YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, ÖSS’yi değiştirmek istediklerini, bu konu üzerinde çalışmalarının devam ettiğini söyledi. “Bu sistemde öğrencinin hangi okuldan mezun olduğunun önemi kalmayacak mı?” sorusuna Özcan, “Ne alan kalacak ne katsayı, hepsi gidiyor. Tamamen başarıya odaklı bir sistem olacak ” cevabını verdi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversiteye giriş için tek aşamalı ancak adayların yılda birkaç kez girebilecekleri bir sınav modeli düşündüklerini açıkladı.
Özcan, Öğrenci Seçme Sınavı’nda (ÖSS) yapmayı düşündükleri değişikliklere ilişkin soruları cevapladı. ÖSS’yi değiştirmek istediklerini belirten Özcan, bu konu üzerinde çalışmalarının devam ettiğini bildirdi. Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) da konuyla ilgili çalışmaları olduğunu söyleyen Özcan, MEB ile ortak çalışacak aşamaya henüz gelinmediğini kaydetti. Özcan, ‘’Biz de İngilizlerin yaptığı gibi düşünüyoruz’’ dedi. İngiltere’deki sistemde adaylara 12-13 konu verildiğini ve adayların bu konulardan istedikleri birkaçını seçerek sınava girdiklerini anlatan Özcan, kendilerinin de bu model üzerinde durduklarını ifade etti. İngiliz sisteminde açık uçlu sorular da yöneltildiğinin belirtilmesi üzerine Özcan, ‘’Bazılarında açık uçlu sorular var. Sosyal alanında sorular açık uçlu zaten, test değil. Bizde eskiden uygulanan olgunluk sınavlarının aynısı. Meselâ Tarihten ‘şu savaşın etkilerini yazın’ diyor. Hepsi test değil yani’’ dedi. YÖK Başkanı Özcan, konu ‘’olgunlaştıktan’’ sonra üniversitelerle paylaşacaklarını bildirdi. Özcan, düşünülen değişikliğin ne zaman uygulamaya konulacağı konusunda da ‘’Gelecek yıl için olmasa bile, bu sefer alan ve katsayıları kaldırırız. ona bir hazırlık olur. Evet, yetişmeyebilir, olmazsa bir sonraki sene geçeriz’’ dedi.
‘’Alan ve katsayıların kaldırılması halinde adaylar nasıl yerleştirilecek?’’ sorusu üzerine Özcan, ‘’Aldığın puana göre yerleştirileceksin. Kimse de sana ‘sen bu meslek okulundasın ancak şu meslek yüksek okuluna gidebilirsin’ diye bir şey söylemeyeceksin. Puanın tutuyorsa makine mühendisi ol, sosyolog ol, psikolog ol’’ diye konuştu. Özcan, ‘’Ne alan kalacak ne katsayı, hepsi gidiyor. Tamamen başarıya odaklı bir sistem olacak. Çocuğun, 3 dersten veya her neyse lise 1, 2, 3 ve 4’teki başarısına dayanan bir sistem olması lâzım’’ dedi.
Özcan, üniversitelerdeki her bölüm için adayların hangi derslerden veya konulardan başarılı olması gerektiğini üniversitelere soracaklarını belirterek, ‘’Örneğin, makine mühendisliği bölümlerine soracağız ‘siz hangi 3 tür puanla öğrenci almak istiyorsunuz’ diye. Onlar belirleyecek. Daha sonra bunları ÖSYM’nin kitapçığında yayınlayacağız’’ dedi. Özcan, şöyle devam etti: ‘’Aynı üniversite sınavı gibi tek ama senenin her anında yapılabilir bir sınav düşünüyoruz. Böyle bir defada olmasın, aday onu 3-5 defa alabilsin. Meselâ matematikten girdi, diyelim ki 100 üzerinden 25 aldı, bu onu tatmin etmedi. 6 ay sonra bir sınav daha olsun. ÖSYM, bu imtihanları döndürsün istiyoruz. Nasıl işte, TOEFL’da 120 doları veriyorsun, o hafta sonu sana hemen veriyorlar imtihanı. Burada da öyle bir mekanizma olsun. Herkes, yığınlar, gidip bir günde o imtihanı almasın. Meselâ, genel yetenek testini gelecek ay alacak, matematik testini 2 ay sonra, coğrafya sınavını ondan bir ay sonra alacak. Ama okul açılmadan yapılacak bu sınavlar, sürelere de riayet edilecek. Aldığınız puanlarla üniversitelere başvuracaksınız."
SINAV STRESİ, UNUTKANLIĞA YOL
AÇIYOR
Anadolu liseleri ve kolej sınavlarına hazırlanan ilköğretim okulu öğrencilerinde, yoğun stresten kaynaklanan ‘’konsantrasyon zorluğu, karar verme güçlüğü, unutkanlık ve öğrenileni kullanamama’’ gibi sorunların yoğun olarak görüldüğü bildirildi. Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Yıldız Öç, yaptığı açıklamada, özellikle ilköğretim okulu 8. sınıf öğrencilerinde, sınav günü yaklaştıkça sorunların da ortaya çıkmaya başladığını söyledi. Hem okula hem de dersanelere giden ilkokul öğrencilerinin, yoğun ve gerilimli bir çalışma ortamına sürüklendiğini ifade eden Öç, ‘’heyecan ve kaygının’’ deneme sınavları ve ailenin baskısıyla sürekli gündemde tutulduğunu belirtti. Ortaöğretim Kurumları Sınavı’nın (OKS) yaklaşmasıyla öğrencilerde, ‘’başarılı olamayacağım’’, ‘’sınavı kazanamazsam annemin babamın yüzüne nasıl bakarım’’ ve ‘’yüksek puan alamazsam rezil olurum’’ gibi kaygılar ortaya çıktığını bildiren Öç, bu düşüncelerin çalışmayı kolaylaştırmadığını tam tersine çalışmayı engellediğini ifade etti.
|