|
|
|
Tüketicilerin gözü BDDK’da |
Tüketici Bilincini Geliştirme Derneği, tüketicilerin, bankaların “mağduriyetlere yol açan” yasaya aykırı uygulamalarıyla ilgili Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna yapılan başvuruların en kısa sürede sonuçlandırılmasını beklediğini bildirdi.
TÜKETİCİ Bilincini Geliştirme Derneği (TÜBİDER), tüketicilerin, bankaların “mağduriyetlere yol açan” yasaya aykırı uygulamalarıyla ilgili Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna (BDDK) yapılan başvuruların en kısa sürede sonuçlandırılmasını beklediğini bildirdi. TÜBİDER’den yapılan yazılı açıklamada, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 1 Mart 2006 tarihinde yürürlüğe girdiği, bir yıl sonra 10 Mart 2007 tarihinde de ilgili yönetmeliğin Resmî Gazetede yayınlandığı hatırlatılarak, buna rağmen kanunun bankalar tarafından ihlalinin önlenemediği savunuldu. Yasa ihlal edilirken, kredi kartı kullanıcısı tüketici yurttaşların ise mağdur edilmeye devam edildiğinin vurgulandığı açıklamada, tüketicilerin, bankaların mağduriyetlere yol açan yasaya aykırı uygulamalarıyla ilgili BDDK’ya yapılan başvurularının en kısa süre içerisinde sonuçlandırılmasını beklediği belirtilerek, “BDDK başkanını ve yetkililerini, 5464 sayılı kanunun kendilerine verdiği görevlerini yapmaya davet ediyoruz” denildi.
|
23.07.2008
|
|
|
Bankalar kart ücretinde ısrarlı |
Türkiye Bankalar Birliği, kanun ve düzenlemelere göre, bankaların banka ve kredi kartlarına ilişkin yaptıkları masrafların kart hamillerine yansıtılmasının hukuka uygun olduğunu ileri sürdü.
TÜRKİYE Bankalar Birliği kredi kartlarından yıllık ücret alınıp alınmaması konusundaki tartışmalar üzerine yaptığı açıklamada “Kredi kartı ücretleri, kartın talebi ile başlayıp kullanım süresi boyunca devam eden, banka tarafından verilen çeşitli hizmetlerin ve operasyonel işlemlerin maliyetleri karşılığında kart hamillerine yıllık olarak yansıtılan bir bedeldir. Bankaların banka ve kredi kartlarına ilişkin yaptıkları masrafların kart hamillerine yansıtılması hukuka uygundur” görüşünü savundu. TBB’den konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, son günlerde basın ve yayın organlarında, banka ve kredi kartlarına ilişkin olarak bazı yargı kararlarına atıfta bulunularak, kredi kartı ücretlerinin yasal dayanağı bulunmadığı yönünde haber ve yorumların yer aldığı ve bazı müşterilerin de bankalarından kredi kartı yıllık ücretlerini iptali yönünde başvurular yaptıklarına dikkat çekildi. TBB “Münferit davalarda, taraflar arasında imzalanmış olan kredi kartı sözleşmelerindeki düzenlemeler dikkate alınarak verilmiş bulunan yargı kararlarının, tüm kredi kartları için emsal oluşturması hukuken mümkün değildir” uyarısını yaptı.
|
23.07.2008
|
|
|
Kalkınma Bakanlığı kurulmalı |
MÜSTAKİL Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) hazırladığı, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri Sosyaekonomik Raporu’nda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin gelişmesi için Kalkınma Bakanlığı’nın kurulması gerektiği belirtildi.
MÜSİAD’ın Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yönelik hazırladığı sosyoekonomik rapor, MÜSİAD Genel Başkanı Ö. Cihad Vardan ve Danışman Prof. Dr. Hüner Şencan tarafından düzenlenen basın toplatısı ile açıklandı. Sektörel ve alt bölge analizlerinin farklı bölümlerde detaylı olarak incelendiği raporun ilk bölümünde, genel değerlendirme yapılırken, ikinci, üçüncü ve dördüncü bölümde nüfus, göç ve işsizlik verilerinin yanısıra tarım, sanayi, inşaat, ticaret, hizmet sektörlerine ilişkin göstergelerin ışığı altında bölgenin sosyoekonomik fotoğrafı çekiliyor ve birbirinden çarpıcı öneriler açıklanıyor. Raporda, bölgelerin kalkınması için 38 madde sıralanıyor.
Bölgenin kalkınması için, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kalkınma Bakanlığı kurulması’nın gerektiği belirtilen raporda: “Her türlü gelişme, yatırım ve teşvikler Devlet Planlama Teşkilâtı yerine, bu bakanlık tarafından izlemeye alınmalıdır. Bakanlığın bütçesi, önceden belirlenen beş yıllık stratejik hedefleri gerçekleştirecek ölçüde yüksek tutulmalıdır. Bölgede kurulacak kalkınma ajansları da doğrudan bu bakanlığa bağlanmalıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin kalkınma sorumluluğu bürokratlara değil, siyasilere verilmelidir. Siyasiler bu konuda doğrudan sorumlu olmalıdırlar” deniliyor.
Raporda getirilen diğer öneriler ise şöyle; Sanayi envanteri yapılmalı ve bilgiler paylaşılmalı, kalkınma ajansları devreye alınmalı, teşvik programları uzun süreli olarak uygulanmalı, üniversiteye girişler yeniden düzenlenmeli, üniversite bölümleri ihtiyaca göre açılmalı, sermayenin bölgede kalması sağlanmalı, bölgede enerji cazibesi oluşturulmalı, sınır ticareti geliştirilmeli, teşvik ve destek sistemleri zenginleştirilmeli, il kalkınma projeleri oluşturulmalı, organize sanayi bölgeleri güçlendirilmeli, serbest ticaret bölgeleri güçlendirilmeli, göçü durduracak çalışmalar hızlandırılmalı, şehircilik bilinci geliştirilmeli, yatırım ortamına belirginlik getirilmeli, kredi ve nakliye cazibesi sağlanmalı, GAP özel sektöre açılmalı, sulama rejimi oluşturulmalı, GAP’a kültürel boyut kazandırılmalı, navlun teşvik kapsamına alınmalı, arazi imkanları yeniden yapılandırılmalı, yan uğraşı alanları oluşturulmalı, mayınlı araziler tarıma kazandırılmalı, hayvancılık desteklenmeli, Bürokratik işlemler azaltılmalı, madencilik yatırımları canlandırılmalı, küçük HES’ler kurulmalı, sanayiye doğal gaz ulaştırılmalı, kaçak elektrik kullanımı düşürülmeli, inşaat sektörüne özel önem verilmeli, Sınır Ticaret Merkezleri için vakit kaybedilmemeli, ulaşım imkânları arttırılmalı, komşularla ortak fuarların sayısı arttırılmalı, yeni sınır kapıları açılmalı, bölgeye uçuşlar arttırılmalı.
|
Mustafa GÖKMEN
/ Erzurum
23.07.2008
|
|
|
Millî gelir 900 milyar doları aşacak |
GAYRİ safi yurtiçi hasılanın (GSYH) 2011 yılı itibariyle 900 milyar doları aşacağı öngörülüyor.
2009-2011 dönemi merkezi bütçe makro göstergelerinde, GSYH 2009’da yüzde 5, 2010’da yüzde 5,5, 2011’de ise yüzde 6 oranında büyüyeceği, enflasyon oranlarının ise sırayla yüzde 7,5, yüzde 6,5, yüzde 5,5 düzeyinde olacağı tahmin ediliyor. Ortalama dolar kuru ise 2009’da 1,4357, 2010 yılında 1,50, 2011’de 1,5492 olacağı öngörüsünde bulunuluyor. Öngörülen büyüme oranları ve hedef deflatör rakamlarıyla, geçen yıl 856 milyar 387 milyon YTL olan GSYH, 2009’da 1 trilyon 109 milyar 351 milyon YTL, 2010’da 1 trilyon 245 milyar 269 milyon YTL, 2011 yılında ise 1 trilyon 395 milyar 158 milyon YTL’ye ulaşacak. Ortalama dolar kurlarıyla 2007’de 658,8 milyar dolar olan GSYH, 2009’da 772,7 milyar, 2010’da 830,2 milyar, 2011’de ise 900,6 milyar dolara çıkacak. Türkiye’nin toplam nüfusu 2009 yılında 71 milyon 650 bin, 2010 yılında 72 milyon 366 bin, 2011 yılında ise 73 milyon 90 bine yükselecek. Bu artışlar göz önüne alındığında, 2006 yılında 7 bin 500, 2007 yılında 9 bin 333 dolar olan kişi başına yurtiçi gelir, 2009’da 10 bin 784, 2010’da 11 bin 418, 2011 yılında ise 12 bin 321 dolara çıkacak.
Bu dönemde Türk Lirası öngörülen kadar değer kaybetmez, büyüme ve enflasyon rakamları da tahmin edilenin üzerinde çıkarsa milli gelir daha fazla artacak.
|
23.07.2008
|
|
|
Demiryoluna ağırlık verilmeli |
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odasının (MMO) hazırladığı, ‘’Ulaşımda Demiryolu Gerçeği Raporu’’nda, ‘’demiryollarının bilinçli olarak geriletildiği, yarım asırdır neredeyse ray döşenmediği’’ savunularak, karayoluna yapılmakta olan bütün yeni yatırımların durdurulması, ağırlığın demiryollarına verilmesi gerektiği kaydedildi.
Raporda, şu andaki kurguda 300 kilometre hız amaçlandığı, oysa uzmanların belirttiğine göre hiçbir ülkenin bu düzeyde hızlarla başlamadığı vurgulanan raporda, ‘’Ülkemiz hızlı trene hazır değildir, mevcut hatlar hızlı treni kaldıramayacaktır’’ görüşü ifade edildi. Türkiye’nin artan nüfusuna paralel olarak gelişen ulaşım talebinin, en ekonomik biçimde demiryolu taşımacılığının kamu hizmeti olarak ve kamu eliyle geliştirilmesiyle karşılanabileceği kaydedilen raporda, şu önerilerde bulunuldu: ‘’Ciddî bir ‘Ulaştırma Ana Planı’ yapılmalı, bu plan kapsamında, demiryolu, denizyolu, havayolu ve karayolu için ayrı ayrı ana planlar hazırlanmalı. Gerekli olan altyapı, bakım, yenileme çalışmaları eşliğinde eski hatlarda ‘sürat demiryolu’ projelerine yönelinmeli; yeni altyapı ve yüksek standartlı yeni hat yapımına dayanmayan ‘hızlı/hızlandırılmış tren’ projeleri mutlaka ve derhal durdurulmalı. GAP’ın demiryolu projeksiyonlarına katılması sağlanmalı. Yük ve yolcu taşımacılığında demiryolunun taşıma oranları planlı olarak artırılmalı. Demiryoluna göre 2 misli, hızlı suyoluna göre neredeyse 3 misli daha fazla enerji tüketen karayoluna yapılmakta olan bütün yeni yatırımlar durdurulmalı. Ağırlık demiryollarına verilmeli. Demiryolu ve TCDD Kanun Taslakları geri çekilmeli. TÜDEMSAŞ, TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ gibi TCDD fabrikaları lokomotif ve vagon üretecek teknik düzeye getirilmeli.’’
|
23.07.2008
|
|
|
Ucuz tatil için tur operatörlerini seçin |
ALTERNATİF ravel Ortağı ve CEO’su Cevdet Düz, vatandaşların daha ucuza tatil yapması için tur operatörlerini seçmesini tavsiye etti.
Alternatif Travel’in sektörde ilk İslami tur operatörü olduğunu belirten Cevdet Düz, turizmde bir ilk olarak müşteriyi evinden alıp, dönüşte yine evine bıraktıklarını söyledi. Müşterilerine, inançlarından taviz vermeden, huzurlu bir ortamda tatil imkanı sağladıklarını kaydeden Düz, açıklamasına şöyle devam etti: “Reklâm kampanyalarımızdan duyurduğumuz gibi turizmde bir ilk olarak diyoruz ki; ‘Evinizden alıyoruz. Evinize bırakıyoruz.’ Bu şu demek oluyor, müşterimiz tatil boyunca bizle oluyor. Müşterimizi evinden alıyor uçağına veya otobüsüne bindiriyor, gittiği lokasyondan tekrar karşısında bizi görüyor ve oteline yerleştiriyoruz. Bu süreç aynen geri dönüş yolculuğunda da bu şekilde işliyor. Sonuç olarak ‘müşterimizin yanında ne zaman olmuyoruz? Diye sorarsanız, tatili bititirip evinden içeriye girdiği anda. Bu hizmetde ilk ve tekiz diyoruz, çünkü tur operatörü kapsamında bu hizmeti standart olarak bütün müşterilerine ciddî bir alt yapı ile veren başka bir organizasyon yok.”
DAHA UCUZA TATİL İÇİN TUR OPERATÖRLERİNİ SEÇİN
Alternatif turizm alanında Türkiye’de 10 bin yatak ve 80 milyon dolarlık bir pazar olduğunu kaydeden Düz, Türkiye’de 22 tesettür oteli bulunduğunu bildirdi. Bu sayının yeterli olmadığını ifade eden Düz, hedeflerinin İslâmî turizm sektörünün gelişmesini ve bu hizmetten geniş bir kesimin yararlanmasını sağlamak olduğunu dile getirdi. Sektördeki yönetsellik eksikliği sebebiyle yabancıların 5 yıldızlı bir otelde herşey dahil 4550 YTL’ye konaklayabilirken, Müslümanların İslâmî Alternatif hotellerde 100150 Euro civarı konaklandığını belirten Düz, tesis sahibi ve müşterilerin tur operatörlerini kullanmasıyla böyle problemlerin çözüleceğini ayrıca sektörün her ayağıyla gelişebileceğine dikkat çekti.
|
Ümit Kızıltepe
/ İstanbul
23.07.2008
|
|
|
İstanbul’a gelen yabancı yatırımcı arttı |
İSTANBULTicaret Odası (İTO) raporuna göre, İstanbul’da 2008’in ilk 6 ayında yeni kurulan firmalarda yabancı yatırımcı sayısı, 2007 yılının son 6 ayına göre yüzde 2,43 arttı.
İTO’nun yeni kayıt ve iptal edilen firma kuruluşlarını esas alarak hazırladığı, “İstanbul’da Yabancı Sermaye Göstergeleri/OcakHaziran 2008” raporunun sonuçları açılandı. Rapora göre, İstanbul’da 2008’in ilk 6 ayında yeni kurulan firmalarda yabancı yatırımcı sayısı, 2007 yılının son 6 ayına göre yüzde 2,43 arttı. Aynı dönemdeki yabancı sermaye değerindeki artış ise yüzde 55,62 düzeyinde gerçekleşti. İTO kayıtlarına göre OcakHaziran 2008 döneminde İstanbul’da bin 605 yabancı yatırımcı tarafından toplam 267 milyon 195 bin 560 YTL’lik sermaye tutarında firma kuruldu. İstanbul’da yeni firma kuruluşunda taahhüt edilen yabancı sermaye Haziran ayı itibariyle son altı ay içinde 218,4 milyon dolar oldu.
|
23.07.2008
|
|
|
Aliağa’ya 10 milyar dolarlık yatırım |
İZMİR'İN sanayi ilçesi Aliağa’ya önümüzdeki 5 yıl içinde 10 milyar dolarlık enerji, liman, tersane ve teknoloji yatırımı yapılacak.
Türkiye’nin demir çelik ihtiyacının yüzde 43’ünü, petro kimyanın yüzde 100’ünü, rafineri ihtiyacının yüzde 45’ini ve elektriğin yüzde 10’unu karşılayan Aliağa’da Belediye Başkanı Tansu Kaya, ilçeye 5 yıl içinde 10 milyar dolarlık yatırım yapılacağını söyledi. Bünyesinde PETKİM, TÜPRAŞ, İzmir Demir Çelik gibi büyük firmaları barındıran Aliağa’nın yapılacak yatırımlarla daha da büyüyeceğini belirten Kaya, şöyle konuştu: “Aliağa’nın bünyesinde barındırdığı ekonomik potansiyel göz ardı edilmeyecek seviyede. İlçeye önümüzdeki 5 yıl içinde 10 milyar dolarlık enerji, liman, tersane ve teknoloji yatırımı yapılacak. Bu yatırımlarla Aliağa’nın potansiyeli daha da artmış olacak. Önümüzdeki yıllar Aliağa için daha da parlak olacak.”
|
/ Aliağa
23.07.2008
|
|
|
Kale Grubu 51. yılını kutluyor |
ÇAN ilçesinde kurulu bulunan ve bünyesinde Çanakkale Seramik, Kalebodur, Kalekim, Kaleterasit, RocaKale, Kalecolor, Kaledekor, Kalekalıp gibi birçok markayı bünyesinde barındıran Kale Grubu, kuruluşunun 51. yılını kutlayacak.
Alınan bilgiye göre, 51. Yıl Geleneksel Seramik Bayramı kutlamaları 26-27 Temmuz 2008 tarihlerinde, Kaleseramik Fabrikaları’nın kurulu bulunduğu Çan ilçesinde yapılacak. Faaliyete 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in yanı sıra bazı bakanlar, milletvekilleri ile çok sayıda yerli ve yabancı dâvetlinin katılacağı bildirildi.
|
23.07.2008
|
|
|
|