Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 24 Haziran 2008
Anasayfam Yap | Sık Kullanılanlara Ekle | Reklam | Künye | Abone Formu | İletişim
ASYA'NIN BAHTININ MİFTAHI , MEŞVERET ve ŞÛRÂDIR

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

TEKFUR SARAYI 2010’A YETİŞMİYOR

Ayvansaray Kültür ve Turizm Güzergâhında yer alan Tekfur Sarayı ile Anemas Zindanlarının, İstanbul Büyükşehir Belediyesince sürdürülen restorasyon çalışmaları 2010 yılına kadar tamamlanamayacak.

Fatih’te, Ayvansaray Kültür ve Turizm Güzergâhı’nda yer alan Tekfur Sarayı ile Anemas Zindanları’nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesince sürdürülen restorasyon çalışmaları 2010 yılına kadar tamamlanamayacak. Bizans döneminin ayakta kalan tek saray yapısı olan Tekfur Sarayı ile yine Bizans döneminde yüksek mevkilerde bulunanlara özel bir çeşit devlet hapishanesi niteliğinde olan Anemas Zindanları’nın restorasyon projeleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesince 2006 yılında yeniden başlatıldı.

Tekfur Sarayı’nın avan projeleri 30 Haziran 2006’da, fotogronometrik rölöve projeleri 4 Ekim 2006’da, rölöve projeleri de 29 Şubat 2008’de 4 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’na gönderildi. Saray içinde yapılacak arkeolojik kazıların denetimi için 10 Kasım 2006’da, arkeolojik kazı çalışmaları için teknik eleman talebi de 3 Şubat 2007’de Arkeoloji Müzeler Müdürlüğüne iletildi. Bu talepleri değerlendiren Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, 25 Eylül 2007’de Büyükşehir Belediyesine gönderdiği yazıda, avlu kısmında bulunan kapının orijinal kotunun bulunabilmesi için müze denetiminde kazı yapılabileceği ve kazı sonucunda kurulda bulunan avan projelerin inceleneceği belirtildi.

Bu arada Büyükşehir Belediyesi, saray iç ve dış duvarlarında rölöve ve restorasyon projeleri için bitki, ot ve ağaç kökü temizliklerini yaptırarak, saray duvarlarına taş duvar restorasyon çalışmaları için çelik taşıyıcı iskeleler kurdurdu. Sarayın rölöve ve restorasyon projeleri için ‘’tridi max’’ tekniği ile fotoğraf çekimleri yapılarak çizimleri tamamlandı.

Sarayın iç duvarlarında konservasyon merkezinin raporları ve denetimleri doğrultusunda kimyasal, atomize suyla spreyleme, cam boncuk ve alüminyum oksit ile bilimsel yöntemlerle temizlik çalışmalarına başlandı. Araştırma kazısı sırasında çıkan arkeolojik parçaların envanterleri çıkarılarak fotoğraflanıp korumaya alındı. Restorasyon projesine göre saray duvarlarında ve bitişik sur duvarlarında statik güçlendirme için çatlaklara graut harcı ile epoksi reçine katkılı Horasan harcı karışımı enjeksiyon yapıldı. Ayrıca saray duvarlarında ve bitişik sur duvarlarında çürütme, derz açma, derz yapma imalatlarına başlandı.

TOPBAŞ: KURULDA BEKLİYOR

Kadir Topbaş, Tekfur Sarayı’nın İstanbul için çok önemli bir eser olduğunu ve bu eseri ayağa kaldırmak amacıyla çalışmalara başladıklarını söyledi.

Tekfur Sarayı ile ilgili rölöve projelerinin 2 yıl önce hazırlanarak kurula verildiğini ve aradan geçen sürede oluşan farklılıkların yeniden güncellenmesi gerektiğini dile getiren Topbaş, bunun kısır döngü getirdiğini ve bu projede de bunun söz konusu olduğunu söyledi.

Topbaş, ‘’Arzu ettiğimiz bu tip yapılarla ilgili kurulların çok daha çabuk karar vermesi veya bu tip yapılarla ilgili özel bir kurul kurulması. Bir yıl arkeolog beklenirse... Kazısı da iğneyle kuyu kazar gibi. Böyle bir yöntemi var. Kazma kürekle giremiyorsunuz. Bu zaman kaybı. Bu gidişle 2010’a yetişmez. 2010 için biz şunu söylüyoruz; ‘İşte yapıyoruz. Başladık, şu noktaya geldi’’ diye konuştu.

/ İstanbul

24.06.2008


 

Şanlıurfa Pazar buluşmaları

ORGANİZASYONUNU Risâle-i Nur Enstitüsü Şanlıurfa Şubesi ve Meslekî Kuruluşların (ADAG, YENİ EĞİTDER, SETÜD ve YENİSİAD) Şanlıurfa Şubelerinin ortaklaşa düzenlediği Şanlıurfa Pazar Buluşmalarının üçüncüsü Otel ElRuha’da gerçekleşti.

Pazar buluşmalarına bu ay; “Stresten Huzura Yolculuk” başlıklı semineriyle Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Asoğlu konuk oldu. Dr. Asoğlu seminerini “stres nedir, nasıl oluşur, nedenleri, sonuçları, belirtileri, çözümleri, stres sonrası yaşam ve stres ile duâ-ibadet ilişkisi” gibi anahtar kelimeler üzerinde yoğunlaştırdı. Doğru kullanılması durumunda enerji ve başarının artmasının sağlanmasının yanı sıra verimliliği getireceğini ifade eden Dr. Asoğlu; bedensel, psikolojik veya sosyal streslerin kişinin zihinsel kapasitesini ve buna bağlı olarak çevresinin isteklerini başarılı bir şekilde karşılayabilme yeteneğini olumsuz etkilediğini belirtti.

Günümüzün en yoğun stres sebepleri; ekonomik zorluklar, aile içi anlaşmazlıklar, aile içi şiddet, ağır aile içi sorumluluklar, boşanma, cinsel taciz, ağır eğitim şartları, belirli bir korkuya sebep olan durumun ortaya çıkması, ölüm olayları, aniden ortaya çıkan fiziksel hastalıklar, işyerinde yaşanan huzursuzluklar olduğunu ifade eden Dr. Asoğlu, stresin bedensel ve ruhsal sonuçlarını; hormonal salgılarda değişme, midede asit düzeyinin yükselmesi, deri dökülmeleri ve kaşıntı, stresin yol açtığı endişe ve korku hayatın akışını bozar, kişi birçok şeyden kaçar ve zorunlu olarak normal hayat sürecini değiştirmeye yönelmesi, özellikle stres halinde üretilen adrenalin vücudun fiziksel ve ruhsal dengesini bozabileceği şeklinde özetledi.

İhsan S. Yılmaz / Şanlıurfa

24.06.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 
GAZETE 1.SAYFA
Download

Gezi Eki Pdf

Bütün haberler

© Copyright YeniAsya 2008.Tüm hakları Saklıdır