|
|
|
AB sürecinde geri dönülmez yoldayız |
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Avrupa Birliği sürecinin, Türkiye’yi birinci sınıf demokrasiyi gerçekleştirmek anlamında dönülmez bir yola soktuğunu söyledi. Babacan, “Türkiye’de bizim yaptığımız zinanın suç olmaktan çıkarılması, idamın kaldırılması, kadına eşitlik gibi reformlar laiklikten geri adım atmaya, onu zayıflatmaya değil, daha da güçlendirmeye yöneliktir” diye konuştu.
Ünlü İngiliz düşünce kuruluşu Kraliyet Silahlı Kuvvetler Enstitüsü’nde (RUSI) konuşma yapan Ali Babacan Türkiye’nin, uluslar arası gündemde yer alan önemli güçlüklerin yaşandığı bir bölgede bulunduğuna dikkat çekerken, ülkenin bugün dış politika alanında pek çok sorunla uğraşmak zorunda olduğunu hatırlattı. Türkiye’nin çevresindeki önemli sorunları, Ortadoğu, İsrail-Filistin, Lübnan, Irak, İran’ın nükleer programı, Balkanlar ve güney Kafkasya’daki durum olarak sıralayan Bakan Babacan, bütün bu güçlüklerin ötesinde Türkiye’nin soğuk savaş dönemi sonrasında ortaya çıkan pek çok görünmez ve asimetrik sorunlarla da uğraşmak durumunda olduğunu bildirdi. Listenin başında terörizmin bulunduğunu, bunu yasa dışı göç ve uyuşturucu gibi organize suçların izlediğini belirten Babacan, terörizmin yenilmesinin askerî, ekonomik, kültürel ve politik cepheleriyle çok yönlü bir yaklaşım gerektirdiğini bildirdi. Babacan, Aynen İngiltere gibi terörden çok çekmiş bir ülke olan Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu en büyük terör tehdidini kuzey Irak’ta üslenen PKK’nın oluşturduğunu söyledi. Onlarca yıldır Avrupa’ya savunma ve güvenlik konusunda büyük destek verildiğini hatırlatan Babacan, Türkiye’nin haklı olarak aynı sürekli desteği Avrupalı dost ve müttefiklerinden beklediğini vurguladı. Türkiye’nin, terör örgütü PKK ile mücadelesinin süreceğini belirten Bakan Babacan, Avrupa’nın bu konuda Türkiye’ye destek verip vermeyeceğinin, Türkiye ile Avrupa arasındaki uzun süreli ortaklık açısından bir sınav niteliği taşıdığını anlattı.
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin AB üyeliği süreci konusundaki görüşlerini de anlattı. AB’ye tam üyeliğin Türk dış politikasının temelini oluşturduğunu ve bunun böyle olmaya devam edeceğini de belirten Babacan, Türkiye’nin tam üyeliğe giden yolda büyük bir dönüşüm süreci geçirmekte olduğunu ifade etti. Bu dönüşümün, ekonomik ve sosyal alanda olduğu kadar siyasi alanda da etkilerini gösterdiğini belirten Babacan, Türkiye’nin 5-6 yıl öncesiyle karşılaştırıldığında tümüyle farklı bir ülke olduğunu bildirdi. Reformların zaman zaman yavaşlasa da sürdüğünü hatırlatan Babacan, “Müzakereler başlamadan önce ‘Türkiye ne zaman AB’ye hazır olacak?’ şeklinde ortaya çıkan büyük soru işareti, bugün artık ‘AB ne zaman Türkiye için hazır olacak’a dönüşmüştür” dedi.
Kıbrıs konusuna da değinen ve sorunun Rumlar’ın engellemeleri sonucu uzun süredir “sırta vurulmuş bir yüke dönüştüğünü” belirten Babacan, Rumların bu sorunu, Türkiye’nin AB üyeliğine giden yolda bir engele dönüştürmek için fırsat kolladığını belirtti. Ada’da çözümün ancak iki tarafın da bunu samimiyetle istemesi halinde mümkün olabileceğini belirten Ali Babacan, Rum kesiminde yapılan seçimin ardından çözüme yönelik iyimserliğin arttığını ifade etti. Bakan Babacan, BM parametrelerinin temelinde bir çözüme destek vermeye hazır olduklarını vurgularken, Türk tarafı olarak temkinli bir iyimserlik içinde bulunulduğunu söyledi.
|
/ LONDRA
16.04.2008
|
|
|
Eskiden 159'du, şimdi 301 |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in verdiği bilgiye göre, daha önce 159. madde olarak kanunda yer alan ve 2005'te yürürlüğe giren yeni TCK'da 301. madde olarak düzenlenen maddeden, 2003'te 429, 2004'te 318, 2005'te 221, 2006'da 328 ve Ocak-Eylül 2007 döneminde 185 dâvâ açıldı.
TCK’nın, “Türklüğü, Cumhuriyeti, devletin kurum ve organlarını aşağılama” hükmünü içeren ve değiştirilmesi gündemde olan 301. maddesiyle ilgili, son 5 yılda bin 481 dava açıldı, 745 kişi mahkûm oldu.
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, CHP Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ünlütepe’nin soru önergesine verdiği yazılı cevapta, 2003-2007 yılları arasında TCK’nın 301. maddesinden açılan davalara ilişkin bilgi verdi. Daha önce 159. madde olarak TCK’da yer alan, 2005’de yürürlüğe giren yeni TCK’da ise 301. madde olarak düzenlenen bu maddeden, 2003 yılında 429 dava açıldı. Bakan Şahin’in verdiği bilgiye göre, 2004’de 301. maddeden açılan dava sayısı 318, 2005’de 221, 2006’da 328 ve Ocak-Eylül 2007 döneminde 185 oldu.
2003’de sonuçlanan 400 davada; 252 kişi mahkumiyet cezası alırken, 155 kişi beraat etti. 2004’de sonuçlanan 334 davada; 145 kişi mahkum oldu, 317 kişi beraat etti. 2005’de sonuçlanan 314 davada; 133 kişi hakkında mahkumiyet, 249 kişi hakkında beraat; 2006’da sonuçlanan 299 davada 131 kişi hakkında mahkumiyet, 255 kişi hakkında beraat; Ocak-Eylül 2007 döneminde sonuçlanan 217 davada 84 kişi hakkında mahkumiyet, 168 kişi hakkında beraat kararı çıktı.
2007’de, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili bir önceki yıldan kalan 536, yıl içinde açılan 185 ve bozularak gelen 23 olmak üzere toplam 744 davanın, 217’si sonuçlandı, 527’si bu yıla devredildi. Son 5 yılda, TCK’nın 301. maddesiyle ilgili 6 bin 75 kişi sanık sandalyesine oturdu. 2003’de bin 313, 2004’de bin 385, 2005’de bin 305, 2006’da bin 533, 2007’de bin 189 kişi yargılandı.
Fikir özgürlüğünün önündeki duvar: 301
1 Haziran 2005 tarihinde yapılan yasal reformlar döneminde eski Türk Ceza Kanununun 159. Maddesinin yerine konan 301. Madde gündemden düşmüyor.
Fikir özgürlüğünün önünde duvar gibi duran 301. maddeyle ilgili değişiklik teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nun önünü geldi. www.antenna-tr.org'daki bigilere göre, 159. maddeden 301'e değişiklik şöyle gelişti:
Eski TCK 159
1- Türklüğü, Türk Milletini, Türkiye Devletini, Türkiye Büyük Millet Meclisini, Bakanlar Kurulunu, bakanlıkları, adliyeyi, Devletin askerî veya emniyet ve muhafaza kuvvetlerini veya bunları temsil eden bir kısmını alenen tahkir ve tezyif eden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
2- Birinci fıkrada yazılı cürümlerin işlenmesinde, tahkir ve tezyif edilen açıkça belirtilmemiş olsa bile, ona yönelik bulunduğunda tereddüt edilmeyecek bir durum varsa, tahkir ve tezyif edilen açıklanmış gibi kabul edilir.
3- Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına veya TBMM kararlarına alenen sövenlere bir aydan altı aya kadar hapis cezası verilir.
4- Türklüğü, Türk Milletini veya Türkiye Devletini tahkir ve tezyif, yabancı memlekette bir Türk vatandaşı tarafından işlenirse verilecek ceza üçte biri oranında artırılır.
Yürürlükteki TCK 301
1- Türklüğü, Cumhuriyet’i veya TBMM’yi alenen aşağılayan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini, Devletin yargı organlarını, asker veya emniyet teşkilâtını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
3- Türklüğü aşağılamanın yabancı bir ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
4- Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
Değişiklik teklifi TCK 301
1- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini veya Türkiye Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
2- Devletin askerî veya emniyet teşkilâtını alenen aşağılayan kişi, 1. fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
3- Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz.
4- Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması Cumhurbaşkanının iznine bağlıdır.
Peki ne değişecek?
Ceza sınırı iki yıla indirilecek.
“Türklük” ibaresi “Türk Milleti” olarak değiştirilecek.
“Cumhuriyet” ibaresi “Türkiye Cumhuriyeti” olarak değiştirilecek.
Kovuşturma yetkisi de Cumhurbaşkanının iznine bağlanacak.
Suçun yabancı ülkede işlenmesi cezayı ağırlaştırmayacak.
159/301. maddelerden yargılanan
bazı isimler şöyle:
Faruk Çakır (Gazeteci),
Mustafa Döküler (Gazeteci)
Abdurrahman Dilipak (Gazeteci),
Ahmet Önal (Yayıncı ),
Baskın Oran (Akademisyen),
Cüneyt Arcayürek (Gazeteci),
Elif Şafak (Yazar),
Emin Karaca (Yazar),
Eren Keskin (Avukat),
Erol Katırcıoğlu (Akademisyen),
Erol Özkoray (Gazeteci),
Fatih Taş (Yayıncı ),
Ferhat Tunç (Müzisyen),
Fikret Başkaya (Akademisyen),
Haluk Şahin (Akademisyen),
Hasan Cemal (Gazeteci),
Hrant Dink (Gazeteci),
İbrahim Kaboğlu (Akademisyen),
İsmail Beşikçi (Sosyolog),
İsmet Berkan (Gazeteci),
Mehmet Pamak (Yazar),
Murat Belge (Akademisyen),
Orhan Pamuk (Yazar),
Ragıp Zarakolu (Yayıncı),
Şanar Yurdatapan(Müzisyen),
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
Erdoğan: Kriz henüz bize gelmedi |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD’de yaşanan ekonomik krizle ilgili olarak, ‘’Türkiye’de henüz bu krizin tesiri olmuş diyemem. Fakat beklentiler noktasında bir bulanıklık var’’ dedi.
Başbakan Erdoğan Katar’daki temasları çerçevesinde bu ülkede yaşayan Türklerle Diplomatik Kulüp’te bir araya geldi. İktidarları süresince gece gündüz demeden Türkiye’yi, özlenen seviyeye getirmeye çaba sarf ettiklerini belirten Erdoğan, gurbette olmanın ne anlama geldiğini bildiğini söyledi. Yurt dışına gittiğinde orada yaşayan Türklerin sorunlarını çözmek için çaba sarf ettiğini anlatan Başbakan Erdoğan, daha önce Avustralya’ya gittiğini hatırlatarak, buna gelen eleştirileri anlattı.
‘’Büyük devlet olmak Ankara içine mahkûm olmakla olmaz’’ diyen Erdoğan, ABD, Rusya, Almanya ve Fransa gibi ülkelerin başkanlarının da böyle yaptığını söyledi.
Meselenin, ekmek meselesi olduğunu ifade eden Erdoğan, rekabet gücünün artması için dünyaya açılmak gerektiğini dile getirerek, ‘’Ankara’da oturmakla sorunlar çözülmez’’ diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, ABD’de yaşanan ekonomik krizin Türkiye’ye bir yansımasının olup olmayacağı sorusunu cevaplarken, ‘’Türkiye’de henüz bu krizin tesirinin olduğunu söyleyemeyeceğini’’ kaydetti. ‘’Ancak beklentiler noktasında bir bulanıklık olduğunu’’ ifade eden Erdoğan, 2008 yılını yatırım yılı olarak gören küresel sermayenin şüpheci bir yaklaşım içinde olduğunu ifade etti. Görüşme yaptığı kişilerin, ‘’acaba mı?’’ diye lafa başladığını anlatan Erdoğan, ‘’Ben tabiî kendilerini ikna etmeye çalışıyorum’’ dedi. Ekonomik parametrelerin iyi noktada olduğunu söyleyen Erdoğan, ‘’Bir sıkıntı yok. Ayaklarımızı yere sağlam basmak zorundayız’’ diye konuştu.
|
/ DOHA
16.04.2008
|
|
|
Bahçeli: Türklüğü bizden öğrenin |
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 301 tartışmalarıyla ilgili olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Türklük ve Türk milleti arasındaki anlam farkını kendilerinden öğrenmesini istedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Bahçeli, 301. madde hakkındaki değişiklik teklifi hakkında şunları söyledi: “Sayın Başbakan yaptığı bir konuşmada, değişiklik önerisine atıf yaparak ‘Türklük ile Türk milleti’ arasındaki ince farkı nasıl anladığımızı sormuştur. Biz, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Türklük ile Türk milleti arasında kavram olarak ayırt edilemeyecek kadar ince bir çizgi var ise o halde Sayın Başbakan’a yasanın mevcut halini korumasını öneririz. Ancak, değişiklikte ısrarını sürdürecekse Türklük ve Türk milleti arasındaki anlam farkını bizden öğrenmesini istiyoruz.’’ İlk olarak Türklük kavramının bir insan ırkını değil, kucaklayıcı bir genel yaklaşımla bütün Türk milletini kapsayan, Türk olma halini içeren geniş ve zengin bir tanım olduğunu ifade eden Bahçeli, ‘’İkinci husus; Türklük, Türk milletinin yalnızca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki varlık ve değerlerini değil, dünyanın her yöresindeki Türkleri ve ortak eserlerini içine alan kolektif bir kavramdır. Üçüncü husus ise Türklükle anlaşılması gereken, yalnızca bugünü değil, coğrafyaları ve zamanı aşan bir derinlik ve perspektifle, bu tanıma uyan, maddî, manevî, beşerî, kültürel, sosyal, ekonomik, antropolojik ve arkeolojik, bütün Türk varlığını, eserlerini ve geleceğini ihtiva etmektedir’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
AKP: Öyle birşey yok |
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, kamuda dinsel simge sayılan kıyafetlerin giyilemeyeceği ile ilgili anayasaya madde ekleneceği şeklindeki haberleri yalanladı.
Bozdağ, “Birileri temennilerini yazıyor” dedi. Yeni Asya’ya konuşan AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Anayasa ile ilgili çalışmaları yürüten isimlerin belli olduğunu bunlar dışındaki iddiaların söylentiden öteye geçemeyeceğini açıkladı. Bozdağ şunları söyledi: “Anayasa ile ilgili çalışma yürüten arkadaşlar belli. Birkaç kişiden biri de benim. Çalışmalarla ilgili kamuoyuna açıklanmış herhangi bir şey yok. Özel sohbetlerde dahi bununla ilgili bir şey yok. Bizim Anayasa ile ilgili veya başka alanlarda demokrasiyi güçlendirme noktasında bir takım çalışmalarız var. Şimdilik bu daha somuta dönüşmedi. Yapacağımız çalışmaları somutlaştırdıktan sonra kamuoyuna açıklarız. Bunu yapsınlar şunu yapsınlar diye birileri yazıyor. Şu anda birileri temennilerini yazıyor.”
|
KEMAL BENEK
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
Yargıda SMS ile 7 milyon YTL’lik tasarruf |
Adalet Bakanlığının, vatandaş ve avukatların, cep telefonlarına gönderilecek mesajlarla dâvâ sürecini takip edebilmesine imkân tanıyan “UYAP SMS Bilgi Sistemi”nin Türkiye genelinde uygulanması halinde posta ve telgraf giderinde yıllık 7 milyon YTL tasarruf bekleniyor.
Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin (UYAP) mobil ayağını teşkil eden ve 1 Nisan 2008’de hizmete giren “UYAP SMS Bilgi Sistemi”yle avukatlar ve vatandaşlar; dâvâ açılması, icra takibi başlatılması, duruşma tarihi gibi bilgileri adliyeye gitmeden cep telefonlarına gönderilen kısa mesajlarla öğrenebiliyor. Bütün vatandaşlara açık olan sistem sayesinde, standart SMS tarifesi üzerinden 7 SMS/14 kontör ücret karşılığında dâvâ bilgileri, dosya aşamalarından cep telefonuyla bilgi sahibi olunabiliyor. Sistem, mahkemeler, Cumhuriyet savcılıkları ve icra daireleri gibi adli birimlerce gerçekleştirilen ve taraflara iletilmesi gereken bilgi, veri ve duyuruların GSM Operatörleri aracılığıyla avukatlara ve ilgili kişilere SMS yoluyla sunulmasını amaçlıyor.
Adalet Bakanlığı Müsteşarı Fahri Kasırga imzasıyla konuya ilişkin yayımlanan genelgede, sistemin Türkiye genelinde uygulanabilirliğinin sağlanması halinde, Bakanlığın posta ve telgraf giderinde yıllık 7 milyon YTL civarında tasarruf sağlanmasının beklendiği bildirildi.
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
Günay: 301 zarar verdi |
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 301. maddesiyle ilgili şimdiye kadarki uygulamaların, Türkiye’nin düşünce özgürlüğüne ve dünyadaki düşünce özgürlüğü ve demokrasi görünümüne olumsuz etki yaptını belirtti.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ‘’Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesiyle ilgili şimdiye kadarki uygulamalar, Türkiye’nin düşünce özgürlüğüne ve dünyadaki düşünce özgürlüğü ve demokrasi görünümüne olumsuz etki yaptı’’ dedi. Mardinliler Eğitim ve Danışma Vakfı tarafından düzenlenen, ‘’Uluslararası Mardin Tanıtım Haftası’’nın açılışı Ankara’da yapıldı. Bakan Günay, Türk-Amerikan Derneği’ndeki açılış öncesi gazetecilerin Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesiyle ilgili değerlendirmesini sorması üzerine, 301. maddeyle ilgili şimdiye kadarki uygulamaların, ‘’Türkiye’nin düşünce özgürlüğüne ve dünyadaki düşünce özgürlüğü ve demokrasi görünümüne, olumsuz etki yaptığını’’ söyledi. Konuyla ilgili bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten Günay, ‘’Soruşturma izninin Cumhurbaşkanlığına mı Adalet Bakanlığına mı ait olması tamamen teknik bir meseledir. Her ikisi de olabilir, ama birisi Anayasa tekniği açısından belki bir tartışmayı gerektirir. O yüzden komisyondaki arkadaşlarımızın görüşlerini görelim, ona göre kanaatimizi söyleriz, ama bir yeni düzenleme yapılması ihtiyacı, demokrasiye ve düşünce özgürlüğüne inananlar açısından böyle bir ihtiyaç var’’ diye konuştu.
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
Boğaziçi Köprüsü’nde izinsiz gösteri |
Boğaziçi Köprüsü’nde izinsiz gösteri yapmak isteyen gruba polisin müdahalesi sonucu 5’i kadın 33 kişi gözaltına alındı.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’nda değişiklik öngören tasarıyı protesto etmek isteyen bir grup, köprünün Üsküdar’dan Beşiktaş’a geçiş istikametinde bir araya geldi. Köprü üzerinde pankart açan ve ardından yürüyüş yapmak isteyenlere güvenlik güçlerince müdahale edildi. Gruptan 5’i kadın 33 kişi gözaltına alınarak, Boğaziçi Köprü Koruma Şubesine götürüldü.
|
/ İSTANBUL
16.04.2008
|
|
|
Dışişleri’nin yeni sözcüsü Özügergin |
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Levent Bilman’ın Yeni Delhi Büyükelçisi olarak atanmasının ardından, yeni sözcünün Burak Özügergin olacağı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, dün tebliğ edilen karar çerçevesinde, Dışişleri Bakanlığının “kamuoyu ve basına açık yeni yüzü” Özügergin olacak. Bu arada, Dışişleri Bakanlığı Güvenlik İşleri Genel Müdür Yardımcısı Elçi Şakir Özkan Torunlar, Bangladeş nezdinde Türkiye Büyükelçisi olarak atandı.
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
Roj TV dâvâsında 53 başkana para cezası |
Terör örgütü PKK yanlısı yayın yapan Roj TV ile ilgili Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’e mektup gönderdikleri gerekçesiyle haklarında dâvâ açılan 54’ü DTP’li 56 belediye başkanı ile ilgili mahkeme kararı açıklandı.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, 53 belediye başkanına “suçu ve suçluyu övme” suçundan 3’er ay hapis cezası verdi. Mahkeme duruşmadaki iyi hallerinden dolayı 2’şer ay 15’er güne indirdiği cezayı daha sonra para cezasına dönüştürdü. 3 başkan da beraat etti.
|
/ DİYARBAKIR
16.04.2008
|
|
|
Obezite seçmeli ders olmalı |
Halk arasında şişmanlık diye bilinen obezite, yetişkinlerin yanı sıra çocuklarda da gittikçe yaygınlaşıyor. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Akarsu, hastalığın yaygınlaşmasının önlenmesi için obezitenin seçmeli ders olmasını istedi.
Akarsu, obezitenin görülme sıklığının bütün dünyada arttığını ve Türkiye’yi de ciddî anlamda tehdit etmeye başladığını söyledi. Akarsu, “Obezitenin sebebini, teknolojinin getirdiği rahatlıkla insanların hareketsiz olması, aşırı yemek yeme, fast-food tarzında yemekler, günlük stresli hayatımızdan dolayı daha fazla tüketme, az hareket etme olarak özetleyebiliriz.” dedi. Halkın yüzde 50’sinin aşırı kilolu olduğuna dikkat çeken Akarsu, son yıllarda karın bölgesi şişmanlığının da belirgin bir biçimde arttığına vurgu yaptı. Obezitenin çocuklarda görülme sıklığının da gittikçe arttığına dikkat çeken Akarsu, şişmanlığın artış hızını durdurmak için kapsamlı ve topluma bütününe yönelik tedbirlerin alınmasının şart olduğunu bildirdi. Şişmanlıkla mücadelede toplumun bütününü ele alacak çözümlere ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Akarsu, “Şişmanlık önleme programı için çocuklar öncelikli grup olabilir. Bu konuda ailelere önemli görev düşmekle birlikte, okullar da çok önemli rol oynayabilirler. Obezite, okullarda seçmeli ders olmalı. Doğru beslenme, her çocuğa uygulamayla benimsetilmeli.” tavsiyesinde bulundu.
|
/ GAZİANTEP
16.04.2008
|
|
|
ÖSS'den adaylara: Yük altında mısınız? |
Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi, bu yıl ÖSS’ye katılacak adayların profilini çıkarmak ve okullardaki eğitim-öğretim durumunu ortaya koymak amacıyla anket düzenledi.
ÖSYM’nin internet sitesinde yer alan anket ile ilgili yapılan duyuruda, anketin ‘’Türkiye genelinde 2008-ÖSS’ye gidecek adayların özellikleri ve okullardaki eğitim ve öğretimin niteliğiyle ilgili bilgi toplamak amacıyla hazırlandığı’’ belirtildi. Anketi doldurmanın zorunlu olmadığı kaydedilen duyuruda, cevapların bilimsel amaçlarla kullanılacağı, kişisel bilgilerin saklı tutulacağı ifade edildi.
Anket sorularını cevaplamak için adayın T.C. kimlik numarasını girmesi gerekiyor. 22 sorudan oluşan ankette, adayların anne babalarının eğitim düzeyleri, kardeş sayıları, evlerinde ders kitapları dışında (roman ansiklopedi, hikâye vb.) yaklaşık kaç kitap bulunduğu, evde yabancı dil bilen birisi olup olmadığı, bilgisayar ve internet bağlantısı ile adayın kendisine ait odası ve masası bulunup bulunmadığı, eve ne sıklıkla gazete alındığı, adayın okul öncesi eğitim alıp almadığı, bir işte çalışıp çalışmadığı gibi kişisel sorular yöneltiliyor. Okulla ilgili sorular arasında ise adayların lise eğitimleri süresince sınıf mevcutlarının ortalaması, adayların lisede alanlarını belirlerken ailelerinin veya çevrelerinin etkili olup olmadığı, ilköğretim ve lise eğitimleri boyunca ne kadar süreyle dershaneye devam ettikleri, ilköğretim ve lise eğitimleri süresince özel ders alıp almadıkları bulunuyor.
HANGİ DERSLERDE DAHA BAŞARILILAR?
Ankette adayların hangi derslerde daha başarılı oldukları ve ne kadar süre çalıştıkları da belirlenmeye çalışılıyor. Bu çerçevede en çok hangi derslere ilgi duydukları ve kendilerini en çok hangi derslerden başarılı buldukları gibi soruların yanısıra, ‘’Sınıftaki diğer öğrencilerden daha başarılı olup olmadıkları, farklı derslerde verilen akademik çalışmaları (ödevler, sınavlar, projeler ...) başarıyla tamamlayıp tamamlamadıkları, okulda yapılan sınavlarda ‘’kendilerini yük altında hissedip hissetmedikleri’’, okuldaki sınavlarda heyecanlanıp heyecanlanmadıkları ve bu sınavlarda gerçek performanslarını gösterip göstermedikleri konusunda adayların görüşleri soruluyor. Adayların okullarda ve dershanelerde aldıkları eğitimin ÖSS’ye katkısını değerlendirmelerini isteyen sorular da ankette yer alıyor. Bu kapsamda adaylardan ‘’Okulda aldığınız eğitimin ÖSS performansınızı ne ölçüde etkileyeceğini düşünüyorsunuz?’’, ‘’Dershanede aldığınız eğitimin ÖSS performansınızı ne ölçüde etkileyeceğini düşünüyorsunuz?’’, ‘’Dershanede aldığınız eğitimin okul başarınızı ne ölçüde etkilediğini düşünüyorsunuz?’’ sorularını cevaplandırmaları isteniyor.
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
20 yıllık planı şimdiden hazır |
Bir yıl önce kurulan Uşak Üniversitesinin, 20 yıllık yol haritasını oluşturan stratejik planının Devlet Planlama Teşkilâtı (DPT) tarafından onaylandığı bildirildi.
Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Şişman, Afyon Kocatepe Üniversitesinden bir yıl önce ayrılan, pek çok eksiklik ve imkânsızlıklar içinde kendine yaşama şansı arayan Uşak Üniversitesinin, kısa süre içinde gerçekleştirdiği önemli atılımlarla çağdaş bir bilim yuvası haline geldiğini söyledi.
Uşak Üniversitesinin gelecek 20 yıllık hedeflerini stratejik planla belirlediklerini, Türkiye’de böyle bir planı hazırlayan ilk üniversite olduklarını ifade eden Prof. Dr. Adnan Şişman, şu bilgileri verdi:
‘’Üniversitemizin temellerini attık. Şimdi onu nasıl çağdaş bir bilim yuvası haline getirebiliriz diye çalışıyoruz. Bu doğrultuda üç ay süren çalışmalarımızın ardından stratejik planımızı hazırladık. Plan, Uşak Üniversitesinin 20 yıllık yol haritasını gösteriyor. Devlet Planlama Teşkilâtı, planı onayladı. Şimdi bu doğrultuda istediklerimizi gerçekleştirirsek çok değil, 5 yıl içerisinde Türkiye’nin tercih edilen en çağdaş üniversitesi olacağız.’’
|
/ UŞAK
16.04.2008
|
|
|
“Allah’ın ipine sarılın” |
Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı, Kutlu Doğum Haftası kapsamında Kur’ân’ı Kerim’den âyetlerin yer aldığı afişler hazırladı.
Başkanlık ve Vakıf tarafından 20 Nisana kadar sürecek kutlama faaliyetleri çerçevesinde hazırlanan ve birlik beraberlik mesajları taşıyan âyetlerin yer aldığı afişler, büyükşehirlerdeki ilân panolarına asıldı. ‘’Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı sarılın’’, ‘’Parçalanıp bölünmeyin’’, ‘’Allah’a ve Resulüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin’’, ‘’Mü'minler kardeştirler, öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin’’ gibi âyetlerle ‘’Müslüman elinden ve dilinden emin olunan kimsedir’’ hadisine yer verilen afişlerle vatandaşların ‘’Kutlu Doğum Haftası’’ kutlanıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, afişler 25 ildeki yaklaşık bin ilân panosunda yer alıyor.
|
/ ANKARA
16.04.2008
|
|
|
Çiftçi, yağmur duâsına çıkmaya hazırlanıyor |
Gaziantep’te, kuraklık dolayısıyla buğday tarlalarında yarıklar oluşmaya başladı. Son aylarda yağmura hasret kalan çiftçi, yağmur duâsına çıkmaya hazırlanıyor. Araban ve Barak Ovası’nda ekili binlerce dönüm tarlada yağmursuzluk sebebiyle çatlak oluştu.
Barak Ovası’ndaki buğdaylar sararmaya başladı. Araban İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri, hububat ekili arazilerde kurumaların görüldüğünü belirtti.
Araban İlçe Tarım Müdürü Kadir Sarıkaya, Araban Ovasında bazı bölgeleri gezdiğini belirterek, “200 bin hektarlık Araban Ovası’nda baraj olmaması nedeniyle kendi imkânlarıyla arazilerine sulama amaçlı sondaj açtıran çiftçimiz var. 50 bin hektarlık arazi sahibi çiftçilerin açtırdıkları sondajlarla hububat ekili arazilerini sulayabiliyor. Bazı çiftçilerin buğday ve arpaları sulama yaptıkları için kuraklıktan fazla etkilenmedi. Diğer 150 bin hektarlık arazide sadece yağmur sularıyla beslenen tarlalarda yarıklar başladı. İlçe halkının yüzde 95’i tarımla geçiniyor.” dedi.
Araban’a bağlı Yaylacık Köyü çiftçilerinden Ahmet Okumuş ise yaşanan kuraklık sebebiyle ilçedeki çiftçilerin mağdur olacağını belirtti. Okumuş, yağışların az olması sebebiyle buğday ve arpadan verim alamayacaklarını kaydetti.
|
/ GAZİANTEP
16.04.2008
|
|
|
Kazada ölen öğrenciler için fidan dikilecek |
Ege Üniversitesi (EÜ) Toplum Gönüllüleri Öğrenci Topluluğu, geçen yıl okul gezisi sırasındaki kazada ölen Zafer İlköğretim Okulu öğrencileri adına 10 bin fidanlık orman kurmak için kampanya başlattı.
Topluluk yetkilisi Mustafa Sağıt, “14 Nisan 2008 tarihinde başlattığımız kampanya çerçevesinde, toplum gönüllüsü gençler olarak İzmir’in çeşitli yerlerinde ve EÜ Kampüsü’nde açtığımız stantlarda halkımızı trafik konusunda bilgilendireceğiz. Bunun yanında Zafer İlköğretim Okulu öğrencileri hatırasına oluşturacağımız orman için fidan satacağız.” dedi. Sağıt, kampanyanın ilk günü ilk 3 saatte 100’den fazla fidan bağışı yapıldığını, hedeflerinin 10 bin fidan olduğunu söyledi. Bir yıl devam edecek kampanyada toplanacak fidanlar, 14 Nisan 2009 günü fidan dikilecek.
|
/ İZMİR
16.04.2008
|
|
|
Misland Elazığ’ın geleceği |
Elazığ'ın Disneyland'ı olarak bilinen Misland projesi henüz üçte biri bitmesine rağmen herkesin ilgisini ve beğenisini toplayan Türkiye'nin en kapsamlı projesi olarak öne çıkıyor.
Misland projesi Elazığ’ın geleceğine yapılan en parlak yatırım olarak yükselmeye devam ediyor. “Misland Elazığ’ın geleceğidir” diyen ve bu konuda yazılı bir açıklamada bulunan Mis Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Demirbağ, 730 ortağı ve 500’ün üzerinde çalışanı ile ortak sermayeyi ve ortak aklı bir arada toplayarak Elazığ’ın kalkınması için en büyük yatırım ve istihdamı sağlamayı kendilerine amaç edindiklerini belirtti. Elazığ şehrinin kalkınması için en başta Misland projesi olmak üzere üç büyük proje için kollarını sıvadıklarını belirten Demirbağ, “Misland Elazığ’ın ve bölgenin en büyük turizm projesidir. İçerisinde 15 büyük birimde 155 aktivite alanı olacaktır” dedi. Demirbağ, Misland projesine şimdiye kadar 33 milyon YTL’lik yatırım yaptıklarını ve önümüzdeki 5 yılda da toplam 100 milyon YTL’lik yatırım daha yapacaklarını kaydetti. Mis Holding Yönetim Kurulu Başkanı Demirbağ, “2008 yılından itibaren önümüzdeki 5 yıl, her yıl bir bölümü açılarak Elazığ’ın ve bölgenin en prestijli projesi olacak ve bölgeyi cazibe merkezi yapacaktır. Nostalji binalar ile modern binaları bir arada projelendirerek önce bölgeye, sonra Türkiye’ye, daha sonra Elazığ’dan dünyaya açılan bir pencere olacaktır. Çünkü içerisinde Doğu Anadolu’nun tüm kültürünü ve tema parklarını taşımakla birlikte bebeden dedeye herkesin ilgisini çekecek ve her kesime hizmet edecektir” ifadelerini kullandı.
Demirbağ, “Elazığ’ın taş ocakları olarak kullanılan dağlık, taşlık ve moloz dökülen en mezbelelik yerini alarak en güzide ve en çok gezilen ve en çok beğenilen yeri haline getirdik, üstelik henüz sadece üçte biri bitmiş olmasına rağmen... Demek ki, proje tamamen bittiğinde herkes hayal ettiğinden daha güzel şeyler bulacaktır. Kısaca Misland Elazığ’ın geleceğidir” şeklinde açıklama yaptı.
EN KAPSAMLI PROJE
Mis Holding’in devam eden Misland projesinin içerisinde, “5 yıldızlı oteller, alış veriş merkezleri, yazlık ve kışlık aquapark, bay-bayan yüzme havuzları, yazlık kışlık düğün ve konferans salonları, her türlü spor ve aktivite merkezi, futbol sahası, 10 bin kişilik amfi tiyatro, Osmanlı lokantası, özel hastane, müze, kapalı ve açık lunaparklar, tema parklar, şadırvanlar, şelâleler, hayvanat bahçesi ve fuar alanı” gibi bir çok konsept bulunuyor. Bu anlamda Misland Türkiye’nin en kapsamlı projesi olarak öne çıkıyor.
|
/ ELAZIĞ
16.04.2008
|
|
|
|