Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 22 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Siyasetin rotasını millet belirler

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Siyaset dışı müdahalelerle siyasi alan, tanzim edilemez. Siyasetin rotasını da millet belirler, siyasi alanı da ancak millet tanzim eder’’ dedi.

Başbakan Erdoğan, AKP Genel Merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısının basına açık bölümündeki konuşmasında, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini yükseltmenin, istisnasız bütün vatandaşlarımızın aidiyet bağlarını güçlendirmenin tek yolu herkes için eşit hak ve hukuktur olduğunu belirtti. Erdğan, şunları söyledi:

“Azınlığın hukukunu korumak, çoğunluğun hukukunu korumak kadar bizim için önemlidir ama bunu yaparken çoğunluğu bir kenara atma hakkına da kimse sahip değildir. Azınlık derken hani gayrimüslimleri kastetmiyorum. Demokrasideki oyu itibariyle azınlık noktasında olan seçkinci bir ekip var ya onları kastediyorum. onlar, ‘Bu ülkenin rotasını biz çizeriz. bu ülke bizimdir’ diyerek halkı ötelemişlerdir. Halkı yok farz etmişlerdir. Bunu ortaya koymak istiyorum. Unutmayalım ki, doğrular, hak ve hürriyetler adamına göre değişmez. doğru, her zaman, her yerde, herkes için doğrudur. Bütün vatandaşlarımız, bize oy versin vermesin bizim için, bize göre, bir ve eşittir. Sükunetimiz, vakarımız, sağduyu ve aklıselime daima vurgu yapmamız sorumlu siyaset tarzımızın gereğidir’’

‘Yaptıkları çalışmaları gölgeleme gayreti içinde olanlar ne kadar gayret ederlerse etsinler, milletin kendilerini ‘kendi içinde gördüğünü’ ve yaşadığını’’ ifade eden Erdoğan, bunu geçen hafta yaptığı Batman, Siirt, Şanlıurfa ve Mardin’deki kongrelerde gördüklerini belirtti. Hiçbir engelleme çabasının, Türkiye Cumhuriyetine sadakatle hizmet iradelerini gölgeleyemeyeceği gibi demokratik iradesini daha 8 ay önce ortaya koyan milletle aralarını açmaya da yetmeyeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, özgürlüğün herkes için geçerli olmasının önemine dikkati çekti. Erdoğan, sözlerine şöyle devam eti:

‘’Biz Türkiye’yi geriye değil, her alanda daha ileriye taşımak için çalışıyoruz. Geçen 5 yıllık iktidarımız bunun en güzel kanıtıdır. Açık söylüyorum, biz demokrasinin çıtasını hukuk devletinin çıtasını yükseltmeye, halkımızın haklarını özenle korumaya devam edeceğiz. Hukukun, adaletin genel prensiplerinden şaşmadan ülkemizi kalkındıracağız. Her zaman söyledik, yine söylüyoruz, bizim özgürlük anlayışımız başkalarının özgürlüğünü de güvenceye almaktır. ‘Benim özgürlüğüm iyi, senin özgürlüğün kötü’ anlayışının daima karşısında olduk. Özgürlükler bir bütündür. Bölmek de mümkün değildir. Onun bir hiyerarşisi olmaz. Sen-ben ayrımı kabul edilmez. Birimizin özgür olmadığı yerde hiçbirimiz özgür olamayız. Buna böyle inanmalıyız. Bunun için tereddüte düşmeden, engellere takılmadan demokrasinin çıtasını daha da yükseltmeye devam edeceğiz. Meclisin çatısı altında milletin iradesini temsil eden hiçbir gruba, partiye haksızlık yapılmasını kabul edemeyiz. Demokrasinin kurumlarını, organlarını korumadan, her şeyin üzerinde tutmadan demokrasiyi yaşatamayız. Siyaset dışı müdahalelerle siyasi alan tanzim edilemez. Siyasetin rotasını da millet belirler, siyasi alanı da ancak millet tanzim eder.’’

/ ANKARA

22.03.2008


 

Perinçek, Selçuk ve Alemdaroğlu gözaltında

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Genel Sekreter Ferit İlsever, Cumhuriyet gazetesi başyazarı ve Yayın Kurulu Başkanı İlhan Selçuk ve İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu dün sürpriz bir şekilde gözaltına alındı. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, polisin partinin İstanbul İl Başkanlığı ile Ulusal Kanal’da arama yaptığını bildirdi. Önsel, “İP ve Ulusal Kanal’da arama yapmaya gelen polisler, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkartılan bir karar ile ‘Ergenekon Soruşturması’ kapsamında arama yapılacağını söyledi” dedi.

Ergenekon soruşturması kapsamında aralarında İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu ve Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi İlhan Selçuk’un da olduğu 12 kişi gözaltına alındı.

Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla harekete geçen polis, dün sabaha karşı İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’i Ankara’daki evinde gözaltına aldı. THY’ye ait bir uçakla Atatürk Havalimanı’na getirilen Perinçek, havalimanından Vatan Caddesi’ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.

Polis ayrıca, aynı saatlerde İşçi Partisi Genel Sekreteri ve Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Ferit İlsever, iş adamı İbrahim Benli, Aydınlık Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Serhan Bolluk, gazeteci Adnan Akfırat, Cumhuriyet Gazetesi imtiyaz sahibi, başyazarı ve yayın kurulu başkanı İlhan Selçuk ve İstanbul Üniversitesi’nin eski Rektörü Kemal Alemdaroğlu da dahil 7 kişiyi İstanbul’da; Perinçek’le birlikte 2’si Perinçek’in yakın koruması olmak üzere 4 özel güvenlik görevlisini de Ankara’da gözaltına aldı.

ULUSAL KANAL VE AYDINLIK’TA ARAMA

Polis, soruşturma çerçevesinde, dün saat 04.00-04.30 sıralarında İşçi Partisi, Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisinin İstanbul ve Ankara’daki merkezlerine de eş zamanlı olarak baskın düzenledi. Ulusal Kanal ve il başkanlığı binasında belgeler ve bilgisayarlar üzerinde incelemelerde bulunan polis, binaların çevresinde de güvenlik tedbiri aldı.

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Erkan Önsel, polisin partinin İstanbul İl Başkanlığı ile Ulusal Kanal’da arama yaptığını bildirerek, “İP ve Ulusal Kanal’da arama yapmaya gelen polisler, Bakırköy 11. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkartılan bir karar ile ‘Ergenekon Soruşturması’ kapsamında arama yapılacağını söyledi” dedi.

AVUKATIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ

İlhan Selçuk’un avukatlarından Akın Atalay, müvekkili hakkında bilgi almak için Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne geldi. Atalay, şube çıkışı basın mensuplarına yaptığı açıklamada, müvekkili ile görüşmesine, 24 saat süreyle izin verilmediğini ifade ederek, şunları söyledi:

“Şu anda iyi olduğuna dair yetkililerden bilgi aldık. Normalde bu suçlarla ilgili gözaltı süresi 48 saattir. Yarın (bugün) sabah görüştüğümüzde kendisi ile ilgili daha ayrıntılı bilgi öğreneceğiz. Soruşturmanın gizliliği nedeniyle bize söylenen bir şey olmadı. Şu anda kendisine yöneltilmiş bir suçlama da yok. Bir soruşturma kapsamında ifadesi alınmak üzere saat 04.30 da evine gelinmiş ve 07.30’da emniyete götürülmek üzere evinden çıkarılmış.”

Selçuk’un evinde polislerce arama da yapıldığını kaydeden Atalay, arama sonucu müvekkilinin evinden bilgisayar ve bazı malzemelerin alınmış olabileceğini söyledi.

ULUSAL KANAL’DAN SANSÜR SUÇLAMASI

Ulusal Kanal Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Büyükdağlı, şok baskına ve gözaltılara tepki gösterdi. Büyükdağlı, baskını AKP’nin kapatılma davasıyla ilişkilendiren Büyükdağlı, CNN Türk’te hükümeti sansürcülükle suçladı. Büyükdağlı,“Basın özgürlüğü bu hükümet döneminde ayaklar altına alınmıştır. Abdulhamit sansürcülerinden beter bunlar” dedi.

İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bedri Gültekin, basın toplantısı ile Perinçek’in gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Gültekin “Bu, saçma sapan bir iddiadır” görüşünü savundu. Çılgınca bir eylemle karşı karşıya olduklarını” söylerken, İşçi Partililer de slogan attılar.

YILDIZ: DARBE GÜNLERİ GİBİ!

Cumhuriyet Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız ise, gazetenin önünde bazı okurlarla birlikte yaptığı basın açıklamasında Selçuk’un darbe günlerini hatırlatır bir şekilde gözaltına alındığını ileri sürdü. Yıldız, gözaltına alınmayla ilgili olarak hukukî yollara başvuracaklarını söyledi.

39 KİŞİ TUTUKLANMIŞTI

Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla ilgili olarak başlatılan, soruşturma kapsamında, şu ana kadar aralarında emekli Tuğgeneral Veli Küçük, “Susurluk Davası” hükümlüsü Sami Hoştan, avukat Kemal Kerinçsiz, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, emekli subay ve astsubaylar, avukat ve gazeteci yazar ile doçentlerin de bulunduğu 39 kişi tutuklanmıştı.

/ İSTANBUL

22.03.2008


 

Operasyonlar sıklaştı

Güvenlik güçleri sadece son 3 ayda Edirne’den Van’a Türkiye’nin dört bir yanında, çeşitli isimlerle kamuoyuna duyurulan terör, malî, narkotik, asayiş ve organize suçlara yönelik çok sayıda operasyon düzenledi.

2008 yılının başlangıcından itibaren suç ve suçlulara yönelik çalışmalarını yoğunlaştıran güvenlik güçleri, ülkenin dört bir yanında değişik suç oluşumlarına yönelik çok sayıda planlı ve programlı çalışma gerçekleştirdi. Suç ve suç unsurlarına yönelik düzenlenen bu operasyonlar kamuoyuna ilginç isimlerle duyuruldu. “Arasta’’, "Şafak’’, "Şifa-58’’, "Safra’’, "Kılıç-05’’, "Pençe-3’’, "İdol’’, "Sarı Şebboy’’, "Alesta-33’’, "Plase’’, "Ahtapot’’, "Balyoz’’, "Parsel’’ ve "Cors’’ gibi çeşitli adlarla düzenlenen planlı ve programlı operasyonlarda çok sayıda zanlı ile suç unsuru teşkil eden malzeme ele geçirildi. Yetkililer, bu dönemde isim verilmeyen birçok operasyona daha imza attı.

/ SİVAS

22.03.2008


 

Baykal: Gidiş iyi değil

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Türkiye’nin siyasetinin, ülkenin hukukunun, ülkenin yargı organlarının çok ciddi tehdit altında” olduğunu ileri sürerek, “Bu, iyi gidiş değildir. Anayasa ile bu kadar oynamak, temel ilkelerle, Cumhuriyetin temelleriyle oynamak kimseye yarar getirmez” dedi.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin çok ciddi bir çatışma ortamına sürüklendiğini öne sürerek, ‘’AKP, kadrolaşma dönemini geride bırakarak, kendi derin devletini inşa etme aşamasına gelmiştir’’ iddiasında bulundu.

CHP Parti Meclisi toplantısı öncesinde ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Baykal, ‘’Türkiye’nin hiçbir demokratik ülkede görülmeyen ve kolay rastlanmayacak büyük çatışmaların, kırılmaların, gerginliklerin sıradanlaştığı bir döneme girdiğini’’ ileri sürdü. AKP’nin ‘’son seçimde aldığı oyla oluşturduğu iktidarın Türkiye’ye yarar getirmeyeceğinin şimdiden görüldüğünü’’ öne süren Baykal, ‘’AKP’ye yarayacak mı yaramayacak mı onu da göreceğiz’’ dedi.

‘’AKP, kadrolaşma dönemini geride bırakarak, kendi derin devletini inşa etme aşamasına gelmiştir’’ iddiasında bulunan Baykal, sözlerine şöyle devam etti: “AKP’nin bir süredir yaygın bir şekilde yürürlüğe koyduğu kadrolaşmanın meyvelerini toplama noktasına gelmeye başladığına tanık oluyoruz. Öyle anlaşılıyor ki AKP kendi derin devletini inşa etme çabası içindedir. Tabii, derin devletin kendine göre derin hukuku, anayasası bir ihtiyaç olarak ortaya çıkar. Yargı ihtiyacı kendisini gösterir. Şimdi önümüzdeki dönemde bu krizleri yaşamaya başlayacağız. Türkiye çok tehlikeli bir çatışma ortamına sürükleniyor. Rastlanmayacak türden uygulamaların Türkiye’de her gün ortaya çıktığına tanık oluyoruz. Bu süreç demokrasiye, hukuk devletine uygun bir süreç değildir. Ülkemizin her alanında, ekonomisinde, siyasetinde, hukukunda, sosyal yaşamında çok garip oluşumların hızla yaygınlaştığına tanık oluyoruz. Bu sürecin devam etmeyeceği çok açık. Bu süreci sürdürmenin bir doğal sınırı var. O sınırın ne zaman ortaya çıkacağına hep birlikte tanık olacağız. Bu böyle gitmez, böyle gitmemeli, böyle gidemez... Bunun böyle gitmesinin bedelini Cumhuriyetimiz ödüyor, Türkiye’nin ulusal bütünlüğü, hukuk devleti, demokrasi kültürü ödüyor. Türkiye bu kadar başıboş, bu kadar sorumsuz yönetiliyor olamaz.’’

/ ANKARA

22.03.2008


 

Öz ve Gülaltay sorgulandı

Yaşar Öz ile Semih Tufan Gülaltay, Ümraniye’de ele geçirilen patlayıcılarla ilgili soruşturma kapsamında "şüpheli’’ olarak ifade verdi.

"Susurluk davası’’ hükümlülerinden Öz ile eski İHD Genel Başkanı Akın Birdal’a silahlı saldırı davasında yargılanarak ceza alan Gülaltay’ın, Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesinde, Cumhuriyet savcıları Zekeriya Öz ile Mehmet Ali Pekgüzel tarafından ifadeleri alındı. Tekirdağ F Tipi Cezaevinden getirildikleri adliyede yaklaşık 14 saat kalan Öz ile Gülaltay’ın, Ümraniye’de ele geçirilen patlayıcıların ardından ortaya çıkartılan "Ergenekon terör örgütü’’ ile ilgili soruşturma kapsamında "şüpheli’’ olarak ifade verdikleri öğrenildi. Öz ile Gülaltay, daha sonra jandarma nezaretinde cezaevine götürüldü.

Soruşturması kapsamında önceki gün de Sedat Peker sorgulanmıştı.

/ İSTANBUL

22.03.2008


 

MHP'li Paçacı: AKP’den teklif gelmedi

MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, parti kapatmayı zorlaştıracak Anayasa değişikliği konusunda kendilerine teklif gelmediğini, AKP’li yöneticilerle de bu konuda herhangi bir görüşme yapmadıklarını bildirdi.

Paçacı, “AKP’nin, parti kapatmaları zorlaştırmaya yönelik Anayasa değişikliği teklifini MHP’ye sunduğu” yönündeki haberlerin doğru olmadığını söyledi. “AKP’den Anayasa değişikliği konusunda bir teklif gelmediğini ve bu konuda herhangi bir görüşme yapılmadığını” ifade eden Paçacı, “Bizim arkadaşlarımız, partimizin daha önce kamuoyuna açıkladığı öneri doğrultusunda hukuki altyapıyı gerçekleştirmek için çalışıyor. Henüz o çalışmalar bitmedi” dedi.

/ ANKARA

22.03.2008


 

Nevruz bereket getirsin

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı, AKP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Zafer Üskül, Nevruz Bayramı’nın sağlık, bolluk ve umut getirmesini, insanların kardeşliğini pekiştirmesini temenni etti.

Üskül, yaptığı yazılı açıklamada, Nevruz Bayramı’nın sevgi, hoşgörü ve dayanışmanın değerlerini hatırlatarak daha mutlu, umutlu ve barış dolu bir dünya sunduğunu belirtti. Zengin bir kültür birikimine sahip Türk milletinin yaşayan en önemli geleneklerinden biri olan Nevruz’un, baharın gelişini simgeleyen, insan ruhunun tabiattaki uyanışının kutlandığı bir bayram olduğunu ifade eden Üskül, şunları kaydetti: “Nevruz Bayramı bizlere sevgi, hoşgörü ve dayanışmanın değerlerini hatırlatarak daha mutlu, umutlu ve barış dolu bir dünya sunmaktadır. Nevruz gelenek ve göreneklerimizin canlı tutularak nesilden nesile aktarılmasına, Türk dünyasındaki yakınlaşmaya, ortak kültürel bağların kuvvetlenmesine vesile olmaktadır. Nevruz Bayramı sağlık, bolluk ve umut getirsin, kardeşliğimizi pekiştirsin.’’

/ MERSİN

22.03.2008


 

Yargı bağımsızlığını yitirirse özgürlüklerden söz edilemez

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Yargının bağımsızlığını yitirdiği bir ülkede temel hak ve özgürlüklerin varlığından söz edilemez” dedi.

Adalet Mensupları Dayanışma Vakfı (ADYAV) tarafından organize edilen “Cumhuriyetin Temel Değerleri Işığında Sosyal Hukuk Devleti” isimli panel, Yargıtay Başkanlığı Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını Yargıtay Birinci Başkanı Hasan Gerçeker, AKP’nin kapatılma davası sürecinde Yargıtay’a yapılan eleştirilere cevap verdi. Gerçeker, konuşmasında siyasilere gönderme yaparak “Sosyal hayatı hukuk kararları belirler. Yargıyı eleştiren siyasiler zaman içinde bunun yanlışlığını görmüş ve acılarını çekmişlerdir” diye konuştu.

Gerçeker’in konuşmasından önemli satır

başları şöyle:

* Her devlet kurumu Anayasa’nın ve yasaların tespit ettiği görev ve yetkilere sahiptir.

* Hukuk her şeyin üstündedir ve keyfiliğe yer yoktur.

* Yargının bağımsızlığını yitirdiği bir ülkede temel hak ve özgürlüklerin varlığından söz edilemez.

* Bu konuda kurum ve kişiler kendilerine düşen özeni göstermeli, sağduyulu davranmalıdır.

* Siyasilerin hukuka siyaseti sokmak yerine, hukuku siyasete egemen kılmak erdemini göstermeleri gerekir.

*Hiç kimse yargıya emir veremez tavsiye telkinde bulunamaz.

* Güçler ayrılığında kimse kimsenin üstünde değildir. Üstünlük ancak Anayasa ve kanunlardadır.

*Kurumlar ve idare her türlü yargı kararına uymak zorundadır.

* Yargı erki tam bağımsız değilse kuralsızlıklar kural haline gelir.

*Yargıyı eleştiren siyasiler zaman içinde bunun yanlışlığını görmüş ve acılarını çekmişlerdir.

* Yargının bağımsızlığını bitirdiği yerde temel hak ve hukuk özgürlüğünden bahsedilemez. Yargı bu ülkede herkese lâzım.

Cemil Yüzer / ANKARA

22.03.2008


 

Doğu’da karlar eridi, sele döndü

Ardahan ve Ağrı’nın Eleşkirt ilçesinde sel meydana geldi. Sel sebebiyle Ardahan’da 50 evde su baskını yaşandı.

Alınan bilgiye göre, havaların ısınmasıyla birlikte erimeye başlayan kar sularının sele dönüşmesiyle birlikte Ardahan Merkez Halil Efendi Mahallesi’ndeki Arıcılık mevkisinde 50 evi su bastı.

Ardahan Belediyesi Fen İşleri Müdürü Naci Özdemir, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, su baskınlarının yaşandığı bölgede belediye ekiplerinin çalışmalara başladığını belirterek, ‘’Söz konusu evlere su akıntıyla girmiyor. Zeminden kaynaklanan sorunlardan dolayı sular evlerin altından içeri sızıyor’’ diye konuştu. Ağrı’nın Eleşkirt ilçesi Yiğintepe Köyünde yaşanan sel sebebiyle evlerinden dışarı çıkamayan vatandaşların yardım talebi üzerine, DSİ Ağrı Şube Müdürlüğü ekipleri çalışma başlattı. İş makineleriyle bölgeye giden ekipler, sel sularının etkili olduğu alanlardaki biriken suları tahliye etti. Devlet Su İşleri Ağrı Şube Müdürü Cemalettin Demirci, ilkbahar mevsimiyle birlikte bölgede meydana gelecek sel olaylarına karşı ekiplerinin günün her saati çalışma yapacak şekilde hazır bekletildiğini bildirdi.

/ ARDAHAN/AĞRI

22.03.2008


 

Şehitlerin cenazesini müftüler kıldıracak

Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, şehitlerin cenaze namazını müftülerin kıldırmasını istedi. Bardakoğlu, 81 il müftüsüne "cenaze namazı ve alınacak tedbirler" konulu genelge gönderdi.

Bardakoğlu’nun, 81 il müftülüğüne gönderdiği ‘’cenaze namazı ve alınacak tedbirler’’ konulu genelgeye göre, şehit cenazeleri için namazın kılınacağı camilerde özel tedbir alınacak. İhtiyaç halinde camiye görevli takviyesi yapılacak. Törenin dinî usullere, şehit ve cenaze adabına uygun olarak yapılmasına gayret gösterilecek. Şehitlerin cenaze namazı, zarurî haller dışında müftü veya vekilleri tarafından kıldıracak. Katılımın çok yüksek olacağı önceden tahmin edilen tanınmış kişilerin veya şehitlerin cenaze töreninde, diğer resmî kurumlarla işbirliği yapılarak, cami çevresinde gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması sağlanacak. Cemaatin bir kısmı cami dışında bir kısmı cami içinde olmak üzere de cenaze namazı kılınabilecek. Vaaz, hutbe ve mahalli TV programları aracılığıyla cenaze adabı ve uyulması gereken kurallar konusunda toplum bilgilendirilecek. Bu kapsamda, cenaze namazının kılındığı cami avlularının cami içi gibi ibadet mekânı olduğuna dikkat çekilerek, cenaze namazına iştirak etmek için camiye gelen vatandaşların huzurunu bozacak ve cenaze adabına yakışmayacak, ‘’tekbir getirmek, alkışlamak, slogan atmak, ilahi okumak gibi’’ davranışlarda bulunmanın uygun olmadığı hatırlatılacak.

/ ANKARA

22.03.2008


 

Cenazede ortak duâ

Alanya’da yaşayan bir Alman vatandaş vasiyeti üzerine imam ve papazın bir arada okuduğu duâlarla defnedildi.

Yıllardır Antalya’nın Alanya ilçesine bağlı Mahmutla Beldesi’nde yaşayan, kalp ve solunum yetmezliği sebebiyle süren tedavisi sırasında önceki gün ölen Alman Rolf Steinhof’un (75), imam ve papazın birlikte okuyacağı duâlarla defnedilmeyi istediği vasiyeti, eşi Irena Steinhof tarafından yerine getirildi. Rolf Steinhof’un cenazesi Mahmutlar Göleviz Camii imamı Osman Kömür ve Alanya papazı Joachim Kusch’un duâları eşliğinde Mahmutlar yabancılar mezarlığında düzenlenen törenin ardından toprağa verildi.

/ ALANYA

22.03.2008


 

Mutluluk parada deği, yardımlaşmada

Kanadalı araştırmacılara göre, insanı mutlu eden çok para değil, parayı başkaları için harcamak. Science dergisinde yayınlanan araştırmada, gelirinin bir kısmını başkaları için harcayanların bunu yapmayanlardan daha mutlu oldukları belirlendi.

Araştırmayı yapan British Columbia Üniversitesi uzmanlarına göre, başkaları için 5 dolar (6,25 YTL) harcamak bile huzur duymak için yeterli. Araştırma çerçevesinde 630 kişiye ne kadar mutlu oldukları, yıllık gelirleri, kazançlarını nerelere harcadıkları gibi sorular soruldu.

Bunun yanı sıra Boston’daki bir şirkette çalışan ve 3000 ila 8000 dolar ikramiye alan 16 kişinin, ikramiyelerini almadan önceki ve sonraki mutluluk dereceleri saptanmaya çalışıldı. Miktarı ne olursa olsun ikramiyelerinin bir kısmını yardım için kullananların, tamamını kendi ihtiyaçları için harcayanlardan daha mutlu oldukları belirlendi. Araştırma başkanı Elizabeth Dune, “Ne kadar kazandıklarına bakmaksızın, başkaları için para harcayanların, paralarını sadece kendileri için harcayanlardan daha mutlu oldukları belirlendi” dedi.

/ ANKARA

22.03.2008


 

Liseliler gönüllü refakatçi oldu

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, kimsesi olmayan, işlemlerini yapmakta zorlanan yaşlı hastaların yardımına liseli öğrenciler koşuyor.

Konu hakkında bilgi veren İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sosyal Hizmetler Uzmanı Gülhan Altun, kendi geliştirdiği projeyle Eşrefpaşa Lisesi öğrencilerinin, öğretmenleri Sami Yılmaz ve İnci Işık gözetiminde hastaneye gelerek, yaşlı hastalara yardım ettiğini söyledi.

/ İZMİR

22.03.2008


 

Gezici anakolu ile eğitim aldılar

Malatya’da şehrin anaokulu açılması mümkün olmayan semtlerinde eğitim hizmeti vermek için uygulamaya konulan gezici anaokulunda 2002 yılından bu yana 902 öğrenci eğitim aldı, otobüs 30 semti gezdi.

Millî Eğitim Müdür Yardımcısı Üzeyir Ergüven, yaptığı açıklamada, gezici anaokulu çalışmasının 2002 yılından bu yana uygulandığını, Millî Eğitim Bakanlığının bu uygulamayı yaygınlaştırmaya çalıştığını söyledi.

/ MALATYA

22.03.2008


 

Modern hayat yalnızlaştırdı

Yaşlılık döneminde statü kaybeden, bağımlılık ve kaza riski artan, fiziksel yetenekleri azalan, pek çok kronik hastalıkla baş başa kalan yaşlılar, özellikle aile içinde fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik istismara maruz kalıyor.

Modern toplum yapısı, gelenek ve göreneklerin zaman içinde değişmesi ve hayat şartlarının zorlaşması gibi pek çok sebepten ötürü, son yıllarda yaşlılara yapılan istismar ciddi oranlarda artış gösteriyor.

İstanbul’da huzurevlerine başvuran yaşlılarla yapılan bir çalışmaya göre, aile içerisinde yaşlıların yüzde 25.7’si fiziksel, yüzde 14.7’si ekonomik istismara maruz kalıyor, yüzde 18’1’i de ihmal ediliyor. Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Adlî Tıp Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ahmet Turla, yaptığı açıklamada, yaşlılığın önüne geçilmesi mümkün olmayan biyolojik, kronolojik, sosyal yönleri ve sorunları olan bir süreç olduğunu söyledi. İnsanın, doğumla başlayan sürecin başlangıcında ve son döneminde sosyal ya da fiziksel olarak başkalarına bağımlı olduğunu anlatan Turla, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 65, BM’nin 60 yaşı ‘’yaşlılık sınırı’’ olarak kabul ettiğini söyledi.

Turla, modern toplum yapısı, gelenek ve göreneklerin zaman içinde değişmesi ve hayat şartlarının zorlaşması, gibi pek çok sebepten ötürü, son yıllarda yaşlılara yapılan istismarın ciddi oranlarda artış gösterdiğini dile getirerek, şunları kaydetti: “Köyden kente göçün fazla olduğu bölgelerde bu durum daha da hissedilir boyutlardadır. Kırsal kesimde, geleneksel aile yapısı içerisinde, mükemmel anlamda olmasa da alışılagelmiş şekilde aile, yakın çevre, komşu ve diğerlerinden ilgi görerek hayatını sürdüren yaşlılar, büyük kentlerde, bu desteklerin bir kısmını ve bazen de hepsini kaybetmekte ve yalnızlaşmaktadırlar. Geçim sıkıntısı, çalışma yaşındaki aile bireylerinin ev dışında iş yapma durumunda olmaları, ailenin en yaşlı bireylerinin, geleneksel olarak aile içinde görmekte oldukları ilgiyi azaltmış ve bazen de bitirmiştir. Bu da yaşlıları depresyona sokabilmektedir.’’

/ ANKARA

22.03.2008


 

Ceza ve ödülü çocuğunuzla belirleyin

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aile Söyleşileri’nde uzmanlar, çocukla iletişim için 10 altın formül önerdi. Bunlar arasında, ceza ve ödül kurallarının çocukla birlikte belirlenmesi de yer alıyor.

Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal projelerinden “Önder Aile” kapsamında düzenlenen Aile Söyleşileri büyük ilgi görüyor. Bağımlılık ve bağımlılıkla mücadele başta olmak üzere dört ana konuda sürdürülen eğitim programının sonuncusu Eskiizmir semtindeki Naci Şensoy Lisesi’nde yapıldı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk-Ergen Alkol-Madde Bağımlılığı Araştırma ve Uygulama Merkezi hemşirelerinden Şaziye Yıldırım, toplantıya katılan annelere etkin disiplin yöntemleri konusunda bilgi verdi. Yıldırım, disiplin denince akla yalnızca çocuğa baskı ve ceza uygulamalarının gelmemesi gerektiğini belirterek, “Çocuğa disiplin anlayışı ancak sevgi, şefkat ve saygı gösterilerek kazandırılabilir. Yalnızca baskıyla, dayak atmakla, çeşitli şekillerde cezalandırmakla değil” dedi.

Toplumda birçok ailenin, çocuklarını terbiye etmek için baskı ve ceza yöntemini uyguladığına dikkat çeken Yıldırım, “Bu son derece yanlış bir anlayıştır. Disiplin bir eğitimdir ve amacı, çocuğa olumlu davranışlar kazandırmaktır. Eğitimle kazandırılan davranışlarla çocuğun olumsuz davranışlarının olumluya döndürülmesi, çevresiyle uyumlu olması sağlanır. Bunun için sabırlı ve sevgi dolu olmak gerekiyor. Sevilen ve kişiliğine saygı duyulan çocuk, başkalarını da sever ve sayar. İtaatkâr çocuk, kendisinden yapmasını istediğiniz şeyleri inanmasa da kabullenecektir ama içselleştirmeyecektir. Bu şekildeki kabullenme, çocuğun değişime kapalı olmasını getirecektir” şeklinde konuştu.

Toplantıda anne ve babalara, çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurabilmeleri için şu önerilerde bulunuldu: “Çocuğunuza sorumluluk verin. Yaşına, fiziki özelliklerine ve kapasitesine uygun kurallar koyun. Bunu yaparken onun isteklerini de gözönünde bulundurun. Yalnızca cezalandırıcı değil, ödüllendirici de olun. Bir ödül vaadettiğinizde, zaman geçirmeden yerine getirin. Ceza ve ödül kurallarını çocuğunuzla birlikte belirleyin. Cezanın çocuğun kişiliğine değil, olumsuz davranışlarına yönelik olmasına özen gösterin. Kurallara uymadığında uygulanacak yaptırımı önceden belirleyin. Kurallar ve yaptırımlar konusunda tutarlı olun. Sadece olumsuz davranışlara odaklanmayın, olumlu davranışlarını övün. Her davranışına değil, isteneni yerine getirdiğinde ödül verin.”

/ İZMİR

22.03.2008


 

1,2 milyar insan, içme suyundan mahrum

Dünyada, 1,2 milyar insanın ‘’güvenilir içme suyu’’ndan yoksun yaşadığı bildirildi. Çevre Mühendisleri Odası tarafından hazırlanan, ‘’2007 Su Raporunda’’ dünya ve Türkiye’deki su durumuna ilişkin tesbitlerde bulunuldu.

Dünyada, içilebilir-kullanılabilir su miktarının toplam su miktarının çok küçük bir bölümünü oluşturduğu belirtilen raporda, ‘’Yerkürede bulunan suyun yüzde 97’si tuzlu su, yüzde 3’lük bölümü ise tatlı su olarak tarif edilen içilebilir veya kullanılabilir sudan oluşuyor. Bu suyun, yüzde 79’u kutuplardaki buz dağlarında, yüzde 20’si derin yer altı sularında toplanmıştır’’ denildi.

/ ANKARA

22.03.2008


 

Aspirin kolon kanserini önlüyor

İzmir Kent Hastanesi Gastroenteroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ethem Tankurt, düzenli aspirin kullanımının, kolon (kalın bağırsak) kanserini önlediğini bildirdi.

Aspirinin, kalın bağırsak kanserinden korunmak amacıyla kullanılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Tankurt, şöyle konuştu: “Korunma amacıyla kullanım, öncelikle yüksek riskli hastalarda yani 1. derece yakınlarında kolon kanseri görülen kişilerde ve bağırsaktan polip çıkartılmış kişilerde öneriliyor. Ancak düzenli aspirin alacak kişilerin bir mide sorunu olmaması gerekiyor. ’’

/ İZMİR

22.03.2008


 

Uçakta cep keyfi

Emirates Havayolları, yolcularına uçuş sırasında kendi cep telefonlarıyla konuşma imkânı sağlıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Dubai emirliğinin sahibi olduğu Emirates, bu uygulamayı başlatan ilk ticarî havayolu şirketi oldu. 60’dan fazla ülkeye sefer yapan Emirates’ten yapılan açıklamada, cep telefonuyla konuşulmasına ilk kez Dubai-Casablanca seferini yapan Airbus A340 tipi yolcu uçağında izin verildiği kaydedildi. Bu uçağa, cep telefonlarının uçağın elektronik sistemlerini etkilemesini engelleyen bir düzenek kurulduğu belirtildi.

Emirates Havayollarının, bu sistemi diğer uçaklarına da yerleştirmeyi ve yıl sonuna doğru BlackBerry ve diğer elektronik cihazları da bu uygulamaya dahil etmeyi planladığı bildirildi.

/ ANKARA

22.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri