Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 09 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Mazlum-Der’den ‘Sarıkız’a suç duyurusu

Mazlum-Der, eski Jandarma Genel Komutanı emekli Orgeneral Şener Eruygur ile eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’in, ‘’anayasayı ihlal’’ suçundan cezalandırılmaları talebiyle suç duyurusunda bulundu.

Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar’ın, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına sunduğu suç duyurusu dilekçesinde, ‘’Nokta Dergisi’nin 29 Mart 2007 ve 4 Nisan 2007 tarihlerini kapsayan sayısında, başta Eruygur ve Örnek ile dönemin diğer kuvvet komutanlarının, bazı sivil kişilerle dayanışma içinde, 2004 yılının farklı ay ve günlerinde, farklı mekânlarda toplanarak ‘’Sarıkız’’ ve ‘’Ayışığı’’ kodlu iki darbe ve eylem planı yaptıklarının, Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükten anlaşıldığı’’ şeklinde haber yayımlandığı ifade edildi. Dergiye konu haberin dayanak gösterdiği günlüğün doğru olması halinde, şüphelilerin TCK’nın 309. maddesinde tanımı yapılan ‘’anayasayı ihlal’’ suçunu işledikleri öne sürülen dilekçede, şu iddialara yer verildi: ‘’Şüpheli Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükteki bilgiler ister gerçek ister uydurma olsun açık bir şekilde bir darbeden bahsetmektedir. Yani anayasal düzenin silah zoruyla değiştirilmesinden, demokrasinin ve ekonominin tahrip edilmesinden, hukukun katledilmesinden, siyasetin, toplumsal düzenin altüst olmasından ve belki de vatandaşlarımızın hayat hakkının ortadan kaldırılmasından bahsedilmektedir. 2004 yılında şüphelilerin iki defa anayasayı ihlal teşebbüsünde bulundukları, şüpheli Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlükte açık bir şekilde dile getirilmiş olmasından dolayı demokratik hukuk düzenine, parlamenter sisteme ve insan hak ve özgürlüklerine yönelik somut bir tehdidin açık göstergeleridir.’’

Dilekçede, Örnek ve Eruygur hakkında, ‘’anayasayı ihlal’’ suçundan dava açılması talep edildi. Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beytar, adliye çıkışında yaptığı basın açıklamasında, yaklaşık bir sene önce aynı konuda ve aynı kişiler hakkındaki suç duyurusundan sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının görevsizlik kararı vererek, dosyayı Askeri Savcılığa gönderdiğini belirtti.

Askerî Savcılıkta ise bu konuya ilişkin herhangi bir çalışma yapılmadığını öğrendiklerini ifade eden Beytar, şüphelilerin işledikleri iddia edilen suçun askerî bir suç olmadığını ve ‘’anayasayı ihlal’’ kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, bu sebeple sivil savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.

Beytar, Türkiye’de demokrasinin güçlü, katılımcı ve çoğulcu bir yapıya kavuşmasını istedikleri belirterek, hukukun üstünlüğünün egemen olması gerektiğini kaydetti

Ahmet Terzi / ANKARA

09.04.2008


 

Gözaltı sayısı 45’e çıktı

Akdeniz Üniversitesi’ndeki karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavganın ardından gözaltına alınan kişi sayısının 45’e yükseldiği bildirildi.

AÜ’deki karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanan kavgaya karışan ve aralarında kuru sıkı tabancayla ateş açtığı görüntülenen Tahir K’nin de bulunduğu grup, sorgulamalarının tamamlanmasının ardından mahkemeye sevk edilmeye başlandılar. Sivil otobüslerle adliyenin mahkum girişine getirilen grubun basın mensupları tarafından görüntülenmesi polis ekipleri tarafından engellendi. Mahkemeye çıkarılan arkadaşlarına destek vermek isteyen bir grup Akdeniz Üniversitesi öğrencisi de adliye bahçesinde toplandı. Çevik Kuvvet ekipleri, adliye çevresinde güvenlik tedbirleri aldı. Öte yandan, olayların ardından gözaltına alınan kişi sayısının 45’e yükseldiği, son gözaltına alınanlar arasında öğrencilerin yanı sıra, öğrenci olmayan kişilerin de bulunduğu bildirildi. Olaylar sırasında silah kullanan Ömer U’nun bulunması için çalışmaların sürdüğü kaydedildi.

/ ANTALYA

09.04.2008


 

Bahçeli: Rektörler tedbir alsın

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son günlerde üniversitelerde meydana gelen olaylarla ilgili olarak, başta siyasi iktidar olmak üzere, valileri, üniversite rektörlerini, gerekli tedbirleri almaları konusunda göreve davet etti.

Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında, son günlerde üniversitelerde meydana gelen öğrenci olaylarına değindi. Özellikle son aylarda, yurdun çeşitli yörelerinde meydana gelen toplu veya münferit olaylarda fail arayan mihrakların, ilk aklına gelen adresin, MHP ve ülkücü gençlik olduğunun, üniversitelerde meydana gelen bazı hadiseler ile bir kez daha ortaya çıktığını belirten Bahçeli, şöyle devam etti:

‘’Milliyetçi hareket mensuplarını bir kavganın tarafı gibi göstermeye yönelik alçakça girişimleri şiddetle ve nefretle kınıyorum. Yaşanan olayların mutlaka milliyetçilerle ilişkilendirilmesine yönelik sinsi ve zorlama gayretlerin beyhude çabalar olduğunu ve partimizle hiçbir ilgisinin olamayacağını kamuoyuna duyuruyorum. Kurulduğu yıllardan bu yana milli hassasiyetlerin simgesi, Türklük sevgisinin timsali olan milliyetçi-ülkücü hareketin vatanseverlik refleksini sınamaya çalışanların niyetlerini bir kez daha sorgulamalarını ve bu sinsi emellerini gözden geçirmelerini umuyorum. Bu olaylar karşısında muhtemel tahriklerin devamının gelebileceği düşüncesiyle, başta siyasi iktidar olmak üzere, valileri, üniversite rektörlerini, gerekli tedbirleri almaları konusunda acilen göreve davet ediyorum.’’

/ ANKARA

09.04.2008


 

Çelik: Olayda yönlendirmeler var

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Akdeniz Üniversitesi’nde öğrenciler arasında meydana gelen olayın “basit bir olay olmadığını” belirterek, “‘Bu işin içinde müdahaleler var, dışarıdan yönlendirmeler var” dedi.

Çelik, İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Küreselleşme Sürecinde Türkiye” konulu konferansın ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. AÜ’de öğrenciler arasında meydana gelen olaylarla ilgili bir soru üzerine Çelik, meselenin farklı boyutları olduğunu ve dışardan müdahalelerin bulunduğunu söyledi. Çelik, “Bu üniversiteler bizim üniversitelerimiz... Farklılıklarına rağmen biz barış ve huzur içinde yaşamayı bilmek zorundayız. Kesinlikle farklılıklarımız kavga sebebi değildir. Fikrin, tartışmanın, medeni davranışın bittiği yerde şiddet ve kavga başlar” diye konuştu.

/ İSTANBUL

09.04.2008


 

Mercan: İsrail'in kaygısını anlamalıyız

TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı, AKP Eskişehir Milletvekili Murat Mercan, İsrail’in güneyin Gazze Şeridi’nden yönelen kassam roketi saldırılarına atıfta bulunarak, “Her gün roket saldırılarıyla sivil halkın karşı karşıya kaldığı sıkıntı varsa, bunu iyi anlamak gerekir. Aynı şekilde, Filistin halkının ekonomik sıkıntılarını, çektiği acıları da iyi anlamak gerekir” diye konuştu.

Mercan, İsrail’de, Cumhurbaşkanı Şimon Peres başta olmak üzere, görüştükleri her İsrailli yetkilinin, bir süre önce İsrail parlamentosuna (Knesset) sunulan, 1915 yılındaki Ermeni olayları ile ilgili teklif konusunda, “bu girişimin sonuçsuz olacağı” garantisi verdiklerini bildirdi. Mercan, ilk gün temaslarının sonunda, görüşmeleriyle ilgili değerlendirme yaparken, kendisinin de bu konunun Türkiye için çok önemli olduğunu vurguladığını belirtti. Mercan, temasları sırasında gösterilen ilgiden çok memnun kaldıklarını dile getirirken, görüşmelerde İsrail ve Türkiye arasındaki karşılıklı ilişkilerin yanı sıra, bölge güvenliği, İsrail-Filistin ilişkileri, İran ve Irak gibi konular üzerinde ağırlıklı olarak durduklarını söyledi.

“Başta Cumhurbaşkanı Peres ve tüm yetkililerin Türkiye’den beklentileri çok yüksek” diye konuşan Mercan, bölgede Türkiye’nin yapacağı çok şeyin var olduğunu kaydetti. Mercan, bir soru üzerine, “İsrail’in bölgedeki güvenlik endişelerini hepimizin anlaması gerekir” dedi.

Mercan, özellikle İsrail’in güneyinde, Gazze Şeridi’nden yönelen kassam roketi saldırılarına atıfta bulunarak, “Her gün roket saldırılarıyla, sivil halkın karşı karşıya kaldığı sıkıntı varsa, bunu iyi anlamak gerekir. Aynı şekilde, Filistin halkının ekonomik sıkıntılarını, çektiği acıları da iyi anlamak gerekir.” diye konuştu. Türkiye’nin barışa katkısı olabilecek ender ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Mercan, bölgede Suriye’nin de önemli bir faktör olduğunu kaydetti.

/ KUDÜS

09.04.2008


 

Din de, laiklik de siyasallaştırılmamalı

Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye’de son yıllarda “iki cephenin” öne çıktığını, “bunlardan birinin dini, diğerinin ise laikliği siyasallaştıran cephe olduğunu” ifade ederek, “Bu cepheleşme Türkiye’nin hayrına değil. Türkiye’yi ne laiklik, ne de dine yakınlık tehlikeye düşürür. Ülkeyi kamplaşma tehlikeye düşürür” dedi.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, Türkiye’yi ‘’ne laiklik, ne de dine yakınlığın tehlikeye düşürebileceğini’’ belirterek, ‘’Ülkeyi kamplaşma tehlikeye düşürür’’ dedi. Soylu, Çanakkale’den başlatığı ‘’Beyaz Yürüyüş’’ kapsamında geldiği Bursa’da Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer’i ziyaret etti. Soylu, siyaset sırasında yaptığı açıklamada, Türkiye’de son yıllarda ‘’iki cephenin’’ öne çıktığını, ‘’bunlardan birinin dini, diğerinin ise laikliği siyasallaştıran cephe olduğunu’’ söyledi. Bu iki cepheye de itiraz ettiğini belirten Soylu, Türkiye’nin bunlardan umudu olmadığını, ülkenin üretmesi ve 70 milyonun birlikte, barış içinde yaşaması gerektiğini ifade etti. Soylu, halkla beraber, halka hizmet götürmek için kurulduklarını ve hâlâ bu yolda yürüdüklerini ifade ederek, şöyle konuştu:

‘’Yaşananlar sanki bir cepheleşme şeklinde devam ediyor. Bu durum Türkiye’nin demokratikleşmesi ve hukukun üstünlüğünü sakatlayan bir noktaya doğru ilerliyor. Bu cepheleşme, Türkiye’nin hayrına değil. Türkiye’yi ne laiklik, ne de dine yakınlık tehlikeye düşürür. Ülkeyi, kamplaşma tehlikeye düşürür. Siyaset; alanını daraltan, hukukun alanını farklılaştıran bir noktaya doğru yöneliyor. Bunun; ülkenin ekonomisine, siyasî hayatına da iyi olarak yansımayacağı apaçık ortadadır.’’

Sekiz aydır birçok gerginlik yaşayan Türkiye’nin bundan sonra bir gerginlik daha yaşamasının çok doğru olmadığını dile getiren Soylu, ülkenin acilen sağlam ve sağlıklı bir limana doğru çekilmesi gerektiğini kaydetti.

/ BURSA

09.04.2008


 

Türkiye, demokrasiden geri döndürülemez

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Şunu herkes bilsin ki sular yokuş yukarıya akmaz, Türkiye, demokrasi mecrasından geri döndürülemez’’ dedi.

Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, siyasette önemli olanın, demokratik duruşun, sağ-sol yapmadan ortaya konulması olduğunu belirtti. Bugünlerin geçeceğine işaret eden Erdoğan, “Türk demokrasisi, kurum ve kurallarıyla, inanıyoruz ki mevcut sorunlarını aşabilecek tecrübe ve olgunluğa sahiptir. Bugünlerden geriye sorunlar değil, onların nasıl çözümlendiği, siyasi aktörlerin bu süreçte ortaya nasıl bir duruş koydukları kalacaktır” dedi. İçinde bulundukları sürecin ülkeye hizmet aşklarından ve demokrasi mücadelesinden hiçbir şey ekstiltmediğini anlatan Erdoğan, “Halkımızın aklına, vicdanına, hissiyatına tercüman olmaya devam edeceğiz. Milletimize güveneceğiz ve milletimizin hukukunu sonuna kadar savunacağız” diye konuştu. Bugüne kadar millete bedel ödetecek hiçbir uygulamaları olmadığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Bundan sonra da olmayacaktır. Şunu herkes bilsin ki sular yokuş yukarıya akmaz, Türkiye, demokrasi mecrasından geri döndürülemez. Dolayısıyla biz yine, demokrasiyi, hukuk devletini, millî menfaatlerimizi, 70 milyon insanımızın mutluluğunu, 81 vilayetin yollarını, 40 bin köyümüzün yolunu, suyunu, enerjisini, sularını, şehirlerimizin mamur hale gelmesini, üretimi, istihdamı, rekabeti düşünmeye, halkımızın sağlığına varıncaya kadar meseleleri için çare ve çözüm üretmeye devam edeceğiz. Ankara’da felâket senaryoları yazmayı, boş vehimler üretmeyi, düz giden işleri sekteye uğratmayı kendine iş edinmiş olanlar var.”

MUHALEFET TURU YOK

Erdoğan, partisinin grup toplantısı için TBMM’ye gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, “Anayasa değişikliği için muhalefet turu ne zaman başlayacak? Tura siz mi çıkacaksınız?” sorusunu cevaplarken Başbakan Erdoğan, “Arkadaşlar böyle bir şey yok. Kısmen bazı çalışmaları arkadaşlarımız yapacaklar” diye konuştu.

/ ANKARA

09.04.2008


 

Babacan: Önümüzde büyük bir reform gündemi var

Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecinde, önlerinde “büyük bir reform gündemi” olduğunu söyledi.

Babacan, TEPAV’ın düzenlediği AB konulu toplantıda yaptığı konuşmada, “Türkiye üzerine düşeni yaptı, Kopenhag kriterlerini karşıladı ki müzakereler başladı, dolayısıyla artık bu bize yeter” şeklindeki anlayışın son derece yanlış bir algılama olacağını ifade etti. Anayasanın AB normlarına yüzde yüz uyumlu bir anayasa olmadığını söyleyen Babacan, “Çok eksiklerimiz var. Bunun farkında olmamız gerekiyor. Yasal düzenlemelerimizde eksikliklerimiz, yanlışlarımız var. Bunları adım adım düzeltmemiz gerekiyor. Bunları sadece bu bir AB kriteridir, biz Avrupalılar gibi olmak istiyoruz diye değil, bütün bu yaptıklarımızı Türk insanı bunlara layık olduğu için yapıyoruz ve yapacağız” diye konuştu.

/ ANKARA

09.04.2008


 

CHP yine mahkemede

HP, 5749 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un yurt dışında yaşayan seçmenlerin ‘’mektup’’ ile oy kullanmasını düzenleyen hükmünün iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.

CHP Antalya Milletvekili Atila Emek ve Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, 5749 sayılı Kanun’un 94/A ve 94/B maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle açtıkları davanın dilekçesini Anayasa Mahkemesi’ne sundular. Emek, daha sonra gazetecilere yaptığı açıklamada, mektupla oy kullanan seçmenin aile içi manevi baskı, çevre baskısı ve inanç baskısının göz ardı edilemeyeceğini savundu.

/ ANKARA

09.04.2008


 

PKK’dan kaçan 3 terörist teslim oldu

Şırnak'ın Silopi ilçesinde terör örgütü PKK’dan kaçan 3 teröristin güvenlik güçlerine teslim olduğu bildirildi.

Alınan bilgilere göre, terör örgütü PKK’dan kaçan 2’si kadın 3 terörist Habur Sınır Kapısı’nda güvenlik güçlerine teslim oldu. Teslim olan teröristler, teslim olmak isteyen PKK’lıların fazla olduğunu belirttiler. Teslim olan PKK’lılardan birinin sözde üst düzey yönetici olduğu, 3 teröristin Verimli Jandarma Karakolu’nda ifadeleri alındıktan sonra adli mercilere çıkartılacağı bildirildi.

/ ŞIRNAK

09.04.2008


 

Üniversiteli gençleri işsizlik endişesi sardı

Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Rifat Şahin, üniversiteli gençler arasında işsizlik sebebiyle endişe düzeyinin, sanılanın da ötesinde olduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Şahin, yaptığı açıklamada, işsizlik ile ruh sağlığı arasında yakın bir ilişki olduğunu vurguladı. Uzun vadede çalışmanın ve üretmenin kişiyi ruhsal yönden desteklediğini belirten Prof. Dr. Şahin, işsiz kalan ve çabalarına rağmen iş bulamayan insanların ise psikolojik sorunlar yaşamalarının mümkün olduğunu söyledi. Türkiye’de işsizliğin ciddî bir sorun olduğunu ifade eden Prof. Dr. Şahin, bunun ekonomik boyutlarının yanı sıra psikolojik boyutlarının da olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Şahin, ‘’Üniversite öğrencilerinde, mezun olduklarında iş bulamayacakları endişesi taşıdıkları için kaygı düzeyi çok yüksek. Bu kaygı düzeyi, gençleri ruhsal yönden yıpratıyor’’ diye konuştu.

Geçmişte iş garantisi olan bölümlere yığılma olduğunu ve bu yığılmaların bölüm puanlarını artırdığını belirten Prof. Dr. Şahin, şöyle devam etti: ‘’Bugün öğretmen adayı yetiştiren okulların puanları neredeyse bazı mühendislik fakültelerini geçti. Ancak günümüz Türkiye’sinde eğitim fakültelerinden mezun olanlar da işsiz kalıyor. Artık mezun olmak yeterli değil. Gençler mezun olduktan sonra da tekrar tekrar sınava tabi tutuluyorlar. Kendi bölümleri için işe yerleştirilecek 50 kişi için binlerce mezun başvuruyor. Bunlar, üniversiteli gençlerimizin umutsuzluğa kapılmasına yol açıyor. Üniversiteli gençler arasında işsizlik sebebiyle kaygı düzeyi, sanılanın da ötesinde. Çözüm ise ilaçlar değil, istihdam.’’ Prof. Dr. Şahin, psikolojik açıdan sağlıklı bir toplumun üreten toplum olduğunu ifade ederek, istihdam politikalarının yeniden gözden geçirilmesini istedi.

/ SAMSUN

09.04.2008


 

Otobüs emanetinde ‘cephanelik’ bulundu

Bayrampaşa'daki Büyük İstanbul Otogarı’nda faaliyet gösteren bir otobüs şirketinin emanet bölümüne bırakılan pakette, beş el bombası, Kalaşnikof marka uzun namlulu otomatik tüfeğe ait elli altı fişek ve üç fünye ele geçirildi.

Alınan bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren polis, otogardaki bir otobüs şirketinin emanet bölümüne bırakılan pakette inceleme yaptı. Seri numaraları kazınarak silinen beş el bombası ile Kalaşnikof marka uzun namlulu tüfeğe ait elli altı fişek ve üç fünye bulundu. Polis, paketi bırakan kişi ya da kişilerin belirlenerek yakalanmaları için çalışma başlattı.

/ İSTANBUL

09.04.2008


 

Askerlik hizmet sürelerinde değişiklik yok

Millî Savunma Bakanlığı, askerlik hizmet süresinin değiştirilmesi konusunda bir çalışmalarının bulunmadığını bildirdi.

Millî Savunma Bakanlığı Askeralma Dairesi Başkanlığının internet sitesinde yer alan duyuruda, dört yıl ve daha fazla süreli yüksek okul mezunlarının askerlik hizmet sürelerinin 1076 sayılı Yedek Subay ve Yedek Askerî Memurlar Kanunu ile düzenlendiği, bunlardan yedek subay olanların hizmet sürelerinin on iki ay, kısa dönem erbaşların ise altı ay olarak belirlendiği hatırlatıldı. Dört yıldan daha az süreli yüksek okul mezunlarının ise 1111 sayılı Askerlik Kanunu’na tabi oldukları ve askerlik hizmet sürelerinin on beş ay olarak uygulandığı belirtilen açıklamada, ‘’Bakanlığımızca askerlik hizmet süresinin değiştirilmesi hususunda bir çalışma bulunmamaktadır’’ denildi.

/ ANKARA

09.04.2008


 

ÖSS’ye 1 milyon 600 bin başvuru yapıldı

Öğrenci Seçme Sınavı , Yabancı Dil Sınavı ve meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş için 1 milyon 643 bin öğrenci başvurdu.

ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan yaptığı yazılı açıklamada, 2008 ÖSS, YDS ve sınavsız geçişe başvuru süresinin 7 Nisan 2008 tarihinde sona erdiğini hatırlattı. Yarımağan, ÖSS, YDS ve sınavsız geçişe yaklaşık 1 milyon 643 bin adayın başvurduğunu bildirdi. ÖSS 15 Haziran 2008, YDS ise 22 Haziran 2008 tarihlerinde yapılacak.

/ ANKARA

09.04.2008


 

Model AP’de Türkiye’yi MEF temsil edecek

13–20 Nisan 2008 tarihleri arasında İsveç’in Stockholm şehrinde gerçekleştirilecek olan Model Avrupa Parlamentosunda ülkemizi MEF okullarında öğrenim gören beş öğrenci temsil edecek.

Öğrenciler; görevli oldukları komitelerde; “ABD’nin Füze Kalkanı planının bir parçası olarak Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde Füzesavar Kurması”, “Avrupa Birliğinde Hava Emisyonları”, “Aile-Eğitim-İş-Politika Alanlarında Cinsiyet Eşitliği”, “Avrupa Birliği, Aşırı Milliyetçi Olan Bölgelerle Anlaşmada Nasıl Bir Rol Oynamalı?”, “Avrupa Topluluklarında Kültürlerarası Diyalog Nasıl Geliştirilmeli” gibi konulara ilişkin teklif dosyaları hazırlayarak Model Avrupa Parlamentosuna sunacaklar.

/ İSTANBUL

09.04.2008


 

Hac kesin kayıtları başladı

2008 yılı hac kesin kayıtları başladı. Kayıtlar, 22 Nisan 2008 tarihine kadar İl Müftülükleri’ne yapılacak.

Kesin kayıt için hacı adaylarından istenen belgeler şunlar: En az 01.02.2009 yılına kadar geçerliliği olan pasaport. Nüfus cüzdanının fotokopisi (T.C. Kimlik nolu), Son 6 ay içinde çekilmiş 4x6 ebadında 3 adet fotoğraf (Fotoğrafın arka fon rengi beyaz olması gerekir), hac seyahat ücretinin 1. taksidinin veya tamamının yatırıldığına dair banka dekontu.

/ ANKARA

09.04.2008


 

“Laboratuvarda Allah’ı hissettim”

Dünyanın en büyük genetik uzmanlarından biri olarak gösterilen ve sekiz yıl önce çalışma arkadaşı Craig Venter’le birlikte insan DNA’sının şifresini çözerek büyük şöhret yakalayan Dr. Francis Collins, “imana geldi.”

Venter, bilim dünyasında büyük ses getiren buluşlarının ardından çalışmalarını ilerleterek, laboratuvarda “yapay canlı” üretmeye çalışırken, Collins ise yeni kitabıyla bilim ve din konusunda yeni bir tartışmaya sebep olacak gibi gözüküyor. Eylül’de piyasaya çıkaracağı “Allah’ın Dili” adlı kitabıyla ilgili İngiliz Time dergisine konuşan 56 yaşındaki Collins, 30 yıl öncesine kadar ateist olduğunu ancak artık Allah’a inandığını söyleyerek, “Allah’ın var olduğuna dair rasyonel bir temel var ve bilimsel gelişmeler insanı Allah’a daha da yaklaştırıyor” dedi. Amerikalı bilim adamı artık mucizelere ve meleklere inandığını belirterek, “Laboratuvarda çalışırken Allah’ı hissettim. Kesinlikle bizden daha büyük bir güç var ve ben ona inanıyorum. DNA’nın şifresini çözmek beni Allah’a biraz daha yakınlaştırdı. Hastalıktan kırılan insanlar gördüm. Bilim onlardan umudunu kesmişti. Ama mucizevî olarak hayata döndüklerini gördüm. Bu da Allah’ın işidir” diye konuştu. İnsan genini çözmenin de kendisine Allah’ın eserini görme fırsatı verdiğini söyleyen Collins, “Önemli bir buluş yaptığınızda o bilimsel coşku anını yaşarsınız, çünkü onu araştırmış ve keşfetmişsinizdir. Keşfettiğim şey öyle bir şeydi ki, bu bilgiye daha önce hiçbir insan sahip olamamıştı. Fakat Allah onu her zaman biliyordu” dedi.

DNA’NIN ŞİFRESİNİ ÇÖZDÜLER

İnsan vücudunun genetik kodları olan DNA’nın şifresini çözen iki bilim adamı, bu çalışmalarıyla bilim tarihine geçmişlerdi. DNA’nın dizilimi ve kodlarının çözülmesi dönemin ABD Başkanı Bill Clinton ve İngiltere Başbakanı Tony Blair’in eş zamanlı açıklamalarıyla dünyaya duyurulmuştu. Şifreyi çözen bilim adamlarından Dr. Collins labaratuvarda yaptığı çalışmalar sırasında Allah'ı hissettiğini ve DNA şifresini çözmenin kendisini Allah'a biraz daha yaklaştırdığını söylüyor.

09.04.2008


 

‘Polis Amca’ anaokulunda

İstanbul Emniyeti, İstanbul İl Özel İdaresi’nin Güngören’de yaptırdığı ‘Polis Amca Anaokulu’ ile çocuklara daha küçük yaşlardan itibaren polis sevgisi aşılamayı planlıyor.

Polisle vatandaş arasındaki diyaloğu arttırmayı hedefleyen Emniyet, ‘polis amca’ sevgisi ile suçu küçük yaşta engelleyecek. Güngören Belediyesi’nin de yapımını desteklediği Güngören Polis Amca Anaokulu, Okul açılış töreninde konuşan Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal, son yıllarda polis ve vatandaş arasındaki işbirliğinin yapılan çalışmalarla en üst düzeye çıkartıldığını söyledi. Polis Amca Anaokulu ile çocukların daha küçük yaşta polis sevgisi kazanacağını belirten İstanbul Valisi Muammer Güler de, “Polis amca bir simgedir. Amca bizim kültürümüzde koruyan, kollayan, yardıma muhtacın yardımına yetişen kişi demektir. Burada yetişen çocuklar polis sevgisi ile yetişecek.” şeklinde konuştu. Güler okul bahçesinin ve dış alanının düzenlenmesini sağlayan Güngören Belediye Başkanı Ş. Yücel Karaman’a teşekkür etti.

/ İSTANBUL

09.04.2008


 

Bilgi çağından duygu çağına geçiyoruz

Dr. Hakan Yalman: “1900’lü yılar ve sonrası bilgi çağı oldu. Ben de Bediüzzaman’dan aldığım derslerle 2000 yılı ve ondan sonraki asır duygu çağı olacaktır diyorum.”

Her yıl olduğu gibi bu sene de Nisan ayı içerisinde Âlemlere Rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin (asm) kutlu doğum yıldönümü bütün yurtta çeşitli faaliyetlerle yapılmaya başlandı. Bu faaliyetlerden biri de geçtiğimiz gün Mersin’in Tarsus ilçesinde yapıldı. Kutlu Doğum Programı Tarsus Kültür Merkezinde, Tarsus Yeni Asya temsilciliği Hanım Komisyonunun organizatörlüğünde gerçekleştirildi.

Programa gazetemizin imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular, Dr. Hakan Yalman ve ses san'atçısı Ali Oktay katıldı. İzleyicilerin bir çoğu programı, oturacak yer bulamadığından ayakta izledi. Sunuculuğunu Süleyman Uçar’ın yaptığı, Kutlu doğum programı, Hafızlık yarışması Türkiye üçüncüsü Muzaffer İnneci’nin Kur’ân-ı Kerim tilâvetiyle başladı. Programa konuşmacı olarak katılan Mehmet Kutlular, Peygamberimizin (asm) şahsiyet-i maneviyesinden bahsederek yer yer Risâle-i Nur’dan da alıntı yaparak sürdürdüğü konuşmasında, ”Cenâb-ı Hak, san'atlı varlıklarla süslemiş olduğu şu dünyamızı, garip ve ince san'atlarla ziynetlenmiş bir saraya benzetsin de buraya rehber bir muallim tayin etmiş olmasın. Bu kâinatta bir muallim olmazsa bir teşrifatçı olmazsa yaratılmış varlıkların hikmetlerini ve niçin yaratıldıklarını anlamamız mümkün olmazdı. İşte bu görevi en mükemmel bir şekilde yapan, en son peygamber olarak tayin edilen Peygamberimizdir” ifadelerini kullandı.

Kısa bir slayt gösteriminin ardından sah-neye gelen Dr. Hakan Yalman ise yaptığı konuşmada, ”Deniyor ki, 1900’lü yılar ve sonrası bilgi çağı oldu. Ben de Bediüzzaman’dan aldığım derslerle 2000 yılı ve ondan sonraki asır, duygu çağı olacaktır diyorum” ifadelerini kulandı. Yalman konuşmasının devamında ”Yani artık maddenin katılığından, sebep-sonuç içerisinde boğulmaktan, maddenin arka planındaki mânâyı, kâinatın ruhunu hissetmeye başlayacağımız yönlere doğru insanlık olarak adım adım ilerliyoruz. Bu mü'minlerle beraber bütün insanlığı ilgilendiren bir hakikat olarak ortaya çıkıyor. Bizler, Hz. Muhammed (asm) ile Asr-ı Saadetteki duygular boyutunda görüşecek ve O’nu hisseder hale geleceğiz” dedi.

Program Ali Oktay’ın seslendirdiği tasavvuf müziği eserleriyle sona erdi.

HÜSEYİN KÜÇÜKOĞLU / TARSUS

09.04.2008


 

Telekom’dan ortak ADSL uyarısı

Batman'da 10 bin 300 ADSL abonesi bulunan Telekom İl Müdürlüğü, il genelinde yasal olmayan ortak kullanım ile 20 bine aşkın kullanıcının bulunduğu belirterek, ortak kullanıma izin veren aboneleri uyardı.

İnternet kullanımının yaygınlaşması ile bilişim suçlarında da artış olduğunu belirten Telekom, ortak kullanım neticesi ile işlenen suçlarda abone sahiplerinin veya firmaların sorumlu olduğu hatırlattı. Yapılan denetimlerde şimdiye kadar 500 ortak kullanım yapan abone tesbit edildiğini belirten İl Müdürü Nasrettin Demir, “Uyarılara aldırmayıp ortak kullanımda yakalanan abonelerin abonelikleri iptal ediliyor” diyerek abone sahiplerinin mağdur olmaması için ortak kullanıma izin vermemelerini istedi.

/ BATMAN

09.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri