|
|
|
AB, esnafa da yeni kapılar açacak |
AVRUPA Birliği’ne (AB) üye olma sürecinin getirdiği değişim, gelişim ve yenilenmenin yanı sıra AB’ye tam üye olma halinde hizmetlerin serbest dolaşımı kapsamında birlik ülkelerinde iş yeri açılabilecek olmasının esnaf ve sanatkârlar için önemli bir fırsat olduğu belirtildi.
Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) ile Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumuna (TÜBİTAK) bağlı Türkiye Sanayi Sevk ve İdare Enstitüsü (TÜSSİDE) tarafından esnaf ve sanatkârların güçlü ve zayıf yanlarını ortaya koymak, fırsat ve tehditleri tesbit etmek, hangi proje ve faaliyetlerin gerçekleştirilebileceğini ortaya koymak amacıyla 15-17 Şubat 2008 ta-rihlerinde düzenlenen ‘’Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Ortak Akıl Platformu Çalıştayı’’nda oluşan veri ve bilgiler bir raporda toplandı.
SWOT (Güçlü alanlar, Zayıf-gelişmeye açık alanlar, Fırsatlar ve Tehditler) Analizi ile esnaf ve sanatkâr kesiminin fotoğrafını çekmeye çalışan rapora göre, esnafın, mikro kaynakları değerlendirerek öz sermayesiyle devletten bir destek beklemeden ekonomiye katkı sağlaması ve ülkedeki istihdamın büyük bir bölümünü gerçekleştiriyor olması güçlü alanlarının başında geliyor.
Raporda, esnaf ve sanatkâr kesimini bekleyen fırsat ve tehditlere de yer veriliyor. Devletin kapsamlı ve gerçekçi bir esnaf sanatkâr politikasının bulunmayışı, esnaf ve sanatkârları kapsayan güncel, güvenilir ve sağlıklı bir veri tabanının olmaması, bu kesimi ilgilendiren yasal düzenlemeler hazırlanırken esnaf teşkilâtından görüş alınmaması esnaf ve sanatkârlar için tesbit edilen tehditlerin en önemlileri olarak ifade ediliyor.
Rapora göre, esnaf ve sanatkâr kesimi için AB’ye üye olma sürecinin getirdiği değişim, gelişim ve yenilenme ile AB’ye tam üye olma halinde hizmetlerin serbest dolaşımı kapsamında esnaf ve sanatkârların AB ülkelerinde iş yeri açabilecek olmaları önemli bir fırsat olarak karşımıza çıkıyor.
Dünyada ve Türkiye’de küçük girişimciliğin desteklenmesine yönelik bir eğilimin bulunması, bu eğilime yönelik politikalar ve teşvikler oluşturulması, Türkiye ekonomisinin büyüme trendi içinde bulunması, hükümet ile sosyal diyalog kültürünün artması da esnaf kesimi için fırsat olarak değerlendiriliyor.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Gazlı içecekler sektörü büyüdü |
PEPSİ Bottling Group Gazlı İçecekler ve Yedigün Pazarlama Müdürü Korhan Korel, meyveli gazlı içecekler pazarında son iki yılda çok hızlı büyüdüklerini belirterek, Türk markası olarak sektörde liderliğe oynadıklarını söyledi.
Gazlı içecekler tüketiminin Avrupa’da kişi başına yıllık 100-115 litreyi bulduğuna, Türkiye’de ise yıllık tüketimin 37-40 litrelerde kaldığına dikkat çeken Korel, artık Türkiye’de de tüketim eğiliminin arttığını ve vatandaşın yeni tatlara, yeni lezzetlere kendini açtığını söyledi.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Ette de vurgun |
TÜRKİYE Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, Türkiye’de tüketilen etin yüzde 25’inin kaçak olduğu düşünülürse, kayıt dışı üretimin 400 bin ton civarında olduğunun hesaplandığını söyledi.
İbrahim Yetkin, İçkale Otel’de düzenlediği basın toplantısında, 2008 Hayvancılık Sektörü Raporunu açıkladı. Geçen yıl kırmızı et üretiminin, 2006 yılına göre toplamda yüzde 31,54 oranında artarak 576 bin 841 tona ulaştığının altını çizen Yetkin, ancak 1990 yılında kayıt altında 560 bin ton et üretilirken, 18 yıl sonra yeniden bu rakama ancak ulaşabilmiş olmanın çok düşündürücü olduğunu ifade etti. Kaçak et sorununa dikkat çeken Yetkin, ‘’Türkiye’de et tüketiminin 1 milyon 200 bin ton civarında olduğu hesap edilmektedir. Türkiye’de tüketilen etin yüzde 25’inin kaçak olduğu düşünülürse, kayıt dışı üretimin 400 bin ton civarında olduğu hesaplanmaktadır’’ şeklinde konuştu.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Kuraklıktan ençok Güneydoğu etkilendi |
GAZİANTEP Ziraat Odası (GAZO) Başkanı Zihni Kepkep, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan illerde hububat bakliyat üretimi yapan çiftçilerin kuraklıktan çok fazla etkilendiğini söyledi.
Kepkep, yaptığı açıklamada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde hububat bakliyat üretimi yapan çiftçilerin, bir anlamda ‘’fiili tarımsal afet’’ yaşadığını, kuraklık nedeniyle ürün kaybının yüzde 90’lara ulaştığını ve çiftçilere nakdi yardım yapılması gerektiğini kaydetti.
‘’Ürünler, kalite bakımından da tatmin edici değil, daha çok hayvan yemi olarak kullanılabilecek durumda’’ diyen Kepkep, bölgede bulunan tarım arazileri içinde sadece sulu tarım yapılan alanlardaki buğdayın ekmeklik ve makarnalık olarak kullanılabilecek nitelikte olduğuna işaret etti.
Kepkep, kuraklıktan etkilenen bölgelerde Tarım ve Köyişleri Bakanlığı uzmanları tarafından tesbitler yapıldığını, bu tesbitlerde de bölgenin kuraklıktan çok fazla et-kilendiğinin açık bir şekilde ortaya çıktığını ifade etti.
|
/ GAZİANTEP
21.07.2008
|
|
|
Arz fazlası fındık alınmazsa ekonomi çöker |
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Birlik Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında ‘’Fındık Raporunu’’ açıkladı.
Bayraktar, daha önce buğday, süt ve et konularında rapor yayımlandıklarını hatırlatarak, Fındık Raporu için de ilgili bütün tarafların katılımıyla çalışma yürüttüklerini söyledi.
OYUNLAR TEKRARLANIYOR
‘’Fındık hasadına çok kısa bir süre kala, rekolte ve fiyat polemikleriyle fındık üzerinde geçmiş yıllarda oynanan oyunlar tekrarlanmaktadır’’ diyen Bayraktar, fındığın ülke ekonomisi açısından önemini belirtirken, Türkiye’nin dünya fındık üretiminin yüzde 75’ini, ihracatının yüzde 80’ini gerçekleştirdiğini, Karadeniz Bölgesinde 8 milyon insanın fındık üzerinden geçimini sağladığını anlattı.
İHRACATTA DÜŞÜŞ VAR
Fındık ihracatına da değinen Bayraktar, Türkiye’nin yılda ortalama 500 bin ton kabuklu fındığa eşdeğer 250 bin ton civarında iç fındık ihraç ettiğini söyledi. Bayraktar, 2005-2006 sezonunda fındık ihracatının ‘’altın yılını’’ yaşadığını, 223 bin ton fındık karşılığı 1 milyar 952 milyon dolarlık ihracat yapıldığını belirtti. 2006-2007 sezonunda 248 bin ton fındık ihracatına karşılık 1 milyar 262 milyon dolar, 2007-2008 sezonunun bitimine iki ay kala ise 191 bin ton ihracata karşılık 1 milyar 483 milyon dolar gelir elde edildiğini kaydeden Bayraktar, ‘’Geçen sezona oranla, miktar olarak ihracatta yüzde 23’lük azalış olmasına rağmen ihracat gelirinde yüzde 15 artış sağlandı’’ dedi.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Prim affında süre uzatılsın |
TÜRKİYE Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, SSK ve Bağ-Kur prim borçlarını yeniden yapılandıran 5763 sayılı yasada mutlaka süre uzatmaya gidilmesi gerektiğini belirterek, ‘’Yeni yapılanmada süre bir yıla çıkarılmalı.
Emekliği gelmiş ancak prim borcu bulunan Bağ-Kurlulara kredi yoluyla emekli olma imkânı sağlanmalı’’ dedi. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, ‘’piyasada yaprak kıpırdamıyor, borcunu ödeyemeyen esnafın icraya verilmesi yanlış, çözüm değil’’ dedi. SSK ve Bağ-Kur prim borçlarını yeniden yapılandıran 5763 sayılı yasanın 27 Mayıs 2008 tarihinde yürürlüğe girdiğini ve bugüne kadar yaklaşık 1 milyar YTL tahsilat yapıldığına dikkat çeken Palandöken, şöyle devam etti: ‘’Piyasalarda yaprak kıpırdamıyor. Esnafımız siftahsız dükkân kapatıyor. İndirim çılgınlığı aldı başını gidiyor. Esnafımız istese bile bu kadar kısa sürede ödeme yapamaz. Çünkü ödeme yapma imkânı yoktur. 3 ay gibi kısa bir dönemde borçların yapılandırma imkânı olmadığını yasa çıktığı zaman da söylemiştik. Şimdi bu ısrarımızda ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıktı. Hükümet yeniden yapılandırmada mutlaka süre uzatımına gitmeli.’’
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Kıdem tazminatı için mutabakat şart |
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, kıdem tazminatı hakkının yeni bir düzenlemeye tabi tutulmasının ancak sosyal tarafların mutabakatıyla mümkün olabileceğini bildirdi.
Bakan Çelik, Gürsu Atlı Spor Kulübü’nde katıldığı kahvaltının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, 28 Temmuz’un SSK ve Bağ-Kur prim borçlarının yapılandırılmasının son günü olduğunu hatırlatarak, prim borcu olanlara çok ciddî imkânlar sağladıklarını söyledi. Prim borcu faizi ve gecikme zamlarının yüzde 85’ini sildiklerini belirten Çelik, bu imkanın bugüne kadar hiçbir yapılandırmada sağlanmadığını bildirdi. Prim borçlarının yapılandırılması için yoğun talep olduğunu ifade eden Bakan Çelik, ‘’Prim borçlarının yapılandırılması çerçevesinde, Cuma akşamı itibarıyla 1 katrilyon 145 trilyon lira nakit yatırılmış, yapılandırmaya müracaat eden vatandaşlarımızın oluşturduğu matrah ise 8.5 katrilyon liraya ulaşmıştır. Son 10 günde bunun çok daha artacağı inancındayız’’ dedi. Faruk Çelik, ‘’kıdem tazminatlarının kaldırılmasına yönelik çalışmalarda bulunulduğuna’’ ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, kıdem tazminatıyla ilgili açıklamalarının başından beri net olduğunu söyledi. Kıdem tazminatının işçinin hakkı olduğunu belirten Çelik, şöyle konuştu: ‘’Kıdem tazminatı hakkının yeni bir düzenlemeye tabi tutulması ancak ve ancak sosyal tarafların mutabakatıyla olur. Bakanlık olarak, asgarî ücretten sendika yasasına, sosyal güvenlikten istihdam paketine ve diğer bütün Bakanlığımızı ilgilendiren konularda, sosyal taraflarla büyük bir uzlaşı sağlamadığımız sürece hiçbir konuda adım atmadık. Kıdem tazminatı, sosyal taraflarla uzlaşılmadan çözülmesi mümkün olmayan bir konu.’’
|
/ BURSA
21.07.2008
|
|
|
2009 bütçe çalışmaları başladı |
KAMU kuruluşları, 2009 bütçelerini hazırlamak için kolları sıvadı. Bütçe hazırlıklarında yüzde 7,5’lik enflasyon ile yüzde 5’lik büyüme baz alınacak.
Maliye Bakanlığı kamudan, genel bütçede 243, özel bütçede ise 15,5 milyar YTL’lik ödenek sınırı içinde kalınmasını istedi. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan da, bütçe çağrısında, 2009-2011 yıllarını kapsayan çok yıllı bütçeleme döneminde de malî disiplinden taviz verilmeyeceğini belirtti. Bu dönemde de faiz dışı fazlanın en önemli önceliklerden biri olacağını vurgulayan Unakıtan, maliye politikası uygulamalarında makroekonomik istikrarın ve dengenin güçlendirilmesine odaklanılacağını ve ekonomik programın kararlı bir şekilde uygulanmasına devam edileceğini kaydetti. Unakıtan, bu dönemde eğitim, sağlık, sosyal nitelikli ve bölgesel gelişmişlik farklarının azaltılmasına yönelik harcamalara daha fazla önem verileceğini belirterek, toplumun yaşam kalitesinin yükseltilmesi, beşeri sermayenin niteliklerinin geliştirilmesi ve gelir dağılımının düzeltilmesi yönündeki politikaların sürdürüleceğini bildirdi.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Petrolün de kralları var |
SON yıllarda ikiye üçe katlanan petrol fiyatları rezervleri onlarca trilyon dolarlara çıkardı. Dünya ham petrol rezervlerinin yüzde 61’inin yer aldığı Ortadoğu’da, şimdiki varil fiyatıyla 98,2 trilyon dolarlık petrol var.
BP’nin ‘’Dünya Enerji İstatistikleri Haziran 2008’’ verilerinden yapılan hesaplamalara (petrol fiyatı petrolün türüne göre değişiyor. En fazla bilinenler Brent ve Batı Teksas. Bu araştırmada petrol türlerine girilmedi ortalama varil fiyatı 130 dolar olarak alındı) göre, Ortadoğu ülkelerinden Suudi Arabistan’da 34,4 İran’da 18, Irak’ta 15, Kuveyt’te 13,2, Birleşik Arap Emirlikleri’nde 12,7 trilyon dolarlık petrol rezervi bulunuyor. Ortadoğu dışında en büyükler rezervler 11,3 trilyon dolarla Venezüella ile 10,4 trilyon dolarla Rusya’da yer alıyor. Türkiye’nin üyesi bulunduğu dünya petrol tüketiminin yüzde 57,4’ünü yapan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilâtı (OECD) ülkelerinde çoğunluğu ABD, Kanada ve Meksika’da olmak üzere 88,3 milyar varil (toplam rezervlerin yüzde 7,13’ü) tesbit edilmiş ham petrol rezervi bulunuyor.
|
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
Sendikalardan görüş alınsın |
TBMM’DE aynı unvana sahip, aynı işi yapan kamu personelin eşit ücret alması ‘’kamu personelinin yeni maaş sistemi’’ konusunda yürütülen ve kamuoyunda denge tazminatı olarak bilinen çalışma hakkında değerlendirdi.
Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, “Hükümetin kamuda eşit işe eşit ücret politikalarının uygulanması yönünde atacağını söylediği bu adımla ilgili öncelikle sendikalardan görüş alması yada toplu görüşme masasında yetkili sendikalar tarafından görüşülüp üzerinde oluşturulacak ortak bir konsensüsle, uygulamanın alt yapısını oluşturması gerekmektedir. Aksi halde şimdilik speküle edilen konunun toplu görüşmeler öncesi gündeme getirilmiş olması, hükümetin bir manevrası olarak değerlendirilecek ve konunun inandırıcılığını gölgeleyecektir” dedi. Turbay, yıllardır talep edilen bu uygulamanın hayata geçirilmesi noktasında gündeme gelmiş olmasının hükümetin kamuda yaşanan ücret adaletsizliğinin sona erdirilmesi açısından kamu çalışanları adına yıllardır mücadelesini verdikleri memur sendikacılığının bir zaferi, toplu görüşmeler öncesi gündeme getirilmesini ise manidar bulduklarını söyledi.
|
Şaban YILMAZ
/ ANKARA
21.07.2008
|
|
|
|