Merak ediyorum. “Yaşam biçimimize müdahale edecekler” diyenler, malum “kapatma iddianamesine” göz atma fırsatı buldular mı acaba?
Orada “laikliğin” bir “yaşam biçimi” olduğu iddia ediliyor. Bunu okuduğumda şaşırdım kaldım! Çünkü “laik yaşam biçiminin” nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
Acaba laik yaşam biçimini anlatan bir kılavuz, bir el kitabı, bir prospektüs bulunur mu?
Benim kütüphanemde yaşam tarzlarına ilişkin sürüyle Türkçe ve İngilizce kitap var. Hiçbirinde ‘laik yaşam biçiminden’ söz edilmiyor.
Yaşam biçimi, nihayetinde bireyin... Dinlediği müzikten seyrettiği TV programına, kılık kıyafetinden yiyip içtiklerine... Gündelik hayatında yapıp ettikleri değil mi?
Mesela geçen akşam Asmalımescit’teki Zeytinli meyhanede kafayı çektik. Eve döndüğümüzde senfonik rock grubu Almora’nın yeni albümü ‘Kıyamet Senfonisi’ni dinledik.
Bu yaptıklarımız laik yaşam biçimi mi oluyor?
Onun yerine, Atatürk Müzesi’ni gezip evde de ‘Gazi’nin Sevdiği Şarkılar’ı dinleseydik yaşam biçimimiz daha da mı laik olurdu?
Peki, bunların hiçbirini yapmayıp mesela Karagümrük’teki Cerrahi tekkesindeki bir sema ayinini izleyip eve gittiğimizde de tasavvuf müziğinin büyük sesi Sami Savni Özer’in ‘İnliyoruz Hasretinle’ albümünü dinleseydik, “irticai yaşam biçiminin” kör kuyusuna mı düşerdik?
Başsavcımız bizi aydınlatsın lütfen.
Sabah, 12 Nisan 2008
|