Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı adına yapılan açıklamada, başörtüsü yasağını kaldırmak için anayasada bir düzenlemeye gerek bulunmadığı, yasal mevzuatın başörtüsüne engel oluşturmadığı belirtilerek "Mevcut keyfîliğin kalkması yeterlidir" denilirken, "Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına, olmayan bir yasağın diğer alanlara yayılmamasına dikkat edilmelidir" uyarısı yapıldı. TGTV, eğitim ve çalışma haklarının engellenemeyeceğini vurguladı.
Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı (TGTV) adına yapılan açıklamada, yasal mevzuatın başörtüsüne engel oluşturmadığı belirtilerek "Mevcut keyfîliğin kalkması yeterlidir" denilirken, "Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına, olmayan bir yasağın diğer alanlara yayılmamasına dikkat edilmelidir" uyarısı yapıldı.
TGTV adına yapılan yazılı açıklamada, hiçbir insanî, sosyal ve hukukî mesnedi olmayan, keyfî ve cebrî bir anlayışla yıllardır sürdürülmek istenilen başörtüsü yasağının ortadan kaldırılmasına yönelik son günlerde geliştirilen siyasî inisiyatif ve iyi niyetli gayretlerin takdire şayan olduğu ifade edilerek, "Başörtüsü halkın sorunu değil, gerçeğidir. Başörtüsü inançların ve dinin gereklerinin yerine getirilmesidir. İnsanlarımız başörtüsünü simge olarak değil Allah'ın bir emri ve dinin bir gereği olduğu için örter. Başörtüsü ile sorunlu çevreler ise esasında ülkemizin istikbali için de ciddî sorun teşkil etmektedir. Güçlü, bağımsız ve özgür bir Türkiye için bu tür sorunlar bir an evvel aşılmalıdır" denildi.
Türkiye'de milyonlarca insanın inancının gereği olarak başını örttüğü hatırlatılan açıklamada, bir insanın inancı gereği sırf başını örttüğü için eğitim, öğretim ve çalışma hakkı gibi bir takım temel haklardan mahrum edilmesinin, ayrımcılığa maruz kalmasının, kimi yerlere girmek istediğinde yasak duvarlarıyla karşı karşıya kalmasının yirmi birinci yüzyılda yaşanabilecek en dehşet verici insanlık ayıbı olduğu vurgulandı.
Açıklamada, ancak totaliter idarelerde görülebilen yönetim usulleri ve anlayışların değiştirilmesi gerektiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
"Türkiye'de herkes, somut hak ve özgürlüklerin korkular ve mesnetsiz varsayımlara göre kısıtlanmadığı bir ortamı hak etmektedir. Gerçekte bunun için Anayasa'da bir düzenlemeye gerek yoktur; zira yasal mevzuat buna engel değildir. Mevcut keyfiliğin kalkması yeterlidir. Buna karşın fiili uygulamadan ve kanun koyucunun yerine geçmeye çalışan mahkeme kararlarındaki yorumlardan kaynaklanan bir ayrımcılık söz konusu olduğundan, bunu gidermek için somut bir düzenleme gerekmektedir. Üniversitelerdeki yasağı kaldırmak adına olmayan bir yasağın diğer alanlara yayılmamasına dikkat edilmelidir. Genel olarak nerede olursa olsun insanların inançları gereği kılık kıyafetine karışılmaması temel hak ve özgürlüklerin özüdür.
Türkiye bir hukuk devleti olduğuna göre başını açık ya da örtülü kadına eşit mesafede olmak ve aynı hakları kullandırtmak zorundadır. Bu itibarla tüm çevrelere ayrı ayrı çağrıda bulunmak istiyoruz: Sivil Toplum Kuruluşları (Gönüllü Teşekküller), her zaman olduğundan daha çok bugün özgürlüklerden yana tavır sergilemeliler ve temsil ettikleri toplumun genel kanaatine paralel bir şekilde seslerini yükseltmeliler. Sessiz kalmak, suça ortak olmak demektir. Tüm gönüllü teşekkülleri başörtüsüne yönelik keyfi uygulamaların kaldırılması çabalarına destek vermeye çağırıyoruz."
|