Haberler

Biri bitmeden diğeri başlıyor

Antalya’da beşinci gününe giren orman yangını, Karabucak mevkii ile Sağırin Köyünün üst kısımlarındaki dağlık ve ormanlık alanda sürüyor. Serik bölgesinde ise Cumartesi akşam saatlerinden itibaren durduruldu. Öte yandan, Çanakkale Valisi Orhan Kırlı, Ayvacık ilçesinde önceki gün başlayan orman yangınıyla ilgili olarak, ‘’Yangın önemli ölçüde kontrol altına alındı, ancak bölgede risk halen sürüyor’’ dedi.

Yangınlar kontrol altına alındı

Antalya’nın Serik bölgesindeki orman yangınının ilerlemesi durduruldu. Kumluca ve Manavgat bölgesindeki yangınlar kontrol altına alındı. Çanakkale’nin Ayvacık bölgesindeki yangının da ilerlemesi durdurularak büyük ölçüde kontrol altına alındı. Çevre ve Orman Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Yangın Harekât Merkezi, Antalya’nın Serik, Kumluca ve Manavgat bölgeleri ile Çanakkale Ayvacık’ta çıkan orman yangınlarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamaya göre, Serik’te 31 Temmuz Perşembe günü çıkan yangının ilerlemesi dün akşam saatlerinden itibaren rüzgârın hafiflemesi ve nemin yükselmesiyle durduruldu, 4 tarafı çevrilerek büyük ölçüde kontrol altına alındı. Yangının etkili olduğu son nokta olan Kepez’de de söndürme çalışmaları devam ediyor. Müdahale çalışmalarına 9 helikopter, 2 amfibik uçak, 5 THK uçağı, 225 arazöz, 45 dozer, 150 teknik eleman ve bin 300 yangın işçisi katılıyor.

VATANDAŞLARA YARDIM GELİYOR

Evi yanan vatandaşlara Kimse Yok mu Derneği, Deniz Feneri Derneği ve diğer sivil toplum kuruluşları da yiyecek, gıda ve giyim eşyası yardımında bulundu. Bunun yanında, bir çok vatandaş mağdur olan vatandaşlara gıda yardımında bulunmaya devam ediyor. Türk Kızılayı da evi yanan vatandaşlara prefabrik ev yapıyor. Evleri yanan vatandaşların, bu evlerde, yeni evleri yapılana kadar ka-labilecekleri belirtiliyor.

KUMLUCA YANGINI

Kumluca bölgesinde 2 Ağustos Cumartesi günü saat 16.00’da çıkan yangının genişlemesi durduruldu ve kon-trol altına alındı. Yangına 1 helikopter, 15 arazöz, 2 dozer, 10 teknik eleman ve 80 yangın işçisiyle müdahale ediliyor.

MANAVGAT YANGINI

Manavgat bölgesinde önceki gün saat 14.25’te çıkan yangının da ilerlemesi durdurularak saat 17.30’da kontrol altına alındı. Yangında 4 helikopter, 5 THK uçağı, 2 amfibik uçak, 20 arazöz, 3 dozer, 10 teknik eleman ve 100 yangın işçisi görev yaptı.

ÇANAKKALE-AYVACIK YANGINI

Çanakkale’nin Ayvacık bölgesinde önceki gün saat 16.30’da çıkan yangının, akşam saatlerinde rüzgarın hafiflemesiyle ilerlemesi durdurularak, büyük ölçüde kontrol altına alındı. Yangına 2 helikopter, 5 THK uçağı, 10 arazöz, 1 dozer, 5 teknik eleman ve 40 yangın işçisiyle müdahale ediliyor.

Tinerciler Uludağ’ı ateşe verdi

ULUDAĞ'IN eteklerinde tinercilerin çıkardığı yangın, itfaiyenin zamanında müdahalesi sayesinde büyümeden söndürüldü. Bursa merkez Yıldırım Belediyesi Teferrüç Mahallesi’nin üst kısımlarında ormanlık alanda sabah saatlerinde yangın çıktı. Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri ve Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri, rüzgârında etkisiyle kısa sürede büyüyen yangına müdahale etti. Erken müdahale sayesinde genişlemesi engellenen yangın, yaklaşık 30 dakika içerisinde tamamen kontrol altına alındı. Uludağ’ın eteklerine doğru ilerlerken söndürülen yangında yaklaşık 200 metrekarelik bir alanın tamamen yandığı belirtildi. Mahalle sakinlerinin verdiği bilgilere göre yangına, ormanlık alanı kendilerine mesken tutan tinerciler sebep oldu. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Yangın havuzu için kampanya

KASTAMONU Orman Bölge Müdürlüğü, orman yangınlarıyla daha etkin mücadele etmek için ‘’Yangın havuzu’’ yaptırma kampanyası başlattı. Kastamonu Orman Bölge Müdürü Ahmet Sırrı Beşel, orman yangınlarıyla mücadelede helikopter ve arazözlere kolay su kaynakları sağlamanın önemli olduğunu belirterek, bunun için de büyük kapasiteli ve sık aralıklı yangın havuzlarına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Bölge müdürlükleri sorumluluk sahalarında daha çok yangın havuzunun yapılması için bir kampanya başlattıklarını bildiren Beşel, ‘’Orman yangınlarıyla mücadele fonundan 100 kilometre yangınla mücadele cephe yolu ile 100 adet yangın havuzu ve su çukuru yapmak için kaynak aktarıldı. Ama biz çalışmalarımıza vatandaşları da katmak istedik. Kampanya kapsamında yapılan bağışlarla daha çok yangın havuzuna sahip olmayı amaçlıyoruz’’ dedi.

Muğla’da yangın nöbeti

MUĞLA'DA orman yangınlarıyla mücadele eden pilotlar 14 saat, orman işçileri 24 saat nöbet tutuyor. Yüzde 68’i ormanlarla kaplı Muğla’da orman yangını riskinin artmasının ardından, Muğla Orman Bölge Müdürlüğü bünyesinde görev yapan ekipler, orman yangını riski olan bölgelerde nöbet tutmaya başladı. Muğla merkez, Bodrum, Milas, Marmaris ve Fethiye’de kullanılan 3 yangın söndürme helikopterinin Türk ve yabancı uyruklu pilotları, 14 saat nöbet tutuyor.

/ Ankara - Bursa - Kastamonu -

05.08.2008

BU ŞÛRÂDA İHRAÇ DA YOK, ŞERH DE

1 Ağustos’ta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında çalışmalarına başlayan ve üç gün süren Yüksek Askerî Şûrâ kararları açıklanırken, en büyük sürpriz, ihraç kararının çıkmaması oldu. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ve Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunulan YAŞ kararları imzalandı. TSK’da bu yıl 32 general ve amiral bir üst rütbeye, 46 albay ise general ve amiralliğe yükseldi.

İLKER BAŞBUĞ YENİ GENELKURMAY BAŞKANI

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 30 Ağustos 2008 itibariyle yaş haddinden emekliye ayrılacak olması sebebiyle Genelkurmay Başkanlığına Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ getirildi. Orgeneral Başbuğ’dan boşalacak Kara Kuvvetleri Komutanlığına Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sebahattin Işık Koşaner atandı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Koşaner’in yerine ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Avni Atila Işık getirildi.

Ordunun başına Başbuğ

YÜKSEK Askerî Şûrâ’nın ‘’Ağustos ayı olağan toplantısı’’nda alınan kararlar açıklandı.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın 30 Ağustos 2008 itibariyle yaş haddinden emekli olması sebebiyle Genelkurmay Başkanlığına Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ getirildi. Orgeneral Başbuğ’dan boşalacak Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Işık Koşaner atandı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Koşaner’in yerine ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Avni Atila Işık getirildi.

Orgeneral İlker Başbuğ, Türkiye Cumhuriyeti’nin 26. Genelkurmay Başkanı olacak. Orgeneral Başbuğ, 4 yıl olan Genelkurmay Başkanlığı görevini yaş haddi sebebiyle 2 yıl yürütecek.

İHRAÇ DA YOK, ŞERH DE

YAŞ’ta bu yıl ihraç kararı çıkmaması Şûrânın en büyük sürprizi oldu. Yüksek Askerî Şûrâ’nın bu yılki toplantılarında bir ilk yaşandı. YAŞ’tan ilk kez ihraç kararı çıkmadı. İhraç olmayınca Başbakan Erdoğan ve Savunma Bakanı Vecdi Gönül YAŞ kararlarına ilk kez şerh düşmedi. YAŞ toplantısının ardından her yıl ordudan bazı subay ve astsubayların ilişkisi kesilirdi. İrticai faaliyetler ve disiplinsizlik sebebiyle bu yıl TSK’dan hiç kimse ihraç edilmedi. İhraç olmayınca Başbakan Erdoğan ve Savunma Bakanı Vecdi Gönül de kararlara şerh koymadı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Şûrâ kararlarına göre, Türk Silâhlı Kuvvetlerinde (TSK) 32 general ve amiral bir üst rütbeye, 46 albay ise general ve amiralliğe yükseldi. 46 general ve amiralin görev süreleri bir yıl uzatıldı.

TSK’DA ORGENERAL ATAMALARI

Yüksek Askerî Şûrâ çalışmaları dışında yapılan orgeneral atamaları açıklandı. Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği’nden yapılan yazılı açıklamaya göre, Şûrâ çalışmaları dışında yapılan atamalarla Orgeneral Başbuğ’dan boşalacak Kara Kuvvetleri Komutanlığına Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sebahattin Işık Koşaner atandı. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Koşaner’in yerine ise Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral Avni Atila Işık getirildi.

Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Ergin Saygun da emekliye ayrılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral İsmail Koçman’ın yerine atandı. 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız da Genelkurmay 2. Başkanı oldu. Ege Ordusu Komutanı Orgeneral Necdet Özel ise Iğsız’ın yerine 2. Ordu Komutanlığı’na getirildi.

Orgeneralliğe yükselen 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Aslan Güner Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanlığı’na atanırken Ege Ordusu Komutanı da Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Hayri Kıvrıkoğlu oldu. Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Metin Ataç ile Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu ise görevlerini birer yıl daha sürdürecek. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ile diğer general ve amiral atama işlemleri, Yüksek Askerî Şûrâ faaliyetleri dışında özel kanunlarla belirlenen esas ve usullere göre yapılıyor.

ORGENERAL İLKER BAŞBUĞ KİMDİR?

Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın yerine Genelkurmay Başkanlığı görevine getirilen Orgeneral Başbuğ, 1943 yılında Afyon’da doğdu. Orgeneral Başbuğ, 1962 yılında Kara Harp Okulu’ndan, 1963 yılında Piyade Okulu’ndan mezun oldu. 1971 yılına kadar Kara Kuvvetlerine bağlı çeşitli birliklerde takım ve bölük komutanlığı yapan Orgeneral Başbuğ, 1973 yılında Kara Harp Akademisi’nden mezun oldu. Kurmay Subay olarak Genelkurmay Plan Harekât Daire Başkanlığında Karargâh Subaylığı, Kara Harp Akademisi Öğretim Üyeliği, Belçika / Brüksel’de NATO Uluslararası Askerî Karargâhında Cari İstihbarat Plan Subaylığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Plan ve Prensipler Başkanlığı Savunma Araştırma Şube Müdürlüğü ve 51’inci Piyade Tümeni 247’nci Piyade Alay Komutanlığı görevlerini yürüttü. İngiltere Kraliyet Harp Akademisi ve NATO Savunma Kolejini de bitiren Orgeneral İlker Başbuğ, 1989 yılında tuğgeneralliğe terfi ederek bu rütbede, Belçika / Mons’da Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı’nda (SHAPE) Lojistik ve Enformasyon Daire Başkanlığı, 1’inci Zırhlı Tugay Komutanlığı görevlerinde bulundu ve 1993 yılında tümgeneralliğe terfi etti.

Tümgeneral rütbesi ile 1993-1995 yılları arasında Jandarma Asayiş Komutan Yardımcılığı ve daha sonra da Belçika/Mons’da Millî Askerî Temsil Heyeti (NMR) Başkanlığı görevlerini yürüttü. 1997 yılında korgeneralliğe terfi ederek, sırasıyla 2’nci Kolordu Komutanlığı ve Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Başyardımcılığı görevlerinde bulundu. 2002 yılında orgeneralliğe terfi eden İlker Başbuğ, 2002-2003 yıllarında Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı, 2003-2005 yılları arasında Genelkurmay 2’nci Başkanlığı, 2005-2006 yıllarında 1’inci Ordu Komutanlığı görevlerini müteakip 2006 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığına atandı. Orgeneral Başbuğ, 30 Ağustos 2008 itibariyle Genelkurmay Başkanı olacak.

TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, TSK Üstün Hizmet Madalyası, Pakistan İmtiyaz Nişanı ve TSK Şeref Madalyası sahibi olan Orgeneral Başbuğ, Sevil Başbuğ ile evli ve iki çocuk babası.

/ Ankara

05.08.2008

AYM’nin kararı tatmin etmedi

ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Türkiye’nin, Anayasa Mahkemesinden AKP hakkında açılan kapatma dâvâsında kapatmama kararı çıkmasıyla birlikte, sonuçları kestirilemez bir felâketin eşiğinden döndüğünü yazdı. Yazıda kararın, Türkiye’nin güçlü askerî-laik yapısını biraz da olsa rahatlattığı, ancak bu kararın ABD ve AB’deki güçlü demokratik modellerle örtüşmediği belirtildi.

ABD’NİN önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), Türkiye’nin, Anayasa Mahkemesi’nden AKP hakkında açılan kapatma dâvâsında kapatmama kararı çıkmasıyla birlikte, sonuçları kestirilemez bir felâketin eşiğinden döndüğünü yazdı.

Gazetenin başyazısında, Anayasa Mahkemesi’nin kararının, Türkiye, demokrasi, yakın ve Ortadoğudaki ılımlı siyaset için bir zafer olduğu görüşü dile getirildi. Yazıda, bu sebeple, bunun ABD için de bir zafer olduğu ifade edildi. Yazıda, “Parti kapatılsaydı, Türkiye’nin AB üyeliği şansı yok olacak, Türk seçmenlerin AKP yönündeki tercihleri yok sayılacak, en kötüsü de, İslâm dünyasındaki dindar seçmenlere, ‘demokratik siyasetin temel ilkelerine titizikle bağlılığın, eşit siyasî haklar ve halkı temsil konusunda garanti sağlamadığı’ şeklinde endişe verici bir mesaj gönderilmiş olacaktı” denildi.

Türkiye’nin muhtemelı felâketlerin eşiğinden bir oy farkla döndüğü bildirilen yazıda, AKP’ye hazineden para yardımının kısıtlanması ve mahkeme tarafından “aşırı” bulunan bazı politikalarından uzaklaşması yönünde verilen kararın, Türkiye’nin güçlü askerî-laik yapısını biraz da olsa rahatlattığı, ancak bu kararın ABD ve AB’deki güçlü demokratik modellerle örtüşmediği ileri sürüldü.

Yazıda, AKP’nin, “dindarların haklarının genişletilmesi konusunda yavaş ve dikkatli hareket etmesinin, kendilerini desteklemeyen laik çevrelerle de karşılıklı anlayış ve destek yönünde daha fazla çaba göstermesinin akıllıca olacağı” görüşü dile getirildi. Türkiye’nin, “sonuncusu 1997 yılında yapılan darbelerden bu yana çok yol katettiği” öne sürülen yazıda, “AB üyeliğinin cazibesi, seçmenlerin tercihlerindeki değişim ve AKP hükümetinin sorumlu davranışlarının, Türkiye’de sağlıklı bir tavır değişimi oluşturduğu, bunun da partinin kapatılmaması yönünde oy kullanan beş üyenin tercihinde kendisini gösterdiği” iddia edildi. Yazıda, “AKP ’nin sürekli otokontrol içerisinde olmasının, hâlâ son derece narin bir çizgide ilerleyen demokrasiyi güçlendirip genişleteceği” görüşü de savunuldu.

/ New York

05.08.2008

Van Mevlidi Doğu ile Batıyı kucaklaştırdı

28yıldır yapılamayan Van Mevlidi, Van Yukarı Nurşin Camiinde gerçekleştirildi.

Yeni Asya Gazetesi Van Temsilciliği tarafından organize edilen mevlide, gazetemiz imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, yönetim kurulu üyemiz Ali Vapurlu, yazarımız Mikail Yaprak ile Müştehir Karakaya, Ümit Kayaçelebi, DP Van merkez ilçe başkanı Ahmet Yaprak ve yurdun muhtelif illerinden gelen dâvetliler katıldı. İhsan Atasoy’un okuduğu Kur’ân-ı Kerim tilâveti ile başlayan program, mevlithanların okuduğu mevlid ve Risâle-i Nur’dan yapılan dersler ile devam etti. Yukarı Nurşin Camiini huşu ile dolduranlar ile hanımlar saatlerce programı dinledi. Daha sonra Van Mevlidinin anlam ve önemini belirten konuşmalar yapıldıktan sonra duâlarla mevlid sona erdi. Okunan mevlid başta Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (asm) olmak üzere bütün Ashab-ı Kiram, bütün evliya, şehitler, mü’minler ve Bediüzzaman Said Nursî’nin ruhlarına ithaf edildi. Daha sonra yurdun dört bir yanından gelen dinleyiciler hasretle kucaklaştı, bir dahaki mevlitlerde buluşma temennisi ile Van’dan ayrıldılar.

SÜLEYMAN ÇELEBİ / VAN

05.08.2008

PKK’dan Perinçek’e mektup var

ERGENEKON iddianamesinin ek dosyalarında yer alan ve terör örgütü PKK üyelerinden birinin yazdığı mektupta, İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’e PKK’ya silâhlı, siyasî ve ekonomik yardımlarından dolayı teşekkür ediliyor.

Türk ordusunun faşistlikle suçlandığı mektupta PKK önderliğinin Perinçek’e duyduğu güven de dile getiriliyor.

Terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’la samimî fotoğrafları bulunan Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan İP Genel Başkanı Doğu Perinçek’in örgüt yöneticilerinden teşekkür mektupları da aldığı ortaya çıktı. Ergenekon iddianamesinin ek dosyalarında terör örgütünün sözde Garzan eyaleti karargâh komutanlığından yazıldığı belirtilen bir mektuba yer veriliyor. “İşçi Partisi Genel Başkanı sayın Doğu Perinçek’e” diye başlayan ve el yazısıyla yazılan mektupta Perinçek’e övgüler dizili-yor. Mektupta, Perinçek’e PKK terör örgütüne silâhlı, siyasî ve ekonomik yardımlarından dolayı teşekkür edili-yor. Türk ordusu için ise ‘faşist’ ifadesi kullanılıyor. Mektupta, örgütün Perinçek ile sonraki dönemlerde de sırt sırta çalışmaktan şeref duyacağı ifade ediliyor. Ergenekon soruşturması kapsamında Doğu Perinçek’in PKK’ya konteynerlerle silâh sağladığı iddia edilmiş ancak Perinçek bu iddiaları yalanlamıştı.

/ İstanbul

05.08.2008

Bebek ölümleri araştırılacak

Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesindeki bebek ölümleri haberlerinin ardından, Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ın talimatı ile konunun her boyutuyla araştırılması için bir inceleme heyeti oluşturulduğu belirtildi.

Bilim heyetinde, üniversite ve eğitim araştırma hastanelerinden uzmanlar ile Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulundan bir müfettişin yer alacağı kaydedildi. Açıklamada, ‘’inceleme sonucunda varsa kusurlu olan ilgililer hakkında gerekli işlemlerin yapılacağı, konunun bütün detaylarının da kamuoyuyla paylaşılacağı’’ bildirildi.

Öte yandan Ankara Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Operatör Dr. Leyla Mollamahmutoğlu, hastanelerinde son 15 gün içinde düşük doğum ağırlıklı (prematüre) 27 bebeğin yaşamını yitirdiğini, bunların hiçbirinin hastane enfeksiyonundan kaynaklanmadığını bildirdi.

Hastanede düzenlediği basın toplantısında, son 15 günde meydana gelen bebek ölümlerine ilişkin bilgi veren Mollamahmutoğlu, hastanenin hiçbir bölümünde hastane enfeksiyonunun söz konusu olmadığını, hastane bünyesinde tüm kuralların titizlikle uygulandığını ifade etti. Bebek ölümlerinin son 3 günde arttığını, son olarak dün akşam bir bebeğin yaşamını yitirdiğini kaydeden Mollamahmutoğlu, ölümlerin hastane enfeksiyonundan kaynaklanmadığını bildirdi. Yenidoğan Klinik Şefi Prof. Dr. Uğur Dilmen de bebeklerden alınan kültür örneklerinden alınan sonuçların söz konusu ölümlere hastane enfeksiyonunun etken olmadığını gösterdiğini söyledi. Dilmen, bebek ölümlerinin enfeksiyon dışında doğumsal sakatlık, doğumsal kalp, fıtık, hipertansiyon ve doğum sırasında ölüm gibi farklı sebeplerden kaynaklandığını belirtti. Dilmen, ölümlerde hastanenin hiçbir ihmalinin söz konusu olmadığını, hastane içerisinde tüm birimlerde her türlü tedbirin alındığını ve sağlık çalışanlarının titizlikle görev yaptıklarını kaydetti. Hastanelerinin, yeni doğan yatak sayısı bakımından Türkiye’nin en büyük hastanesi olduğunu belirten Mollamahmutoğlu, referans hastanesi oldukları için ülkenin her yerinden gebe geldiğini ve gebelerin bir çoğunun da riskli gebeler olduğunu anlattı. Hastane bünyesinde dünya standartlarında uygun olarak her türlü tedbirin alındığını ifade eden Mollamahmutoğlu, tüm kuralların titizlikle uygulandığını söyledi.

Mollamahmutoğlu, son bir hafta içerisinde 27 bebeğin yaşamını yitirdiğini belirterek, ‘’Ancak bu bebeklerden hiç biri hastane enfeksiyon yüzünden ölmedi’’ dedi. Bebek ölümlerinin son 3 günde artış gösterdiğini ifade eden Mollamahmutoğlu, son olarak önceki akşam bir bebeğin hayatını yitirdiğini kaydetti. Başhekim Mollamahmutoğlu, hastanedeki bebeklerin başka hastanelere taşındığı iddialarının hatırlatılması üzerine, ‘’Hastanede taşınma yok. Bir süre prematüre yani 37 haftalık doğumların başka hastanelerde yapılmasını talep ettik. Bu talebimiz kabul edildi’’ diye konuştu.

İDDİALAR MECLİS GÜNDEMİNE TAŞINDI

Bu arada CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız ve İzmir Milletvekili Canan Arıtman, Dr. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile ilgili iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Yıldız ve Arıtman, Sağlık Bakanı Recep Akdağ tarafından cevaplanması istemiyle TBMM Başkanlığına verdikleri soru önergesinde, meydana gelen bebek ölümlerini sordu. Hastanede son 15 günde çeşitli sebeplerden dolayı 27-47 arasında bebeğin hayatını kaybettiğinin basında yer aldığını belirten Sacid Yıldız, hastane yetkililerinin konuyla ilgili çelişkili açıklamada bulunduğunu bildirdi.

/ Ankara

05.08.2008

Mete, yoğun bakımda

SAKARYA'DA geçirdiği kalp krizinin ardından İstanbul’daki Dr. Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan gazeteci, yazar ve senarist Ömer Lütfi Mete’nin yoğun bakım ortamında uyutulma süreci devam ediyor.

Dr. Siyami Ersek Eğitim ve Araştırma Hastanesi yetkilileri, hastanede tedavisi devam eden Mete’nin bilincinin açık olduğunu ancak uyutulduğunu vurguladı. Mete’nin sağlık durumunun iyi olduğunu, kalbiyle ilgili herhangi bir sıkıntısının da bulunmadığını belirten yetkililer, iyileşme sürecinin sağlıklı devam etmesi için gazetecinin yoğun bakımda tutulmaya ve uyutulmaya devam edildiğini kaydetti.

/ İstanbul

05.08.2008

ENERJİ BAKANI GÜLER KOPENHAG’A GİDECEK

ENERJİ ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, bazı temas ve incelemelerde bulunmak üzere Danimarka’nın başşehri Kopenhag’a gidecek.

Edinilen bilgiye göre, Danimarka İklim ve Enerji Bakanının dâveti üzerine bugün Danimarka’ya bir ziyaret gerçekleştirecek olan Enerji Bakanı, temasları kapsamında, iki ülke arasındaki yenilenebilir enerji alanında işbirliği imkânlarını değerlendirecek ve Danimarka’da atıklardan elektrik üretilmesi çalışmalarını inceleyecek.

İstanbul’dan Kopenhag’a bu gece hareket edecek olan Güler, 6 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’ye dönecek.

/ Ankara

05.08.2008

CHP’den, AKP’ye tehdit

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, siyasî partilerin kapatılmasını zorlaştıracak bir anayasa değişikliğinin gündeme taşınmasının Türkiye’ye 1 yıl gibi bir süre kaybettireceğini öne sürdü.

Okay, parti kapatmayı zorlaştıracak muhtemel anayasa değişikliğine ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı. AKP’nin, siyasî partilerin kapatılmasını zorlaştırılacak bir anayasa değişikliğini gündeme getirmeye hazırlandığını ifade eden Okay, üniversitelerde türbanın serbest bırakılması için anayasanın 10 ve 42’nci maddeleriyle ilgili değişiklik sonrasında AKP’nin kapatma dâvâsı sürecinin çok daha hızlandığını öne sürdü. Okay, anayasanın, siyasî partilerle ilgili hükümler içeren 68 ve 69’ncu maddelerinde yapılacak muhtemel değişikliklerde, cumhuriyetin temel niteliklerine aykırı siyasal oluşumlara ya da bunları hoş görüyle karşılayacak bir anlayışa giren olursa, türban değişikliğindeki akıbete uğrayabileceklerini iddia etti. Türkiye’de 1 yıldır anayasa tartışmaları yapıldığını ifade eden Okay, şunları söyledi: ‘’Bu dönemde yeniden bir anayasa değişikliğini ele almak, toplumun ve siyasî partilerin böylesi gerginlik ortamında çatışmalar yaratır. Oysa konsensüs noktasında toplumsal bir mutabakatla anayasalar yapılır. Kaldı ki anayasaların temelinde şu vardır; Anayasalar geçmişe bakıp, geçmişten ders çıkarıp geleceği yönlendiren belgelerdir. Her önünüze çıkan olaya karşı anayasayı engel görmek yerine anayasanın içeriğine sadakatle görevi sürdürmek gerekir. Anayasayı niye değiştirmek için yola çıkıyoruz? Anayasayı şu anki MHP’nin önerisiyle laik hukuk düzenine aykırı eylemlerin odağı olabilecek bir siyasî partinin siyasetten yasaklanmasını önlemek için... Bu siyasî partiler bu anayasa çerçevesinde kurulduğuna göre, anayasaya sadakat yükümlülüğünü yerine getirmeyi niye düşünmüyorlar? Bu aşamada böyle bir anayasa değişikliğinin gündeme taşınması, Türkiye’ye yine 1 yıl gibi bir süre kaybettirir.’’

05.08.2008

Tamaylıgil: AKP, gizli gündemini terk etmeli

CHP Genel Başkanı Yardımcısı Bihlun Tamaylıgil, ‘’AKP, Anayasa Mahkemesinin kararını da iyi okumalı, var olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıkan gizli gündemini terk etmelidir’’ dedi.

Tamaylıgil, yaptığı yazılı açıklamada, hükümetin sorumlu bir tavır sergilemesi ve Türkiye’nin gerçek gündemiyle ilgilenmesi gerektiğini savundu. İşsizliğin had safhada olduğunu, KEY ödemelerinin büyük bir fiyaskoya dönüştüğünü ileri süren Tamaylıgil, ‘’Dünyada yaşanan olumsuz ekonomik gelişmeleri, başta (bize dokunmaz) diye ihmal edip tedbirde geciken AKP anlayışı, artık gerçek durumun ağır faturalarını görmeye başlamıştır’’ görüşünü savundu. Hükümetin ihmalinin yükünü vatandaşın çektiğini ifade eden Tamaylıgil, doğal gaz ve elektriğe yapılan zamların vatandaşın hayat şartlarını daha da zorlaştırdığını ifade etti. Tamaylıgil, çiftçinin ürününü satarken maliyetini karşılayamadığını, TMO’nun gelişmelere seyirci kaldığını, esnafın siftahsız gün geçirdiğini, işsizliğin ise en büyük sorunlardan biri olarak toplumu olumsuz etkilediğini kaydetti. Tamaylıgil, ‘’AKP yasamayı, yürütmeyi, iktidar gücünü yandaşlarına kaynak yaratmak ve kadrolaşmaya dayanak olarak kullanmaktan vazgeçmeli, Anayasa Mahkemesinin kararını da iyi okumalı, var olduğu mahkeme kararıyla ortaya çıkan gizli gündemini terk etmelidir’’ dedi.

05.08.2008

Üniversitede olay çıkaran sanıklar hakim önünde

AKDENİZ Üniversitesi Akdeniz Öğrenci Yurdu ve Kampüsü’nde 4 ve 6 Nisanda yaşanan olaylarla ilgili dâvânın ikinci duruşması başladı.

Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Öğrenci Yurdu’nda 4 Nisanda karşıt görüşlü öğrenciler arasında, 6 Nisanda yerleşkede öğrenci grupları ve öğrenci olmayan kişilerin karıştığı olaylarla ilgili olarak Antalya Cumhuriyet Savcılığınca açılan dâvânın ikinci duruşması, Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. İki ayrı cezaevi aracılığıyla Antalya Adliyesine getirilen sanıklar, adliye binasına mahkûm girişinden alındı. Araçlar, mahkûmların gireceği kapıya tamamen yanaştı. Olaylara karışan ve öğrenci gruplarına ateş ederken görüntülenen Ömer Ulusoy’un araçtan inişi sırasında bir jandarma görevlisi, araç ile bina arasında sırtı basın mensuplarına dönük durarak Ulusoy’un görüntülenmesini engelledi. Ömer Ulusoy’un sakalsız ve takım elbiseli olarak geldiği duruşmaya 7’si tutuklu 23 sanık katıldı. Duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ve gazeteciler alındı. Sanık yakınlarının mahkeme salonuna girmesine izin verilmedi. Fikri Durmaz başkanlığındaki mahkemede, birinci duruşmaya gelmeyen sanıkların ifadeleri alınmaya başlandı. Olaylarda tabancayla 9 el ateş ettiği tesbit edilen Ömer Ulusoy, 9 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle ‘’öldürmeye teşebbüs’’, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası talebiyle ‘’suç işlemeye tahrik’’, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle ‘’silâhlı tehdit’’ suçlamaları olmak üzere 3 ayrı suçlamayla ilgili toplam 13 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası talebiyle, olaylara karıştığı iddia edilen öğrenciler ve üniversite dışından zanlılar da ‘’kamu malına zarar verme’’ ve ‘’suça tahrik’’ suçlarından yargılanıyor.

05.08.2008

Portekiz’den, AB desteği

PORTEKİZ Dışişleri Bakanı Amado, AB-Türkiye ilişkilerinde, ülkesinin Türkiye’nin AB sürecini desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini söyledi.

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Ankara’yı ziyaret eden Portekiz Dışişleri Bakanı Luis Amado ile düzenlenen ortak basın toplantısı düzenledi. Babacan ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, iki ülke arasındaki ilişkilerin mükemmel olduğunu ifade ederek, bu ilişkilerin iki ülkenin NATO, Akdeniz ve AB süreci bağlamlarında daha da perçinleştiğini söyledi. ”Portekiz’in AB sürecimize sürekli olarak vermekte olduğu destekten memnun olduğumuzu özellikle tekrar etmek istiyorum” diyen Babacan, “Portekiz’in Türkiye’nin AB sürecini samimî olarak destekleyen bir ülke olduğunu” kaydetti. Portekiz Devlet ve Dışişleri Bakanı Luis Amado, Türkiye-AB ilişkilerinin devamlılığından yana olduklarını ve ilişkilerin kötüleşmesini engellemek için üzerlerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirdiklerini söyledi. Portekizli Bakan, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik bağlamındaki çalışmaların uzun süredir devam ettirildiğini ifade eden Amado, bu ziyaretle ve gelecekte yapılacak ziyaretlerle de kültürel, sosyal ve ekonomik bağlamlarda güçlendirme hedefini taşıdıklarını kaydetti. Portekiz Amado, AB-Türkiye ilişkilerinde ülkesinin Türkiye’nin AB sürecini desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini söyledi.

05.08.2008

Teröre karşı silâhlı mücadele yetmez

ŞIRNAK'IN Beytüşşebap ilçesinde iki yıl kaymakamlık yapan Ankara Vali Yardımcısı Mesut Taner Genç, silâhlı mücadelenin yanı sıra bölgede ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve siyasî çalışmaların da sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.

Kitabı ile ilgili soruları cevaplandıran Genç, terör örgütü PKK’yla mücadele ve askerî operasyonlara dair gözlemlerini topladığı ‘’Ateş Hattında’’ adlı kitabında, teröre karşı yaşları 22-25 arasındaki asker ve polislerden 5-7 bin kişilik özel karma birlik oluşturulmasını önerdi. Genç, ‘’Böylece zirvelerin hakimiyeti bize geçecek, örgüt, bir zamanlar kullandığı bu tepelerde tutunamayacaktır’’ dedi. Genç, silâhlı mücadelenin yanı sıra bölgede ekonomik, psikolojik, sosyolojik ve siyasî çalışmaların da sürdürülmesi gerektiğini kaydetti.

05.08.2008

AB projesi, görmeyen gözlere 'ışık tutuyor'

MERSİN'İN alt kademe Toroslar Belediyesince hazırlanan Görme Engellilerin Topluma Entegrasyonu ve Engelsiz Yaşam Projesi’nin ilk etabı tamamlandı.

Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, AB destekli hazırladıkları Görme Engellilerin Topluma Entegrasyonu ve Engelsiz Yaşam Projesi’ni Türkiye Görme Engellileri Derneği Mersin Şubesinin de katkılarıyla hayata geçirdiklerini söyledi. Tuna, uygulamaya 1545 yaş arasında 80 görme engellinin katıldığını ifade etti. Bilgisayar ve mesleki eğitim verilen engellilere toplumsal hayata entegrasyonlarını sağlamak amacıyla rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmeti verildiğini belirten Tuna, AB desteğiyle başlatılan ve 1 yılı kapsayan projenin ilk etabının tamamlandığını, 40 kişinin eğitim aldığını kaydetti. Tuna, projenin ilk etabında, görme engelli vatandaşların, yardım almadan Toroslar Belediyesi Lokali’nde yemek adabı, çatal, kaşık ve bıçak kullanımının ardından Çağdaşkent 3 Ocak Parkı’nda beyaz bastonla yürüme eğitimi, alış veriş merkezinde de toplumda serbest hareket edebilme eğitimi aldıklarını söyledi.

/ Mersin

05.08.2008

Kuraklık göç ettiriyor

DAHA iyi bir hayat için köyden şehre göç edip varoşlara yerleşen aileler, bu kez büyük şehirlere göç etmeye başladı.

Sadece Batman’da günde yaklaşık 2 bin kişi başka yerlerde çalışmak üzere şehirden ayrılıyor. Güneydoğu’da yaşanan kuraklığın etkileri Batman’da kendini göstermeye başladı. Kuraklık sebebiyle ektiği üründen verim alamayan binlerce çiftçi ile kenar semtlerde yaşayan aileler, başta Karadeniz olmak üzere büyük şehirlere doğru yol almaya başladı. Yataklarını yükledikleri araçlarla umuda yolculuğa çıkan aileler, yaşanan aşırı göç sebebiyle demir yollarında yer bulamayanca kendi aralarında minibüs veya otobüs kiralayıp Ordu, Giresun, Adapazarı gibi illere gidiyor. Yüzde 17’lik ortalaması ile işsizlik sıralamasında ilk sıralarda yer alan Batman, yaşanan kuraklık ve sonrasında baş gösteren susuzluk sonrası büyük göç vermeye başladı. Kuraklıkla beraber borçlanan binlerce çiftçi ve vatandaş fındık toplamak için sabahın erken saatlerinde çoluk, çocuklarıyla Karadeniz bölgesine gidiyor. Balık istifi bindikleri minibüslerle büyük umutlarla şehirden ayrılan aileler, yollarda da büyük tehlike atlatıyor.

05.08.2008

Sıcak hava, balıkçıları da etkiledi

ELAZIĞ'IN Ağın ilçesindeki balıkçılar, sezon başlamasına rağmen, havanın sıcak olması sebebiyle ava çıkmıyor.

Ağın Su Ürünleri Kooperatifi’ne üye 14 balıkçı, 19 Temmuzda balık avı sezonu açılmasına rağmen, sıcak hava sebebiyle balığa çıkmamayı tercih ediyor. Kooperatif Başkanı İbrahim Kılıç, ilçede balıkçılıkla uğraşan üyelerinin sıcak havanın kimi zaman mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi sebebiyle Keban Baraj Gölü’nde ava çıkmadıklarını söyledi. Maddî ihtiyacı fazla olan birkaç üyenin sabahın erken saatlerinde ava çıkıp ilçeye dönmeden avlanma sahası yakınlarındaki köylerde balık satarak cep harçlıklarını çıkardıklarını ifade eden Kılıç, ‘’Balığın ilçeye getirilmesi, yüklenip yola çıkarılmasına kadar geçen sürede balık bozulabiliyor. Bir de sıcak havada çalışma zorluğu binince üyelerimiz genelde balığa çıkmamayı tercih ediyorlar’’ dedi. Balıkçılardan Nadi Delikanlı ise 25 yıldır balıkçılık yaptığını, ilk kez bu yılki gibi sıcak gördüğünü söyledi.

05.08.2008

Aile kurumu, AIDS’ten koruyor

TÜRKİYE'DE omşu ülkelere oranla AIDS’e yakalanma oranının düşük olmasının tek eşlilik ve aile yapısı olduğu belirtildi.

Akdeniz AIDS’ten Korunma Derneği (AKAD) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Sipahioğlu, Türkiye’de her yıl 300 kişinin AIDS Hastalığı’na yakalandığını söyledi. Sipahioğlu, özellikle son 5 yılda AIDS vakalarında artış yaşandığını belirtti. Türkiye’de ilk kez 1985 yılında 2 kişinin AIDS hastalığına yakalandığını ifade eden Sipahioğlu, son 5 yılda her yıl 300 kişinin AIDS hastalığına yakalanmasıyla, hasta sayısının 2007 yılı itibariyle 2 bin 920’ye ulaştığının altını çizdi. 70 milyon nüfusu bulunan Türkiye`de AIDS’li hasta sayısının komşu ülkelere göre daha az olduğunun altını çizen Sipahioğlu, bunda tek eşliliğin rolünün fazla olduğunu kaydetti. 1 Aralık Dünya AIDS Günü başta olmak üzere, çeşitli zamanlarda halkı AIDS hastalığına karşı uyarıcı çalışmalar yaptıklarını ifade eden Sipahioğlu, “Televizyon, radyo ve basın organlarında AIDS konusunu işleyerek halkımızı bilgilendiriyoruz. Hastalığın bulaşma yolları ve korunma yöntemlerini anlatıyoruz.” dedi

05.08.2008

KOÜ, Bulgaristan üniversiteleri ile eğitim işbirliği yapıyor

KOCAELİ Üniversitesi (KOÜ), Bulgaristan üniversiteleri ile ortak çalışma yapmak için işbirliğine başladı.

2 üniversite eğitim elemanı ve öğrenci alışverişinde bulunacak. Avrupa Üniversiteler Birliği üyesi olan Kocaeli Üniversitesi bu üyeliğe Eylül 2006’da Magna Charta üyeliğini de ekledi. Sofya “Sv. Kliment Ohritski”, Sofya Teknik, Plovdiv Gıda Teknolojileri, Şumnu, Varna Teknik ve Varna Ekonomi Üniversitelerinden rektör, rektör yardımcıları ve öğretim üyelerinden oluşan 20 kişilik bir heyet Kocaeli Üniversitesi’ni ziyaret etti ve çeşitli anlaşmalar yapmak üzere görüşmeler yaptı. Bu görüşmeler doğrultusunda öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yapmayı hedefleyen üniversite yetkilileri, KOÜ’den çok etkilendiklerini dile getirdi.

05.08.2008

Acıgöl, flamingolara ev sahipliği yapıyor

KUŞ cennetleri, küresel ve çevre felaketlerinin ektisiyle yok olurken, Afyonkarahisar’daki Acıgöl flamingolara ev sahipliği yapıyor.

Yüksek sodyum sülfat oranıyla Tuz Gölü’nden sonra Türkiye’nin en tuzlu gölü olan Acıgöl, kuş meraklıları ve turistlerin yeni keşfettiği alanlardan. Birçok kuş türüne ev sahipliği yapan Acıgöl’de 2001 yılından beri yapılan gözlemlerde 119 kuş türünün varlığı tespit edildi. Acıgöl, Türkiye’de flamingoların en yoğun bulunduğu yerler arasında. Birçok ziyaretçi göl kenarına ya da Afyonkarahisar Valiliği’nin kuş gözlem evine giderek ürkek flamingoların güzelliklerini izliyor.

05.08.2008

İsrail ve İranlı turistlerin İzmir’e ilgisi arttı

İZMİR Adnan Menderes Havalimanı yolcu kayıtlarına göre 2007 yılının ilk 6 ayında 64 İsrailli turistin geldiği İzmir’i bu yılın aynı döneminde 2 bin 222 İsrail vatandaşı ziyaret etti.

Aynı dönemler içinde İran’dan gelen turist sayısı da 194’ten 1722’ye çıktı. TAV İzmir Adnan Menderes Havalimanı Dış Hatlar Terminali kayıtlarına göre, 2008 yılının ilk 6 aylık döneminde İzmir’e gelen İsrailli turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3372, İranlı turist sayısı ise yüzde 788 arttı.

05.08.2008

Motosiklet kazalarında tehlike büyük

YAZ mevsiminde okulların tatile girmesinin de etkisiyle kullanımı artan bisiklet ve motosikletlerin karıştığı trafik kazaları araç kazalarından daha tehlikeli boyutlara ulaşıyor.

Trafik kazaları Türkiye’de yaralanmalara bağlı ölüm sebepleri arasında ilk sırada yer alıyor. Motosiklet kazalarının tüm trafik kazaları içindeki oranı ise her geçen gün artıyor. Motosiklet kazalarında yaralanma olasılığı araba kazalarına göre çok daha yüksek olarak biliniyor. Araba kazalarında yaralanma oranı yüzde 20 iken, motosiklet kazalarında bu oranın yüzde 90’lara çıktığı belirtiliyor. Uzmanlar, motosiklet sürücülerinin trafik kazalarında araç içinde olanlara oranla 16 kat daha fazla ölüm ve 4 kat daha fazla yaralanma riskine sahip olduklarına dikkat çekiyor.

05.08.2008

Kolaycılık barajlarımızı tehdit ediyor

KOLAY yoldan para kazanmak isteyen uyanıklar, gelişi güzel ve izinsiz bir şekilde kum ve çakıl almalarının milli servet olan barajların geleceğini tehdit ediyor.

Devlet Su İşleri’ne (DSİ) ait kolluk kuvvetleri olmadığını bilen fırsatçılar, dere ve nehir yataklarından, barajların arka kısımlarından ve suyun denize döküldüğü yerlerden kum ve çakıl kaçakçılığını sürdürüyor. Dere ve nehir yataklarının bozulmasına neden olan alımlar sayesinde zararlı maddelerin barajların debisini daha hızlı dolduracağına işaret eden DSİ yetkilileri, suyun akış güzergahının tahrip edilmesinin de yerleşim yerlerini tehlike altına sokacağını belirtiyor. Yetkililer, vatandaşları bilinçli olmaya ve kaçakçılara göç açtırmaları yönünde uyarıyor.

Samsun Valiliği’nde oluşturulan bir komisyon tarafından hazırladığı raporda, Yeşilırmak ve Kızılırmak’ın yataklarından kum ve çakıl alımının, nehir yataklarının ekolojik yapısını bozduğu, çevre ve barajları tehdit ettiği ifade edildi.

05.08.2008

Habersiz su kesintilerine tepki

BİTLİS'TE herhangi bir duyuru yapılmadan gerçekleştirilen su kesintileri, vatandaşı çileden çıkardı.

Su kesintileri en çok ev hanımlarını etkiliyor. Yemek yapacak ve bulaşık yıkayacak su bulamayan kadınlar belediyeye tepkili. Ev hanımlarından Neriman Sait, habersiz kesintilerin kendilerini çok zor durumda bıraktığını söyledi.

05.08.2008

İhtiyar delikanlının eşine vefası

AYNI yastığa 42 yıl baş koyduğu eşini 9 yıl önce kaybeden 77 yaşındaki emekli astsubay Turgut Oral, bağlılığının simgesi olarak tüm giysilerine eşinin fotoğraflarını bastırdı.

Babasının gümrük muhafaza memurluğu dolayısıyla Dalyan ile Rodos arasında bir teknede dünyaya geldiğini bildiren Oral, ‘’O nedenle mi bilinmez, emekli olduktan sonra yılın 67 ayını deniz kıyısındaki bölgelerde geçiriyorum. Diğer zamanlarda ise Ankara’da yaşıyorum’’ diyor. Deniz Kuvvetleri Komutanlığına 18 yıl hizmet verdikten sonra 1977 yılında emekli olduğunu ve 18 yıl da Başbakanlığa bağlı bir kurumda görev aldığını dile getiren Oral, Antakya’da görücü usulü tanıştığı eşi ile 1957 yılında evlendiğini anlattı. Oral, şöyle konuştu: ‘’42 yıl boyunca çok mutlu bir evliliğimiz oldu. Eşimi hiçbir gün üzmedim. Mutlu evliliğin sırrı, sevgi, saygı ve hoşgörü çatısı üzerine kuruludur.’’ Gittiği her yerde beyaz uzun saçları ve sakalının dışında giysileri ile dikkat çektiğini ifade eden Oral, eşini içinde yaşatmak için ve ona bağlılığının simgesi olarak 9 yıldır, üzerinde eşinin nikah fotoğrafının yer aldığı baskılı kıyafetler giymeye başladığını söyledi. Fotoğrafın yanında vefatın kaçıncı yılı olduğunun yer aldığını bildiren Oral, ‘’Bu yıl 9. yılı olduğu için tüm kıyafetlerimde ‘’sensizliğin 9. yılı’’ yazıyor. Gömlek tarzı giyindiğim zaman ise üzerinde eşimin fotoğrafının yer aldığı sedeften büyük bir kolye takıyorum’’ dedi.

05.08.2008

Yıldırım, aynı yere iki kez düştü!

NORVEÇ'İN güneydoğusunda otomobil yarışı seyredenlerin yüz kadarı, yıldırım çarpması sonucu yaralandı.

Polis açıklamasında, seyircilerin yarışan otomobilleri daha rahat görebilmek amacıyla toplandıkları bir tepenin üzerine 2 kez yıldırım düştüğü, yaklaşık yüz kadar kişinin yaralandığı belirtildi. Yaralıların çeşitli hastanelere taşındığı ve ağır yaralı bulunmadığı belirtilen açıklamada, olay yerinde kaos ortamının hâlâ sürdüğü kaydedildi. Basın organları da, bin kadar seyircinin izlediği sanılan otomobil yarışının iptal edildiğini duyurdu.

05.08.2008

Saraybosna, Osmanlı’ya hasret

TRT’NİN ‘Radyo ve Televizyon’ dergisinin (Temmuz 2008) sorularını cevaplandıran Zlatar, sıkıntıların Osmanlı’dan ayrıldıktan sonra başladığına dikkat çekti. Saraybosna Televizyonu Genel Müdürü Emir Zlatar bir soruyu cevaplandırırken şöyle dedi: “Osmanlıların gitmesi ve bağın kopmasıyla birlikte, 120 sene süren bir boşluk oluştu. Maalesef, o zamanlar bize kalan mirasa gerektiği kadar önem verilmemiş. Çünkü çok sayıda yazılı belge ve yine bize bırakılan pek çok yadigâr kayboldu. Tabiî ki bunun sebebi Boşnaklar değil, çünkü bizim onları muhafaza etme gücümüz yoktu. Ancak 1995 yılında, Bosna-Hersek bağımsız olduktan sonra, yeni yeni nefes almaya başladık. Gerçi akciğerlerimizin ancak üçte biriyle nefes alabiliyoruz, ama yine de bize bırakılan mirasımıza sahip çıkmaya çalışıyoruz.”

Savaş esnasında Saraybosna’da yaşanan katliâma dünyanın seyirci kaldığına da dikkat çeken Zlatar, dünyanın ilgisiz kalışını eleştirerek şöyle konuştu: “(Savaş sırasında) Bosna Hersek ordusunun bir mensubuydum. Vatanımı savunmak için mücadele ediyordum. Ama özellikle şunu vurgulamak istiyorum: Bizim şehrimiz (Saraybosna), dünyada yaşanan savaşlar içinde, ablukaya en uzun direnen şehir olarak tarihe geçmiştir. İlginç ve acı olansa bütün bu katliâm, bütün bu vahşet canlı olarak dünyaya aktarılıyordu. Yani bütün dünyanın gözü önünde bir katliâm yaşanıyordu. Aslında bu vahşet istenseydi daha çabuk durdurulabilirdi. Ama bizim anlayamadığımız sebeplerden dolayı 4 yıl boyunca Saraybosna’da tam bir trajedi yaşandı. Bütün bu trajedi, büyük güçlerin bir ‘kara lekesi’ olarak tarihte yerini aldı. Bizim yaşadıklarımız, insanlık için bir ders olmalı. İnsan hakları nasıl savunulur, hayat nasıl savunulur, güzel bir örnektir Saraybosna...”

1463’te Osmanlı idaresine geçti

1463 yılında Osmanlı idaresi altına geçen Boşnaklar aynı zamanda Müslümanlığı da benimsemiştir. Müslümanlığı benimsemeyen Boşnakların dinî vecibelerini yerine getirmesine izin veren Osmanlı idaresi Bosna topraklarında inşa ettiği yapılar ve camilerle aynı zamanda Boşnakların gelenekleri ile kültürüne de etki etmiştir. 1878 yılına kadar devam edecek olan Osmanlı idaresi altındaki dönemde pek çok Boşnak Osmanlı idaresinde, devlet yönetiminde önemli görevlere getirilmiştir. Zayıflayan Osmanlı İmparatorluğu’nu parçalamaya karar veren müttefiklerin finansal sıkıntılar içerisindeki İstanbul’a baskısı sonucu Bosna’daki Osmanlı idaresi savaşılmadan, masa başında son bularak Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun kontrolüne geçmiştir.

FARUK SAİM AKHAN

05.08.2008

Amerika’nın Müslüman kadın avukatları

FARKLI etnik ve kültürel kökenlerden gelen bir grup Amerikalı Müslüman kadın, Müslüman kadınların haklarını savunmak için Amerika’nın ilk Müslüman kadın-hukuk bürosunu açtılar.

Amerika İslâmî İlişkiler Meclisi (CARC) Başkanı Ahmed Rehab, Chicago Tribune’e verdiği demeçte “Bu kadınlar bir çok kademede hukukî mücadele veriyorlar” dedi ve şöyle devam etti: “Bir yandan Müslümanlar için adaleti savunuyorsunuz diğer yandan da böyle bir komiteye liderlik ederek Müslüman kadınların iş dünyasında da başarılı olabileceklerini gösteriyorsunuz.” Altı Müslüman kadın avukatın kurduğu ‘Amal Law Group’ (Amal Hukuk Bürosu), Amerikalı Müslümanlara hukukî yardımda bulunduğu gibi Müslüman kadınlar hakkındaki yanlış anlaşılma ve ön yargılara karşı da mücadele veriyor. Hukuk bürosunun kurucularından Irak doğumlu Janaan Hashim, “İnsanlar bizim zayıf olduğumuzu ve kendimizi ifade edemeyeceğimizi düşünüyorlar” dedi. Geçen sene açılan hukuk bürosu dergilerde hukukî danışmanlık da yapıyor. İnsan hakları ve çalışma şartlarından kriminal dâvâlar, aile ve göçe kadar bir çok alanda çalışmalar yapıyorlar. Ayrıca Müslümanlar için, evlilik sözleşmeleri ve gençlerin trafik cezaları ile ilgili seminerler düzenliyorlar. Avukatlardan Maryam Khan şu ifadeleri kullandı: “İnsanlar aldığımız eğitimin bizi toplumda yer almak noktasında ayrıcalıklı kıldığını düşünüyorlar.”

FARUK SAİM AKHAN / İstanbul

05.08.2008

Türkiye, TV’de HD kalitesine geçiyor

İLK KEZ 1980’li yıllarda Japonya’da kullanılmaya başlanan, son yıllarda ise bütün dünyada yaygınlaşan yüksek çözünürlükteki (high definition-HD) TV yayınları Türkiye’de de yaygınlaşıyor.

Alınan bilgilere göre, televizyon yayıncılığının geleceği olarak nitelendirilen HD yayınlar, özellikle son yıllarda büyük ekran LCD ve plazma TV’lerin yaygınlaşmasıyla, izleyiciler tarafından rağbet görmeye başladı. Yapılan yayınların sunduğu düşük görüntü kalitesinin, söz konusu büyük ekran yeni TV’lerde görüntünün dağılmasına ve kusurlarının daha çok ortaya çıkmasına sebep olduğu belirtilirken, çok kanallı ses gibi özelliklerden de mahrum durumda. Standart TV yayınlarının görüntü çözünürlüğü en fazla 720x576 piksel iken, HD yayınlar 1980x1080 piksele kadar çıkan çözünürlükte gerçekleştiriliyor. Yani sunduğu yüksek görüntü kalitesiyle bilinen DVD film formatının bile yaklaşık 3 katı yüksek kaliteye sahip. Standart yayınlarda genellikle tek kanal yani mono, az sayıda da 2 kanal yani stereo olan ses ise HD yayınlarda, sinemalarda kullanılan sistem olan 5.1 kanal dolby digital olarak bulunuyor. İlk HD yayının yapıldığı ve yaygınlaştığı Japonya’da HD’den sonra gelecek yayın sistemi şimdiden oluşturulmaya başlandı. ‘’Super Hi-Vision’’ ya da ‘’Ultra HD’’ olarak adlandırılan söz konusu sistemde, yayınlar 7680x4320 piksel çözünürlükte ve ses ise 22.2 kanal olarak gerçekleştiriliyor.

05.08.2008

150 kiloluk kabak görenleri şaşırtıyor

ÇANAKKALE'NİN Bayramiç ilçesinde bir çiftçinin yetiştirdiği 150 kilogramlık kabak görenleri şaşırtıyor.

Bayramiç’de yaklaşık 10 yıldır çiftçilikle uğraşan Gürsel Eskici (42), son olarak Almanya’dan getirttiği kabak tohumunu denemek için tarlasına ektiğini belirtti. Eskici, ‘’Tohumdan yaklaşık 150 kilogram ağırlığında dev bir kabak elde ettim. Eğer bunun yetiştirmesini ve pazarlamasını etkin bir şekilde yapabilirsem gelecek yıl 10 dönüm araziye aynı cins kabak ekeceğim’’ dedi.

05.08.2008