|
|
|
'Bu adam' cezası AİHM yolunda |
Kemalizmi eleştirdiği için yargılanan Prof. Dr. Atilla Yayla'nın avukatı Nalan Erkem, mahkemedeki savunmalarında olayı ifade özgürlüğü olarak yorumladıklarını ve beraat beklediklerini, ancak kararın ceza yönünde çıktığını belirterek, "Temyize gideceğiz. Dosya Yargıtay'a gidecek, eğer orada da olumlu bir sonuç elde edemezsek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuracağız" dedi.
Atatürk'e "bu adam" dediği iddiasıyla yargılandığı davada 15 ay hapis cezasına çarptırılan Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Atilla Yayla'nın "uzman denetiminde" tutulacağı iddia ediliyordu. Kararı Yeni Asya'ya değerlendiren Yayla'nın avukatı Nalan Erkem, kararı temyize götüreceklerini, eğer orada da olumlu bir sonuç elde edemezse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını kaydetti.
*Mahkeme kararında yer alan uzman denetiminin açıklaması nedir?
Kararda uzman denetimi yok. Denetim süresi var sadece. Denetimin de farklı maddeleri var. Müvekkilimiz için bunların hiçbirine gerek görülmedi. Bazı gazetelerde yer aldığı üzere psikolog ya da psikiyatr tarafından gözetlenmesi söz konusu değil.
* Medyaya akseden farklı mı?
Evet. Bunu anlatmaya çalıştık ama kasten mi yoksa bilmemezlikten mi o şekilde yansıtılıyor. TCK 51-3'te denetim süresi; 2 yıl içerisinde kasıtlı olarak suç işleyip işlemediğinin tespiti açısından uygulanan bir süre. Eğer bu süre içinde kasıtlı bir suç işler ise, suç işlediği mahkeme kararıyla sabit olması halinde yasa gereği bu kararı veren mahkeme hapis cezasının kısmen ya da tamamen çektirilmesine karar verebilir.
* Suçun türünün önemi var mı? Herhangi bir suç da dahil mi buna?
Önemi yok. Sadece kasıtlı olması yeterli. Trafik kazası gibi taksirli bir suç işlerse etkilemiyor infazı. Ama bilerek, kasten herhangi bir suç işlerse o zaman bu cezanın infazı gündeme gelebilir.
*Savunmada neye dikkat çektiniz?
Savunmada delillere dikkat çektik. Çünkü bir tane karşı tanık vardı. "Bu adam" dediğini ya da hakaret ettiğini iddia eden. Onun karşısında biri konuşmacı, üç tane de dinleyici olmak üzere 4 tanık vardı. Ki herhangi bir hakaretin söz konusu olmadığı, Türkiye'nin siyasî tarihini karşılaştırmalı bir bilimsel eleştiri yapıldığı, ayrıca Atatürk'e de "bu adam" denmediği yolunda çok ayrıntılı, tutarlı ifade eden tanıklar vardı. Ortada bir bant kaydı yok. Bilirkişi raporu yok. Böyle bir karar çıktı. Olaya ifade özgürlüğü olarak baktık. Bir de hocanın kişiliği gereği hakaret edecek nitelikte bir insan olmadığı, öğrencileri tarafından da dile getirildi. Ama böyle bir karar çıktı.
*Peki ortada somut bir delil ve hakaret yokken nasıl bu karar verildi?
Biz de merak ediyoruz. Çünkü bu sadece hükmü açıklayan kısa bir karar. Gerekçeli karar yazılınca hakimin hangi delilleri nasıl değerlendirdiğini biz de göreceğiz. Ona göre eleştirilerimizi yapacağız.
*Bundan sonraki aşama nedir?
Temyize gideceğiz. Dosya Yargıtay'a gidecek eğer orada da olumlu bir sonuç elde edemezsek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracağız.
*Yargılama neticesinde böyle bir karar bekliyor muydunuz?
Türkiye'nin genel haline baktığımızda böyle bir karar çıkmasında olasılık vardı. Ama hukuki olarak olaya baktığımızda Atilla hoca da biz de beraat edeceğini düşünüyorduk. Sonuç olarak böyle bir karar çıktı ama henüz yollar tükenmiş değil. Hakkımızı sonuna kadar aramaya devam edeceğiz.
|
Kemal Benek
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
YÖK'te üçte iki çoğunluk yeter |
Daha önce YÖK üyesi Prof. Dr. Halis Ayhan tarafından da dile getirilen "Yasağı YÖK ve rektörler kanalıyla uygulamada kaldırmak daha uygun" görüşünü teyid eden bir yorum, Milliyet'in eğitim yazarı Abbas Güçlü'den geldi. Güçlü dünkü yazısında "YÖK'teki üçte iki çoğunlukla, bırakın katsayıları, türban bile anayasa ve yasalar değişmeden rahatlıkla uygulama alanı bulabilir" ifadesine yer verdi.
Anayasa Mahkemesi iptal eder
Sabah yazarı Emre Aköz ve Yeni Şafak yazarı Kürşat Bumin, AKP ve MHP'nin uzlaştığı metnin iki parti oylarıyla Mecliste kabul edildikten sonra Anayasa Mahkemesince iptal edilmesi ihtimalinin çok güçlü olduğuna dikkat çekerken, Fehmi Koru "Üzerinde anlaşılan metin, üniversitede başörtüsünü yasak olmaktan çıkarıyor, ancak başka yerlerde yasak uygulanabileceğini ilk kez kayda geçiriyor" diye yazdı.
BASIN'DAN BÖLÜMÜNÜ TIKLAYIN
|
31.01.2008
|
|
|
Büyükanıt: Türbana askerin tavrı mâlûm |
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, başörtüsü konusunda, "Türk toplumunun bütün katmanlarında bu konuda askerin düşüncesini bilmeyen yok. Birşey söylememiz mâlûmu ilâmdan ileri gitmez, onun için bu konuda herhangi birşey söylemek istemiyorum" dedi.
Orgeneral Büyükanıt, Makedonya Savunma Bakanı Bakanı Lazar Elenovski ile görüşmesinin ardından basın mensuplarına gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu. Orgeneral Büyükanıt, başörtüsü yasağı konusundaki yasal düzenleme hazırlığı ile ilgili olarak, şunları söyledi: ''Biliyorum, dışarda on naklen yayın arabası var. Siz benden bir şeyler bekliyorsunuz. Şunu söyleyeyim: Gündemimizde olan bir türban konusu var. Bu konuda basın organlarında çıkıyor 'Asker ne düşünüyor' diye. Şunu ifade edeyim, Türk toplumunun bütün katmanlarında bu konuda askerin düşüncesini bilmeyen yok. Bir şey söylememiz mâlumun ilânından ileri gitmez. Onun için bu konuda herhangi bir şey söylemek istemiyorum.''
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, ''Ergenekon Operasyonu'' ilgili olarak da, yapılanların yargı önünde görüşülüp kararın verileceğini belirterek, bu tür olayların TSK ile ilişkilendirilmesi çabalarına tepki gösterdi.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Soylu: Bu çağdışı yasak savunulamaz |
Demokrat Parti Genel Başkanı Süleyman Soylu, "Bu yasak laiklikten sapmadan çözülebilir. Fakat bu devirde hâlâ çağdışı olan başörtüsü yasağını savunmamak gerekir. Toplumun iki kesimini de mutabakat zemininde tutmak hükümetin görevidir" dedi.
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, başörtüsü sorununun yıllardan beri gündemi işgal ettiğini belirterek, "Bu yasak laiklikten bir milim bile sapmadan çözülebilir. Fakat bu devirde hala çağdışı olan başörtüsü yasağını da savunmamak gerekir." dedi.
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu, düzenlediği basın toplantısında başörtüsü meselesiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Soylu, meclisteki partilerin tamamının ideolojik yapıda olmasından dolayı başörtüsü sorunuyla Türkiye'nin gündemini gölgelediklerini belirterek, "Türkiye'de bizim bireysel hak ve özgürlükler olarak nitelendirdiğimiz, din ve vicdan özgürlüğü olarak nitelendirdiğimiz başörtüsü sorunu, meclisteki partilerin ideolojik yapıda olmasından ve kendi ideolojik tabanlarına selâm verme amacında olduklarından, Türkiye'nin esas gündemini gölgelemektedir. Bundan anlaşılıyor ki Başbakan da Hükümet de başörtüsü yasağının çözümünde samimi değiller." diye konuştu.
Soylu, "Elbette ki üniversiteye girecek başörtülü kızların okuma hakkı en güzel surette sağlanmalıdır. Bu bireysel özgürlük hakkı, bu gençlerimize verilmelidir. Ama meseleyi siyasî açıdan, 'velev ki türban siyasî simge olsa ne olurdu?' diyor fakat şimdi gelinen boyut, Başbakan yardımcısının açıklamasından çok daha net anlaşılıyor ki, türbanlılar bu düzenlemeyle üniversiteye giremezler. Bu doğru bir yaklaşım değildir, meseleyi çözümsüzlüğe itmektir" sözlerini aktardı.
Hükümetin başörtüsü sorunu nedeniyle Avrupa Birliğini ve KKTC'ye uygulanan izalosyonları kaldırılması konusunda yapılması gereken çalışmaları yapmadığınıı belirten Soylu, şöyle konuştu: "2005 yılından beri hükümet Avrupa Birliği konusunda hiçbir adım atmadı. Yani Türkiye-AB ilişkileri, contası bozulmuş bir raya döndü. Bu sürecin üzerine gidilmelidir. Bu sürecin üzerine gitmek Türkiye'nin menfaatinedir."
Türkiye'nin tâlî meseleleri konuşarak asıl gündeminden uzaklaşmaması gerektiğini belirten Soylu, "Derhal Türkiye ile ilgili ekonomik, iç ve dış ekonomik konularda mindere gelinmelidir. Başka tâlî konuları sürekli Türkiye'nin gündemine sokularak asıl sorunlardan kaçılmamalıdır. Eğer kaçılırsa, Türkiye daha büyük sorun ve tehlikelerle karşı karşıya kalacaktır" dedi.
Başörtüsü yasağını savunan ve savunmayanların hassasiyetlerine önem vermenin hükümetin görevi olduğunu belirten Soylu, şöyle konuştu: "Toplumun her kesiminin hassasiyeti göz ardı edilmemelidir. Bu toplumda bir mutabakat içerisinde yaşamak zorundayız. Başı açığın da başı kapalının da teminatı olmalıyız. Yıllardan beri bu meseleyi bir çatışma alanı olarak değerlendirmek Türkiye'yi ileri ülkeler seviyesine getirecekse biz de bu tartışmaya girelim ama bunun yüzünden Türkiye zenginleşemiyor, hak ve özgürlüklerine kavuşamıyor. Laiklik konusunda da hassasiyet gösterenler, ötekiler diye dışlanmamalıdır. Bu yasak laiklikten bir milim bile sapmadan çözülebilir. Fakat bu devirde hala çağdışı olan başörtüsü yasağını da savunmamak gerekir. Toplumun iki kesimini de mutabakat zemininde tutmak hükümetin görevidir."
|
Cemil Yüzer
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Toptan: Sistem işler |
Geçen hafta "Kanunları Meclis yapar, yargı uygular" diyen Meclis Başkanı Köksal Toptan, dün "Parlamento yanlış yaparsa Anayasa Mahkemesi, yürütmenin yanlışını idarî yargı düzeltir" diye konuştu.
TBMM Başkanı Köksal Toptan, ''Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi zaman zaman itiş kakış görüntüsü verse de işliyor. Her şey demokrasi içinde tartışılacak ve bir çözüme kavuşturulacaktır'' dedi. İKÖPAB 5. Konferansına katılmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'de bulunan Toptan, gazetecilerin sorularını cevapladı.
Toptan, ''AK Parti ve MHP'nin ortak bir teklifte anlaştıkları ve Anayasa değişikliğine ilişkin teklifin TBMM Başkanlığına sunulduğunun'' hatırlatılması üzerine, Başkanlık Divanının gerekli teknik incelemeleri yaptıktan sonra Anayasa değişikliği sürecinin başlayacağını bildirdi.
TBMM Başkanı Toptan, kamuoyunda yapılan tartışmaları olumlu bulduğunu ifade ederek, ''Türkiye çok şükür demokrasiyle yönetiliyor. Herkes rahat olmalı ve tartışmalı. Ben bu reflekslerden mutlu oluyorum. Bu refleksler benim hoşlanmadığım şekilde olsa bile Türkiye'nin hassasiyetini gösterir. Tartışacağız ve doğruyu bulacağız. Milletin, ülkenin hayrına neyse o yapılacaktır. Hiç kimsenin endişe etmesine gerek yok. Süreç işleyecek, kimse endişe etmesin.''
Toptan, Meclis'te de Anayasa ve yasa yaparken yanlış yapılabileceğine belirterek, şunları söyledi: ''Sistem, parlamentonun yanlış yapması durumunda Anayasa yargı denetim sürecini öngörmüştür. Bir yanlışlık varsa Anayasa Mahkemesine gider ve Anayasa Mahkemesi bunu düzeltir. Yürütme de yanlış yapabilir, yürütmenin verdiği yanlış kararlar da idari yargı denetimine gider ve orada düzeltilir. Önemli olan bu sistemin kurulu olması, bunun sağlıklı işlemesidir. Türkiye'de kuvvetler ayrılığı ilkesi zaman zaman itiş kakış görüntü verse de işliyor. Her şey demokrasi içinde tartışılacak ve bir çözüme kavuşturulacaktır.''
|
/ KAHİRE
31.01.2008
|
|
|
Komisyonda başörtüsüne erteleme |
TBMM Anayasa Komisyonu, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren anayasa değişikliği teklifini dün görüşemedi.
TBMM Anayasa Komisyonu, başörtüsünün yükseköğretimde serbest bırakılmasını içeren Anayasa değişikliği teklifini, 1 Şubat Cuma günü görüşecek. AKP ve MHP'li 348 milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlığına verilen ve Anayasa'nın, ''Kanun önünde eşitlik'' başlıklı 10. ve ''Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi'' başlıklı 42. maddelerinde değişiklik içeren teklifin görüşmeleri, Komisyonunun bugünkü başka bir gündemi nedeniyle 1 Şubat Cuma gününe alındı. TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, gazetecilere yaptığı açıklamada,
Kuzu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın konuyla ilgili açıklamasının sorulması üzerine, ''Genelkurmay Başkanı'nın görüşleri, şahsi kanaatidir'' dedi.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Makendonya'ya destek |
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Türkiye'nin Makedonya'nın NATO üyesi olabilmesi için bütün gayretini sarf ettiğini söyledi.
Makedonya Savunma Bakanı Lazar Elenovski, Milli Savunma Bakanı Gönül'ü makamında ziyaret etti.
Elenovski, Milli Savunma Bakanlığı'na gelişinde Gönül tarafından askeri törenle karşılandı. Konuk Bakan'ın şeref defterini imzalamasının ardından iki bakan, Gönül'ün makamına geçti.
Vecdi Gönül, görüşme öncesi yaptığı açıklamada, 2 defa ertelediği ziyareti dün gerçekleştiren Elenovski'yi ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İki ülke arasındaki ilişkilerin, Makedonya'nın müstakil bir ülke olarak varlığını ispat ettiği günden beri en güzel şekilde geliştiğini ifade eden Gönül, iki ülke arasında çok köklü tarihi ve kültürel bağlar bulunduğunu anlattı.
Makedonya'yı kendine has ve tarihten gelen adıyla ilk günden beri tanıyan ülkenin Türkiye olduğunu vurgulayan Gönül, ilişkilerin de yalnız devletten devlete olmadığını, halkların birbirini kucakladığını ifade etti.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
40 yıllık sorunun çözümü, mağdur kesimi rahatlatır |
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, ''ülkenin gündemini sürekli meşgul eden, eğitim hakkını kısıtlayan başörtüsü sorununun TBMM'de çözülmesi için yapılan girişimlerin ülke ve milletin yararına olacağı inancında'' olduklarını belirtti.
Akyıldız, yaptığı yazılı açıklamada, başörtüsü tartışmalarına katılarak konuyu sulandırmak isteyenlerin İslam'ı tahrif ettiğini öne sürdü.
Akyıldız, ''Kimse bu konularda ulu orta açıklamalar yapmamalı, birlik ve beraberliğimizi zedelememelidir'' dedi. İnsan hayatını etkileyen ve toplumlarda bir bilinç oluşturan kültürün temel kaynağının inançlar olduğunu ifade eden Akyıldız, dini değerlerin toplum için önemli olduğunu belirtti. Akyıldız, şöyle devam etti: ''40 yıldan beri ülke gündemini meşgul eden bu sorunun çözümü, inancından dolayı mağdur olan bir kesimi rahatlatacağı gibi ülke gündemini de meşgul etmeyecektir. Ülkemizin gündemini sürekli meşgul eden, eğitim hakkını kısıtlayan başörtüsü sorununun TBMM'de çözülmesi için yapılan girişimlerin ülke ve milletimizin yararına olacağı inancındayız.''
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
AKP ve MHP'ye "uyarı mektubu" |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, AKP ve MHP Grup Başkanvekillerine gönderdiği "uyarı mektubu"nda, başörtüsü yasağının çözümünü anayasa içinde tanımlamalarını ve YÖK kanununu çözüme katmamaları gerektiğini söyledi.
Mektubunda, başörtüsü sorununu çözmek amacıyla getirilen çözümün yeterli olmayacağının şimdiden belli olduğunu söyleyen Başoğlu,"YÖK kanununda yapılması düşünülen değişikliğin Anayasa mahkemesine götürüleceği ve iptal edileceği endişesini taşıyorum. Çünkü daha önce Merhum Özal döneminde bu amaçla çıkarılan kanun Anayasa Mahkemesi tarafından laiklik kavramı çok geniş bir biçimde yorumlanarak iptal edilmiştir."
Anayasa Mahkemesine götürmeden anayasayı değiştirerek soruna çözüm bulmanın daha doğru olacağını belirten Başoğlu, "Çünkü Anayasa'da yapılacak değişikliklerin, yüksek malumunuz olduğu üzere, Anayasa mahkemesi, içeriğine bakma yetkisine sahip değildir."
|
Ahmet Terzi
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Şam'da Bediüzzaman Sempozyumu |
3 Şubat'ta Şam'da gerçekleşecek olan "Hutbe-i Şamiye, Ümmetin Ölümüne Hayat Çağrısı" başlıklı konferansa İslâm dünyasının tanınmış ilim adamları tebliğleriyle katkıda bulunacak.
3 Şubat'ta Şam'da gerçekleşecek olan "Hutbe-i Şamiye, Ümmetin Ölümüne Hayat Çağrısı" başlıklı bir sempozyum düzenleniyor. Sempozyunda işlenen konular arasında, "Dinî bir hitap örneği olarak Hutbe-i Şamiye", "Bediuzzaman Said Nursî'nin Şahsiyetinden Kesitler" ve "İnsanlara Hidayet Bir Işığı Olarak Risâle-i Nur" yer alıyor.
Sempozyum programı şöyle:
1. Karşılama ( 09:30-10:00)
2. Açılış töreni ( 10:00- 12:00)
*Kur'an-ı Kerim tilaveti
*Cevşen-i Kebir okunuşu
* Sinevizyon gösterisi
*Avukat milletvekili Galeb İneyz'in Açılış konuşması
* Üstad Mahir Alhindi'nin sunuş konuşması
*Fethu'l-İslam Vakfı adına Prof. Dr. Husameddin Ferfur'un konuşması
* Risâle-i Nur Talebeleri namına Mehmet Fırıncı'nın konuşması
*Misafir konuşmacılardan Katar Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Muhiddin Karadaği'nin konuşması
*Şam alimleri namına Prof. Dr. Ramazan el-Buti'nin konuşması
* Suriye Muftüsü Prof. Dr. Ahmed Bedreddin Hassun'nun konuşması
* Sempozyum başkanı Suriye Diyanet İşleri Bakanı Prof. Dr. Abdussettar es-Seyid'in konuşması
3. Ara (12:00-12:30)
4. Birinci oturum
Dini bir hitap örneği olarak Hutbe-i Şamiye
Oturum başkanı: Şam Müftüsü Dr. Abdulfettah El-bezm
Prof. Dr. Ali Muhiddin Karadaği
Dr. Sarye el-Rifai
Dr. Tevfik Said Ramazan el-Buti
Sorular ve Cevaplar
5. Ara (14:00-16:00)
6. İkinci oturum:
Bediuzzaman Said Nursi'nin Şahsiyetinden Kesitler
Oturum başkanı: Dr. Naim araksusi
Prof.Dr. M. Said Ramazan el-Buti
Dr. Muhammed Musa el-Şerif
Dr. Adnan el-Saka
7. Ara (17:30-18:00)
8.Üçüncü oturum:
İnsanlara Hidayet Bir Işığı Olarak Risale-i Nur
Oturum başkanı:
Prof. Dr. Muhammed Hasan el-Buğa
İhsan kasim
Dr. Alaeddin Za'teri
Dr. Sadık Derviş
Sorular ve Cevaplar
9. Kapanış Töreni (19:00-19:30)
|
31.01.2008
|
|
|
Bolu tünelinde kaza: 5 ölü |
Bolu Dağı tünel girişi 3. viyadükte meydana gelen trafik kazasında 5 kişi hayatını kaybetti.
Alınan bilgilere göre, yoğun kar yağışı ve buzlanma sebebiyle Bolu Dağı tüneli girişi 3. viyadükte, Ankara-İstanbul yönünde 3 otobüs ve çok sayıda aracın karıştığı zincirleme trafik kazasında 5 kişi hayatını kaybederken, 35 kişi de yaralandı.
Yaralılar, Düzce Atatürk ve Konuralp Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alındı.
|
/ DÜZCE
31.01.2008
|
|
|
Yüzlerce köye ulaşılamıyor |
Yurdun çeşitli yerlerinde 2733 köy yolu ulaşıma kapandı. Ekipler, yol açma çalışmalarını sürdürüyor. Gaziantep'te ise kapalı köy yolları ulaşıma açıldı. Elverişsiz hava şartları sebebiyle birçok köye elektrik verilemiyor.
Alınan bilgiye göre, etkili olan kar yağışı sebebiyle Gümüşhane'de, merkeze bağlı 83, Kürtün'de 34, Şiran'da 59, Kelkit'te 77, Torul'da 23 ve Köse ilçesinde 13 olmak üzere toplam 289 köy yolu ulaşıma kapandı.
Artvin'de, merkeze bağlı 26, Ardanuç'ta 49, Arhavi'de 7, Borçka'da 13, Şavşat'ta 44 ve Yusufeli'de 45 olmak üzere toplam 184 köye ulaşım sağlanamıyor.
Rize'de, merkeze bağlı 50, Ardeşen'de 15, Çamlıhemşin'de 10, Çayeli'nde 27, Derepazarı'nda 8, Güneysu'da 22, Hemşin'de 8, İkizdere'de 23, İyidere'de 6, Kalkandere'de 17 olmak üzere toplam 186 köy yolu ulaşıma kapalı bulunuyor.
Trabzon'da, 384 köye kar nedeniyle ulaşım sağlanamadığı, kapalı köy yollarını açmak için ekiplerin çalıştığı belirtildi.
SAMSUN, SİNOP, ORDU, AMASYA
Samsun, Sinop, Ordu ve Amasya'da kar yağışı ve olumsuz hava koşulları nedeniyle 1081 köy yolunun ulaşıma kapalı olduğu bildirildi. Yer yer süren kar yağışı nedeniyle Samsun'da 303, Sinop'ta 258, Ordu'da 455, Amasya'da ise 65 köyle ulaşım sağlanamıyor. Bölgede 2 gündür etkili olan kar yağışı özellikle iç ve yüksek kesimlerde günlük hayatı olumsuz etkiliyor.
Yetkililer, bölgede cenaze ve hasta bulunan köylere öncelik verilerek kapalı köy yollarının ulaşıma açılması için çalışmaların sürdüğünü bildirdi.
ZONGULDAK, KARABÜK, BARTIN
Zonguldak İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğünden alınan bilgiye göre ilde, merkezde 23, Alaplı'da 2, Çaycuma'da 6, Devrek'te 27, Ereğli'de 33 ve Gökçebey'de 12 olmak üzere toplam 103 köy yolu ulaşıma kapandı.
Karabük'te merkezde 10, Eflani'de 27, Eskipazar'da 25, Ovacık'ta 20, Safranbolu'da 5 ve Yenice'de 30 olmak üzere toplam 117 köyle ulaşım sağlanamıyor. Bartında, merkezde 49, Ulus'ta 63, Amasra'da 13 ve Kurucaşile'de de 16 olmak üzere toplam 141 köyle ulaşım sağlanamıyor.
BURSA, BALIKESİR, ÇANKIRI, G. ANTEP
Bursa'da 80 köy yolu ulaşıma kapandı. Balıkesir'de, Dursunbey, Kepsut, Gönen ve Balya ilçelerinde 85 yolunun ulaşıma kapalı olduğu bildirildi. TEDAŞ'a bağlı ekiplerin de elektrik hatlarındaki arızaları gidermeye çalıştıklarını bildirdiler.
Çankırı İl Özel İdaresi, ilde 113 köy yolunun kar sebebiyle ulaşıma kapalı olduğunu bildirdi. Karla mücadelenin 2 kar makinesi, 13 greyder, 3 dozer, 6 kar kamyonu olmak üzere 24 ekiple 24 saat aralıksız sürdürüldüğü kaydedildi.
Gaziantep'te yoğun kar yağışı nedeniyle kapanan köy yolları ulaşıma açıldı. Hava şartlarının elverişli olması sebebiyle Gaziantep'te yolu ulaşıma kapalı yerleşim yeri kalmayacağı kaydedildi.
VAN, HAKKARİ, AĞRI
Doğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan kar yağışı Van, Hakkari ve Ağrı'da ulaşımı olumsuz etkiledi. Bu üç ilde etkili olan kar yağışı sebebiyle 640 köy yolu ulaşıma kapandı. Öte yandan, olumsuz hava koşulları nedeniyle Van'da şehirlerarası otobüs seferleri iptal edildi. Ağrı'da ise kar kalınlığı yüksek kesimlerde 1 metreye ulaştı. Hakkari-Van karayolundaki tipi sebebiyle ulaşımın güçlükle yapıldığı bildirildi.
KAYSERİ, KOCAELİ, SİVAS, SAKARYA,
KASTAMONU, ELAZIĞ
Kayseri'de 355 köy ve 6 ilçe, Kocaeli'nde 121, Sivas'ta 163, Sakarya'da 77, Kastamonu'da 290, Elazığ'da tüm köy yolları ulaşıma kapandı.
Kayseri-Ankara, Kayseri-Sivas ve Kayseri-K. Maraş karayolları, kontrollü olarak ulaşıma açıldı. Sivas-Yozgat ve Sivas-Tokat karayolunda ulaşım kontrollü olarak sağlanmaya çalışılıyor. Kayan araçlar sebebiyle sık sık kapanan Elazığ-Diyarbakır karayolunda ise zincirsiz araçların geçişine izin verilmiyor.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Kar ve tipi balon turlarını da etkiledi |
Türkiye'nin önemli turizm merkezlerinden, peri bacaları ile ünlü Kapadokya'da, yoğun kar yağışı ve tipi nedeniyle 3 gündür balon turları yapılamıyor.
Anatolian Baloons Havacılık Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Halil Uluer, gazetecilere yaptığı açıklamada yoğun kar yağışı, tipi ve rüzgar nedeniyle Kapadokya'da balon turlarını yapamadıklarını söyledi.
Balon turlarının 3 gündür yapılamadığını kaybeden Uluer, tipinin olmaması, rüzgarın da uygun şekilde esmesi halinde balon turlarının yeniden yapılabileceğini belirtti.
Balonları uçurmadan önce her gün Meteorolojiden hava raporu aldıklarını hava şartlarının uygun olması halinde önümüzdeki günlerde yine balon turlarına başlayacaklarını bildiren Uluer, bu gibi havalarda balonların uçmasının büyük risk oluşturduğunu ifade etti.
|
/ NEVŞEHİR
31.01.2008
|
|
|
Gençlere Avrupa'ya gitme imkânı doğuyor |
Diyarbakır'da kurulan Bilim Kültür Sanat ve Eğitim Derneği, gençleri ücretsiz olarak Avrupa'ya gönderecek.
Bilim Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Bayram Müjde, yaptığı açıklamada, Devlet Planlama Teşkilatına (DPT) bağlı Ulusal Ajanstan, Avrupa Gönüllülük Programı kapsamında gönderici ev sahibi ve koordinasyon kuruluşu olarak aldıkları akreditasyonla gençlere ücretsiz olarak Avrupa'daki projelerde görev alma ve dil öğrenme fırsatı tanıyacaklarını söyledi. Dernek olarak kendi alanında uzman öğretmen ve yöneticilerden oluşan 150 üye ile bilim, kültür, sanat ve eğitim alanında hizmet verdiklerini belirten Müjde, ''Amacımız ilimizde tespit ettiğimiz eğitime yönelik yaşanan sorunlara, proje, faaliyet ve etkinliklerle çözüm bulmak. Bu kapsamda eğitim akademisi, bünyemizde oluşturulan kulüplerimiz ve oluşturduğumuz projelerle Diyarbakır'a eğitim alanında ivme kazandırmayı hedefliyoruz'' dedi.
|
/ DİYARBAKIR
31.01.2008
|
|
|
Hisarcıklıoğlu: Reformları hızlandıralım |
-Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, AB sürecinde geçen yıl istenen ilerlemenin sağlanamadığını dile getirerek herkesin üzerine düşeni yapmasıyla bunun tersine döndürülmesi gerektiğini kaydetti.
AB'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering'le biraraya gelen Hisarcıklıoğlu, düzenlediği basın toplantısında Brüksel temaslarını değerlendirdi.
Olli Rehn'in Türkiye ve AB arasındaki ticari ve ekonomik sorunların ele alınacağı ortak bir konferans düzenlenmesi önerisinde bulunduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin "en önemli iki çapasının" IMF ve AB olduğunu vurguladı.
Hisarcıklıoğlu, "Malesef son dönemde her iki çapada da zayıflama gözlemliyoruz. AB süreci ekonomiden bağımsız değil. Ekonomik dönüşüm öngörüyor. AB ve IMF birbirini tamamlıyor" dedi. Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü için ekonomik reformlara devam etmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, "Dünyada bir ekonomik kriz var. Bu 2007 yılının ortasından beri geliyorum diyor. Tahminlerimize göre daha da ağırlaşacak. Bunu fırsata dönüştürmek için tedbirler alıyor olmamız, reformlarla özel sektörü avantajlı hale getiriyor olmamız lazım. Dağ başında korkan ıslık çalar. Biz ise 'Yol haritamız belli, el fenerimizi alıp ilerleyelim' diyoruz. AB süreci bununla örtüşüyor" dedi.
Hisarcıklıoğlu, AB sürecinde geçen yıl istenen ilerlemenin sağlanamadığını dile getirerek herkesin üzerine düşeni yapmasıyla bunun tersine döndürülmesini istedi. Hisarcıklıoğlu, "AB ile malların dolaşımı serbest ama vize sorunu nedeniyle işadamlarımızın eli bağlı. Aslında bu tarife dışı bir engel. Diğer tarife dışı engel taşımacılık kotaları. Malların dolaşımı sınırlanmış oluyor. Gümrük Birliği'nin en haksız yönü, AB'nin 2'nci ülkelerle yaptığı anlaşmalarda Türkiye'nin temsil edilmemesi. Yapılan anlaşmaya otomatik uyuyoruz. AB üyesi ülkeler kendi hak ve hukukunu korurken biz de o masada yer istiyoruz" dedi.
|
/ BRÜKSEL
31.01.2008
|
|
|
Babacan: AB sürecinde eğitime öncelik veriyoruz |
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, AKP iktidarının, Avrupa Birliği (AB) sürecinde uluslararası alanda Türkiye'nin eğitim kalitesini arttırmaya öncelik verdiklerini kaydetti.
Bakan Babacan, AB'nin, medeniyetleri kaynaştırma projesi olduğunu belirterek, bu yönde eğitimin bütçedeki yerini arttırmakta kararlı olduklarını söyledi. Dışişleri Bakanı Babacan, TED 80'inci Yıl Eğitim Forumu'na katıldı. TED Koleji İncek Kampüsü'nde "Eğitim Hakkı ve Gelecek Perspektifi" konulu panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren Bakan Babacan, Türkiye'nin AB süreci ve bu çerçevede eğitimde gelinen noktadan söz etti.
Babacan, AB üyeliği doğrultusunda Kopenhag Kriterleri'ne uyumu önemsediklerini belirtirken, "Türkiye'nin kendisine özgü demokrasisi var, elimizdekine sahip çıkalım anlayışını izleyemeyiz" dedi.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Türkiye'nin AB için önemini anlatacağız |
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kemal Çelik, Türkiye'deki kültürel zenginliğin, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin kültürel farklılıklarına katkı sağlayacağını söyledi.
Doç. Dr. Çelik, Türkiye koordinatörlüğünü yürüttüğü, ''Kültürler Arası Diyalog'' projesiyle ilgili yaptığı açıklamada, 2008 yılının AB tarafından ''Kültür yılı'' ilân edildiğini hatırlatarak, AB üyesi Almanya, İtalya, Danimarka ve Slovenya ile Türkiye arasındaki kültürel farklıların incelenmesi amacıyla proje hazırlayacaklarını bildirdi. Çelik, Türkiye'deki kültürel zenginliğin AB üyesi ülkelerin kültürel farklılıklarına sağlayacağı zengin katkıların gösterilmesini sağlayacak olan projenin, kültürel farklılıklardan kaynaklanan çatışmaların giderilmesinde de yararlı olacağını söyledi. Proje için AB'nin 308 bin avro kaynak aktardığını anlatan Çelik, şöyle konuştu:''AB'ye üye ve üyeliğe aday ülkeler arasında kültürel farklılıklar çatışma olarak değil, zenginlik olarak algılanması gerekir. Projenin Türkiye koordinatörü olarak, 5 ülke arasında en farklı kültürel varlığa sahip olan ülkemizin, AB için önemini göstermeye çalışacağım.''
|
/ ÇANAKKALE
31.01.2008
|
|
|
AB'den nükleer için yardım sözü |
AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, nükleer enerji konusunda karar verme yetkisinin Türk hükümetine ait olduğunu belirterek, ''Türkiye'ye öneri ve yardıma hazırız'' dedi.
Rehn, Türkiye'nin inşa etmeyi planladığı nükleer santrallerle ilgili bir soru önergesine verdiği yanıtta, Türkiye'nin nükleer enerji konusunda karar verirken santrallerin her aşamasında üst düzeyde güvenlik ve koruma sağlama kapasitesini dikkate alması gerektiğini kaydetti.
AB Komisyonu'nun yüksek düzeyde nükleer güvenliği, son genişleme dalgasında katılımcı ülkelerin karşılaması gereken önemli bir koşul olarak talep ettiğini hatırlatan Rehn, komisyonun Türkiye ile son temaslarında "nükleer enerji planları konusunda kapsamlı bilgi" talep ettiğini anlattı. Bu arada Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) da, nükleer teknoloji ve enerji alanındaki rolünün ve yürüttüğü çalışmaların kamuoyuyla paylaşılması için 12 Şubat'ta bir toplantı düzenleyecek. TAEK'in internet sitesinde yayınlanan duyuruda, toplantıda nükleer güvenlik kavramı, lisanslama gerekliliği, lisanslamanın adımları ve ilgili mevzuatın tanıtılacağı bildirildi.
|
/ BRÜKSEL
31.01.2008
|
|
|
Vekillere organ bağışı çağrısı |
CHP Kırklareli Milletvekili Tansel Barış, milletvekillerini organ bağışı yapmaya çağırarak, ''Hayattayken bırakabileceğimiz en güzel miras, organ bağışıdır'' dedi.
TBMM Genel Kurulu, TBMM Başkanı Vekili Meral Akşener'in başkanlığında toplandı.
Organ bağışı konusunda gündemdışı söz alan CHP Kırklareli Milletvekili Tansel Barış, ülkenin kanayan yarası, binlerce vatandaşın umudu olan bir konuya dikkati çekmek istediğini söyledi.
Türkiye'de organ nakli için bekleyen 44 bin hasta bulunduğunu anlatan Barış, Milli Eğitim ile Sağlık bakanlıklarının ve Diyanet İşleri Başkanlığının, organ nakli kampanyalarında daha aktif rol üstlenmeleri
gerektiğini belirtti. Barış, diyaliz hastalarının devlete yıllık maliyetinin 50 bin dolar civarında olduğunu ifade ederek, organ bağışı artıkça hem diyaliz hastalarının sağlığına kavuşacağını, hem de Sağlık Bakanlığı bütçesinin yatırımlarda kullanılabileceğini kaydetti.
Vatandaşların, organ nakli konusunda milletvekillerinin öncülük yapmasını beklediğini söyleyen Barış, ''Buna öncülük etmek durumdayız. Hepiniz konuya hassasiyet gösterin. Diyorum ki hayattayken bırakabileceğimiz en güzel miras, organ bağışıdır'' dedi.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Yargıtay Başkan seçemedi |
Yargıtay Başkanlığı için yapılan seçimin 15. tur oylamalarının sonunda hiç bir aday seçilebilmek için yeterli oyu alamadı.
Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun Yargıtay Başkanını seçmek için başlattığı seçimlere 15. turla devam edildi.
Bu turun dördüncü oylamasında Yargıtay 9. Ceza Dairesi Başkanı Hasan Gerçeker 108, Mahir Ersin Germeç 85 oy aldı. Oylamada 8 oy boş çıktı, 15 oy geçersiz sayıldı.
Bu turun beşinci oylamasında ise Gerçeker 115, Germeç 83 oy aldı. Bu oylamada 5 boş oy çıkarken, 15 oy geçersiz sayıldı.
Başkan seçilebilmek için Yargıtay Büyük Genel Kurul üye sayısının salt çoğunluğu olan en az 126 oya ulaşılması gerekiyor.
Seçime bugün devam edilecek.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
İBB'den evde sağlık hizmeti |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Sağlık ve Hıfzıssıhha Müdürlüğü tarafından yürütülen Evde Sağlık Hizmetleri projesi, her yıl 10 binlerce İstanbullu hastaya, evde tedavi hizmeti sunuyor.
Sosyal güvencesi bulunmayan ve maddi durumu yetersiz hastaların, sağlık durumlarının gerektirdiği periyotlarda sağlık ekiplerince evlerinde tedavi edilmeleri esasına dayanan Evde Sağlık Hizmetleri Projesiyle, 2004 yılından bu yana 398 bin İstanbulluya ulaşıldı.
İstanbul-Esenler'de bir apartmanın bodrum katında hayatını sürdüren 100 yaşındaki Zülfiye Cebeci de evinin anahtarını, her gün periyodik bakımı için kapısını çalan İstanbul Büyükşehir Belediyesi Evde Sağlık Hizmetleri görevlilerine teslim etti. Zülfiye nine cilt kanserine yakalandığı Mart 2007'den bu yana Evde Sağlık Hizmetleri'nden yararlanıyor.
|
Yeni Asya
/ İSTANBUL
31.01.2008
|
|
|
Aile hekimliğinde halk memnuniyeti |
Türkiye genelinde birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvurma oranı yüzde 40 iken, aile hekimliği uygulamasında bu oranın yüzde 60'lara kadar çıktığı bildirildi.
Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Koray Arberk, aile hekimliği uygulamasında vatandaşın daha iyi sağlık hizmeti almasını amaçladıklarını söyledi.
Uygulamaya ilk olarak Eylül 2005'te Düzce'de başladıklarını ve 2008 yılı sonu itibariyle aile hekimliğine geçen il sayısının 59'a ulaşacağını belirten Arberk, 2009 yılında ise Türkiye'nin tamamının aile hekimliğine geçmiş olacağını kaydetti.
Arberk, Türkiye'de şu anda nüfusun yaklaşık yüzde 25'ine aile hekimliği hizmetinin verildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
''Kaliteli sağlık hizmetini yaygınlaştırmak amacıyla yapılan bir uygulama. Bu tür uygulamaları, uygulama sonuçlarını gördükten sonra yaygınlaştırmak gerekiyor. Biz de öyle yaptık. Sonuçta, vatandaş ve sağlık çalışanlarının memnuniyeti bizim için önemli. Yaptığımız tüm anketlerde aile hekimliğine geçildikten sonra bu memnuniyetin arttığını tespit ettik. Ülke genelinde birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvurma oranı yüzde 40 iken, aile hekimliğinde bu oran yüzde 60'lara kadar çıktı. Sağlık kurumundan daha fazla hizmet alınan bu sistemde vatandaş memnuniyeti artıyor. Amaçladığımız pek çok noktaya ulaşmış durumdayız. Özellikle hasta ve çalışan memnuniyetleri anlamında çok güzel sonuçlarla karşılaşıyoruz. Aile hekimliği, uygulandığı illerde bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığının azalmasını, bebek, gebe ve doğumsal takiplerin daha iyi yapılmasını sağladı. Maliyet açısından baktığımızda da etkin ve sürdürülebilir olduğunu gördük. Diğer illere de yaygınlaştırmaya başladık.''
Aile hekimliği uygulamasıyla toplum sağlığı merkezlerinin geliştirildiğini anlatan Arberk, ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleriyle verem savaş dispanserleri gibi birinci basamak sağlık kurumlarının toplum sağlığı merkezleriyle entegrasyonunun sağlandığını vurguladı.
|
/ BURSA
31.01.2008
|
|
|
Trafik cezalarına itiraz edilebilecek |
Anayasa Mahkemesi, ''trafikte muhatabın yüzüne karşı kesilen para cezasının kesin olduğuna'' ilişkin Karayolları Trafik Kanunu hükmünü, idarenin her türlü işleminin yargı denetimine tabi olduğu ve yasa kuralının hukuk devleti ve hak arama özgürlüğüyle bağdaşmadığı gerekçesiyle iptal etti.
Anayasa Mahkemesi'nin, Konya 1. İdare Mahkemesi'nin açtığı davada, Karayolları Trafik Kanunu'nun 3493 sayılı Yasa ile değiştirilen söz konusu 115. maddesinin son fıkrasını iptal gerekçesi, Resmi Gazete'nin dünkü sayısında yayınlandı.
Gerekçede, yasanın para cezalarının ödenmesini düzenleyen 115. maddesinde, tebligatla düzenlenen cezalar dışında muhatabın yüzüne karşı kesilen para cezasının kesin olduğunun hükme bağlandığı anımsatıldı.
Anayasa'nın 2. maddesine göre hukuk devletinin, insan haklarına saygı gösteren, bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kurup sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa'ya uyan, işlem ve eylemleri bağımsız yargı denetimine bağlı olan devlet anlamına geldiği ifade edilen gerekçede, bununla devletin tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine bağlı olmasının amaçlandığı belirtildi.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Eğitimin faturası öğrenciye |
Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, sanal uygulamanın karne parasını ortadan kaldırmasına karşın, öğrencilerden halen 40 değişik isim adı altında para toplandığını öne sürdü.
Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının 2007-2008 öğretim yılının ilk yarısında başlattığı sanal karne uygulamasının veli ve öğrenci üzerindeki eğitim harcamalarını azaltması bakımından önemli bir adım olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Velilerin en çok şikâyet ettiği konuların başında okullarda ''yardım'' adı altında toplanan paralar geldiğini ifade eden Avcı, ''Okullarımızda bu konuda öğrenci ve velilerin üzerinde hiçbir yükün bulunmaması gerekiyor'' dedi.
Sanal uygulamanın karne parasını ortadan kaldırmasına karşın öğrencilerden halen 40 değişik isim adı altında para toplandığını iddia eden Avcı, kayıt parası ile başlayan ödemelerin, yıl içerisinde tepegözden, fotokopiye, elektrik, içme suyu ve telefon faturasından kapı, musluk tamirine kadar öğrenciden tahsil edildiğini ileri sürdü.
Alınan bu paraların önemli bölümünün ''zorunlu bağış'' şeklinde nitelendirildiğini belirten Avcı, ''Veliyi okuldan soğutan bu para toplama ayıbına artık bir son verilmeli'' diye konuştu.
VELİLERDEN YIL BOYUNCA
TOPLANAN PARALAR
Avcı, kayıt parası ile başlayan ve velilerden yıl boyunca farklı isimler altında toplanan yardım paralarının bazılarını şöyle açıkladı:
''İsteğe bağlı zorunlu bağış, eğitime katkı payı aidatı, vakıf parası, okul aile birliği aidatı, hafta sonu yetiştirme kurs parası, Kızılaya yardım parası, diploma parası, muhtelif günlere özgü hediye parası, dergi parası, yardımcı kitap parası, elektrik parası, su parası, telefon parası, kapı, musluk vb. tamir parası, hizmetli katkı parası, spor kolu parası, okul forma, eşofman parası.''
|
/ ADANA
31.01.2008
|
|
|
Demiryollarında seferberlik şart |
Demiryol-İş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay, demiryollarının yenilenmesi ve bakımlarının yapılması için seferberlik ilân edilmesi gerektiğini söyledi.
Atalay, Türk-İş Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 2000 yılından bu yana, Kamu İhale Yasası'ndaki boşluklar nedeniyle ray ithal edilemediğini savundu.
Kütahya'da meydana gelen kazada, rayın parçalanarak 36 parçaya bölündüğünü vurgulayan Atalay, ''Böyle bir olay Türkiye'de ilk kez oluyor. Böyle bir şey olamaz'' dedi. TCDD'nin gerek işçi gerekse memur açısından personel eksiği bulunduğunu anlatan Atalay, ''Demiryollarının yenilenmesi ve bakımlarının yapılması için seferberlik ilân edilmesi gerekiyor. Kardemir'in ray üretme kapasitesi yeterli değil. Ray ithal edilip, mutlaka işçi ve memur takviyesi yapılması gerekiyor'' dedi.
Yıllardır demiryollarının bakımının yeterli düzeyde yapılmadığını ileri süren Atalay, Ankara-Kayseri ve Kayseri-Sivas demiryollarının son bakımlarının 1974 yılında yapıldığını ifade etti.
|
/ ANKARA
31.01.2008
|
|
|
Ceylanpınar'da sel yaraları sarıldı |
Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde yaklaşık 1.5 yıl önce meydana gelen sel felaketinde evleri kullanılamaz hale gelenler için yaptırılan 96 konut hak sahiplerine dağıtılıyor.
Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından Kepezli Mevkii'nde yaptırılan ve 10 ayda tamamlanan afet konutları 86 metrekareden oluşuyor. TOKİ, afet konutlarının yanı sıra 16 derslikli ilköğretim okulu, ticaret merkezi ve bir de cami yaptırdı. Afet konutlarından almaya hak kazanan vatandaşlar 01.02.2008 günü saat 12.45'te Cumhuriyet İlköğretim Okulu'nda düzenlenecek kura töreniyle yeni evlerine kavuşacak. Noter huzurunda yapılacak kura programına Şanlıurfa Valisi Yusuf Yavaşça da katılacak.
|
/ ŞANLIURFA
31.01.2008
|
|
|
Kahvehanelere ceza yağdı |
Denizli Belediyesi, çeşitli mahallelerde faaliyet gösteren 128 kahvehaneyi denetledi. Denetimlerde 44 kahvehaneye, kurallara uymadıkları gerekçesiyle 117'şer YTL ceza kesildi.
Belediye Zabıta Müdürlüğü'ne bağlı sekizer kişilik dört ekip, işlek yerler başta olmak üzere çeşitli mahallelerde faaliyet gösteren kahvehaneleri kontrol etti. Ekipler işyeri açma ruhsatı, çalışanların sağlık karnesi, genel temizlik, bağlı bulundukları odadan alınmış fiyat listesinin görünür yere asılması, yangın tüpü, oyun malzemeleri, çay bardağı ve fincan gibi malzemelerin temizliğini kontrol etti. Denetimde 128 kahvehaneden 88'inin kurallar çerçevesinde faaliyetini sürdürdüğü tespit edildi. Genel temizlik başta olmak üzere diğer kurallara uymadığı belirlenen 44 kahvehaneye ise 117'şer YTL ceza kesildi.
|
/ DENİZLİ
31.01.2008
|
|
|
|