Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ‘’Tarihî mekânların canlanması, suya atılan taş gibi halka halka etki yapıyor’’ dedi.
KÜLTÜR ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ‘’Tarihî mekânların canlanması, suya atılan taş gibi halka halka etki yapıyor’’ dedi. Balıkesir’in Edremit ilçesinde bulunan Sabit Ertür Özel Zeytin ve Zeytinyağı Galerisi’ni ziyaret eden Ertuğrul Günay, zeytincilikte kullanılan aletler hakkında bilgi aldı. Günay, galerinin kurucusu Ertür’ü kutlayarak, ‘’Özel müzelerin kurulmasını destekliyoruz. Türkiye’de müze ve galerilerin öneminin kavrandığını gördükçe mutlu oluyorum. Güzel bir koleksiyon oluşturmuşsunuz, kutlarım. Her yörede sizin gibi birkaç gönüllü olsa, hiçbir tarihî değerimiz yok olmaz’’ dedi.
Galerinin ardından Edremit Belediyesine ait Sıdıka Erke Etnoğrafya Müzesi’ne geçen Günay, burada yaptığı konuşmada, turizm yatırımlarının teşviki ve turist sayısının arttırılması konularında çalışmalar yaptıklarını belirterek, ‘’Edremit sahilinde bir gezi yaparak, turizm yatırımları konusunda yetkililerden bilgi aldım. Ülkemize gelen turist sayısının arttırılması konusunda çalışmalar yapıyoruz. Edremit’in turizm potansiyeli çok yüksek. Sahilleriyle, kaplıcalarıyla, Kazdağları’yla ayrı bir değer. Edremit’i, turizm merkezi yapmak mümkün’’ diye konuştu.
Günay, daha sonra Ayvalık’a geçti.
Bakan Günay, Ayvalık’ta ilk olarak, koruma altında tutulan ancak kullanılmayan Merkez Taksiarhis Kilisesi’ni ziyaret etti.
Ayvalık Uluslararası Müzik Akademisi (AIMA) Direktörü Prof. Dr. Filiz Ali ile birlikte mekânı gezen Günay, kilisenin, restorasyonun ardından müzikal faaliyetlerde kullanılacağını belirterek, şöyle konuştu:
‘’Biraz Ayvalıklıların desteği biraz da bakanlık imkânlarıyla, bu mekânı Ayvalık’ın kültür yaşamına katabiliriz. Bu tür tarihî mekânların canlanması, suya atılan taş gibi halka halka etki yapıyor. Sonra çevresindeki yapılarda, ona uygun biçimde fonksi-yon geliştiriyorlar. Konutlar, iş yeri, pansiyon olmaya başlıyor. İş yerleri, turizme dönük konular bulmaya başlıyor. O yüzden ben bu tür mekânların kurtarılmasını çok önemsiyorum. Ama bunların hepsi, maddi bir alt yapı gerektiriyor. Bunun için duâ edelim, Türkiye zenginleşsin. Bu zenginliğin nimetlerini de adaletli bir şekilde bölüşelim.’’
Daha sonra deniz yolu ile Alibey (Cunda) Adasına geçen Günay, tarihî evleri inceledi.
|
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve 23 yıl önce sit alanı ilân edilen 5 bin yıllık Hisar Kalesi ve çevresinin, içinde evler, hayvan damları ve cami bulunan köye dönüştüğü belirlendi.
Tunç Çağı’ndan bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve 23 yıl önce sit alanı ilân edilen 5 bin yıllık Hisar Kalesi ve çevresinin, içinde evler, hayvan damları ve cami bulunan köye dönüştüğü belirlendi. Her yıl kullanma bedeli alınan evler için bu ay yıkım kararı çıktığı, tahliye işleminden sonra restorasyon için başvurulacağı öğrenildi.
Alınan bilgiye göre, İzmir’in Kiraz ilçesi yakınındaki 5 bin yıllık Hisar Kalesi, 150 yıl kadar önce içine ve çevresine yapılan evler sebebiyle köy haline geldi. Hisarköy olarak anılmaya başlanan bölgede, devlet 1985 yılında kadastro çalışması başlatarak, kale içinde 10, dışında ise 25 metrelik alanı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu hükümleri uyarınca sit alanı ilân etti.
Bu kapsamda 31 ev Hazineye ait olarak rapor edilirken, kale içinde ve dışında yer alan 6 evin sahiplerine ise kadastro çalışmaları öncesinde tapu verildiği anlaşıldı. Sit alanı içinde bir de caminin bulunduğu belirlendi. Uzun yıllardır söz konusu evlerde oturan vatandaşlar ise Hazineye ait tescil işleminin haksız olduğunu öne sürerek, tapu alabilmek amacıyla dâvâ açtı. Ancak dâvâ reddedildi. Yerleşim birimindeki 6 ev sahibi, tapulu olarak kaydedildi.
Hazineye kayıtlı olan evlerden bu tarihten itibaren Kiraz Mal Müdürlüğü tarafından her yıl ‘’ecri misil’’ adı altında kullanma bedeli alındığı öğrenildi. Sit kararı sonrasında evlerde tadilat veya benzer işlemler yapanlara ceza dâvâları açıldı.
Bu arada Temmuz ayı başında sit alanı ilân edilen evler için yıkım kararı çıktı.
|