Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı yorumlarken, olaya ‘ekonomi’, ‘iç barış’ ya da ‘siyaset’ gibi çok çeşitli açılardan bakabiliriz.
OLUMLU açıdan:
* Ekonomide istikrar ve güven sürecek. Bir krize karşı tek parti hükümetiyle tedbirler alınabilecek.
* Bence en önemlisi Ergenekon davasının ardındaki siyasi irade devam edecek.
* Kürt meselesinde ilerleme sağlanabilecek. Bazı açılımlar yapılabilecek.
* Yavaşlayan bürokrasi tekrar çalışmaya başlayacak.
* Avrupa Birliği yolunda demokratikleşmeye ağırlık verilebilecek. Avrupa’nın da desteğiyle bazı Anayasa ve yasa değişiklikleri yapılabilecek.
OLUMSUZ açıdan:
* AKP’nin karizması fena halde çizilmiş oluyor. Anayasa Mahkemesi adeta partinin kulağını çekiyor, tek ayağının üstünde durma cezası veriyor.
* Laikçi kesim, 6’ya 5 (hatta 5 bile değil, 4+1) oranından hareketle iddialarını sürdürmeye devam edecek.
* ‘Şaibeli’ AKP ne kadar çırpınırsa çırpınsın, “tamam şeriatçı değil ama laiklik yanlısı olmadığı da kesin” diye anılacak.
* Yani bu karar laiklikle ilgili tartışmaların, aynı yoğunlukta devam etmesine yol açacak.
Özetle: Bu sonuç AKP açısından bir ‘Pirus Zaferi’dir. Vesayet rejimi aynen sürüyor. AYM’nin 10’uncu ve 42’nci maddelerde içerik denetlemesi yaparak Anayasa’yı ihlali etmesi meşrulaşıyor. “Demokles’in Kılıcı” AKP’nin tepesinde sallanıyor: “Sen ekonomiyle ilgilen, pastayı büyüt, belediyelerle hizmet götür ama devlet işlerine fazla karışma” denmekte.
Not 1: Bence bu kararda ABD’nin de ciddi etkisi var. Bu etkinin tam olarak nasıl işlediğini bir süre sonra öğreniriz.
Not 2: Bu kadar zayıf, bu kadar yanlış bir iddianame, böylesine yüksek onay gördü ya, vay halimize!
Sabah, 31 Temmuz 2008
|