Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 28 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Lahika

AYET

Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Çünkü Allah onların işlediklerini en iyi bilendir.

Zümer Sûresi: 70 / Âyet-i Kerime Meâli

28.03.2008


Bir sapanım, bir ben ve bir de duâlarım...

Bir sapanım var ve yüzlerce taşlarım…

Öyle bildiğiniz taşlardan değil, seçilmiş bunlar. Hani attığın zaman beyni yaran taşlar.

Bir kat elbisem var, kenarları sökük. Bakmayın sökük olduğuna tertemizdir. Ayakkabılarım var kenarları yırtık. Olsun. Ya hiç olmasaydı!

Babamdan yadigâr kolyem var boynumdan hiç çıkarmadığım ve bir de annemin taktığı muska. Seni kötülüklerden korur demişti annem takarken, ölüm döşeğinde.

Ve bir de yanımdan hiç ayırmadığım resim var koynumda sakladığım. Annem-babam-abim-ablam ve ben… Minnacık duruyorum orda. Babam, annemin omzuna atmış elini, ben annemin kucağında, abim ve ablam yanyana.

Bomba sesleri arasında dünyaya gelmişim. Bodrum katta dünyaya açmışım gözlerimi ve savaşa ve kana ve barut kokusuna…

Alıp götürdüler bir gün abimle ablamı. Babam koştu peşlerinden, kör hücrelere tıktılar onu. Annem dayanamadı bu acıya, o da gitti hiç dönmemecesine.

Bir başıma kaldım buralarda, bir başıma sapanımla ve taşlarımla…

Her taşımı annem-babam için, abim-ablam geri dönsün diye atıyorum. Yanağımdan süzülen yaşlar senin için ablam. Hani bana çikolatalı pasta yapacaktın ya. Yapacaksın bir gün abla, onun için bu taşlar. Başka çocukların ablaları da gitmesin diye bu taşlar…

Hani beni parka götürecektin ya abim, çarpışan arabalara binecektik, dönme dolaba, trene. Bu taşlar onun için abim. Hiç gidemeyeceğimiz parklar için bu taşlar abi. Parka gidemeyen çocuklar kalmasın diye, bu taşlar…

Ey koca tank!

Sen mi beni korkutacaksın? Sen mi ölümüme sebep olacaksın. Dertlilerin dermanı, çaresizlerin çaresi Allah’ım var benim. O istemedikçe bir adım yaklaşamazsın bana. Ama o isterse bu avuçladığım taşlar mezar olur sana. O isterse Ebabil kuşlarını yollar, dağıtır, perişan eder.

Kaç metre uzağa fırlatabilirsin füzeni, ne kadar uzağa düşürebilirsin bombalarını? Kaç gönlü yangın yerine çevirebilirsin?

Söyle ey koca tank, kaç ocağı tarumar edebilirsin…

Ben söyleyeyim.

Senden hızlı giden, senden çabuk ulaşan duâlarım var benim. Yangın yerini gül bahçesine çeviren yakarışlarım var benim, gözyaşlarım var puldan öte, zarftan ziyade. Melekler taşır benim mektuplarımı.

Hâlâ üstüme gelmeye razı mısın? Hâlâ taşlarıma hedef olmaya, dilimde bedduâ olmaya var mısın? Dilimde duâlarıma düşmeye heybetin yetecek mi dersin?

Bir ben varım, bir sapanım, bir de taşlarım ve bir de duâlarım…

Benden korkmuyorsan çık karşıma!

Ve vaad edilmiş gün gelince taşlarım bile hesap soracak senden. Ben onlarla oyun oynuyordum, sen geldin, silâh oldu onlar ellerimde…

Suveyda GÜNER

28.03.2008


Avrupa ve Amerika, İslâmiyete hâmiledir

Hürriyetin birinci senesinde İstanbul’da Câmiü’l-Ezher’in Reis-i Uleması olan Şeyh Bahid Hazretleri (r.a.) İstanbul’da Eski Said’e sordu:

“Mâ tekûlü fî hakkı hâzihi’l-hürriyeti’l-Osmaniyyeti ve’l-medeniyyeti’l-Avrubâiyyeh”

Said cevaben demiş:

“İnne’l-Osmaniyyete hâmiletün bidevletin Avrubâiyyeti fesetelidü yevmen mâ

Ve’l-Avrûbâ hamiletün bi’l-İslâmiyyeti fesetelidü yevmen mâ”

Yani, “Osmanlı hükûmetindeki hürriyete ne diyorsun ve Avrupa hakkında fikrin nedir?”

O vakit Eski Said demiş: “Osmanlı hükûmeti Avrupa ile hâmiledir; Avrupa gibi bir hükûmeti doğuracak. Avrupa da İslâmiyete hâmiledir; o da bir İslâm devleti doğuracak” Şeyh Bahid’e söylemiş.

O allâme zat demiş: “Ben de tasdik ediyorum.” Beraberinde gelen hocalara dedi: “Ben bununla münazara edip galebe edemem.”

Birinci tevellüdü gözümüzle gördük. Bir çeyrek asır Avrupa’dan daha dinden uzak...

İkinci tevellüd de inşaallah yirmi otuz sene sonra çıkacak. Çok emarelerle, hem şarkta, hem garpta Avrupa içinde bir İslâm devleti çıkacak.

Emirdağ Lahikası, s. 345

***

İşte Amerika ve Avrupa’nın zekâ tarlaları Mister Carlyle ve Bismarck gibi böyle dâhi muhakkikleri mahsulât vermesine istinaden, ben de bütün kanaatimle derim ki:

Avrupa ve Amerika İslâmiyetle hamiledir; günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak. Nasıl ki Osmanlılar Avrupa ile hâmile olup bir Avrupa devleti doğurdu.

..istikbalin kıt’alarında hakikî ve mânevî hâkim olacak ve beşeri dünyevî ve uhrevî saadete sevk edecek yalnız İslâmiyettir ve İslâmiyete inkılâp etmiş ve hurafattan ve tahrifattan sıyrılacak İsevîlerin hakikî dinidir ki Kur’ân’a tâbi olur, ittifak eder.

Hutbe-i Şamiye, s. 38

***

Şimdi bu zamanda en büyük tehlike olan zındıka ve dinsizlik ve anarşilik ve maddiyunluğa karşı yalnız ve yalnız tek bir çare var. O da Kur’ân’ın hakikatlerine sarılmaktır. Yoksa koca Çin’i az bir zamanda komünistliğe çeviren musibet-i beşeriye, siyasî, maddî kuvvetlerle susmaz. Yalnız onu susturan hakikat-i Kur’âniyedir.

Rehber Risalesindeki Leyle-i Kadir meselesi, şimdi hem Amerika, hem Avrupa’da eseri görülüyor. Onun için, şimdiki bu hükûmetimizin hakikî kuvveti, hakaik-i Kur’âniyeye dayanmak ve hizmet etmektir. Bununla, ihtiyat kuvveti olan üç yüz elli milyon uhuvvet-i İslâmiye ile ittihad-ı İslâm dairesinde kardeşleri kazanır. Eskiden Hıristiyan devletleri bu ittihad-ı İslâma taraftar değildiler. Fakat şimdi komünistlik ve anarşistlik çıktığı için, hem Amerika, hem Avrupa devletleri Kur’ân’a ve ittihad-ı İslâma taraftar olmaya mecburdurlar.

Emirdağ Lahikası, s. 297

Câmiü’l-Ezher: Ezher Üniversitesi.

Reis-i Ulema: Alimlerin reisi.

tevellüd: Doğma, doğum.

emare: İşaret.

şark: Doğu.

garp: Batı.

uhrevî: Ahirete ait.

hurafat: Hurafeler, batıl şeyler.

İsevî: Hz. İsa’nın dininden olan; Hıristiyan.

hakikat-i Kur’âniye: Kur’ân’ın hakikati.

Leyle-i Kadir: Kadir gecesi.

uhuvvet-i İslâmiye: İslâm kardeşliği.

ittihad-ı İslâm: İslam birliği.

Bediüzzaman Said NURSÎ

28.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

 Son Dakika Haberleri