Antalya’nın Manavgat ve Serik ilçelerinin köylerinde çıkan orman yangınında, 3-4 bin hektarlık orman alanının yandığı bildirildi. Orman Genel Müdür Yardımcı Kurtulmuşlu, "Hayatım yangınların içinde geçti, ama böyle bir felâket görmedim. Acım çok büyük” dedi.
DAĞ, BOMBA GİBİ PATLADI
Alevlerin Köprüçayı’nı geçmeyeceğini düşünerek hareket ettiklerini, ancak bir anda 1 kilometre kadar atlayan ateşin dağı 12 saat içinde küle dönüştürdüğünü anlatan Kurtulmuşlu, ‘’Dağ, bir bomba gibi patladı" diye konuştu.
YANGIN, KISMEN KONTROL ALTINA ALINDI
Bölgeye giden Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da yangının üç nokta hariç olmak üzere ‘’kısmen, büyük ölçüde’’ kontrol altına alındığını bildirdi. Eroğlu, ekiplerin, vatandaşların canını korumak uğruna çalışırken tehlike atlattıklarını söyledi.
Böyle yangın görülmedi
Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, Antalya’nın Manavgat ve Serik ilçeleri arasında 31 Temmuzda başlayan orman yangınının, üç nokta hariç olmak üzere ‘’kısmen, büyük ölçüde’’ kontrol altına alındığını bildirdi. Bakan Eroğlu, Antalya’ya gelerek, Orman Genel Müdürü Osman Kahveci ile birlikte yangın bölgesinde helikopterle havadan inceleme yaptıktan sonra Manavgat’a bağlı Taşağıl beldesinde Orman İşletme Müdürlüğü’nde basın toplantısı düzenledi.
MAĞDUR OLAN VATANDAŞLARA YARDIM
YAPILACAK
Bakan Eroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün kendisinden yangınlarla ilgili bilgi aldığını, bugün de havada inceleme yaptıktan sonra Başbakan Erdoğan’ı arayarak, bilgi aktardığını söyledi. Bayındırlık ve İskân Bakanı Faruk Nafiz Özak ile de görüştüğünü belirten Bakan Eroğlu, şu bilgileri verdi: ‘’Başbakanımız ile de görüştüm. Kendisi bilgi aldı. Pazartesi günü Bakanlar Kurulu’nda yangınla ilgili detaylı bilgi vereceğim. Bayındırlık ve İskân Bakanımız, Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nün ekiplerini bölgeye gönderiyor. Yangından mağdur olan vatandaşlarımıza gereken yardımı yapacağız.’’
YANGIN BÜYÜK ÖLÇÜDE KONTROL
ALTINA ALINDI
Bakan Eroğlu, ekiplerin büyük bir gayretle, gece gündüz çalışarak yangını söndürmek için mücadele ettiklerini ve önceliği yerleşim birimlerini alevlerden korumaya verdiklerini belirterek, şöyle konuştu: ‘’Bütün kamu kurum ve kuruluşları, çok büyük gayretle çalışıyor. Yangın, kısmen büyük ölçüde, (üç nokta hariç olmak üzere) kontrol altına alınmıştır. Yangın bazı bölgelerde, atlayarak bölük pörçük, devam ediyor. Helikopterle inceleme yaparken de gördüm. Alevler bir anda 200 metre ileriye sıçrayarak, tarlayı tutuşturdu. Yanan verimli orman alanı 3 bin 500-4 bin hektar civarındadır. Yangın üç noktada yangın devam ediyor. Bunlar Köprüçay, Taşağıl ve Karataş bölgeleridir. Alevlerin önünü kesme gayretindeyiz.’’
KAYIP OLAN 2 KİŞİDEN BİRİNİN CESEDİNE
ULAŞILDI
Bakan Eroğlu, Jandarma Komutanlığı yetkililerinin kendisine kaybolan vatandaşlardan birisine ait kemiklerin, yanan bir evin enkazında bulunduğunu ifade etti. Eroğlu, şöyle konuştu: ‘’Başımız sağolsun. Kimliğinin tespit edilmesi için DNA incelemesi yapılacak. Çünkü hangisi olduğunu bilemiyoruz. Kaybolan vatandaşların yangın sırasında yeniden evlerine döndüğünü görenler olmuş. Kimlik tespit çalışmaları yapılacak.’’ Yangının ardından Karataş Köyü’nde Ali Deniz ve Osman Kahya adlı vatandaşlardan haber alınamamış, bölgede arama çalışmaları başlatılmıştı.
“BÖYLE YANGIN GÖRMEDİM”
Orman Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Kurtulmuşlu, yaşamlarının en zor orman yangınıyla karşı karşıya olduklarını söyledi. ‘’Acımı ifade edecek kelime bulamıyorum’’ diyen Kurtulmuşlu, ‘’Hayatım yangınların içinde geçti ama böyle bir manzara hiç görmedim. Tüm yangınlarda böyle bir manzara olmasın diye uğraştık. Ancak burada arazi şartlarından dolayı başaramadık. Şunu söyleyebilirim ki bir felâketi yaşıyoruz’’ diye konuştu.
YANGIN MANAVGAT’A DOĞRU İLERLİYOR
Kurtulmuşlu, alevlerin açılan güvenlik hatlarını aşarak genişlediğini ve Sağırin mevkisinden itibaren Çardak Köyü ve Taşağıl beldesinin kenar mahallelerini tehdit etmeye başladığını bildirdi. Alevlerin Taşağıl’ın güneydoğusuna doğru hızla ilerlediğini ve çevre köyleri tehdit ettiğini ifade eden Kurtulmuşlu, şunları söyledi: ‘’Son bir saat içerisinde yaşadığımız risk tarif edilemez. Köylerdeki yüzlerce insanı dozerlerle ve araçlarla çıkarttık. Büyük tehlike yaşadık. Çalışan ekipler de büyük tehlike atlattı. Alevlerin açılan hattı aşması nedeniyle ekipler ateşin arasında kaldılar. Dumandan etkilenen işçiler oldu. Gerekli müdahaleler yapıldı. Aspendos tarafında ise şimdilik bir tehlike yok. Alevler ve tehlike Manavgat yönüne doğru ilerliyor. Ormanlar, evler ve tarım alanları iç içe. ‘’
2 BİN 500 KİŞİLİK EKİP VAR
Antalya’nın Manavgat ilçesinde devam eden orman yangınını söndürme çalışmaları aralıksız olarak sürüyor. Yangını söndürmek için ormanlık alanda kurulan set patladı, alevler arasında kalan işçiler için uçaktan su dökülerek yol açıldı. Yangını söndürmek için, 20 civarında uçak, helikopter, 250 arazöz, itfaiye aracı ve 2 bin 500 kişilik ekip çalışma yapıyor. Yangınlarda söndürme çalışmalarına aralıksız katılan personel yorgun düşünce buldukları her yerde uyuyarak dinleniyor.
HAYVANLARINI UZAKLAŞTIRIYORLAR
Bu arada yangında zarar gören köylerde yaşayanlar da geçimlerini sağladıkları hayvanları yangın bölgesinden uzaklaştırmaya çalışıyor. Yangından elektrik ve telefon direkleri de zarar gördü. Birçok ev içlerindeki eşyalarla birlikte yandı. Köylüler de kovalarla taşıdıkları sularla yangının söndürülmesine yardımcı oluyor.
KÖYLÜLER TRAVMA YAŞIYOR
Antalya’da önceki gün başlayan orman yangını, bölge halkının da yaşamlarını alt üst etti. Evleri, ahırları, hayvanları ve tarım arazileri yanan köylüler, bir anda her şeylerini yitirmiş olmanın travmasını yaşıyor. Vatandaşlar, dertlerini gazetecilere, kameralara anlatarak, duygularını ifade etmeye çalışıyorlar.
Karataş Köyü Macarlar Mahallesi’nde oturan ve sadece ahırı yandığı için kendisini şanslılar arasında kabul eden Gülizar Yılmaz, mahalle halkının yarısının oturacak evlerinin kalmadığını, büyük ve küçükbaş hayvanlarının telef olduğunu söyledi.
Macar Mahallesi sakinlerinden Abdi Şimşek de, yangın söndürme çalışmaları sırasında ekiplerin kendilerine hiç yardımcı olmadığından şikayetçi oldu. Ekiplerin, köylerinin yanmasına göz yumduğunu iddia eden Şimşek, ‘’Burada kurtarılan her ne varsa, hepsi de kendi çabalarımızla oldu. Bir de sularımız kesikti. Kuyulardan su çekerek, alevleri söndürmeye çalıştık’’ dedi. Şimşek, köylünün hasadını yaptığı buğdayı, mutfağındaki gıda malzemelerini bile kurtaramadığını belirterek, ‘’Bundan sonra ne yapacağız bilmiyorum’’ diye konuştu.
Köydeki pek çok kişinin sadece üzerlerindeki kıyafetlerle kaldığını söyleyen Nail Temiz de, söndürme çalışmaları sırasında orman ekiplerinin ilgisiz kaldığını savunarak, ‘’Orman işletmesinden şikayetçiyim. Bakan’dan da şikâyetçiyim. Burada bir iki ev değil, bütün bir köy yandı. Ama hâlâ hiç kimse durumun farkında değil’’ dedi.
Evinin ve ahırının tamamen yandığını söyleyen Ayşe Çoban ise sadece bir tek ineğini kurtarabildiğini anlattı.
Sabaha kadar hiç uyumadığını söyleyen eşi Ayşe Yılmaz da kızlarının çeyizlerinin bile yandığını söyledi. Yılmaz, ‘’Ben o çeyizleri ne emeklerle hazırladım. Ama evimle birlikte onlar da bir gece de bitti. Yine de çocuklarımı, kocamı kurtardım. Buna da şükürler olsun’’ dedi.
|