AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Sivil özgürlükler ve ifade özgürlüğü konusunda müzakere yapılamaz” dedi. Türkiye’nin tam olarak AB standartlarına ulaşmasında ifade özgürlüğünün büyük önem taşıdığını dile getiren Barroso, 301. maddede değişiklik için bir tasarı hazırlanmış olduğunu öğrenmekten dolayı büyük mutluluk duyduğunu kaydetti.
Barroso, Bilgi Üniversitesinde, Küresel Sorunlar Platformu tarafından düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katıldı. AB’nin uzlaşma, demokrasi, barış ve refah üzerine kurulu bir siyasi düzeni bulunduğunu belirten Barroso, bu değerlerin geleceğin de anahtarı olacağını, iklim değişikliği, güvenliğe yönelik tehditler, uluslar arası terör, enerji güvenliği gibi sorunlarla Avrupa’nın en büyük devletlerinin bile tek başına başa çıkmasının mümkün olmadığını söyledi. Türkiye’nin şu anda AB’nin genişleme sürecinin odağında yer aldığını dile getiren Barroso, ‘’Amacımız, Türkiye’nin AB’ye tam üye olmasıdır. Bunun, eşit haklarla ve sorumluluklarla gerçekleşmesidir. Günümüz ve geleceğimiz birbirine girmiş şekildedir. Türkiye’nin ve AB’nin ortak bir kaderi vardır. Bu, her iki tarafın da lehinedir’’ diye konuştu. Barroso, ekonomik ilişkiler, güvenlik, enerji gibi pek çok örnekte, Türkiye’nin üyeliğinin büyük önem taşıdığının görüldüğünü ifade etti. Türkiye’nin tam olarak AB standartlarına ulaşmasında ifade özgürlüğünün de büyük önem taşıdığını dile getiren Barroso, 301. maddede değişiklik için bir tasarı hazırlanmış olduğunu öğrenmekten dolayı büyük mutluluk duyduğunu kaydetti. Türkiye’de başörtüsü gibi sorunların, Türkiye demokrasisinin üstesinden gelmesi gereken meseleler olduğunu dile getiren Barroso, inançların, ifadelerin özgür olmasının büyük önem taşıdığını aktardı.
AB içerisinde uzlaşma kültürünün büyük önem taşıdığını, ancak farklı görüşlerin de birbirleriyle çatışabilmesine ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Barroso, Türkiye’deki tartışmaları da büyük bir ilgi ve dikkatle izlediklerini kaydetti. Barroso, Türkiye gibi çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede demokrasi ve laikliğin olabileceğinin gösterilmesinin, farklı siyasi kültür ve medeniyetler için de ilham kaynağı olacağını, bütün bunların ortak Avrupa projesine de katkı sağlayacağını ifade etti. Türkiye’nin aktif bir şekilde reform sürecini devam ettirmesi ve vatandaşların da bu süreci anlamasını sağlaması gerektiğini dile getiren Barroso, ‘’Türkiye ve AB’nin geleceğine umutla bakıyorum. Ortak bir geleceğimiz var’’ dedi.
Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını da cevaplayan Barroso, ‘’AB’den zaman zaman Türkiye’nin üyeliğine yönelik olumsuz görüşlerin kamuoyuna yansıdığının’’ hatırlatılması üzerine buna karşı içe kapanmak değil, daha çok açık olmak, korku ve ön yargılara karşı açık tartışmaların yürütülmesi gerektiğini söyledi. Barroso, başka bir soru üzerine de ‘’Devam eden bir dava sürecine müdahale etmek istemem. Bana ithaf edilen, ama benim yapmadığım bazı konuşmalar var. Elbette güçlerin ayrılığı ilkesine saygı duyuyorum. Türkiye’de ya da başka bir ülkede alınacak herhangi bir kararın, demokrasinin prensiplerine ve hukuk devletine uygun olmasını beklerim’’ diye konuştu. Kendisine, ‘’kapatma davasına şaşırıp, şaşırmadığının’’ sorulduğunu, kendisinin de böyle bir dava başka bir AB ülkesinde de olsa şaşıracağını belirttiğini ifade eden Barroso, ancak bu konuda çözüm ümidini de dile getirdiğini söyledi. Bir katılımcının, ‘’301. maddenin kaldırılması konusunda taleplerini hükümete sık sık dile getirdiklerini, ancak düşünce özgürlüğüne yönelik daha pek çok madde bulunduğunu’’ söyleyerek, ‘’bunlar için de aynı şekilde bir tavır sergileyip sergilemeyeceklerini’’ sorması üzerine de Barroso, 301. maddenin en çarpıcı örnek olarak ortaya çıktığını, ancak kendilerinin tutarlı bir şekilde, bütün normların ifade özgürlüğüne uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini her zaman söylediklerini belirtti. Barroso, ‘’Sivil özgürlükler ve ifade özgürlüğü konusunda müzakere yapılamaz’’ dedi.
|