DOSTLARI GEÇTİĞİMİZ GÜN VEFAT EDEN ŞAİR ERDEM BAYAZIT’I ANLATTI.
San'at hayatının 50. yılında yakalandığı akciğer kanserine yenik düşerek İstanbul’da hayata veda eden şair ve eski milletvekili Erdem Bayazıt’ı dostları anlattı.
RASİM ÖZDENÖREN
Rasim Özdenören, Erdem Bayazıt hakkında ‘’Erdem Bey’in edebiyatımızda nev'î şahsına münhasır bir yeri vardır. Dost bir insandı, duygulu ve duyarlı bir insandı’’ dedi.
Özdenören, Bayazıt ile 1955 yılında lise birinci sınıfa beraber başladıklarını, aynı dönem Mavera’nın kurucularından kendisinin ikiz kardeşi Alaaddin Özdenören ile Cahit Zarifoğlu gibi pek çok değerli insanın da bulunduğunu dile getirdi.
‘’Erdem Bey, asil bir insandı. Bu asalet hem ailesinden geliyor. O bir bey oğluydu. Bir bey ailesi olan Bayazıt ailesinin oğluydu. Prens de derdik biz kendisine’’ diye konuşan Özdenören, Bayazıt’ın kişiliği gibi şiirinde de o asaletin mevcut olduğunu söyledi.
Rasim Özdenören, kökleri Dede Korkut’a kadar götürülebilecek Erdem Bayazıt’ın şiirlerinin Dadaloğlu’ndan, Köroğlu’ndan izler taşıdığını, bununla birlikte modern şiirin de özelliklerini içerdiğini dile getirerek, şiirinin tok ve gür sesli olduğunu kaydetti.
İlk kitabı ‘’Sebeb Ey’’den de gözlenebileceği gibi ünlemli şiirler yazan Bayazıt’ın, en çok ‘’Sana, Bana, Vatanıma Dair’’ adlı şiirini beğendiğini belirten Özdenören, bu şiirde bütün şiir özelliklerini ortaya koyduğunu, şiirde hem lirizmin, hem haykırışın, hem de hamasetin bulunduğunu vurguladı.
Özdenören, ‘’Erdem Bey’in edebiyatımızda nev'î şahsına münhasır bir yeri vardır. Dost bir insandı, duygulu ve duyarlı bir insandı. Meselâ bir idama şahit olmuş ve bununla ilgili bir şiir yazmıştır. Tabi kaybı bizim için çok yaralayıcı olmuştur’’ dedi.
NAZİF GÜNDOĞAN
Erdem Bayazıt’ı 1968 yılından beri tanıyan Mavera Dergisinde de birlikte çalışan Prof. Nazif Gündoğan da Bayazıt’ın ‘’düşünceyi eyleme, eylemi düşünceye dönüştüren’’ bir şahsiyet olduğunu anlattı.
Gündoğan, Bayazıt’ın düşünce ve eylem yüklü şiirlerinin Azerbaycan, Macaristan, Bosna, Çeçenistan, Pakistan, Vietnam, Cezayir’de ve bütün dünyada ‘’Şamil rüzgârları’’ estirdiğini ifade ederek, ‘’Kendisi Yunus gönüllüydü. Ama şiirleriyle haksızlıklara başkaldıran bir şairdi’’ diye konuştu.
Türkiye’nin olduğu kadar bütün İslâm dünyasının da sesi olan Bayazıt’ın şiirlerini okuyan herkesin, büyük coşkuyla bütün insanlığı kucaklayacak bir sevgiyle dolduğunu dile getiren Gündoğan, şiirleriyle herkese umut ve müjde veren Bayazıt’ın dizelerinde ümitsizliğe kesinlikle yer olmadığını vurguladı.
Bayazıt’ın, Mehmet Akif Ersoy, Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç’un şiirlerini ezbere bildiğini, bunun yanında Fuzuli, Baki, Nabi gibi divan şairlerini de çok sevdiğini belirten Gündoğan, Bayazıt’ın her zaman her sohbetinde etrafında devamlı bir şiir halkasının oluştuğunu bildirdi.
Gündoğan, Erdem Bayazıt’ın herkesin sorunuyla ilgilenen ‘’kusur derecesinde’’ cömert bir insan olduğunu anlatarak, ‘’Gönlü gibi eli de açıktı’’ dedi.
Bayazıt’ın rahatsızlığının son döneminde Üsküdar’ı tarihî ve coğrafî değeri ile anlatan bir ‘’Üsküdar Risâlesi’’ yazmak istediğini, kendisinden Ahmed Yüksel Özemre’nin kitaplarını istediğini anlatan Gündoğan, ‘’Zannediyorum bir sayfa da yazdı. Onun düşünce dünyasında Üsküdar’ın ayrı bir yeri vardı. Erdem Bey bunun üzerinde çok durdu ve şiirleştirmek istedi ama ömrü vefa etmedi’’ diye konuştu.
MEHMET DOĞAN
Türkiye Yazarlar Birliği Vakfı Başkanı Mehmet Doğan da birliğin kurucularından olan Erdem Bayazıt’ın, şiirleri okunmaya elverişli, düşünce yönünden zengin bir kişiliğe sahip olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
‘’Erdem Bey, Cumhuriyet’ten sonra yetişen öncü kuşak şairlerimizdendi. Şiirlerinde aynı zamanda yoğun bir düşünce unsuru bulunmaktadır. 60’larda yazmaya başladı, 70’lerde tanınan bir şairimiz oldu. Aynı zamanda Mavera Dergisini de yayımladı. Aynı zamanda bu dergiyle genç şair ve yazarların yetişmesi için gayret sarf etti bir kültür ortamı oluşturmaya çalıştı. Bu bakımdan yalnız şiirleri ile değil, bu yönleri ile de kalıcı olmuştur. Kaybı gerçekten bizim için üzücü olmuştur.’’
Strazburg’da 5. Uluslararası Şiir Şöleninde Yahya Kemal Büyük Ödülünün Bayazıt’a verildiğini hatırlatan Doğan, ‘’Ödülü aldığında Erdem Bey, büyük bir mutluluk ve heyecan duydu. Onun bu hali gözlerimin önünden gitmiyor’’ diye konuştu.
ALİ HAYDAR HAKSAL
‘’7 İklim’’ Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ali Haydar Haksal da ‘’Onun şiirdeki sesinin tonunun yüksekliği, bana duru akan bir nehrin çağlayanını andırıyor’’ diye tanımladığı Bayazıt’ın şiirinin farklı bir sese sahip, kendine özgü bir tarafı olduğunu bildirdi.
Kendisinin de Mavera’da yazmaya başladığını hatırlatan Haksal, Mavera’nın kurucuları Cahit Zarifoğlu, Aladdin Özdenören, Rasim Özdenören, Akif İnan, Erdem Bayazıt’ın bir topluluk olduğunu, ancak bu topluluğun şiir tarzlarının ve politik bakışlarının birbirinden farklı olduğunu anlattı.
Haksal, Akif İnan’ın divan şiiri biçiminde yazdığını, Cahit Zarifoğlu’nun modern bir şiir kaleme aldığını belirterek, Erdem Bayazıt’ın divan şiirini iyi bilmesine rağmen tamamen yeni bir şiir dili ile yazdığını söyledi.
Ali Haydar Haksal, ‘’Onun şiirini 1970’li yılların sol ideolojik sesine karşı, sesini yükselten bir şiir olarak da algılayabiliriz belki. Onun şiiri bizim medeniyet düşüncemizde İslâmî duyarlı bir şiirdi’’ diye konuştu.
Haksal, son olarak 7 İklim Dergisi’nin Bayazıt’a özel sayı hazırladığını ve bu sayı eline ulaşınca Erdem Bayazıt’ın çok mutlu olduğunu sözlerine ekledi.
|