|
|
|
İşsizlik de istihdam da arttı |
İŞSİZLİK oranı Mayıs’ta yüzde 8.9’la bir önceki yıla göre değişmezken, işsiz sayısı 41 bin kişi artarak 2 milyon 164 bin kişiye çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Mayıs’ta işsizlik oranı yüzde 8.9 olarak belirlendi. Türkiye genelinde işsiz sayısı 41 bin kişi artarak 2 milyon 164 bin kişiye yükseldi. Şehirlerde işsizlik oranı 0.1 puanlık artışla yüzde 11, kırsal yerlerde ise 0.2 puanlık azalışla yüzde 5.6 oldu. Türkiye’de tarım dışı işsizlik oranı da geçen yılın aynı dönemine göre herhangi bir değişim göstermeyerek yüzde 11.5 seviyesinde gerçekleşti. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 16.3’e geriledi. Mayıs’ta istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 434 bin kişi artarak, 22 milyon 277 bin kişiye yükseldi. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan sayısı 8 bin kişi azalırken, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı ise 442 bin kişi artış kaydetti. İstihdam edilenlerin yüzde 27.1’i tarım, yüzde 19.4’ü sanayi, yüzde 6.1’i inşaat, yüzde 47.4’ü ise hizmetler sektöründe yer aldı. Yaptığı işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 2.2 puanlık azalışla yüzde 45.4 olarak gerçekleşti. Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 0.2 puanlık artışla yüzde 49 olarak belirlendi.
|
16.08.2008
|
|
|
Sanayimiz fay hattı üzerine kurulu |
Türkiye topraklarının yüzde 93’ünün, nüfusunun ve sanayi kuruluşlarının yüzde 98’inin deprem bölgeleri içinde yer aldığı, barajların yüzde 95’inin tehlikeli deprem hatları üzerinde bulunduğu, enerji santrallerinin de 419’unun birinci derece deprem bölgesi kuşağında yer aldığı bildirildi.
Türkiye topraklarının yüzde 93’ünün, nüfusunun ve sanayi kuruluşlarının yüzde 98’inin deprem bölgeleri içinde yer aldığı, barajların yüzde 95’inin tehlikeli deprem hatları üzerinde bulunduğu, enerji santrallerinin de 419’unun birinci derece deprem bölgesi kuşağında yer aldığı bildirildi.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası (MMO) tarafından hazırlanan ‘’Türkiye’de Deprem Gerçeği Raporuna’’ göre, en etkin deprem kuşaklarından biri olan Akdeniz-Alp-Himalaya kuşağında yer alan Türkiye topraklarının yüzde 93’ü deprem bölgeleri içerisinde yer alıyor. Öyle ki, Türkiye’de yalnızca son 5 yılda irili ufaklı 37 bin 48, 2008 yılı içinde de 7 bin 84 deprem yaşandı. Yeryüzünde 600 milyon insanın deprem açısından riskli bölgelerde yaşadığı tahmin edilirken, Türkiye nüfusunun yüzde 98’i deprem tehdidi altında yaşıyor. Sanayi kuruluşlarının yüzde 98’i deprem bölgelerinde ve yüzde 73’ü aktif fay zonları içinde yer alıyor. Aynı şekilde barajların yüzde 95’i de bu tehlikeli zonlar üzerinde bulunuyor. Bugün Türkiye’de bulunan toplam 1001 enerji santralinin de 419’u (yüzde 41’i) birinci derece deprem bölgesinde yer alıyor.
AÇILAN DÂVÂLAR SONUÇSUZ KALDI
Rapora göre, Marmara Depreminden sonra inşaat hatalarından dolayı çöken binalarda oluşan ölüm ve yaralanmalara sebebiyet vermekten dolayı binaların müteahhitlerine yaklaşık 2 bin 100 dâvâ açıldı. Bu dâvâların bin 800’ü Şartlı Salıverme Yasası ve hukukî boşluklardan dolayı cezasız kaldı. 300 dâvâlının 110’una ceza verilse de çoğu ertelendi, kalan dâvâlar ise 16 Şubat 2007 tarihinde 7,5 yıllık zaman aşımı süresini doldurarak düştü.
KAMUSAL DENETİM TİCARİLEŞTİRİLEREK,
ÖZELLEŞTİRİLDİ
‘’Rapora göre, 1999 Marmara Depremi sonrasındaki “yapı denetimi düzenlemelerinde’’ denetimsiz yapılaşmayı teşvik eden, kamusal denetim alanını ticarileştirerek özelleştiren, katılımcılığı reddeden, meslek odalarının tekliflerine kapılarını kapatan bir anlayış tercih edildi.
MARMARA DEPREMİNİN EKONOMİK MALİYETİ 15-19 MİLYAR DOLAR
Marmara Depremi gerek nüfus yoğunluğu gerekse üretim hareketlilikleri bakımından Türkiye’nin çok önemli bir hattında etkili oldu.
Marmara Depreminin toplam ekonomik maliyeti TÜSİAD’a göre 17 milyar dolar, DPT’ye göre 15-19 milyar dolar, Dünya Bankasına göre de 12-17 milyar dolar arasında hesaplandı.
BÜYÜK ÇAPLI BİR MARMARA DEPREMİ OLURSA
Rapora göre, kamu ekonomisine kaynak sağlayan her 100 YTL’den 53,7 YTL’si sanayinin kalbinin attığı İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Sakarya’dan karşılanıyor. Dış Ticaret Müsteşarlığı verilerine göre bu 4 ilin ihracatı 2006 yılı verilerine göre 53 milyar 174 milyon doları buluyor. Bu rakam aynı zamanda Türkiye’nin toplam ihracatının da yüzde 72,3’üne denk geliyor. Sadece bu veriler bile Marmara Denizinde muhtemel en az 7 büyüklüğünde bir deprem olursa, ekonomik kaybın çok yüksek olacağını gösteriyor. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü raporlarına göre, muhtemel büyük bir depremde İstanbul’da toplam 35-40 bin binanın tamamen, 70 bin binanın ağır, 200 bin binanın da orta derecede hasar göreceği öngörülüyor. Bu kapsamda, sadece İstanbul’da kayıpların 11 milyar dolarlık kısmının yalnızca bina hasarlarına bağlı olacağı tahmin ediliyor.
Deprem sorununa kalıcı tedbir için çeşitli tekliflerde bulunulan raporda, Ulusal Deprem Stratejisi ve Türkiye Deprem Master Planı’nın hazırlanması gerektiği belirtildi.
|
16.08.2008
|
|
|
Kafkasya’da savaş ticaretimizi vurdu |
RUSYA ile Gürcistan arasında Güney Osetya’da başlayan ve daha sonra devam eden gerginlik sebebiyle Türk ihracatçıları sıkıntılı bekleyiş içinde.
Türkiye ile Gürcistan arasında 1990’lı yıllarda bavul ticaret olarak başlayan ticarî ilişkiler, zamanla normal şeklini alırken, ilişkiler Türkiye lehine gelişme gösterdi. Türkiye’den Gürcistan’a çoğunlukla sanayi mamulü mallar giderken, Gürcistan’dan da Türkiye’ye daha çok ham madde ve kereste geldi. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Eren, yaptığı açıklamada, Kafkasya’daki çatışmalardan dolayı Türkiye’nin ticari açıdan büyük kayıplar yaşandığını söyledi.
Eren, ticarî kayıplardan en çok Karadeniz Bölgesi ve özellikle Doğu Karadeniz’de faaliyet gösteren iş adamlarının etkilendiğini belirtti. Doğu Karadeniz İhracatçılar Birliği (DKİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Hamdi Gürdoğan da, ‘’Gürcistan’daki olaylardan dolayı Doğu Karadeniz’deki ihracatçılar göz önüne alınarak Türkiye’nin acil eylem planı hazırlaması gerekli. İş adamlarımızın, alacakları para transferleri durdu. Oranın savaş yükünü, buradaki ihracatçılar çekiyor’’ dedi.
|
16.08.2008
|
|
|
Petrol fiyatları düşüyor |
ULUSLARARASI piyasalarda ABD ham petrolünün varil fiyatı 1 dolardan fazla değer kaybederek 114 doların altına indi.
ABD ham petrolünün varil fiyatı Eylül ayı teslimi dün 1,25 dolar gerileyerek 113,76 dolar, Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 1,05 dolar azalışla 112,63 dolar oldu. Petrol fiyatının düşmesinde küresel talepteki durgunluk ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi ülkelerin petrol arzının yükselmesi, ABD dolarının değer kazanması etkili oldu. Bu arada altının ons fiyatı bugün yüzde 3 değer kaybederek, geçen yıl Aralık ayından bu yana ilk kez 800 doların altına geriledi. Altının ons fiyatı Aralık 2007’den bu yana en düşük seviyesi olan 788,50 dolara kadar geriledikten sonra 796,20 dolardan işlem görmeye başladı. Öte yandan avro ABD doları karşısında son altı ayın en düşük seviyesine geriledi. Avro 1,4738 dolara kadar düştü. İngiliz sterlini de 1,8601 dolara inerek, son 2 yılın en düşük seviyesini gördü.
|
16.08.2008
|
|
|
Çayın çöpünden 100 bin YTL |
ÇAYKUR Genel Müdürü Ekrem Yüce, yılda 10 bin ton çay çöpü ihraç ederek, bunun karşılığında 100 bin dolar gelir elde ettiklerini söyledi.
Yüce, ÇAYKUR olarak kuru çay üretiminden yıllık yaklaşık 20 bin ton çay çöpü ortaya çıktığını belirtti. Çay çöpünü, geçmiş yıllarda talep eden vatandaşlara bahçelerine gübre olarak kullanmaları karşılığında bedelsiz olarak verdiklerini ifade eden yüce, ‘’Fakat yaptığımız araştırma ve analizler sonucunda, çay çöpünün yeniden elekten geçirilerek veya farklı tekniklerle işlenerek, piyasaya sahte ve düşük kalitede çay olarak sürüldüğünü öğrendik. Bu hem bizim hem de Türk çayının itibarını zedeliyordu’’ dedi. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar sonucunda artık çay çöplerini de değerlendirdiklerini vurgulayan Yüce, şunları kaydetti: ‘’Yılda 10 bin ton çay çöpü ihraç ederek, 100 bin dolar gelir elde ediyoruz. Geriye kalan 10 bin ton çay çöpünü ise yakarak, imha ediyoruz. Organik gübre fabrikası kurarak, çay çöplerini bu alanda değerlendireceğiz.’’
|
16.08.2008
|
|
|
İş yerleri ya satılıyor ya kiraya veriliyor |
İZMİR Atatürk Organize Sanayi Bölgesi (İAOSB) Yönetim Kurulu Başkanı Hilmi Uğurtaş, son 7-8 aylık dönemde bölgede satılık iş yeri sayısının arttığını, kiraya çıkarılan iş yerinin sayısında ise yüzde 50 artış yaşadığını söyledi.
Uğurtaş, yaptığı açıklamada bölgedeki üretimin 2002’den bu yana yıllık ortalama yüzde 10 büyüdüğünü belirterek, ‘’Ama bu seneki büyüme yüzde 10’un altında kalır. Durgunluktan en çok tekstil, makine, metal, yemek sanayi etkilendi. Otomotiv, ambalaj, plastik, kimya sanayi ise büyüyor’’ dedi. Son 7-8 aylık dönemde bölgede satılık iş yeri sayısının arttığını, kiraya çıkarılan iş yerinin sayısında ise yüzde 50 artış yaşadığını belirten Uğurtaş, şunları söyledi: ‘’Yeni parsellerimize de eskisi kadar, yeterince yatırım yapılmadığını görüyoruz. Yer olarak bizim bölge, Gebze’den sonra Türkiye’deki en pahalı organize sanayi bölgesiydi. Fiyatlar öyle aşağıya vurdu ki son süreçte yarı fiyatlarda el değiştirdiğini görüyoruz.’’ Sanayicinin iş yerini kapatıp kiraya vermeyi tercih etmesinin çok zor bir karar olduğunu anlatan Uğurtaş, ‘’Kiraya veriyorsa artık işinden ümidini kesmiş, zor durumda, pedalı çeviremiyor demek. Ne yapıyor, aylık 50 bin YTL kira geliri elde etmeyi tercih ediyor. İşten çekiliyorlar, çocuklarına bile devretmiyorlar. Diğer sanayi bölgelerinde de durum benzer. Hatta bizden daha kötü durumda olanlar var. Biz yine yapılaşmasını tamamlamış bir organize sanayi bölgesiyiz’’ diye konuştu.
|
16.08.2008
|
|
|
|