Öğretmenlik başvurularında görülen manzaranın hem olumlu, hem de olumsuz yönlerine dikkat çekmek istiyorum.
Olumlu yönü, sınırlı kadrolara ihtiyacın çok üstünde adayın baş vurması bilgi, yetenek, başarı kriterleri sayılan sınavlardan en başarılı olanların seçilmesi.
Birçok engeli aşarak ipi göğüsleyebilenlerin öğretmen olması eğitim kadroları için olumlu gelişme olarak düşünülebilir.
1978- 79 yıllarında Ecevit iktidarında 45 günde 3 yıllık bir eğitimi tamamlamış gibi Eğitim Enstitüsü—sözde—mezunlarından oluşan öğretmen kadrosu eğitim camiasının yüz karası olmaya devam ede gelmiştir.
YASEM olarak eğitim, seminer ve danışmanlık vesilesi ile bazı okullarda 78 kuşağı denilen jenerasyonunu yakından gözlem fırsatımız oldu.
45 günde, kabak sebzesinden daha hızlı öğretmen olan öğretmenler memuriyetin sağladığı istihdam garantisine dayanarak bugünlere kadar eğitim kadrosunun içinde yer aldığının fecaatini gördük. Her yönüyle uyumsuz, muhalif, kendileri ile de çevresi ile de kavgalı tipler.
Eğitimcilik ve öğretmenlik işi, bir sevda, dâvâ, ideal, hayal, vizyon meselesi olmadıkça yapılan işten hayır gelmez.
Geçim derdi, maişet vasıtası, istihdam garantisi öncelikli mecburiyetten dolayı öğretmenlik mesleğini seçenlerle, işini, mesleğini severek yapanlar arasında dağlar kadar fark vardır.
En değerli kaynak, en büyük yatırım, en büyük servet insan potansiyelidir. En büyük, en hayırlı hizmet insana yapılan hizmettir. “İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır” hadisinden de anladığımız odur ki, insanlara en büyük fayda, insanın en öncelikli ihtiyacı, bilgilenmesine vesile olmaktır. O bilgi ki, insana iki cihan saadetinin anahtarı olabilecektir.
KİMDİR EĞİTİCİ?
1. Eğiticilik sevdası, aşkı, derdi, dâvâsı, gayesi, ideali olanlar eğitici olmalıdır. Feragat, şefkat, merhamet, hizmet, sebat, metanet sahibi olanlar.
2. Mesleğin, branşın gerektirdiği bilgi, kaynak, yenilik, ekipman, dokümana sahip olmalıdır.
3. Teknik ve teknolojiyi ilk önce ve en etkin kullanabilmeli.
4. İnsan fıtratını, biyoloji, pedagoji ve psikolojiyi iyi bilmeli.
5. İnanmalı, inancın ne demek olduğunu hissetmeli ve yakalamalı.
6. Kudsî bir değere inancı olmayan bir insanın hiçbir başka insanî değere inanması ve önem vermesi düşünülemez. Midesi ve zevkine düşkün insan insaniyet özelliğini de yitirmiştir.
7. Zamanın gelişmelerini, aktüaliteyi, dünyayı, coğrafyayı, sosyal gelişmeleri belirli ölçüde içinde boğulmadan takip etmelidir.
8. San'ata ve estetiğe duyarlı, tarih şuuruna sahip, toplumun kültürel değerlerinin farkında olmalıdır.
Eğitim, öğretme işi iletişim temeli üzerine oturan bir faaliyettir. Öğrenme süreci tek taraflı bir süreçtir. Öğrenci istemedikçe öğretmen öğretmez. Öğretmene düşen öğrencilerin öğrenmeye ihtiyaç hissetmelerini sağlayacak vesile ve vasıtaları kullanıp öğrencilerde istek uyandırabilmelidir. Bu da işini sevmek, insanları sevmek, işini dâvâ ve hizmet bilmekten geçer.
Sürekli gelişen iletişim teknikleri, kişisel gelişim bilgileri ile donanımlı olmayı gerektirir. Meslekî kaynaklar dışında da bir çok alanda kaynak taraması yapmalıdırlar. Velhasıl hep okumak, araştırmak, yazmak ve yapmaktan geçer. Bu da, aşırı istemek, heyecan, enerji, sinerji çok yönlü donanımlı olmak demektir. Motive olmayan motive edemez, yanmayan yakamaz.
|