|
|
|
KRALİÇE ÜLKESİNE DÖNDÜ |
İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ve eşi Edinburgh Dükü Prens Philip, resmî ziyaretini tamamlayarak Türkiye’den ayrıldı. Ankara, İstanbul ve Bursa’da çeşitli temaslarda bulunan Kraliçe Elizabeth’in gidişi sırasında Esenboğa Havaalanında çok sıkı güvenlik tedbirleri alındı.
İNGİLTERE Kraliçesi II. Elizabeth ve eşi Edinburgh Dükü Prens Philip, resmi ziyaretini tamamlayarak Türkiye’den ayrıldı. Kraliçe Elizabeth ve beraberindekileri, Esenboğa Havaalanında, Devlet Bakanı Mehmet Aydın ve eşi Nihal Aydın, Ankara Valisi Kemal Önal, Ankara Garnizon Komutanı Korgeneral Aslan Güner, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird, Türkiye’nin Londra Büyükelçisi Yiğit Alpogan ve eşiyle diğer yetkililer uğurladı. Ankara, İstanbul ve Bursa’da çeşitli temaslarda bulunan Kraliçe Elizabeth’in gidişi sırasında Esenboğa Havaalanında çok sıkı güvenlik önlemlerinin alındığı dikkati çekti.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
Siyasî geleceği seçmen belirlesin |
ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Matt Bryza, ülkenin siyasî geleceğini Türk seçmeninin belirlemesi gerektiğini belirterek, ABD’nin kimsenin yanında olmadığını söyledi.
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya İşlerinden sorumlu Müsteşarı Matt Bryza, AKP hakkında açılan kapatma dâvâsıyla ilgili ABD görüşünde ‘’gizli bir anlam, gizli bir mesaj’’ bulunmadığını ve ülkenin siyasî geleceğini Türk seçmeninin belirlemesi gerektiğini belirterek, ABD’nin ‘’AKP yanlısı veya AKP karşıtı’’ bir tutum almadığını söyledi.
TÜSİAD’ın Washington’da düzenlediği ‘’21’inci Yüzyılda ABD-Türkiye İlişkilerinin Temelleri’’ başlıklı konferansta, enerji konulu bir panele katılan Bryza’ya, ‘’AKP’nin kapatılması durumunda enerji konularının nasıl etkileneceği’’ sorusu yöneltildi. Bryza, ‘’Biz, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın, Amerikan-Türk Konseyi toplantısındaki konuşmasında da söylediği gibi Türk seçmeninin Türkiye’nin siyasî geleceğini belirlemesini ve bunun Türkiye’nin laik değerleri ve demokrasiyle tam uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmesini umuyoruz’’ dedi.
Matt Bryza, ‘’Burada gizli bir mesaj yok. AKP yanlısı veya AKP karşıtı bir tutum almıyoruz’’ diye konuştu. Bryza, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine bakılırsa, onların da benzer ifadeler kullandığını söyledi. Matt Bryza, enerji konusunda ise Avrupa’ya gitmesi öngörülen Azeri gazının Türkiye’den geçişiyle ilgili teknik anlaşmazlıklar konusunda Türkiye ile Azerbaycan arasında hızlı bir şekilde anlaşma olmasını umduğunu belirtti ve ‘’gelecekte Türkiye’nin liderliğine kim seçilirse seçilsin, şimdiki hükümet ve önceki hükümetlerle aynı türde stratejik vizyonu paylaşacağına güvenim tam. Türkiye’nin coğrafyası bazı basit realiteleri dikte ediyor ve bu da değişecek bir şey değil’’ dedi.
Toplantı sonrasında bir grup gazetecinin, sözlerini biraz daha açması talebi üzerine Bryza, ‘’AKP’nin kapatma davasında bizim görüşlerimiz Rice tarafından ifade edildi. Bu da Türk seçmeninin, ülkenin siyasî geleceğini belirlemesi gerektiği yönündeydi’’ dedi.
Seçmenlerin bir değil iki kez görüşlerini ortaya koyduğunu belirten Bryza, ‘’bu çerçevede bir demokraside geleceği seçmenler belirler. Belli bir tarafı tercih ettiğimizi veya etmediğimizi söylemiyorum. Biz, demokratik kurumların tarafını, Türk seçmeninin tarafını seçiyoruz. Ülkenin geleceği için onlar karar veriyor’’ dedi.
|
/ Washington
17.05.2008
|
|
|
Demokrasi desteği vermeliyiz |
Avrupa Parlamentosu üyeleri Joost Lagendijk ve Jan Marinus Wiersma, “Türkiye, Müslüman ülkelerin de demokratik olabileceğinin en önemli örneği. Türkiye’deki demokrasinin korunması için destek vermeliyiz” dedi.
Avrupa Parlamentosu (AP) üyeleri Joost Lagendijk ve Jan Marinus Wiersma’nın kaleme aldıkları “Avrupa’nın Müslüman Komşuları- Demokrasi Arayışı” adlı kitabın tanıtım toplantısında düzenlenen panelde, “Türkiye, Müslüman ülkelerin de demokratik olabileceğinin en önemli örneği. Türkiye’deki demokrasinin korunması için destek vermeliyiz” denildi.
AP üyeleri Joost Lagendijk ve Jan Marinus Wiersma’nın kaleme aldıkları “Avrupa’nın Müslüman Komşuları- Demokrasi Arayışı” adlı kitabın tanıtımı AP’de düzenlenen bir konferansla yapıldı. Tanıtıma konuşmacı olarak AP üyeleri Hannes Swoboda ve Cem Özdemir ileCEPS’den Michael Emerson katıldı. Tanıtımdan sonra ise Hollandalı gazeteci Matthijs Nieuwenhuis’in başkanlığında bir panel düzenlendi. Panelde konuşan Hannes Swoboda, bazılarının hoşuna gitmese de Müslüman komşularının olmasının bir gerçek olduğunu ve onlarla ilişkilerinin her iki tarafın da yararına olacak şekilde geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Doğru adımlar atıldığı takdirde bunu gerçekleştirebileceklerini düşünduğunu belirten Swoboda, “İslam, ülkelerin kültürlerine, gelişmişlik seviyelerine ve ekonomik durumlarına göre farklı şekillerde algılanabiliyor. Avrupa’da algılanan Müslümanlık ve Arap ülkelerinde algılanan Müslümanlık birbirinden çok farklı. Bu farklılığın temel sebebi ise demokrasi. Türkiye, Müslüman ülkelerin de demokratik olabileceğinin en önemli örneği. Türkiye’deki demokrasinin korunması için destek vermeliyiz. Ancak Mısır gibi diğer Müslüman ülkelerde demokratik bir düzenin kurulması çok zor” diye konuştu.
Cem Özdemir ise Avrupa ülkeleri olarak, Müslüman ülkeleri insan hakları, demokrasi gibi konulardaki eksiklikleri sebebiyle eleştirerek ilişkilerin geliştirilmesi gerektiğini söyeldi. Özdemir, şunları kaydetti:
“Bunun yerine, bu ülkelerde demokrasinin gelişmesi, kalkınma ve istikarın ağlanması için ne yapabileceğimizi düşünmeliyiz. Onlara alternatif sunmalıyız, bu alternatif ise Türkiye. Türkiye, halkın çoğunun müslüman olduğu ancak demokratik ve laik bir ülke, yani Müslüman ülkeler de demokratik olabiliyor. Bir ülkenin AB’ye üye olabilmesi için, bu ülkenin tam demokratik olması, yani ülkede din ve devlet işlerinin birbirlerinden tamamiyle ayrılmış olması gerekir. Türkiye bu konuda daha çok ilerleme sağlaması, Türkiye’deki demokrasinin daha çok güçlenmesi için onları desteklemeliyiz.” Jan Marinus Wiersma da Fas ve Türkiye açık ülkeler olduğunu ancak Mısır’ın kötü bir örnek oluşurduğunu söyledi. Wiersma şu görüşleri dile getirdi: “Biz Mısır hakkında karamsarız ancak Fas hakkında daha iyimseriz. Bu ülkelerin hepsi çok büyük ülkeler, bu sebeple onlarla olan ilişkilerimizi iyileştirmek, halkla daha yakın olmak bizim için daha zor. AKP oldukça muhafazakar bir parti. Ancak ülkenin tamamı aynı görüşte değil. Mısır ve Türkiye arasında oldukça büyük farklar var. Mısır, Fas ve Lübnan’daki insanlar AKP’nin politikalarını, Türkiye’yi yakından izliyorlar. AKP’nin fikir değişiklikleri onları etkileyebilir. AKP’de AB’yi ve demokrasiyi destekleyen kesimler de var. Bu oldukça karma bir resim”
Joost Lagendijk ise bir soru üzerine Barselona süreci’nin çok büyük önem taşıdığını belirterek, “İstikrar, demokrasi, işbirliği anlaşmaları yönündeki gelişmeler Barselona süreci ile iyileştirilebilir. AB’ye üye olmak yolundaki adaylar politik ve ekonomik gelişmeyi temel almalıdır. Türkiye’nin AB politikalarına uyum sağlayacağını düşünüyorum, ancak gelecek on yıl içinde Mısır’da demokrasinin gelişeceğine inanmıyorum. AB’nin bu ülkelerin hepsine üyelik teklif etmesi imkansız. Bunun tek sebebi demokrasi de değil, insanların hayat ve para da önemli birer husus” diye konuştu.
|
17.05.2008
|
|
|
Paksüt’ün aracının takip edildiği iddiasına soruşturma |
ANKARA Cumhuriyet Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt’ün aracının takip edildiği yönündeki iddiaları üzerine soruşturma başlattı.
Soruşturmanın, Memur Suçları Soruşturma Bürosunda görevli Cumhuriyet Savcısı Vahdet Polatkan tarafından yürütüleceği bildirildi.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
Köprüler 25 Mayıs gecesi kapalı |
YENİ Galata Köprüsü ile Atatürk Köprüsü 22 Mayıs Perşembe günü, araç ve yaya trafiğine kapatılacak.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Deniz Hizmetleri Müdürlüğünce Yeni Galata Köprüsü’nde, periyodik olarak yapılan mesnet, kiriş ve kilitlerin yağlanması gibi çalışmalar gerçekleştirilecek. Bu nedenle açılacak olan köprü, 22 Mayıs Perşembe günü, 01.00-04.30 saatleri arasında araç ve yaya trafiğine kapalı kalacak. Aynı gün, Atatürk Köprüsü de, 03.30-04.30 saatleri arasında deniz trafiğine açılacağı için araç ve yaya trafiğine kapalı olacak. Sürücülerin, iki köprünün kapalı olduğu saatlerde Haliç Köprüsü’nü kullanmaları gerekiyor.
|
/ İstanbul
17.05.2008
|
|
|
Gıda krizi kasırga gibi |
KÜRESEL yiyecek krizini bir kasırgaya benzeten Dünya Gıda Örgütü Başkanı, dünyanın bu kasırganın tam ortasında olduğunu öne sürdü.
Amerikan Kongresi’ne bilgi veren Josette Sheeran, küresel yiyecek krizinin en büyük güvenlik tehdidi olduğunu ve tarım sektörünün artan talebi karşılamakta zorlandığını söyledi. Senatör Richard Lugar, Amerika dahil birçok ülkenin ticaret duvarları ve çiftçilere sağladığı sübvansiyonları kaldırmadıkça, bu krizin çözülemeyeceğini savundu. Bu arada, pirincin tonu dün yeni bir rekor kırarak bin Dolar’a çıktı. Aralık ayından bu yana pirincin fiyatı yüzde 76 arttı.
|
17.05.2008
|
|
|
Işıkara camide depremi anlattı |
TÜRK Kızılayı Genel Başkan Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Manisa Hatuniye Camisi’nde cuma namazı öncesi ‘’Depremden Korunma Bilinci’’ konulu konuşma yaptı.
Prof. Dr. Işıkara, vaiz kürsüsünden deprem öncesi ve sırasında alınması gereken önlemleri sinevizyon gösterisi eşliğinde anlattı. Deprem sırasında vatandaşların soğukkanlı olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Işıkara, ‘’Her an deprem olacak gibi yaşamımızı sürdürmeliyiz. Deprem sırasında devrilip, insanlara zarar verecek eşyalar için önlem almalıyız. Binalara zorunlu deprem sigortası yaptırmalıyız’’ dedi. Prof. Dr. Işıkara, cemaate, depremde başlarını nasıl koruyacaklarını uygulamalı olarak gösterdi. Diyanet Eğitim ve Kültür Merkezi temel atma törenine katılmak üzere Manisa’da bulunan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da Işıkara’dan sonra kürsüye çıkarak, deprem konusunda gereken tedbirlerin alınmasının önemine dikkati çekti. Prof. Dr. Işıkara’nın konuşması, merkezi sistemle Manisa’daki bütün camilere ulaştırıldı.
|
/ Manisa
17.05.2008
|
|
|
Açık görüş bugün başlıyor |
Tutuklu ve hükümlüler, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bugünden itibaren 24 Mayıs’a kadar açık görüşten yararlanacak.
TUTUKLU ve hükümlüler, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla bugünden itibaren 24 Mayıs’a kadar açık görüşten yararlanacak. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in cumhuriyet başsavcılıklarına gönderilen genelgesine göre Adana, Ankara 1 ve 2 Nolu L tipi, Antalya E ve L tipi, Aydın E tipi, Bakırköy-Metris T tipi, Bursa E tipi, Denizli D tipi, Diyarbakır E tipi, Gaziantep E tipi, İstanbul (Bayrampaşa) Kapalı, İstanbul H tipi, İzmir-Buca Kapalı, Konya E tipi, Mersin E tipi ile Ümraniye E ve T tipi kapalı ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutuklular, 17-18-19-20-21-22-23-24 Mayıs günlerinde olmak üzere 8 gün açık görüşten yararlandırılacak. Diğer bütün ağır ceza merkezi ve müdürü bulunan bağlı ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutuklulara 17-18-19-20-21-22-23 Mayıs günlerinde olmak üzere 7 gün, müdürü bulunmayan bağlı ceza infaz kurumlarında kalan hükümlü ve tutuklulara ise 17-18-19-20-21-22 Mayıs günlerinde olmak üzere 6 gün açık görüş yaptırılacak.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
Teröristlerin yaktığı okul 15 yıldır kapalı |
Terör örgütü PKK üyeleri tarafından 1993 yılında 33 kişinin katledildiği Erzincan’ın Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde, teröristlerce yakıldığı için kapanan okul, 15 yıldır açılamadı.
Kemaliye’ye bağlı Başbağlar köyüne teröristlerce düzenlenen saldırıda 33 kişi kişi katledilmiş, cami ve okul binası ile 70 ev de bombalanıp, kundaklanarak kullanılamaz hale gelmişti. Saldırıda yakınlarını kaybeden ve evsiz kalan Başbağlar köyündeki çok sayıda vatandaş da İstanbul başta olmak üzere çeşitli illere göç etti. Devlet, Başbağlar’da yaptırdığı 66 evi, 1998 ve 1999 yıllarında vatandaşlara teslim etti.
Ancak göç ettikleri yerde saldırının üzerinden geçen 5-6 yılda düzenlerini kuran ve okul olmadığından köye dönmek istemeyen birçok aile, sadece yaz aylarını Başbağlar köyünde geçirmeye başladı. Köy muhtarı Ali Akarpınar, terörist saldırıda bir çocuk ile bir kadının da aralarında bulunduğu 33 kişinin şehit edildiğini söyledi. Köydeki 70 ev ile okul binası ve caminin bombalanıp, kundaklanarak yakıldığını belirten Akpınar, ‘’Uzun yıllar terörün şokunu atlatıp kendimize gelemedik. Hala da gelebilmiş değiliz’’ diye konuştu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Başbağlar köyünün uç beyliği olarak görev yaptığını ifade eden Akarpınar, şöyle konuştu: ‘’Tarih boyunca köyümüz devletinin milletinin yanında oldu. 1961 yılında köy halkının kendi aralarında topladığı parayla yaptırdığımız okul, teröristlerce yakıldı. Yakılan evlerimizin yerine yenileri ise saldırıdan 5-6 yıl sonra inşa edilerek bizlere teslim edildi. Okul binası ise hala yaptırılamadı. Saldırıdan hemen sonra yakılan evler ile okul binasının yapılmaması sonucunda bugün köyümüz 10 haneye düşmüştür.’’
|
/ Erzurum
17.05.2008
|
|
|
İpekyolu canlanacak |
Bakan Yıldırım, tarihî İpek Yolu’nun canlandırılması projesine çok ciddî katkılar sağladığını ve bu katkıların hepsini bir deklarasyon haline getirdiklerini bildirdi.
31. IRU Dünya Kongresi kapsamında gerçekleştirilen “Yeniden Canlanan İpekyolu Üzerine Bakanlar Açık Oturumu”nda konuşan Ulaştıma Bakanı Binali Yıldırım, gerçekleştirilen toplantılarda, uluslararası ulaşım ve ekonomi ile ilgili sivil toplum kuruluşları ve diğer kuruluşların, Uzak Doğu, Orta Asya, Türkiye, Balkanlar ve Avrupa ekseninde asırlardan bu yana kullanılmakta olan tarihi İpek Yolu’nun tekrar canlandırılması, bölgesel ve uluslararası ticaretin gelişmesi konularını kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını bildirdi. Yıldırım, bölgeye bakıldığında, ulaşımın büyük bir bölümünün Doğu’dan Batı’ya gerçekleştiğini, ancak deniz yoluyla yapılan taşımalardaki yıldan yıla artışların ciddi gecikmeleri de beraberinde getirdiğini, bu yolla yüklerin nihai tüketiciye ulaşımında çok ciddi sıkışıklıklar olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti: “O halde ne yapmak gerekiyor? Ulaşım türlerini birlikte kullanacak ve geniş bir alana hitap eden, asırlar boyu ticaretin, turizmin güzergahı olan tarihi İpek Yolu’nu tekrar gerek fiziki altyapıyı iyileştirerek gerekse taşımacılıktaki, sınır kapılarındaki engelleri ortadan kaldırarak Doğu ile Batı arasında gittikçe artan ticaret hacminin getirdiği taşımacılık ihtiyacını karşılayacak altyapıyı kurmak...” Yıldırım, uluslararası sivil toplum kuruluşları, bakanlar ve bakan yardımcılarının küresel ve bölgesel işbirliği bağlamında tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması projesine çok ciddi katkılar sağladığını ve bu katkıların hepsini bir deklarasyon haline getirdiklerini bildirdi.
|
17.05.2008
|
|
|
Tüp tünele 6. kez erteleme |
İstanbul’un iki yakasını denizin altından birleştirecek ve sadece lastik tekerlekli araçların geçebileceği yeni tüp tünelin yapım ihalesi bir kez daha ertelendi.
İhale, 30 Haziran 2008 tarihinde yapılacak. Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı Demiryolları, Limanlar ve Havameydanları İnşaatı Genel Müdürlüğünce yap-işlet-devret modeli ile yapılacak Karayolu Boğaz Tüp Tünel Geçişi Projesi’nin ihalesi, ilgili firmaların ihaleye daha iyi hazırlanabilmek amacıyla yaptığı istek üzerine bir ay ertelendi. 30 Mayıs 2008 tarihinde yapılacak ihalesi 6. kez ertelenmiş oldu.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
Millî Eğitim Bakanlığı'ndan izinlere düzenleme yok |
MİLLî Eğitim Bakanlığı (MEB), 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun bazı maddelerinde yapılan değişiklik sebebiyle sözleşmeli personelin izinlerini de kapsayacak şekilde “MEB Personeli İzin Yönergesi Taslağı” hazırladı.
Bakanlığın hazırladığı taslak, hem kadrolu personelin hem de sözleşmeli ve geçici sözleşmeli olarak istihdam edilen personelin izinlerini düzenliyor. Bakanlık yetkilileri, konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, kalabalık bir kitle olan sözleşmeli öğretmenlerin izinlerine yönelik böyle bir mevzuata ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Yapılacak düzenleme ile bürokrasinin azaltılacağı, uygulamanın öğretmenlerin lehine olacağı ve uygulamada meydana gelen karışıklıklara açıklık getirileceği ifade edildi. “MEB Personeli İzin Yönergesi Taslağına” göre, personelin kullandığı izinlere ilişkin bilgiler, izin takip ve kullanma kartı yerine, “İLSİS veri tabanı”na işlenecek ve izin kullanımı buradan takip edilecek.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
Toptan: Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulunamam |
TBMM Başkanı Köksal Toptan, kendisinin Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulunduğu iddialarıyla ilgili olarak, ‘’Ben Anayasa Mahkemesi’ne falan çağrıda bulunamam. Ben Türk siyaset bilimcileri, anayasa bilimcileri bir konu tartışsın diye bir görüş ortaya attım’’ dedi.
Köksal Toptan, ‘’Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Kongresi’’nin düzenlendiği Ankara Ticaret Odası’na gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, ‘’Geçen hafta Anayasa Mahkemesi’ne bir öneriniz, bir çağrınız vardı. Sayın Baykal’dan tepki geldi. Zannediyorum görmüşsünüzdür. Nasıl değerlendiriyorsunuz?’’ sorusuna şu karşılığı verdi: ‘’Hayır, ben Anayasa Mahkemesi’ne falan çağrıda bulunamam. Ben Türk siyaset bilimcileri, anayasa bilimcileri bir konu tartışsın diye bir görüş ortaya attım. Yoksa benim Anayasa Mahkemesi’ne bir çağrıda bulunma hakkım yok. Böyle bir şey yok. Ben hukukçuyum, söylediğimi bilirim. Bana bir şey söyleyenler de ne söylediğini bilmeli ve benim söylediğimi iyi anlamalı.’’
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
Olli Rehn’den terör örgütüne kınama |
AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye’deki Nevruz kutlamalarında tansiyonun yükselmesinden sorumlu tuttuğu terör örgütü PKK’yı kınadı.
Avrupa Parlamentosunun Alman üyesi Feleknas Uca’nın Nevruz kutlamalarında güvenlik güçlerinin tutumuyla ilgili soru önergesini cevaplayan Rehn, AB Komisyonunun Nevruz kutlamalarında 3 kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan şiddet olaylarını onaylamadığını belirterek, güvenlik güçlerinin soğukkanlı hareket etmesinin ve orantısız güç kullanmamasının önemine işaret etti. Rehn, AB Komisyonunun “Nevruz öncesinde isyan çağrısı yaparak tansiyonu yükselten terör örgütü PKK’yı kınadığını” bildirdi.
|
/ Brüksel
17.05.2008
|
|
|
Çocuklarınızı polisle korkutmayın |
Ege Üniversitesi (EÜ) İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencilerinin Polis-Adliye Muhabirliği dersine misafir olan Balçova Emniyet Müdürü Ferda Eser, polislik mesleğinden, gazetecilik ve basından bahsetti.
Türkiye’nin tek kadın emniyet müdürü olan Eser, polisliğin ve basının 24 saat faal meslekler olduğunu belirterek, profesyonel anlamda polislik yapılacaksa kesinlikle özel hayatın ve şahsî duyguların karıştırılmaması gerektiğini vurguladı. Ege İletder’in düzenlediği toplantıda konuşan Emniyet Müdürü Eser, Türk toplumunda önyargıların hakim olduğunu belirterek, “Küçük çocuklar, öcü olarak devamlı polislerle korkutuluyor. Polisler korkulacak, zarar verecek bir şeymiş gibi gösteriliyor. Asıl bizden korkması gerekenler ise kanunlara aykırı hareket eden sabıkalı ve suçlulardır. Onların suç işlemesine mani olup davranışlarını kısıtladığımız için bizden korkmaları normal” dedi. Polislik mesleğinde önemli olanın suçu engellemek olduğunu belirten Balçova Emniyet Müdürü, suç işlendikten sonra tedbir almanın kimseye faydası olmadığını vurguladı. Ferda Eser, bazı sosyal sorumluluk haberlerinin duyulması sayesinde hastaneler veya başka kurumların işleyişinin biraz düzene girmesinde basının öneminin büyük olduğunu belirtti. Basın mensuplarıyla birlikte olayların takibinde karşılaştıkları zorluklarla ilgili örnekler polis memurlarıyla basın mensupları arasında zaman zaman gerginlikler yaşandığını dile getirdi. Ferda Eser, “Olay yerine, iz ve delillerin korunması açısından rütbeli memurlarımız dahil hiç kimse giremez. Basın mensubu kişiler ise haber yapabilmek, haberi diğerlerinden önce yazıp servise koyabilmek amacıyla bir an önce olay yerine girmeye çalışıyor. Mağdurların akrabaları da bir anda olay yerini doldurup ağıtlar yakıyor, cesedi görmek istiyor. Polis memurları ise cesedi morga götürmeye uğraşıyor. Böyle olunca üç farklı düşünce çatışıyor ve gerilimler başlıyor. Bizim tavrımız kesinlikle şahsi değil” şeklinde konuştu. Gününün güzel geçip geçmemesinde sabahki haberlerin etkisi bulunduğunu ifade eden Eser, basın mensuplarının bazı haberlerin içeriğini çarpıttığını ya da dikkat çekebilmek amacıyla abartılı başlıklar yazdığını, bunun da zaman zaman insanları sıkıntıya soktuğunu kaydetti.
Buna karşılık Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan Kavaklı ise bu gibi durumlarda basın mensubunun kastı olduğunun düşünülmemesi gerektiğini belirterek, “Haber başlığının birinci işlevi dikkat çekmek, ikincisi bilgilendirmektir. Dikkat çekmeyen başlık okunmaz. Suç olmadığı müddetçe ve haber muhtevasıyla çelişmedikçe başlık üzerinde bazı tasarruflarda bulunulabilir.” dedi. Eser’e, EÜ İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Bülend Göksel tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.
|
/ İzmir
17.05.2008
|
|
|
‘Mavi Hat’ dâvâsı başlıyor |
BOTAŞ’taki yolsuzluk iddiaları üzerine, Enerji ve Tabiî Kaynaklar Bakanlığı bünyesinde başlatılan ‘’Mavi Hat’’ operasyonu kapsamında açılan davanın görülmesine bugün başlanacak.
Dâvâ, terör ve organize suçlara bakmakla görevli Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Dâvânın iddianamesinde, aralarında bazı iş adamları ve bürokratların da bulunduğu 71 sanığın, ‘’suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve üye olmak’’, ‘’örgüt kapsamında ihaleye fesat karıştırmak’’, ‘’rüşvet almak’’, ‘’rüşvet vermek’’ ve ‘’suç gelirlerini aklamak’’ suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
İkinci el cep telefonu alırken dikkat! |
Emniyet yetkilileri ikinci el cep telefonu alırken ve bozulan telefonlarını tamir için yetkili olmayan servislere bırakan vatandaşları uyararak şu tavsiyelerde bulundu:
“İkinci el cep telefonu alırken muhakkak kimden alındığını kontrol edin. Telefonu aldığınız mağazanın kartvizitine cep telefonunun IMEI numarasını yazdırın, o günün tarihini de yazdırarak imzalatın. Tamir için telefonlarınızı muhakkak yetkili servislere teslim edin. Yetkili olmayan yerlere verdiğiniz telefonların IMEI numaralarının kopyalanıp kopyalanmadığı ancak, kaçak getirilip ele geçirilen telefonlarının incelenmesi sırasında ortaya çıkar.” Beyoğlu Emniyet Müdürlüğü ekipleri istihbarî çalışmalar sonrasında ikinci el telefon satan mağazalara mahkeme kararıyla baskın düzenledi. Dükkânlara giren ekipler, vitrinlerdeki ve tezgâh altlarındaki telefonları incelemeye aldı. Dükkân sahiplerinden ikinci el telefonları için gerekli olan ve satın alınan şahsın kimlik fotokopisi ile adreslerini içeren belgeleri göstermesini isteyen ekipler, istenen evraklar bulunmayan telefonları incelemek üzere el koydu.
|
/ İstanbul
17.05.2008
|
|
|
Güroymak bahar şenliğiyle tanıtılacak |
Bitlis’in Güroymak ilçesinde ilk defa tanıtım ve kaynaşma amaçlı bahar şenliği yapılacak.
Şenliğin hazırlıklarının tamamlanmak üzere olduğunu belirten Güroymak Kaymakamı Rıfat Altan, ilk defa yapılacak şenlikte amaçlarının ilçelerinin tanıtımını yaparak birlik ve beraberliği pekiştirmek olduğunu söyledi. 20-21-22 Mayıs tarihlerinde yapılacak şenliğe Güroymak’tan göç edenleri de davet eden Kaymakam Altan, şenlik faaliyetleri çerçevesinde bayanlar tarafından yapılan yöresel yemeklerle kıyafetlerin sergileneceğini ve ünlü san'atçı Onur Akın’ın da bir konser vereceğini ifade etti.
|
/ Bitlis
17.05.2008
|
|
|
“Her yıl bine yakın eczane açılıyor” |
Türk Eczacıları Birliği Genel Başkanı Erdoğan Çolak, Türkiye’deki eczane sayısının 22 bin 300 olduğunu belirterek, buna her yıl bine yakın eczanenin katıldığını söyledi.
Eczacılık fakültelerinden her yıl bin 100 mezun verildiğini ifade eden Çolak, ‘’Her yıl 100-150 arası eczanemiz kapanıyor. Ama bin 100 mezun eczacı veriyoruz, bunların yüzde 85’i yeni eczane açıyor. Piyasaya giren eczane sayısı çok olduğu için kapananların sayısı belli olmuyor’’ diye konuştu. Çolak, Adana Eczacı Odası tarafından yaptırılan anaokulunun açılışı için geldiği Adana’da, yaptığı açıklamada, Türk ve dünya ekonomisinde yaşanan dalgalanmalardan doğal olarak eczacıların da etkilendiğini söyledi.
|
/ Ankara
17.05.2008
|
|
|
İslâmiyet çevremizi korumayı emrediyor |
İstanbul Üniversitesi (İÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fahri Kayadibi, insanların, yaratanın kendilerine hediye olarak sunduğu tabiatı onun istediği şekilde kullanmaları halinde çevre sorunlarının tehdidi altında olmayacaklarını belirterek, ‘’Çevreyi kirletmekle insanlığa, topluma, gelecek nesillere, bitkilere, canlılara, dünyaya ve yaratana karşı suç işlenmektedir’’ dedi.
İÜ İlahiyat Fakültesince düzenlenen ‘’Çevre ve Din Uluslararası Sempozyumu’’, İÜ Rektörlük binasında başladı. Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı ve İÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kayadibi, açılışta yaptığı konuşmada, çevre sorununun en güncel ve önemli bir sorun hâline geldiğini, insanların bencillik, israf ve sınırsız istekleriyle dünyayı yaşanmaz hale soktuklarını söyledi.
Prof. Dr. Kayadibi, insanların dünyanın tabiî dengesini bozduğunu, su, hava ve toprağın kirlendiğini, küresel ısınmanın sıkıntılarının çekildiğini, anormal iklim değişikliklerinin yaşandığını ifade etti. Prof. Dr. Kayadibi, tabiatın kendi haline bırakılması durumunda kendisini belli bir zaman sonra düzeltebileceğine işaret ederek, ancak insanların menfaatlerinin buna izin vermediğini söyledi. İnsanlığın ortak değeri olan çevreden herkesin yararlanabilmesi ve gelecek nesillere aktarılabilmesi için bütün dünyada bir eğitim seferberliğine ihtiyaç olduğunu belirten Kayadibi, ‘’İnsanların çevreden faydalanması tıpkı bir bal arısının çiçeklerden yararlandığı gibi olmalıdır. Bal arısı çiçeklerden gerekli malzemeyi toplar, ama ne kokusuna ne de güzelliğine zarar verir. Bu durum ancak insanlar arasında ortak bir çevre bilinci oluşturulmasıyla sağlanabilir. Unutulmamalıdır ki, Allah dünyayı yalnız insanlar için değil, bütün canlılar için yaratmıştır’’ diye konuştu.
Aşırı tüketim ve israfa karşı olduğunu dile getiren ‘’Çevreci profesör’’ olarak da tanınan İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Yeraltı İşletmeciliği Bölümü Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Kural, şöyle konuştu: ‘’Hakikî Müslümanlık, insanın Allah’la ve insanla olan hesaplaşmasıdır. Hakikî Müslümanlık, belki bir kediye su vermek, bir yaşlıya yardım etmek, bir görme özürlüye kitap okumaktır. İnsanın vicdanıyla olan hesaplaşması hakikî Müslümanlıktır diye düşünüyorum.’’
Sigarayla mücadele konusuna da değinen ve yakında yürürlüğe girecek yasayla kapalı alanlarda sigara içilemeyeceğini hatırlatan Prof. Dr. Kural, yasanın el birliğiyle mücadele edilirse hayata geçirilebileceğini söyledi. Kural, Mısır Müftülüğünün sigarayı haram ilân ettiğini belirterek, ‘’Ben Diyanet İşlerinden de sigarayı haram ilân etmesini bekliyorum’’ dedi.
Eski milletvekili san'atçı Ediz Hun ise dünyadaki en önemli 3 konunun demokratikleşme, insan hakları ve insan kökenli çevre kirlenmesi sonucu ortaya çıkan çevre koruma kavramı olduğunu belirterek, kaynakların gelecek nesilleri de düşünecek şekilde kullanılmasının planlanması gerektiğini vurguladı. Arama Kurtarma Derneği (AKUT) Başkanı Nasuh Mahruki de dünyada dönemsel iklim ve sıcaklık farklarının hep olduğunu, ancak son yıllarda bunlara insan faaliyetlerinin etkisinin de eklendiğini söyledi. ‘’Dinler ve Çevre’’, ‘’İslâm Hukuku ve Çevre’’, ‘’Kur’ân ve Çevre’’, ‘’Hz. Peygamber ve Çevre’’, ‘’Din Eğitimi ve Çevre’’, ‘’Felsefe ve Çevre’’, ‘’Çevre Etiği’’nin de aralarında bulunduğu oturumların gerçekleştirildiği sempozyum dün sona erdi.
ÇEVRENİN KORUNMASINDA DİNİN ROLÜ BÜYÜK
İstanbul Üniversitesince düzenlenen uluslar arası sempozyumun açıklanan resmî ana teması şu şekilde: “Dinin insan hayatına etkisi düşünüldüğünde, çözüm için vazgeçilemez bir araç olacağı aşikârdır. İslâm başta olmak üzere bütün dinlerin çevrenin korunması adına önemli uyarıları içeren öğretileri olduğu bilinmektedir. Dinlerin aynı zamanda tabiatın ve hayatın önemli unsurları olan su, toprak, ağaç, hayvan, yemek, içmek ile ilgili prensipleri de bu konuda büyük önem taşımaktadır. Düzenleyeceğimiz bu sempozyumda işte bütün bu konular üzerinde durularak bir çevre ahlâkının oluşturulması için katkı sağlanmaya çalışılacaktır.”
|
17.05.2008
|
|
|
Çukurca’da hain tuzak: 1 şehit |
HAKKÂRİ'NİN Çukurca ilçesinde, mayın patlaması sonucu, 1 asker şehit oldu.
Alınan bilgiye göre, ilçeye bağlı Kavuşak köyü yakınlarında, terör örgütü PKK üyeleri tarafından araziye döşenen mayının patlaması sonucu, 1 asker şehit oldu. Patlamanın ardından bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldı.
|
/ Çukurca
17.05.2008
|
|
|
Kutlu Doğum Haftası Pdf
|
|
|
|
|
|