ve Afganistan’dan Guantanamo’ya taşınan işkence skandalları mı... Savaşlar ve kanla yoğrulmuş uluslararası hukuku da, sivil özgürlükleri dünyada en iyi garanti altına almış Amerikan hukukunu da sorumsuzca eğip bükme çabalarını mı... Bush yönetiminin sürekli çatışmalar yaratan hangi ‘sorumlu’ ulus politikasını saysak... Emperyal Rusya’nın pek çok ‘kirli çamaşırı’ vardır, hele hele ‘Kafkasya çamaşırları pek kirlidir’. Ama neyse ki, Rusların doğululara özgü vulger bakış açısı, barış ve refah arayışı hiç bitmeyecek insanlığın en azından fikriyatta dört elle sarılmaya çalıştığı değerleri yerle yeksan etmesine elvermiyor! Belki de Rus zulmünden çok çekmiş Çeçenlere sormak lazım. Hani ABD’nin Rusya’ya karşı ‘özgürlük’ retoriğiyle destekleyip de 11 Eylül’den sonra ‘terörist’ ilan ettiklerine...
Yalanlar üzerine retorik kurabilmek de bir meziyet elbette. Gel gör ki, bunun için Batı eğitimi almak yetmiyor, Batılı olmak gerekiyor. Ve bunun en şık ispatını Bush’un Gürcistan’daki adamı, Amerikan eğitimli akıcı İngilizceli Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili verdi. Son yüzyılın ezici bir kısmını kendi özerk yönetimi altında geçirmiş, 1990’lardan beri de facto bağımsızlık sahibi Güney Osetya’ya saldırısı Rusya’ya toslayınca, Saakaşvili ve yönetimindeki Gürcü yetkililerin sayıp döktüğü yalanlar Batılıları bile hayrete düşürdü. Amerikan haber ajansı ap, geçen perşembe üşenmeyip bu ‘yalanlar üzerine’ bir haber bile topladı. Bardağı taşıran son damla, Amerikan askeri uçağının Gürcistan’a vaat edilen ‘insani’ yardımı Tiflis’e ulaştırmasının ardından, Saakaşvili’nin çıkıp “ABD Savunma Bakanlığı Gürcistan’ın bütün liman ve havalimanlarında kontrolü ele alıyor” demesi oldu! Pentagon bunu hemen yalanladı yalanlamasına da, Saakaşvili ve Gürcü yetkililerde yalanın bini bir paraydı: ‘Rusya Batı’ya giden BTC boru hattını bombalamış’, ‘Rus güçleri Gürcistan’ın içlerine ilerliyormuş, başkent Tiflis’e çok yaklaşmış, çembere alıyormuş’, ‘Rusya’nın saldırıları Hitler’in 1939’daki Polonya, Sovyetler’in 1968’deki Prag, 1979’da Afganistan’a girmesine benziyormuş ve Rusya 1939’dan beri bu türden bir çatışmada ilk kez bu kadar çok savaş uçağı kaybetmiş’, ‘Rusya, Tiflis’te eski Doğu Bloku liderlerinin de katıldığı barışçı gösteriyi bombalayacakmış’, ‘Rusya -nedense- Amerikan insani yardımının kolaylıkla indirilebildiği havaalanını bombalayıp yerle yeksan eylemiş’. AP ne yapsın, usturuplu bir dille her biri yalan çıkan bu rivayetleri bir bir sayıp döktü.
İktidara geldiğinden beri olabildiğince Gürcü milliyetçisi damara oynayan, etnik azınlıklara da, muhalefete de göz açtırmayan Saakaşvili, askeri macerasına ister Washington’daki neoconların gazıyla, ister çapsızlığıyla, isterse Kremlin’in ayak oyunlarıyla atılsın fark etmez. Güney Osetya da Abhazya da Gürcistan için hayal. Saakaşvili’nin yalan dolan ve demagojileriyle Kafkasların ‘küçük emperyalisti’ Gürcistan’ı götürebileceği bir istikametin bulunmadığı ortada. Mesele bunu Bush değilse bile, Amerika’da sağduyu sahibi politikacıların görüp göremeyeceğinde...
Radikal, 18.8.2008
|