|
|
|
Ergenekon’da kritik hafta |
İSTANBUL Cumhuriyet Savcılığı Zekeriya Öz tarafından yürütülen Ergenekon soruşturması kritik bir haftaya giriyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından bilgisayar ortamında otomatik olarak yapılan tevzi işlemi sonucu 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne düşen Ergenekon soruşturmasına ilişkin, mahkemenin 15 günlük inceleme süresi 28 Temmuz Pazartesi günü doluyor. 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nin ağırlıklı olarak bu hafta içinde iddianameyi inceleyerek dâvâya ilişkin kararını vermesi bekleniyor. 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 15 günlük yasal süre içinde, 47’si tutuklu, 39’u tutuksuz toplam 86 şüpheli hakkında düzenlenen, 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan iddianameyi inceleyerek kabul ya da iade edebilecek.
|
21.07.2008
|
|
|
GEÇEN YILA GÖRE AÇILAN DÂVÂLAR ARTTI |
BİA Medya Gözlem Masasının 33 sayfalık Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Medya Gözlem Raporu, devlet odaklı hak ihlâllerini haberleştiren veya kınayan 79'ü gazeteci 194 kişinin 88 dâvâda yargılandığını gösteriyor. Geçen yıl aynı dönemde 132 kişi yargılanıyordu. TMK, TCK ve Atatürk'ü Koruma Kanunu ifade özgürlüğüne karşı kullanılmaya devam ediyor.
BAĞIMSIZ İnternet Ağı (BİA) Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Medya Gözlem Raporu’nu açıkladı. Türkiye’de son üç ayda ifade özgürlüğü alanında ihlâl ve baskılar arttı. Karikatürden, edebiyata, gazetecilikten, hitabete bütün ifade alanları ihlâl ve baskılardan paylarına düşeni aldı. Türkiye’nin ifade özgürlüğü karnesindeki tek teselli notu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) başvurularının azalması sonucunda tazminat ödemelerinde yaşanan düşüşler.
BİA Medya Gözlem Masası’nın 33 sayfalık Nisan-Mayıs-Haziran 2008 Medya Gözlem Raporu, hakkında görüş ifade eden ve devlet odaklı hak ihlâllerini haberleştiren veya kınayan 79’ü gazeteci 194 kişinin 88 dâvâda yargılandığını gösteriyor. Geçen yıl aynı dönemde 132 kişi yargılanıyordu.
264 kişinin durumunu ele alan Rapor ihlâlleri “saldırı ve tehdit”, “gözaltı ve tutuklamalar”, “dâvâ ve girişimler”, “düzenleme ve hak aramalar”, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi”, “Sansüre tepkiler” ve “RTÜK uygulamaları” başlıklarıyla sunuyor.
Terörle Mücadele Yasası (TMY), Türk Ceza Kanunu (TCK), Atatürk’ü Koruma Kanunu yoluyla ifade “suç” olmaya devam ediyor. 301’e getirilen “Adalet Bakanlığı izni” durumu değiştirmiyor. Belge Yayınları’ndan Ragıp Zarakolu ise “159’dan dâvâ açılırken izin alındığı” gerekçesiyle değişiklik de uygulanmayarak bin 400 YTL cezaya mahkûm edildi. Halen 9 dâvâ da Adalet Bakanlığı izni bekliyor. Kocaeli’nde Y. Y., otobüsteki sohbetten 301’lik oldu. 19’u gazeteci 46 kişi 301’den 20 dâvâ kapsamında yargılanıyor. Geçen yıl aynı dönemde 12 dâvâ görülüyordu. “Kin ve düşmanlığa tahrik” başlıklı TCK 216’dan 9 dâvâda 11 kişi yargılandı: Geçen yıl 5 dâvâ vardı. AKP’yi hicveden çizerimiz İbrahim Özdabak hapis talebiyle yargılanıyor. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), üç dâvâda Türkiye’yi 8 bin avro (yaklaşık 16 bin YTL) tazminata mahkûm etti. Geçen yıl aynı döneminde 25 kişi başvurmuş ve Türkiye 78 bin 250 avroya (140 bin 430 YTL) mahkûm olmuştu.
|
21.07.2008
|
|
|
Bu fırsat kaçmasın |
GAZETECİ-YAZAR Ömer Laçiner, Türkiye’nin siyasal kültürün ve geleneğin kırıldığı ya da en azından yol tercihi yapacağı tarihi günler geçirdiğini vurguladı.
Ömer Laçiner, Ergenekon olayı ile ilgili olarak, “Geldiğimiz noktada iş hükümete bırakılmayacak kadar ciddidir. Türkiye bir şans yakaladı bu olayla birlikte. Türkiye toplumu bu olayın nereye kadar gidebiliyorsa oraya kadar götürülebilmesi ancak bu toplumun içinden çıkacak bir inisiyatif ve irade sağlayabilir” dedi.
Türk toplumumun bilinç altında “Elinde silâh olanın yönetimde hakkı vardır” fikri ile hesaplaşması gerektiğini belirten Ömer laçiner, Mersin’de Üniversitelerarası Bilgi İletişim Topluluğu tarafından düzenlenen, “Demokrasiye Evet Darbeye Hayır” paneline katıldı. Laçiner, tarihin yapıldığı günlerde, insanların o anların çok tarihi olduğunu anlayamayabileceğini belirterek, “Tahmin ediyorum bu bölgenin ve Ortadoğu’nun tarihini yazacak olanlar şu günlerde Türkiye’de cereyan eden olayların tarihin dönüm noktası olduğunu söyleyeceklerdir. Bunu yaşayarak göreceğiz” dedi. Türkiye’de darbecilerin önce kendi elleriyle ortamı hazırladıklarına dikkat çeken Laçiner, “Türkiye, Ergenekon gibi olaylarla ilk defa karşılaşmıyor. Ordunun darbe ihtimali ile hiç karşılaşmıyor. Asırlardır Türkiye’de siyasî hayatın normal olduğu zamanlarda bile ordu darbe yapabilir ihtimali her zaman demoklesin kılıcı gibi tepemizde durup geldi” diye konuştu.
Siyasal iktidarın normal zamanlarda gayri resmî ortağı olarak herkesin zihninde “Askerlerle bu memleket yönetilir” diye bir şey olduğunu ve bunun toplumun siyasî kültüründe esas olduğunu ifade eden Laçiner, şunları kaydetti:
“1950’den beri bu ülkeyi yüzde 90 merkez sağ yönetti ama onlar askerlerle beraber yönetti bu ülkeyi. 1960 ve 1970’de bir takım sosyalistler ordunun aracılığı ile darbe yapmanın peşinde olabildiler. Bunu meşhur görebildiler zihinlerinde. O zamanın Türkiye’sinde ordunun eliyle yapılan her şey kötü değildir. Bizim tarafımızdan darbe yapılabilir denirdi. Ordunun Türk toplumunda siyasi hayata müdahale edebilmesi nereye nasıl müdahale edeceği şeklinde değerlendirilirdi. Buna siyasal ahlâk ve bilinç ile karşı çıkış yoktu. Bu sağda da solda da böyleydi. Demokrasi mücadelesi verirken herkes kendi zihninde elinde silâhlı güç olanın yönetimde ciddî hakkı vardır fikri ile hesaplaşmalıdır.” Tarihi bir zaman yaşandığını ve mevcut iktidarın iktidarını kaybetmemek için elinden geleni yapacağını belirten Laçiner, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Siyasetin oyunları hiç bilinmez, uzlaşabilir başka şeyler yapabilir. Merkez sağ geleneğinin devletle çatışmasının sınırları vardır. Her zaman bunun bilincindeyiz. Geldiğimiz noktada iş hükümete bırakılmayacak kadar ciddîdir. Türkiye bir şans yakaladı bu olayla birlikte. Türkiye toplumu bu olayın nereye kadar gidebiliyorsa oraya kadar götürülebilmesi ancak bu toplumun içinden çıkacak bir inisiyatif ve irade sağlayabilir. Türk toplumu özellikle kendisi ile hesaplaşarak özellikle bu güçle olan ilişkisini soruşturarak bunu aşağılamayı ve taviz vermemeyi öğrenerek, buna başvurmanın alçaklık olduğu bilincini geliştirebilirse, hem burada Susurluk’ta Ergenekon’da faaliyetleri ortaya çıkmış olan insanlara hak ettikleri cezanın verilmesini kolaylaştırmış oluruz.” Panele, Genç Siviller Derneği Başkanı Erkan Şen ve Dicle Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Mazhar Dağlı da katıldı.
|
/ MERSİN
21.07.2008
|
|
|
3 ay iş, 9 ay aş |
Tarlalarda çalışmak üzere Çukurova’ya gelen tarım işçileri kavurucu sıcağın altında 3 ay boyunca kazandıkları parayla memleketlerinde bir sonraki sezona kadar geçinmeye çalışıyor.
Ağırlıklı olarak, Şırnak, Siirt, Şanlıurfa ve Adıyaman gibi illerden Çukurova yöresine çalışmak üzere gelen tarım işçisi aileler, ilk iş olarak özellikle sulama kanalları yakınına barınacakları naylon ve üzeri sazlıkla kaplı çadırlar kuruyor. Genellikle akraba olan ailelerin bir arada bulundukları çadırlarda tuvaletsiz, banyosuz ve temiz içme suyundan yoksun olarak zor şartlarda hayat mücadelesi veren tarım işçileri, güneşin altında 50 dereceye ulaşan kavurucu sıcaklık ve bunaltan neme aldırmadan tarlalarda çapa ve hasat yapıyor. Sabahın erken saatlerinde kalkıp akşam gün batımına kadar günlük 15-17 YTL arasında değişen ücret karşılığında çalışan tarım işçileri, öğle yemeklerini de yine kendileri için iş ortamı olarak gördükleri tarlalarda römork gölgelerinde yiyor. Ürünlerin ekim ve hasat sürelerini dikkate alarak memleketlerinden her yıl aynı zorlu yolculuğa çıkan tarım işçileri, çalıştıkları sürede daha çok para biriktirip bir sonraki sezona kadar geçimlerini rahatça sürdürebilmek için genellikle aile bütünlüğünü bozmamaya özen gösteriyor.
ÇOCUKLARININ SAYISINI ŞAŞIRIYOR
Şanlıurfa’dan gelerek Adana’nın Karataş ilçesine bağlı Tuzla beldesi Karagöçer Köyü yakınlarında çadır kuran tarım işçilerinden 17 çocuk babası Abdullah Geldi, yörede 3 ay kaldıklarını ve birkaç gün sonra memleketlerine döneceklerini söyledi. ‘’Kaç çocuğunuz var?’’ sorusuna şaşıran ve yanlış cevap veren Geldi, aile fertlerinden 7’sinin tarlada çalıştığını, günlük 17 YTL olan gelirlerinin yaklaşık 120 YTL’yi bulduğunu söyledi. Geldi, ‘’Bunun bir bölümü beslenme masraflarımıza gidiyor. Aile kalabalık olduğu için haftada bir çuval un, bir kilo çay, 2 kiloya yakın şeker ve diğer bazı gıda malzemelerini tüketiyoruz. Bu da fazla para biriktirmemizi zorlaştırıyor. Burada kaldığımız sürede banyo ve tuvalet olmaması sıkıntımızı arttırıyor’’ dedi. Geldi, kazandıkları parayla eğer yapacak başka bir iş bulamazlar ise memleketlerinde gelecek sezona kadar idare etmek zorunda kaldıklarını ifade etti. Tarım işçilerinden Mahmut Çeçe de Adana’da kazandıkları parayla, gidecekleri Şanlıurfa’da geçinmeye çalıştıklarını söyledi.
AİLE BÜTÇESİNE KATKI VE ÇEYİZ GİDERİ
Adıyaman’ın Kâhta ilçesinden gelen ve biber hasadı yapan grup arasında bulunan Nursultan Bakır (19) da annesi, babası ve kardeşiyle birlikte çalıştığını söyledi.
Tarlada kazandığı 17 YTL’nin bazı günlerde 15 YTL’ye kadar düştüğünü belirten Bakır, ‘’Hem aile bütçesine katkıda bulunuyorum, hem de çeyiz parası biriktiriyorum. Hep birlikte çalışmazsak, para biriktirmemiz zor oluyor’’ diye konuştu.
|
/ ADANA
21.07.2008
|
|
|
Rektör adayları yarın belli oluyor |
Yükseköğretim (YÖK) Genel Kurulu’nun bugün ve yarın yapılacak toplantısında, 21 üniversitenin Cumhurbaşkanına sunulacak rektör adayları belirlenecek.
YÖK Genel Kurulu, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan başkanlığında bugün ve yarın toplanacak. Kurul üyeleri, görev süresi Ağustos ayında sona erecek 21 üniversitenin rektör adaylarından Cumhurbaşkanlığına sunulmak üzere 3 isim belirlemek için bir araya gelecek. Kurulda, her üniversitenin aday adayları arasından 3’er isim seçilecek ve Cumhurbaşkanlığına sunulacak.
Cumhurbaşkanı da 3 aday arasından birini rektör atayacak. YÖK Genel Kurulu, daha önce toplanarak her üniversitenin belirlediği 6 aday olduğu için 21 üniversiteden toplam 126 adayı mülakata almıştı. Rektör adaylarının belirleneceği 21 üniversite şunlar: Akdeniz Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Cumhuriyet Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi, Dicle Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Erciyes, Üniversitesi, Fırat Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Gaziantep, Üniversitesi, İnönü Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Orta Doğu, Teknik Üniversitesi, Trakya Üniversitesi, Uludağ Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Soylu: Herşey açığa çıkarılsın |
DEMOKRAT Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ‘’Karanlık hiçbir iş, töhmet altında bırakılan hiçbir olay, Türkiye’nin aydınlık yarınlarına katkıda bulunmaz, her şey açığa çıkarılmalıdır’’ dedi.
Genel Başkan Soylu, 19 Mayıs ilçesi belediye başkanı Yılmaz Erel tarafından kendisi için verilen yemeğe katılarak, partililerle bir araya geldi. Soylu, yemekte yaptığı açıklamada, Türkiye’nin Ergenekon Soruşturması ve AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili çok önemli bir süreç yaşadığına işaret etti. ‘’Anlaşılıyor ki son bir ay içerisinde Türkiye’de kapatma davasıyla ilgili ciddi sonuçlar alınacaktır’’ diyen Soylu, DP’nin bu konudaki tavrını aylardan beri net olarak ortaya koyduğunu ifade etti. Türkiye’de bir siyasi partinin kapatılmasının Türk siyaseti ve demokrasi açısından bir ‘’yarık’’ ortaya çıkaracağını söyleyen Soylu, şöyle konuştu:’’Ergenekon davasında da davayı baskı altında tutmayı veya çeşitli yöntemlerle bu davayı kapatma davası ve Ergenekon davası arasında bir pazarlık malzemesi olarak görmeyi ve göstermeyi aslında hukuk açısından da Türkiye’nin geleceğinin aydınlığı açısından da endişeyle takip ediyoruz. Savcılar, hakimler rahat bırakılmalıdır. Darbeyle ilintisi en ufak şekilde ortaya konulacak iddianameyi hep beraber ayrıntılarıyla görebilme, inceleyebilme fırsatını yakaladıktan sonra bir şey söyleyebiliriz. Burada da hukuk sonuna kadar bu işle ilgili iğne ucu kadar açıklık görüyorsa bunun üzerine sonuna kadar gitmelidir. Bu davanın gidişatını Adalet ve Kalkınma Partisi kendi iktidarcılık anlayışı için şekillendirirse bu Türkiye için yanlış olur.’’ Soylu, Türkiye’de ortada görünmeyen bir konu olduğunu ifade ederek, TBMM iradesine AKPhükümeti zamanında bir darbe girişimi söz konusu olduğunun çeşitli belge ve kaynaklarla öne sürüldüğünü belirtti. TBMM’nin Türkiye’nin en kutsal çatısı olduğunu vurgulayan Soylu, ‘’Bu kutsal çatıya karşı böyle bir girişim ortaya konulmuş ve TBMM bu konuda hala eli kolu bağlı bir şekilde kendini savunabilecek mekanizmaları harekete geçirememişse bu büyük bir eksikliktir, demokrasi adına, hukukun üstünlüğü adına bir eksikliktir’’ diye konuştu.
|
/ SAMSUN
21.07.2008
|
|
|
Havayolu şirketlerine uçakta fatura uyarısı |
ULAŞTIRMA Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), havayolu işletmelerine gönderdiği yazıda, uçuş sırasında yolculara ücretli verilen ikramlar karşılığında fatura verilmesini istedi.
SHGM yetkililerinden edindiği bilgiye göre, genel müdürlükten, yolcu taşımacılığı yapan havayolu şirketlerine bir uyarı yazısı gönderildi. Yazıda, bakanlığın ‘’Bölgesel Havacılık Projesi’’ kapsamında başlattığı çalışmalarla ucuz maliyetli uçuşların yaygın hale geldiği belirtilerek, proje kapsamında havayolu taşıyıcılarının daha etkin ve verimli çalışabilmesi için bakanlığın ‘’sürekli projeler geliştirdiği, tedbirler aldığı ve kesintisiz destek verdiği’’ ifade edildi.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Diplomadan sonraki eğitim de kayıt altında |
TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK), Avrupa Birliğine (AB) uyum çerçevesinde ilk kez yetişkin eğitiminin profilini ortaya koyacak.
Araştırmayla 18 yaş üstü grubun eğitim faaliyetlerine katılım oranları ve yaşadıkları sıkıntılar belirlenecek. Alınan bilgiye göre, Türkiye genelinde örnekleme yöntemiyle yürütülen ‘’yetişkin eğitimi araştırması’’ ile yetişkin eğitimine katılım oranları belirlenecek. Eğitime katılan ve katılmayan bireylerin sosyo-ekonomik ve demografik yapısının ortaya konulacağı çalışma çerçevesinde, işverenin yetişkin eğitimi faaliyetleri sürecindeki konumu ve eğitim almak istediği halde alamayan bireylerin önündeki engeller de tesbit edilecek. Araştırmanın anket aşaması, 2007 Kasım ayında 18 yaş ve üstü 39 bin kişiye yönelik olarak tamamlandı. Analiz süreci devam eden çalışmanın yıl sonuna kadar açıklanması planlanıyor.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Güler: Su akarken biz bakmayacağız |
Enerjı ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, ‘’Su akarken biz bakmayacağız. ‘Su akar Türk bakar’ sözünü, ‘Su akar Türk yapar’ sözüne dönüştürüyoruz’’ dedi.
Sivas’taki temaslarının ardından Ordu’ya gitmek üzere şehirden ayrılan ve geceyi güzergâhtaki Tokat Öğretmenevi’nde geçiren Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, buradan çıkışında gazetecilerin sorularını cevapladı. Tokat Valisi Recai Akyel ile birlikte ilin sorunlarını ve yapılan çalışmaları görüşme fırsatı bulduklarını söyleyen Bakan Güler, şehre daha sonra yapacağı ziyarette bu konuları daha geniş bir şekilde görüşme fırsatı bulacaklarını belirtti. Bir basın mensubunun ‘’Erbaa HES Projesi’ne Erbaa ve Niksar ziraat odalarının tavrı olduğunu, bu konudaki görüşlerini’’ sorması üzerine Bakan Güler, şunları söyledi: ’’Bu bahsettiğimiz enerji türü yenilenebilirdir. Bu herhangi bir çevreye zararı olmayan yatırımdır. Dolayısıyla buna yapılan tepkinin nedeni ya bilinmemesi ya da öğrenilmemesidir. Bunun ne kadar faydalı olduğunu ve çevreye zarar vermeyeceğini izah ederiz. Çünkü enerjiye de ihtiyacımız var. Üstelik çevre dostu olduğu için etrafı kirletmiyor. Su akarken biz bakmayacağız. ‘Su akar Türk bakar’ sözünü, ‘Su akar Türk yapar’ sözüne dönüştürüyoruz. Orası da çok gür akan bir kaynağımız. Bu sular boşa akıyordu önceden.’’
|
/ TOKAT
21.07.2008
|
|
|
Oğul Denktaş’tan Erdoğan’a kornalı tepki |
BAŞBAKAN Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan onuruna Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’nin önceki akşam verdiği yemekte ilginç bir protesto yaşandı.
KKTC eski Başbakan Yardımcısı ve DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Başbakan Erdoğan’a korna çalarak tepki gösterdi. Başbakan Erdoğan’ın yemek dâvetinin yapıldığı yere gelişinde KKTC polisi, güvenlik tedbiri alarak, caddeyi kısa süre trafiğe kapattı. Bu sırada aynı cadde üzerindeki evine gitmek için gelen KKTC eski Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, trafiğin kapatılmasına tepki gösterdi. KKTC eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın oğlu Serdar Denktaş, kısa bir süre önce koalisyon hükümetinden ayrılmıştı. Denktaş, “Başbakansa Başbakan kardeşim; yolu niye kapatıyorsunuz. Evimize nasıl gideceğiz?” diye tepki gösterdi. Denktaş daha sonra Erdoğan ve beraberindeki heyetin caddeye girişi sırasında kendi kullandığı aracının kornasına basarak, uzaklaştı. Denktaş’ın tavrı, Kıbrıs’ta tepki çekti.
|
/ LEFKOŞA
21.07.2008
|
|
|
Türkiye demokrasi sınavında |
‘’ORTAK Akıl Hareketi’’nin ‘’Demokrasiye Saygı ve Yeni Anayasa’’ adı verilen mitinglerinin üçüncüsü Bursa’da yapıldı. Fomara Meydanı’nda gerçekleştirilen mitingde konuşan Hak İş Genel Başkanı Salim Uslu, son günlerde Türkiye’de çok hızlı ve önemli gelişmelerin olduğunu bildirdi.
Türkiye’nin tarih yazdığını, bir eşik atladığını ve safralarını attığını belirten Uslu, ‘’Demokratik bir hukuk devleti olmanın gereklerini yerine getiriyor. Dokunulmaz zannedilenlere dokunuyor. Bizlere dayatılan yapay gerilim ve gündemlerin kodları da bir bir çözülüyor’’ dedi.
Uslu, ‘’Ergenekon soruşturmasının bombalar ve cesetler üzerinden, parti kapatma davasının ise niyetler üzerinden yürütüldüğünü’’ iddia ederek, ‘’Yaşadıklarımız, gördüklerimiz Türkiye’nin demokrasi sınavıdır. Halk, aklının ve vicdanının kabul etmediği hukuk dışı olaylara karşı tepkisini ortaya koyuyor’’ diye konuştu.
Memur Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu da 299 sivil toplum kuruluşu tarafından oluşturulan ‘’Ortak Akıl Hareketi’’nin Samsun ve Malatya’dan sonra üçüncü mitingini Bursa’ya gerçekleştirdiğini bildirdi.
Türk milletinin ülkede yaşanan zor günlerde varlığını ortaya koyduğunu, vatanına, hürriyetine, bağımsızlığına, iradesine yönelik içerden ve dışardan her türlü zorbalığı defettiğini anlatan Gündoğdu, tarihin hiç bir döneminde bunun istisnasının da olmadığını kaydetti.
Gündoğdu, son dönemlerde yaşanan olumsuzluklara dur demek için ‘’Ortak Akıl Hareketi’’ oluştuğunu belirterek, şöyle konuştu: ’’Biz, bu ortak aklın, süregelen ezberi bozacağına inanıyoruz, ülkemizin önünü açacağına inanıyoruz. Bu sesi duymamış gibi hareket edenler, ya da çamur atmaya kalkanlar, milletin ortak aklının karşısında duramayacaklardır. Ortak akıl, milletin önünü aydınlatmanın adıdır. Geleceğe güvendir. Güven duygusunu toplumun merkezine yerleştirmektir. Toplumun sosyal sermayesidir. Ortak akıl, Türkiye’nin sağ duyusudur. Milletimizin sesidir, vicdanıdır.’’
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Başkanı Necati Ceylan, eski Millî Eğitim Bakanı Hasan Celal Güzel, ‘’Genç Siviller’’den Neslihan Demir ile ‘’Ortak Akıl Hareketi’’ Genel Koordinatörü Ayhan Ogan da mitingde birer konuşma yaptı.
Vatandaşların zaman zaman ‘’Kayıt yok şart yok, egemenlik milletin’’,
‘’Dur de, dur de, darbelere dur de’’, ‘’Zulme karşı direneceğiz’’, ‘’Millî irade engellenemez’’ sloganları attıkları miting olaysız sona erdi.
|
/ BURSA
21.07.2008
|
|
|
Başbakan Erdoğan: Eşit ortaklıktan vazgeçilemez |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kıbrıs’ta kapsamlı çözümün adadaki gerçekler temelinde mümkün olabileceğini belirterek, ‘’Kimse ama hiç kimse Kıbrıs Türk halkının kendi yönetiminden, eşit statü ve eşit ortaklıktan vazgeçmesini ve azınlık olarak yaşamasını kabul etmesini beklemesin’’ dedi.
Hiç kimsenin boş hayaller kurup bu parametreleri değiştirme gayretkeşliği sergilememesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, kapsamlı çözümün Kıbrıs Türk halkı ve KKTC’nin kurucu ve eşit olarak yer alacağı yeni bir ortaklıkla mümkün olacağını söyledi. Barış ve Özgürlük Harekatı’nın 34. yıl dönümü dolayısıyla Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende konuşan Başbakan Erdoğan, anavatandaki 70 milyon Türkün gözünün, kulağının, yüreğinin her an Kıbrıs’ta olduğunu belirterek yavru vatana sevgi ve selâm getirdiğini bildirdi. Bütün dünyaya bir kez daha ‘’1974 Barış Harekâtı’nın Kıbrıs Türkünün soykırıma uğramasını engellediğini ilân etmek istediğini’’ belirten Erdoğan, ‘’Barış Harekâtı, toplu mezarlarda ağıt yakan Kıbrıs Türkünün kaderini değiştirmiştir. Barış Harekâtı, anavatanın, Kıbrıs Türkünü sonsuza kadar koruma azim ve kararlığını bir kez daha dünyaya duyurmuştur’’ dedi. Erdoğan, Barış Harekatı’nın 1974 öncesindeki sıkıntılı günlerin bir daha yaşanmasına asla müsaade edilmeyeceğinin teminatı olduğunu ifade etti. Başbakan Erdoğan, Rum tarafının yıllardır uzlaşmaz siyasetinin bedelinin Kıbrıs Türkü’ne ödetilmesinin ciddî bir çelişki, büyük bir haksızlık olduğunu belirterek, ‘’Barış ve uzlaşı isteyen tarafa kısıtlama uygulanmasının hiçbir meşruiyeti yoktur, olamaz’’ dedi.
|
/ LEFKOŞA
21.07.2008
|
|
|
Yargı kararlarına her siyasetçi saygı duymalı |
CHP Gaziantep Milletvekili Yaşar Ağyüz, Ergenekon davasında, olayın içerisinde ciddiyeti olan soruşturulması gereken konuların zaman kaybedilmeden yargıya intikal ettirilmesi ve yargı kararlarına da her siyasetçinin saygı duyması gerektiğini ifade etti.
Ağyüz, “Ancak dava uzadıkça, ilgili ilgisiz kişilerin bu davaya dahil edilmeleri hem bizi, hem de CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı rahatsız etti” diye konuştu. Mustafa Balbay, Sinan Aygün, bir sivil toplum örgütü başkanı ve emekli paşaların olayın son aşamalarında bu davanın içerisine dahil edilmelerinin davayı anlamsız bir şekilde genişletildiği imajını verdiğini savunan Ağyüz, “Biz CHP olarak, bu tür olayın sonuna kadar açıklığa kavuşması için yargının gitmesinden yanayız. Ama toplumu büyük ölçüde rahatsız etmeden, bu davayı bir baskı aracı olarak kullanmadan. İşine gelmediği, kafasına yatmadığı zaman ilgili ilgisiz kişileri olayın içerisine katarak tehdit aracı olarak kullanmak ne hukuk devletine yakışır, ne de hukuk devletini temsil eden yargıya ve hükümete yakışır” şeklinde konuştu.
|
/ GAZİANTEP
21.07.2008
|
|
|
Gül: Kıbrıs'ta iki halk, iki devlet var |
CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, ‘’Kıbrıs’ta siyasî açıdan birbirine eşit iki halk, iki demokrasi ve iki devlet mevcuttur.
Kıbrıs’ta barış ve huzurun teminatı, Ada’daki mevcut gerçeklere dayanacak bir çözümdür. Türkiye garantör ülke olarak Kıbrıs’ta yeni bir ortaklık kurulması hedefini paylaşmaktadır’’ dedi. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Gül, Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 34. yılı dolayısıyla KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’a Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen aracılığıyla bir mektup gönderdi. Kıbrıs Türkü’nü barış ve özgürlüğe kavuşturan 20 Temmuz 1974 Barış Harekâtı’nın 34’üncü yılında, Kıbrıs Türk Halkı’nın Barış ve Özgürlük Bayramı’nı kutlayan Gül, mektubunda şunları kaydetti: ’’Kıbrıs Türk halkı, Ada’ya huzur ve istikrar getiren Barış Harekâtı’ndan bu yana özgürce yaşama konusundaki kararlılığını dünyaya kanıtlamıştır. Kıbrıs Türkü, demokratik sistemi, çoğulcu yapısı ve çağdaş kurumlarıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti çatısı altında geleceğe güvenle yürümektedir. Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her alanda daha da ilerlemesi için gereken çabayı göstermeye aynı kararlılıkla devam edecektir. Kıbrıs’ta siyasi açıdan birbirine eşit iki halk, iki demokrasi ve iki devlet mevcuttur. Kıbrıs’ta barış ve huzurun teminatı, Ada’daki mevcut gerçeklere dayanacak bir çözümdür.’’
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Bakoyanni: Kıbrıs'ta, bugünkü durum değişmeli |
YUNANİSTAN Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni, Kıbrıs’ta Türklerin ve Rumların AB üyeliğinden faydalanması için “adadaki bugünkü durumun değişmesi gerektiğini” belirtti.
Bakoyanni, Kıbrıs Barış Harekâtının 34. yıldönümü vesilesiyle yaptığı yazılı açıklamada, “Kıbrıs’ta bugünkü durumun, BM kararları ve AB müktesebatı temelinde adil, kalıcı ve işler bir çözümle sona erdirilmesinin bir ihtiyaç olduğunu” kaydetti. Açıklamasında, “adada tek egemenlik altında, tek uyruklu ve uluslar arası alanda tek kimlikle temsil edilecek, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon getirecek bir çözüm bulunmasının ihtiyaç olduğunu” vurgulayan Bakoyanni, “Kıbrıs Rum yönetiminin bu yöndeki çabalarının Yunanistan tarafından tam destek göreceğini” belirtti.
|
/ ATİNA
21.07.2008
|
|
|
Avusturyalı turist, Müslüman oldu |
AVUSTURYALI turist, gezmek için geldiği Sakarya’nın Karasu ilçesinde Müslüman oldu.
Törende, Karasu Müftüsü Aşır Durgun tarafından, Josef Farka’ya İslâm dini hakkında bilgiler verildi. Ardından şahitler Hilmi Malatyalı, Ahmet Atasoy ve müftü huzurunda Kelime-i Şehadet getiren Farka, Müslüman oldu ve Yusuf ismini aldı. Farka’ya İhtida Belgesinin yanı sıra Kur'ân-ı Kerim hediye edildi. Karasu Müftülüğüne Müslüman olmak için başvurduğunu belirten Farka, Avusturya’da yaşayan bir Türk kızıyla evleneceğini söyledi. ’’Sevdiğiniz kızın isteği doğrultusunda mı İslâmiyet’i seçtiniz’’ sorusuna Farka, ‘’Hayır, araştırdım, bilgi edindim ve gönül rızamla Müslüman oldum’’ dedi.
|
/ SAKARYA
21.07.2008
|
|
|
Baş ağrısı deyip geçmeyin |
SIKÇA şikâyet edilen rahatsızlıklar arasında yer alan baş ağrısının, ölümle sonuçlanabilecek rahatsızlıkların habercisi olabileceği bildirildi.
Klinik Farmakoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cankat Tulunay, yaptığı açıklamada, araştırmaya göre, Türkiye’de her 100 kişiden 94’ünün hayatları boyunca en az bir kez baş ağrısı sıkıntısı çektiğini söyledi. Sıkça rastlanan ve zaman zaman günlük hayatı bile çekilmez hale getiren baş ağrısının yeterince önemsenmediğini ifade eden Tulunay, en sık yaşanan ağrılar arasında yer alan baş ağrısının ölümle sonuçlanan rahatsızlıkların habercisi olabileceğini kaydetti. Tulunay, ‘’Baş ağrısı Türk insanının en çok şikâyet ettiği ağrıların başında yer alıyor. Ama sıkça rastlanıldığı için genelde önemsenmiyor ve çekilmez ağrılar yaşanana kadar doktora başvurulmuyor’’ dedi.
|
/ MERSİN
21.07.2008
|
|
|
Horoz dövüşü yaptıran 60 kişi gözaltına alındı |
Kağıthane’de horoz dövüşü üzerinden bahis oynadıkları öne sürülen 60 kişi gözaltına alındı.
Seyrantepe Yıldız Sokak’taki bir binanın birinci katında ‘’horoz dövüştürüldüğü ve bahis oynandığı’’ ihbarını alan Kâğıthane İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekipleri, söz konusu adrese operasyon düzenledi. Yapılan operasyonda, bina içinde özel olarak oluşturulan bölümde ‘’horoz dövüştürüp, bahis oynadığı veya dövüşleri izlediği’’ gerekçesiyle gözaltına alınan 60 kişi polis merkezine götürüldü. Mekân sahibinin de aralarında bulunduğu bu kişilerden bazıları, gözaltına alındıkları sırada kendilerini görüntülemeye çalışan basın mensuplarına, ‘’Horoz dövüştürmenin bir hobi olduğunu’’ savundular. Bu arada, operasyon sırasında el konulan ve bazıları dövüşlerde yaralanan kalan 25 horozun, İstanbul Büyükşehir Belediyesi veterinerlerince yapılacak tedavilerinin ardından koruma altına alınacağı belirtildi.
|
/ İSTANBUL
21.07.2008
|
|
|
Kırkağaç’ta ishal salgını |
Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde, kusma ve ishal şikâyetiyle 310 çocuk hastaneye kaldırıldı.
Alınan bilgiye göre, olay sebebiyle Devlet Hastanesi’nde görevli bütün doktor ve hemşireler ile Akhisar ve Soma’dan 112 Acil Servis personeli takviye için Kırkağaç’a gelerek çalışmalara başladıkları belirtildi. Bu arada, Belediye hoparlöründen de vatandaşlara su içmemeleri yönünde sık sık anons yapıldı. Kırkağaç Kaymakamı Aykut Pekmez, yaptığı açıklamada, ‘’Şu anda hastaneye getirilen çocuklardan hayatî tehlikesi olan bulunmuyor. Her şey kontrol altında. Gerekli tedaviler sürdürülüyor’’ dedi.
Kırkağaç Devlet Hastanesi’nde kusma ve ishal şikâyetiyle gelen çocukların 0-15 yaş arasında oldukları belirtildi. Çocukların yakınları, Aksu mevkiindeki içme suyu hattında yapılan çalışmalar sebebiyle iki gündür suların kesik olduğunu, çocuklardaki şikâyetlerin sular geldikten sonra ortaya çıktığını ileri sürdü.
|
/ KIRKAĞAÇ
21.07.2008
|
|
|
Kösedağ Savaşı şehitleri anıldı |
Kösedağ Savaşı şehitleri, Sivas’ın Suşehri ilçesinde düzenlenen faaliyetle anıldı.
Anadolu Selçuklular ile Moğollar arasında 1243 yılında yapılan Kösedağ Savaşı’nda şehit düşenler, savaşın yapıldığı Suşehri’ndeki 2 bin 812 rakımlı Kösedağ’ın zirvesinde düzenlenen ‘’Köse Süleyman Etkinlikleri’’ ile anıldı. Suşehri Kaymakamı Abdullah Demir, Belediye Başkanı Şaban Coşkun, Çataloluk Belediye Başkanı Ercan Güleç, Suşehri Kültür ve Dayanışma Dernek Başkanı Celal Deniz, daire müdürleri ve vatandaşların katıldığı faaliyette, şehit düşen Selçuklu komutanlarından biri olan Köse Süleyman’ın dağın zirvesindeki türbesi önünde şehitler için duâ okundu. Dağın eteklerindeki Sakaröküz ve Çataloluk Yaylalarında da vatandaşlar, şehitler için kurban kesti, katılımcılara pilav ikram edildi. Faaliyetin ardından vatandaşlar, bölgedeki yaylalarda piknik yaptı.
|
/ SİVAS
21.07.2008
|
|
|
Obruk Şelâlesi kurudu |
Adana’nın Saimbeyli ilçesinde bulunan, Seyhan Nehri’nin bir kolu olan ve Göksu’ya dökülen Obruk Şelâlesi, su seviyesindeki düşüklük sebebiyle kurudu.
Saimbeyli ilçesinde bulunan ve Adana Orman Bölge Müdürlüğü tarafından düzenlemesi yeniden yapılarak geçen yıl hizmete açılan Obruk Dinlenme Tesisleri’ndeki şelâleden akan suyun tamamına yakını kurumuş durumda. Çam ve çınar ağaçlarının gölgelediği kayalardan akarak, tesislere gelenlerin gözlerine hitap eden şelâlede su seviyesinin düşmesi ziyaretçileri de üzüyor. Saimbeyli Orman İşletme Müdürlüğü yetkilileri, mesire yeri olarak düzenlenen bölgenin çok sayıda ziyaretçinin ilgi odağı olduğunu, ancak son bir kaç yıldır şelâlenin yaz aylarında kuruduğunu bildirdi.
|
/ ADANA
21.07.2008
|
|
|
Bingöl’de mezraya baskın: 4 ölü, 7 yaralı |
Bingöl’ün Genç ilçesi kırsalında bir mezraya düzenlenen baskında, kurşuna dizilen vatandaşlardan 4’ü öldü, 7’si yaralandı.
İlk belirlemelerde, baskını PKK terör örgütü üyelerinin düzenlediği bildirilirken, Bingöl Valisi İrfan Balkanlıoğlu, olayın kan dâvâsı olabileceği ihtimali üzerinde de durulduğunu belirtti. Edinilen bilgiye göre, Bingöl’ün Genç ilçesi Hasankaya mezrasına önceki gün saat 19.30 sularında baskın düzenlendiği bildirildi. Baskında, kurşuna dizilen vatandaşlardan Şefik, Aziz, Abdulhakim Ak isimli akrabalar ile Fikret Bayram’ın öldüğü öğrenildi. Ağır yaralanan Nihat, Yakup, Hamit, Fehmi ve Ayşe Ak ile Mehmed Ali Meral, Yasin Saydam Genç Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalenin ardından Bingöl Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
|
/ BİNGÖL
21.07.2008
|
|
|
Cezaevinde “otel” hizmeti |
HATAY’IN Kırıkhan ilçesinde bulunan açık cezaevinde oluşturulan misafirhanede şehre gelen kamu görevlileri ve yerli turistlere hizmet veriliyor.
Kırıkhan Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Yusuf Altun, yaptığı açıklamada, 106 hükümlünün bulunduğu cezaevinde, tekstilden marangozluğa, tel örgü yapımından şehre gelen konukların ağırlamasına kadar her türlü hizmeti verdiklerini söyledi. Hükümlülerin topluma farklı birer birey olarak yeniden kazandırılması için çaba gösterdiklerini belirten Altun, bu konuda önemli başarılara imza attıklarını ifade etti. Hükümlülerle el ele vererek, cezaevini adeta fabrikaya dönüştürmeye kararlı olduklarını belirten Altun, “Biz diğer cezaevlerinde de verilen bu kursların yanı sıra, bir farklılık göstermek istedik. Bunun için cezaevi bünyesinde misafirhane oluşturduk’’ dedi. Kırıkhan’da Öğretmenevi dışında konaklanacak çok fazla mekân bulunmadığını ifade eden Altun, şehre gelen yerli ve yabancı turistlerin bu sıkıntısının giderilmesi için cezaevinin bahçesinde yapılan yeni binada üç oda ve bir mutfaktan oluşan, içerisinde banyo ve tuvaletin yanı sıra televizyondan klimaya kadar her türlü ayrıntının düşünüldüğü misafirhane oluşturduklarını kaydetti.
|
/ HATAY
21.07.2008
|
|
|
Türk Bilim Teknolojisinin kalbi Uşak’ta atacak |
Türk Bilim Tarihi Kurumu Derneği tarafından ilki 2001 yılında İstanbul Teknik, ikincisi 2006 yılında Süleyman Demirel Üniversitelerinde düzenlenen Türk Bilim ve Teknoloji Tarihi Kongresinin üçüncüsü, 30-31 Ekim 2008 tarihlerinde Uşak Üniversitesinde yapılacak.
Uşak Üniversitesi Rektörlüğünün de katkı sağlayacağı kongre, ‘Bilgiden Hayata’ başlığı altında gerçekleştirilecek. Kongrede, Türk bilim teknolojisi, sanayinin tarihi ve bugünkü durumu ile dünyadaki son gelişmeler değerlendirilecek. Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Şişman, faaliyetle bilim ve teknoloji tarihçilerinin yanında, Türk teknolojisi ile ilgilenen mühendislik, arkeoloji, antropoloji, felsefe, askerî alanlarda uzman bilim adamları ve araştırmacıların bir araya toplanacağını söyledi. Prof. Dr. Şişman, kongreye Türk bilim tarihin çok önemli isimlerinin katılacağını sözlerine ekledi.
|
/ UŞAK
21.07.2008
|
|
|
“Gönül Köprüsü’’ öğrencileri uzay kampını gezdi |
MİLLÎ Eğitim Bakanlığının yürüttüğü ‘’Gönül Köprüsü Projesi’’ kapsamında Erzurum, Van ve Kırıkkale’den İzmir’e gelen öğrenciler, Gaziemir ilçesindeki Ege Serbest Bölgesi AŞ’deki (ESBAŞ) Uzay Kampı Türkiye’yi gezdi.
Uzay Kampı Türkiye Pazarlama ve Halkla İlişkiler Yöneticisi Melda Güner, gazetecilere yaptığı açıklamada, Gaziemir Millî Eğitim Müdürlüğü ile yürüttükleri ortak çalışmada, uygulamalı eğitimle bireysel gelişime katkı sağlayan Uzay Kampı Türkiye’nin kapılarını gruplara açtıklarını bildirdi. Gönül Köprüsü Projesi kapsamında Erzurum, Kırıkkale ve Van’dan gelen öğrencilerin Türkiye’nin tek uzay kampında olmanın ayrıcalığını yaşadıklarını kaydeden Güner, ‘’Hayal edebildiklerini görme heyecanını tattılar. Salonda yetkililer tarafından verilen ön bilgilerle karşılanıp detay bilgiler ve görsel bir ziyafetle uğurlandılar’’ dedi. Güner, öğrencilerin, kamp yöneticilerine özellikle uzay araçları ve uzaydaki hayat şartlarıyla ilgili sorular yönelttiklerini ifade etti.
|
/ İZMİR
21.07.2008
|
|
|
Elektronik haberleşmeye tehdit önlenecek |
Telekomünikasyon Kurumu, elektronik haberleşmeye ilişkin tehditlerin önlenmesine yönelik yönetmelik hazırladı.
Resmî Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren yönetmelik, işletmecilerin, fiziksel alan güvenliği, veri güvenliği, donanım-yazılım güvenliği ve güvenilirliği ile personel güvenilirliğinin sağlanması için tehditlerden ve zafiyetlerden kaynaklanan risklerin bertaraf edilmesi veya azaltılmasına ilişkin olarak alacakları tedbirlere yönelik usul ve esasları kapsıyor. Yönetmelik ile getirilen yenilikler arasında, işletmecilerin yılda en az bir kez tarafsız kuruluşlara risk analizi yaptırmaları ve her yıl elektronik haberleşme güvenliğine ilişkin bir rapor hazırlayarak bunu Telekomünikasyon Kurumu’na göndermeleri de bulunuyor. Yönetmelik ihlâli durumunda Telekomünikasyon Kurumu tarafından ihlâlde bulunan işletmecilere idarî para cezası verilebilecek.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Huzurevinde meyve-sebze yetiştiriyorlar |
YOZGAT'IN Esenli Beldesindeki Bilal Şahin Huzurevi’nde kalan yaşlılar, 3 dönümlük bahçede sebze ve meyve yetiştirerek hem boş zamanlarını değerlendiriyor, hem de yetiştirdikleri ürünlerle besleniyor.
İş adamı Bilal Şahin tarafından yaptırılan huzurevinde kalan 27 yaşlı, Yozgat Valiliği ve Tarım İl Müdürlüğünün desteği ile 3 dönümlük bahçeye diktikleri meyve ve sebzeleri yetiştiriyor. Boş zamanlarını bahçede değerlendiren yaşlılar, aynı zamanda kendi yetiştirdikleri meyve sebzeyi yemenin zevkini yaşıyor. Huzurevine gelmeden önce çiftçilik yaparak geçimini temin ettiğini belirten 70 yaşındaki Nadir Susam, bilgisiyle diğer yaşlılara bu konuda öncülük ediyor. ‘’Toprakla uğraşmak, sağlıklı ürünler yetiştirmek bizleri dinç bırakıyor, kendi yetiştirdiklerimizi kendimiz tüketiyoruz’’ diyen Susam, bahçede yetiştirdikleri meyvelerin fazlasını da kuruttuklarını söyledi.
|
21.07.2008
|
|
|
Minik köy, devlere savaş açtı |
Kivalina, Alaska’da, tam Bering Boğazı’nın kıyısında yer alan ABD’ye bağlı minicik bir köy. 55 tane ahşap evden oluşuyor.
Köyde sadece 400 kişi yaşıyor. Fakat bu 400 kişi dünyanın gündemine oturan bir dâvânın kahramanı oldular. Kivalınalılar, küresel ısınma sonucu denize karışan köylerinin hesabını sormak için ABD’nin dev enerji şirketlerinin karşısına geçtiler. Aralarında Exxon Mobil, BP America, Conocco Philips ve American Electric Power’ın da bulunduğu 24 şirkete, küresel ısınmaya sebep oldukları gerekçesiyle dâvâ açan köylüler, bu şirketlerden, iklim değişikliğinin Kivalina’ya verdiği 400 milyon dolarlık zararın ödenmesini istiyorlar.
Küresel ısınma sonucu kutuba yakın bölgelerde buzlanmanın daha geç başlaması, Kivalina için kötü günlerin başlangıcı oldu. Çünkü Kivalina’yı her kış ve sonbaharda fırtınalara karşı koruyan buz tabakası oluşmamaya başladı. Şiddetli dalgaların, toprak erozyonuna sebep olmasına engel olan buz kütleleri olmayınca, Kivalina dalgalara karşı korunmasız kaldı. Şiddetlenen fırtınalar, aşırı dalgalanma ve buzların olmaması bu küçük köyde hızlı bir toprak erozyonu gerçekleşmesine sebep oldu. Birkaç senenin içinde, 55 haneli köyün evleri denizin içinde kalıp, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Köyde yeni bir ev yapacak kara parçası kalmadı.
|
21.07.2008
|
|
|
Yıldızların Altında Gökbilim Kampı |
Türkiye’nin dört yanından gelen astronomi meraklılarını buluşturan ‘’Yıldızların Altında Gökbilim Kampı’’ Uludağ’da başladı.
Uludağ Üniversitesi (UÜ) - Bursa’nın merkez Nilüfer Belediyesi işbirliğiyle, TÜBİTAK’ın desteğiyle Ulukardeşler Otel’de başlayan ve 12 gün sürecek ücretsiz kampa, üniversite lisans ve lisanüstü öğrencileri, öğretmenler ve araştırma görevlilerinden oluşan 30 kişi katılıyor. Katılımcılara gökyüzüne farkındalık ve evrensel duyarlılık kazandıracak kampın açılışında konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kamp süresince, uzman bir kadro tarafından belirlenen konuların, katılımcı, sorgulayıcı bir yaklaşımla yıldızların altında uygulamalı olarak tartışılacağını bildirdi.
|
/ BURSA
21.07.2008
|
|
|
İngiliz turistler Türkiye’yi sevdi |
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Ahmet Barut, İngiltere’den Türkiye’ye beklenenin üzerinde turist akışı olduğunu söyledi.
TÜROFED Başkanı Ahmet Barut, yaptığı açıklamada, Türkiye’ye bu yıl gelen İngiliz turist sayısında artış olduğunu bildirdi. İngiltere’den turist akışının ‘’beklenenin üzerinde’’ olduğunu belirten Barut, ‘’İngilizlerin Türkiye’ye ilgisi Avrupa’nın İngilizler için artık daha pahalı olmasından kaynaklanıyor. Poundun avro karşısında değer kaybetmesi, Türk turizmine yaradı’’ dedi.
|
/ ANTALYA
21.07.2008
|
|
|
|