|
|
|
"Bu adam" için 5 yılla yargılanacak |
AKP İzmir teşkilâtının düzenlediği panelde yaptığı konuşmada Kemalizmi eleştirdiği gerekçesiyle 5816 sayılı Kanuna ihtilâftan hakkında 5 yıla kadar hapis talebiyle dâvâ açılan Prof. Dr. Atilla Yayla'nın beşinci duruşmasına pazartesi günü devam edilecek.
AKP İzmir teşkilâtının 18 Kasım 2006 tarihinde düzenlediği "Avrupa Birliği Üyelik Sürecinin Toplumsal Etkileri" konulu bir panele katılan Gazi Üniversitesi İİBF Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi ve Liberal Düşünce Topluluğu Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Atilla Yayla hakkında açılan dava devam ediyor. Panelin ertesi günü Yeni Asır gazetesinin "Hain" manşetiyle verilen haberde konuşması çarpıtılan Yayla, diğer basın organlarının da katkısıyla linç edilmeye çalışıldı. Haberlerin ardından Gazi Üniversitesi Rektörü Kadri Yamaç, Atilla Yayla'yı derslerden uzaklaştırırken İzmir Barosu'na bağlı çalışan birkaç avukatın suç duyurusuna istinaden Yayla'nın "Atatürk'ün manevî şahsiyetine hakaret" suçlarını düzenleyen 5816 sayılı Kanuna ihtilâftan ceza dâvâsı açıldı.
İlk duruşması 30 Nisan 2007 tarihinde gerçekleşen, dâvânın beşinci duruşması 28 Ocak 2008 Pazartesi günü, saat 10:25'te İzmir 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapılacak. Bir önceki duruşmada yeni bir mütalâa veren savcı, konuşmanın halka açık yerde yapıldığını öne sürerek Kanunun 1. ve 2. maddesi gereğince Yayla'nın cezasının arttırılarak 5 yıla kadar hapsini talep etmişti.
Yayla, panelde Kemalizmin uygulandığı 1925-1945 döneminin Türkiye için gerilemeye tekabül ettiğini, Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde ilerlemeyi arzu eden Türkiye'nin diğer üye ülkelerin tâbi olduğu hukukî ve siyasî süreci tıpkı onlar gibi tatbik etmesi gerektiğini, bununla beraber Avrupa Birliği resmî görevlilerinin Türkiye'yi yakından gözleyerek "neden her yerde aynı adamın resmi var" diye sorduklarında bunun bu ortak hukukî ve siyasî değerler bakımından cevaplanması gerektiğini söylemişti.
|
Kemal Benek
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Üyelik hedefimize onay |
AB Daimî Temsilciler Komitesi (COREPER), Türkiye ile yeni katılım ortaklığı belgesi taslağını onayladı. Müzakerelerin hedefinin üyelik olduğu belirtilen belgede, Türkiye'den öncelikli olarak "sivil-asker ilişkilerini AB standartlarıyla uyumlu hale getirmesi, ordu ve savunma politikası üzerinde TBMM'nin eksiksiz gözetim yapabilmesinin sağlanması istendi.
İnanç özgürlüğü talebi
Belgede, askerî mahkemelerin görev alanının sadece askerî personelin görevleriyle ilgili konularla sınırlandırılması, din özgürlüğüne ve azınlık haklarına tam saygı gösterilmesi, Türkçe dışındaki dillerde televizyon yayınlarının kolaylaştırılması ve AB üyesi bütün ülkelerle ilişkilerin normalleştirilmesi gibi talepler de yer alıyor.
|
26.01.2008
|
|
|
Başörtüsü görüşmeleri Pazartesiye kaldı |
Yükseköğretimde başörtüsünün serbest bırakılmasına imkân tanıyacak anayasa değişikliği ile ilgili AKP'nin çalışmalarını bitirimesi üzerine MHP-AKP buluşması pazartesi gününe kaldı.
MHP Genel Sekreteri Cihan Paçacı, yaptığı açıklamada, öneceki gün aldıkları kararda, dün bir araya gelerek çalışmaların bitirilmesini planladıklarını ifade ederek, ''MHP olarak biz çalışmalarımızı tamamladık. Ama AK Parti henüz çalışmalarını tamamlamamış. Erteleme ondan kaynaklandı. Büyük bir ihtimalle 28 Ocak Pazartesi günü yeniden bir araya geleceğiz'' diye konuştu.
AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ da gazetecilere yaptığı açıklamada, MHP yöneticileri ile anayasa değişikliği konusunda yürüttükleri çalışmalar kapsamında, Pazartesi günü yeniden bir araya geleceklerini bildirdi.
Bozdağ, ''Şu anda çalışmalarımız devam ediyor. Hafta sonunda da çalışmalarımız devam edecek'' dedi.
Bir gazetecinin, MHP'nin hangi önerileri getirdiği yönündeki sorusunu da Bozdağ, şöyle cevapladı:
''Çalışmaların detayı hakkında herhangi bir bilgi vermem söz konusu değil. Hem MHP hem AK Parti olarak bizim, sorunun çözümü noktasında iyi niyetli bir çalışmamız var. Sorunu çözecek ve Türkiye'nin gündeminden bu konuyu düşürecek bir çalışma yapıyoruz. Metin ortaya çıkınca kamuoyu ile paylaşacağız. İki madde üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Çalışmalar bitince bir açıklama yapılacak.''
|
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Ergenekon dinlemeleri Danıştay'a takıldı |
Ergenekon Operasyonu çerçevesinde yaklaşık 8 aydır dinlenen sanıklara ilişkin sorgulama tamamlanırken, soruşturmanın önemli delillerinden olan ve suç irtibatlarını gösteren telefon konuşmalarının Danıştay 10. Daire'nin verdiği karara takıldığı ileri sürüldü.
İstanbul Barosu'nun başvurusuyla iptal edilen yönetmeliğe göre "müdafiler (avukatlar) hakkında suç şüphelisi olmasalar da suç ilişkisi ve bağlantısı görüldüğünde kayda alınmasına" ilişkin yönetmelik hükmünün iptal edilmesi soruşturmayı sıkıntıya soktu. Başta Avukat Kemal Kerinçsiz ve Avukat Fuat Turgut'un operasyonda kayda alınan pek çok ismin iletişimin dinleme izninin 16 Ekim 2007'de yürütmesi durdurulan bu yönetmelik çerçevesinde alındığı anlaşıldı.
Mahkeme kararı ile 8 ay boyunca telefonları dinlenen ve izlenen zanlıların suikast planları ile ilgili olarak yaptığı telefon konuşmaları da soruşturma dosyasında yer alıyor. Zanlılara ilişkin yapılan telefon dinlemelerinde ise avukatların bulunması ilginç bir durumu da beraberinde getirdi.
ZANLILAR ADLİYE'DE
Ümraniye'de bir gecekonduda ele geçirilen el bombaları ve patlayıcılara ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan, aralarında avukat Kemal Kerinçsiz'in de bulunduğu 15 kişi adliyeye sevk edildi.
Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, Çakmak Mahallesi Güngör Sokak'taki bir gecekonduda bulunan el bombaları, TNT kalıpları ve fünyeler konusunda yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkartıldığı kaydedilen ''Ergenekon terör örgütü'' ile ilgili olarak gözaltına alınanlardan 10 kişilik bir grup, saat 08.30'da Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesine getirildi. bu grubun ardından soruşturma kapsamında şubede gözaltında bulunan 5 kişi daha adliyeye getirildi.
Avukat Kemal Kerinçsiz, adliyeye savcı ve hakimlerin giriş yaptığı kapıdan binaya alınırken, diğer kişiler ön kapıdan adliyeye giriş yaptılar. Şüpheliler, çevik kuvvet polislerinin oluşturduğu güvenlik koridorundan adliye binasına alındılar.
Polisin geniş güvenlik önlemi aldığı gözlenirken, adliye binasının bulunduğu alandaki sokaklarda polis barikatlar oluşturdu.
Adliyedeki adlî tabiplikte sağlık kontrolünden geçirilen bu kişilere kelepçe takılmadığı görüldü.
|
26.01.2008
|
|
|
Dink'in avukatı: Umarım dağ fare doğurmaz |
Hrant Dink'in öldürülmesi davasında, Dink ailesinin müdahil avukatı Nusret Gürgöz, güvenlik güçlerinin geçtiğimiz günlerde düzenlediği Ergenekon Operasyonu'nun, Hrant Dink'in öldürülmesinin arkasındaki güçlerin bulunması konusunda kendilerini umutlandırdığını belirterek "Umarım dağ fare doğurmaz" dedi.
Antalya'da Konyaaltı Dostları Derneği'nin düzenlediği söyleşiye katılan Avukat Nusret Gürgöz, Ergenekon Operasyonu'nda gözaltına alınan kişilerin kimliklerinin birçok cinayeti aydınlatabileceğini öne sürdü. Gürgöz, ''Ergenekon Operasyonu bizi umutlandırdı, umarım dağ fare doğurmaz. Eğer Hrant Dink cinayeti aydınlatılırsa diğerlerinin de aydınlatılması için ortam oluşabilir'' dedi.
Söyleşinin yapıldığı salon, karanfillere süslenirken, Hrant Dink ve Uğur Mumcu'nun da aralarında bulunduğu öldürülen gazeteciler anısına helva dağıtıldı.
|
/ ANTALYA
26.01.2008
|
|
|
Kayıtlarda 'yolsuzluk' yok |
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, yolsuzluk konusunda istatistiki veri bulunmadığını bildirdi.
Şahin, DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız'ın yolsuzlukların kurum ve kuruluşlara göre dağılımı ile yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle mahkûm olan ve tutuklanan kişi sayısına ilişkin soru önergesine verdiği cevapta, yolsuzluğun kriminolojik ve sosyolik bir kavram olduğunu belirtti. Suç ve cezaların kanuniliği ilkesinin, suçun unsurları ile verilecek cezayı ve ağırlaştırıcı sebeplerini kanunda açıkça belirtmeyi zorunlu kıldığını bildiren Şahin, "Kanunlarımızda yolsuzluk suçu şeklinde bir suç tipi yer almadığından, Bakanlığımız kayıtlarından istatistik veri elde edilememiştir'' dedi.
|
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Tatil zili çaldı |
İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci dün karnelerini alarak iki haftalık yarıyıl tatiline girdi. Bu yıl ilk kez başlatılan uygulamayla, veliler çocuklarının karnelerine, internet ortamından, 'www.meb.gov.tr' adresinden ulaşabiliyor.
İlköğretim ve ortaöğretim okullarındaki yaklaşık 15 milyon öğrenci dün karnelerini alarak iki haftalık yarıyıl tatiline girdi. 2007-2008 eğitim öğretim yılının ilk yarısının sona ermesi dolayısıyla Çayyolu'ndaki Türkkonut İlköğretim Okulu'nda karne dağıtım töreni düzenlendi.
Törende konuşan Müsteşar Yardımcısı Çelik, eğitim sisteminde pek çok değişim ve dönüşümün yaşandığını belirtti. Eğitimde bilişim alanında bakanlık olarak önemli adımlar atıldığını ifade eden Çelik, bunun bir örneğinin de ilk kez bu sene karnelerin internet ortamından görülebilmesi olduğunu vurguladı.
Velilerin, çocuklarının karnelerine internet ortamından erişebilmeleri için öncelikle bakanlığın ''www.meb.gov.tr'' adresine girmeleri gerektiğini anlatan Çelik, ''Bu sitede velilerin önüne 'veli bilgilendirme sistemi' çıkacak. Veliler bu sistem üzerinden çocuklarının TC kimlik numaralarını girerek karnelerine erişebilecekler'' dedi. Karnelerin internet ortamından görülebilmesi uygulamasına pek çok Avrupa Birliği ülkesinde henüz başlanmadığını belirten Çelik, bu uygulamanın İngiltere Millî Eğitimi tarafından 2012 yılı hedefİ olarak gösterildiğini, ancak Türkiye'nin bu sene uygulamaya geçmesinin büyük bir başarı olduğunu söyledi.
KARNESİNİ ARKADAŞLARI
MEZARINA BIRAKTILAR
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde iki gün önce geçirdiği trafik kazasında vefat eden arkadaşlarının mezarını ziyaret eden bir grup öğrenci, çiçeklerle süsledikleri mezara karnesini bıraktı. Alınan bilgiye göre, Suruç Yatılı İlköğretim Bölge Okulu (YİBO) 8-A sınıfı öğrencisi Orhan Özoğlu (15), iki gün önce Onbirnisan beldesine doğru motosikletiyle giderken, karşıdan gelen bir otomobille çarpışarak, ağır yaralandı. Çevredekiler tarafından Suruç Devlet Hastanesine kaldırılan ve ilk müdahalesi burada yapılan Özoğlu, önceki gün vefat etti. Karne sevincini yaşayamadan ölen Özoğlu'nun sınıfında karne dağıtımı sırasında duygulu anlar yaşandı. Daha sonra öğrenciler öğretmenleriyle birlikte arkadaşlarının mezarını ziyaret ettiler.
Tatil, okumak için ideal bir zaman
Eğitimciler Birliği Sendikası (Eğitim-Bir-Sen) 2007-2008 eğitim-öğretim yılının ilk döneminin bitmesi dolayısıyla öğrenci ve öğretmenlere tatil boyunca okumaları konusunda tavsiyelerde bulundu. Yapılan açıklamada, "Tatil asla boş oturma veya sadece eğlenme dinlenme zamanı olmayıp hem öğretmenlerimiz açısından hem de öğrencilerimiz açısından kendilerini geliştirmeye yönelik "kültür eserleri" okumak için ideal bir zaman dilimidir" denildi.
|
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Karne gününde "yalnız" kalmadılar |
Samsun Valiliğince hazırlanan ''Yalnız Değilsiniz'' adlı proje kapsamında şehit çocuğu, öksüz ve yetim 3 bin 132 öğrenciye çeşitli hediyeler gönderildi.
Vali Hasan Basri Güzeloğlu, il genelinde başta şehit çocukları olmak üzere anne ve babası olmayan bütün öğrencilerin karne sevincini paylaşmak için ''Yalnız Değilsiniz'' projesini başlattıklarını söyledi. İl genelinde şehit çocuğu ya da annesi veya babası olmayan 3 bin 132 öğrencinin karne sevincini paylaşmak istediklerini belirten Güzeloğlu, şöyle konuştu: "Her öğrenci bugün karne sevincini anne ve babasıyla yaşamakta. Ancak anne ve babası olmayan çocuklarımızın bu sevincini paylaşmak için böyle bir proje başlattık. Proje kapsamında öğrenciler için hediye paketleri hazırladık. Paketleri kargoyla öğrencilerin evlerine gönderdik.''
|
/ SAMSUN
26.01.2008
|
|
|
Karne günü öldü |
Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ilçesine bağlı Doluca köyünde trafik kazası sonrası bir haftadır yoğun bakımda olan birinci sınıf öğrencisi Durdu Karaaslan, karnesini alamadan öldü.
Geçen hafta Doluca köyünde bir kamyonun çarptığı Durdu Karaaslan (7), Kahramanmaraş Devlet Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde bir haftadır tedavi görüyordu. Sınıf arkadaşları ve öğretmeni, Karaaslan'ın karnesini çiçeklerle birlikte boş sırasına koydular.
|
KAHRAMANMARAŞ
26.01.2008
|
|
|
Kötü karneye ılımlı yaklaşın |
Mardin Milli Eğitim Müdürü Abdulmenaf Bilgin, kötü karne getiren çocukların ailelerini uyararak, çocuklara ılımlı yaklaşılmasını tavsiye etti.
Eğitim sisteminde notların bir eğitim yılının meyvesi gibi algılandığını ifade eden Bilgin, "Karnelerin veliler için sürpriz olmaması gerekir. Eğer böyle oluyorsa, çocukla aile arasında iletişimde sorun var demektir. Ailenin öğrenciyi yıl boyu belli kalıplara sokmadan ve baskı kurmadan takip etmesi gerekir. Kötü karne getiren öğrenciye velilerin hassasiyetle yaklaşması gerekir. Ailelerin çocuklarına, 'bizim için önemli olan aldığın not değil senin gösterdiğin çaba' düşüncesini verebilmesi çok önemlidir. Kimi zaman aileler öğrenci gibi hırslanıyor, onlarla birlikte ders çalışıyor. Ancak yapılması gereken kötü nota neyin sebep olduğunu öğrenciyle birlikte düşünerek bir çözüm önerisi ortaya koymaktır" dedi.
|
/ MARDİN
26.01.2008
|
|
|
İnsan hakları ihlâlleri demokratikleşmenin önünü tıkıyor |
Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü Prof. Dr. M. Cengiz Güleç, insan hakları ihlâllerinin demokratikleşme çalışmalarına engel olduğunu belirterek, "Çok kültürlü ve çok kimlikli toplumlarda belirli bir etnik grubun toplumun 'ötekileştirilmiş' grupları üzerindeki egemenliği ve baskısı insan hakları ihlâllerini de beraberinde getiriyor" dedi.
Türkiye Barış Meclisi tarafından 9-10 Şubat tarihlerinde düzenlenecek "Yeni Anayasa Sürecinde Demokratikleşme ve Kürt Sorunu" konferansının bilgilendirme toplantısında konuşan Prof. Dr. Güleç, toplumdaki insan hakları ihlâllerinin demokratikleşme ve toplumsal barış çalışmalarının önünde engel oluşturduğunu ifade etti. Prof. Dr. Güleç, şunları kaydetti:
"İnsan haklarına saygının ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gerçek anlamıyla toplumsal yaşama geçirilmesi tüm dünyada çeşitli engellerle karşılaşmaktadır. Çok kültürlü ve çok kimlikli toplumlarda belirli bir etnik grubun toplumun 'ötekileştirilmiş' grupları üzerindeki egemenliği ve baskısı insan hakları ihlâllerini de beraberinde getiriyor. Bu durum, demokratikleşme ve toplumsal barış çalışmalarının önünde ciddî bir engel oluşturuyor. Ötekileştirilmiş grupların ve toplulukların inkâr, imha, olmazsa asimilasyona tabi tutulmaları ve bu bağlamda maruz kaldıkları mağduriyetler ve işkenceler genellikle baskıya tepki olarak başkaldırmaya yol açıyor. Bu da toplumsal barışın yaşanmasını neredeyse imkânsız kılıyor."
|
Cemil Yüzer
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Vatandaşa değer verilmiyor |
Gazeteci Emre Aköz, bazı kemsilerin devlet tarafından yeteri kadar vatandaş kabul edilmediğini ifade etti. Aköz, "Kürtler, Aleviler, belli başlı gruplar, sayıları az da olsa gayri müslimler, İslâmî cemaatlar, bunun alt kademesi olarak üniversiteye giremeyen başörtülü kızlarımızı da katabiliriz. Bunlar devletimiz tarafından yeteri kadar vatandaş kabul edilmeyen kesimler" dedi.
Akademik Dayanışma Araştırma ve Geliştirme Vakfı (ADAG), Sosyal Etüdler Derneği (SETÜD), Yeni Eğitimciler Derneği (YENİEĞİTDER), Yeni Sanayici ve İşadamları Derneği (YENİSİAD) tarafından organize edilen Anayasa panellerinin dördüncüsü Ankara Akar International Hotels'de yapıldı.
"Anayasal Vatandaşlık" başlıklı panelin sunuculuğunu Cemalettin Söğüt yaparken açış konuşmasını ADAG Genel Başkanı Prof. Dr. Gürbüz Aksoy yaptı.
İnsanın, kâinatın önemli bir parçası olarak üst kimlik sahibi olduğunu hatırlatan Aksoy, "İnsan hangi ırktan, hangi dinden, hangi dilden olursa olsun anayasal vatandaşlıktan esirgenmemesi lâzım" dedi.
Yöneticiliğini Prof. Dr. Ahmet Battal'ın yaptığı panelde, yeni anayasa tartışmaları ve Türkiye'nin gündemiyle ilgili görüşler ifade edildi.
AKÖZ: BAŞÖRTÜSÜ SORUNU KANGREN OLDU
Gazeteci Emre Aköz, bazı kemsilerin devlet tarafından yeteri kadar vatandaş kabul edilmediğini ifade etti. Aköz, "Kürtler, Aleviler, belli başlı gruplar, sayıları az da olsa gayri müslimler, İslâmî cemaatlar, bunun alt kademesi olarak üniversiteye giremeyen başörtülü kızlarımızı da katabiliriz. Bunlar devletimiz tarafından yeteri kadar vatandaş kabul edilmeyen kesimler" dedi.
Aköz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çağdaşlaşma, cumhuriyet kurulduktan sonra batılılaşma, muasır medeniyetlere ulaşma hareketleri içinde bir modele, kalıba göre insanların geleneksel yaşayış, davranış, giyiniş gibi kalıba uymalarıdır. Bu kalıba uyarsan çağdaş olursan cumhuriyetin sevgili evlâdı olursun. Vals yapman gerekir, cumhuriyet balosuna katılman gerekir, şarap içmen gerekir. Müzik olarak klâsik Türk müziği dinlemeyecek tango yapacaksın. Başörtüsü de Kürt sorunu gibi kangren olmuş vaziyette. Aptal aptal şeyler. Başörtülü kızlara yapılan muamele iğrenç. Böyle bir belâlı, mayınlı, abuk sabuk bir durumda yaşıyoruz.
Güneydoğuda ölenler 10 bin kişiye yaklaştı arasında Gayrımüslimleri bulamazsınız. Osmanlıdaki gayrımülsimlere silâh verilemez kuralı burada da devam ediyor. Tabi yüksek düzeyde komutan oğlu da bulamazsınız o da ayrı bir durum."
FENDOĞLU: ANAYASA İLE İNSAN
HAKLARI İKİZ KARDEŞTİR
Başbakanlık İnsan Hakları Kurumu Başkanı Prof. Dr. Hasan Tahsin Fendoğlu ise Türkiye'de insan haklarına yeterince uyulmadığının bilindiğini söyledi. Anayasa iki sebep için yapıldığını vurgulayan Fendoğlu, "Birincisi devletin çatısını oluşturmaktır. İkincisi insan haklarını korumaktır. Ama anayasa geleneğinde insan haklarının genelde korunduğunu söylemek çok zor. Anayasa ile insan hakları ikiz kardeşlerdir. Çünkü anayasaların 3'te biri insan haklarıyla ilgilenir" dedi.
Türkiye'de anayasa savaşlarının yaşandığını dile getiren Fendoğlu şöyle devam etti:
"Türkiye'deki cephe savaşlarından biri anayasal vatandaşlıktır. Bir başkası başörtüsü cephe savaşıdır. Bunun üzerinde siyasetçiler durdular, konuşuyorlar. Bir başkası laikliktir. Geçmişte cumhurbaşkanı sayın Abdullah Gül'ün seçilişinde 184-367 cephesi vardı. Türkiye bu tür yapay gündemlerle meşgul olur durur. Sadece 66. maddede anayasal vatandaşlık ele alınıyor. Halbuki bunu anayasanın tümüne hakim bir ruh olması lâzım. Bu nedenle de konu özgürlük sorunudur. Anayasal vatandaşlık bünyesinde bütün insanların mutlu olacağı yeni bir anayasanın yapılması mutlaka lâzım."
TÜRKÖNE: YENİ ANAYASA DÖNÜM NOKTASIDIR
Gazi Üniversitesi emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne ise, yeni anayasanın önemine değindi. Yeni bir anayasanın askerî vesayet döneminin sona ermesi anlamına geldiğine dikkat çeken Türköne, "Doğrudan doğruya sivil iradenin, halkın eseri olan bir anayasanın vücut bulması önemli. Bundan sonra halk, sivil siyaset ve demokrasi bunu başarmış olacak. Gerçekten bu bir dönüm noktasıdır, bir milâttır. Bu başarılırsa, sizin çocuklarınız, torunlarınız Türkiye üzerinden konuşurken muhtemelen 2008 öncesi ve 2008 sonrası gibi bir ayrımla konuşacaklar" dedi. Başörtüsü tartışmalarının altında Türkiye'yi kimin yönettiğinin yattığını açıklayan Türköne, sözlerini şöyle sürdürdü: "İktidar pratiği olarak, Türkiye'yi kim yönetiyor, kimin sözü geçiyor, kimin hükmü geçiyor sorusunun cevabı başörtüsü sorunudur. Başörtüsü sorunu bir tesettür sorunu değildir. Tesettürün yasaklanması sorununun çok ötesinde bir iktidar sorunudur. Türkiye'yi kim yönetiyor? Başörtüsü yasağı varsa Türkiye'yi halkın seçtiği kişiler yönetmiyor demektir. Başörtüsü yasağı kalkıyorsa eğer, o zaman demokrasi, insan hakları ve halkın iradesi işliyor demektir. Bu turnusol kâğıdı gibi bir şey. Simge diyorsak yasağın kendisi, demokrasinin işlemediğine dair bir simgedir. Nitekim bu tartışmayı, Yargıtay başsavcısı ve Danıştay başkanlar kurulu bildirilerinde görebilirsiniz. Başörtüsü yasağı kalktığı zaman sadece genç kızların okullarına girmeleri temin edilmiş olmayacak yargı üzerinde oluşmuş, işte askerî cenahta oluşmuş bir oligarşi, bir elit iktidar sona ermiş olacak."
|
Kemal Benek / Cemil Yüzer
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Karamanlis'ten İzmir'in EXPO adaylığına destek |
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, "Ekonomik ve ticarî işbirliği kapsamında Yunanistan, İzmir'in EXPO adaylığını destekleyecek" dedi.
Başbakan Karamanlis, Türk-Yunan İş Forumunda, iki ülke arasındaki işbirliğine son derece önem verdiklerini dile getirerek, ekonomik ve ticarî ilişkilerin ve karşılıklı yatırımların, yaygın bir işbirliğinin de temelini oluşturması gerektiğini kaydetti. İki ülke arasındaki ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliğinin sürdürülmesi gerektiğini anlatan Karamanlis, "Ekonomik alanda işbirliği iki ülkenin daha da yakınlaşmasına yol açmaktadır. Bu, sürtüşme ve gerilimlerin ortaya çıkardığı zararları da bertaraf etmektedir" diye konuştu.
İki ülke ilişkilerinin dostane bir çerçeve içinde gelişebileceğini ifade eden Karamanlis, Yunanistan'ın hedefinin çok açık olduğunu, Türkiye ile ilişkileri, uluslararası hukuka aykırı eylemlerden kaçınarak geliştirmek istediklerini dile getirdi.
Karamanlis, TOBB VE DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun, İzmir'in EXPO adaylığına Yunanistan'dan destek istemesine ilişkin olarak, "Ekonomik ve ticarî işbirliği kapsamında Yunanistan, İzmir'in EXPO adaylığını destekleyecek ve eminim ki Yunanistan iş dünyası, orada kendini güçlü bir şekilde gösterecek" dedi.
|
/ İSTANBUL
26.01.2008
|
|
|
Davos'ta Türk gecesi düzenlenecek |
Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Dünya Ekonomik Forumu toplantısına katılmak üzere Davos'a gitti. Babacçın, bu yıl Davos'ta bir Türk gecesi yapılacağını söyledi.
Babacan, Davos'a hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonunda düzenlediği basın toplantısında, bu yıl 6. Davos toplantısına katılacağını söyledi.
Davos'a siyasî liderler, iş çevreleri, medya kuruluşlarının sahip ve temsilcileri, sanat dünyası ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığını kaydeden Babacan, bu enformal ortamda insanların birbirleriyle görüştüklerini anlattı. Babacan, her sene çok sayıda lider ve tanınmış iş adamının katıldığı Davos toplantısında, yüzlerce oturum ve ikili görüşme yapıldığını dile getirerek, bu yıl kendisinin 5 ayrı oturumda konuşma yapacağını bildirdi. Ali Babacan, toplantılarda ekonomik, jeopolitik, bilim-teknoloji, çevre, sosyal konuların ele alındığını da ifade ederek, Türkiye'nin bu sene Davos'ta iş dünyası tarafından yoğun bir şekilde temsil edileceğini kaydederek, şunları söyledi:
''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2002 yılından bu yana 4 kez Davos toplantılarına katıldı. Türk iş dünyasının Davos'a daha yakından ilgi duyması, oradaki etkinliklere daha çok katılması, Türkiye'nin sadece siyasî kimliklerle değil, hızla gelişen ekonomisi ve iş dünyası ile de Davos'ta temsil ediliyor olması son derece önemli. Ayrıca bu yıl Davos'ta bir Türk gecesi yapılacak. Biz bunu ilk kez 2003 yılındaki Davos toplantısında, daha küçük çapta gerçekleştirmiştik. Şimdiyse kongre merkezinde daha büyük bir alanda yapılacak. Bu da Türkiye'nin Davos'taki görünürlüğünü artıracak. Türk gecesine, Türk iş dünyasının yoğun katkıları oldu. Herkese teşekkür ediyorum.''
|
/ İSTANBUL
26.01.2008
|
|
|
Okullara yerinde mobil hizmet ekibi |
Diyarbakır Millî Eğitim Müdürlüğünce oluşturulan mobil atölye hizmet ekibi, okullara giderek masa, sıra gibi donatım malzemelerini yerinde onarıyor.
İl Millî Eğitim Müdürlüğü atölyesinde okullara yerinde hizmet vermek amacıyla marangoz, kaynak, elektrik ve boya branşlarında oluşturulan mobil atölye hizmet ekibi, İstikbal İlköğretim Okulu bahçesinde okulun atıl durumda olan masa ve sıra gibi tüm donanımlarını onardı. Öğrencilerin izlediği onarım çalışmasından sonra, yenilenen masa ve sıralar okul idaresine teslim edildi. Atölye Şefi Serdar Kızılay da okullara iyi hizmet vermek için çalıştıklarını belirterek, ''Ekibimiz, 24 saat hizmet vermek amacıyla kuruldu. Hafta sonlarında da hizmet veriliyor. Okulların bütçesi çok kısıtlı. O nedenle biz yerinde müdahale ediyoruz. Okulların yüzde 35'inde onarım işlerini yaptık. Bu çalışmayla atıl durumda olan yaklaşık 5 bin masa ve sıra takımı onarıldı'' dedi.
|
/ DİYARBAKIR
26.01.2008
|
|
|
Apartmanları profesyoneller yönetecek |
Apartman sakinleri arasından seçimle belirlenen apartman yöneticilerinin yerini, bu iş için kurulan şirketlerden gelen profesyoneller alırken, yöneticilerini profesyonellerin arasından seçen apartman sayısının arttığı bildirildi.
İzmir Yönetim Profesyonel Site ve Apartman Yöneticiliği Şirketi ortaklarından Mehmet Koç, yaptığı açıklamada, hayat şartlarındaki değişimle birlikte, site ve apartmanlarda komşuluk ilişkilerinin zayıfladığını, site veya apartman yönetimlerinde yeni sorunlar ortaya çıktığını ifade etti. Koç, şunları söyledi:
''Apartman sakinleri, kendilerine ait özel işlerinin olması sebebiyle apartman sorunlarıyla yeteri kadar ilgilenememekte ve bu sebeple aidatların toplanması, bahçe bakım-onarım, güvenlik, teknik, temizlik gibi hizmetler aksayabilmektedir. Bu sorunların giderilmesi deneyim ve bilgi gerektirir. Bu düşünceden hareketle, şirketimizi kurduk, her türlü konutta, Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamında yöneticilik hizmeti veriyoruz.''
|
/ İZMİR
26.01.2008
|
|
|
MEB'in karnesi kırıklarla dolu |
Eğitim sendikaları, Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik için ''karne'' hazırladı. Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı, sendika Genel Merkezinde yaptığı açıklamada, ilk ve ortaöğretimde eğitim yılının ilk döneminin bugün sona erdiğini ve milyonlarca öğrencinin karne aldığını hatırlattı.
Avcı, öğretmenlerin, öğrencilerinin yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Millî Eğitim Bakanı Çelik, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau için de ''karne'' hazırladıklarını, bunları posta yoluyla göndereceklerini söyledi. Gürkan Avcı, Bakan Çelik'e karne parasını sona erdiren ücretsiz karne ve e-karne uygulaması için teşekkür etti.
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, 2007-2008 eğitim öğretim yılının ilk dönemini değerlendirdi. Özcan, düzenlendiği basın toplantısında, bu eğitim yılında da eğitimde yaşanan sıkıntıların aşılamadığını savunarak, ''Hükümetin ve Millî Eğitim Bakanlığının karnesi, eğitim çalışanlarının nezdinde kırıklarla doludur'' dedi. Millî Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik için hazırladıkları sembolik karneyi açıklayan Özcan, Dünya Bankası'nın Türkiye'deki öğretmen maaşlarının yüksek olduğu yönündeki açıklamasına ilişkin, ''Bu düşüncesiz, talihsiz ve ayak üstü bir açıklamadır'' diye konuştu.
|
Recep Gören
26.01.2008
|
|
|
Soylu: DP milletin sesi olmaya devam edecek |
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, DP'nin milletin taleplerinin sesi olmaya devam edeceğini söyledi.
BEM-BİR-SEN Genel Başkanı Mürsel Turbay, bir süre önce genel başkanlığa seçilen DP lideri Süleyman Soylu'yu parti genel merkezinde ziyaret ederek, yeni görevinin hayırlı olması dilediğinde bulundu.
DP'nin kökeni itibariyle Türk siyasî hayatında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Turbay, DP'nin bayraklaşan "Yeter Söz Milletindir" sloganıyla ülkede bir dönem yasakların karşısında hakkı seslendirerek, demokrasi ve özgürlüklerin savunuculuğunu yaptığını bildirdi. Turbay, toplumun DP'den yine geçmişte olduğu gibi bugünde gücünü yalnızca haktan ve halktan alarak yasakların karşısında, demokrasi ve özgürlüklerin bayraktarlığını yapmasını beklediğini ifade etti.
DP Genel Başkanı Süleyman Soylu da Turbay'ın partilerine yaptığı nezaket ziyaretinden dolayı memnuniyetini dile getirerek, DP'nin tıpkı geçmişteki düşünce ve siyaset çizgisinden sapma göstermeyeceğini ve milletin taleplerinin sesi olmaya devam edeceğini kaydetti.
|
Yeni Asya
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
Turgut İnal'a özel ödül |
Antalya Barosunun tarafından Balıkesir Barosu Başkanı Avukat Turgut İnal'a ''Uğur Mumcu Özel Ödülü'' verildi.
Baronun Uğur Mumcu'yu anma faaliyetleri kapsamında 12 yıl Balıkesir Barosu Başkanlığı da yapan avukat Turgut İnal'a ''Uğur Mumcu Özel Ödülü'' verildi.
Antalya Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Antalya Barosu Başkanı Zeki Durmaz, Uğur Mumcu'nun ölümsüz demokrasi savunucusu ve terörün her türlüsünün karşısında duran bir gazeteci olduğunu söyledi.
Herkesi laik, tam bağımsız, demokratik Cumhuriyete sahip çıkmaya davet eden Durmaz, konuşmasının ardından Uğur Mumcu Özel Ödülü'nü, 48 yıldır avukatlık mesleğini sürdüren Avukat Turgut İnal'a sundu.
İnal, Uğur Mumcu'nun ''sözünü dudaktan gözünü budaktan esirgemeyen biri olduğunu'' kaydederek, halk tarafından çok sevildiğini ve halkla bütünleştiğini söyledi. Programda yapılan konuşmaların ardından, sanatçı Genco Erkal tarafından Nazım Hikmet şiirlerinden oluşan dinleti sunuldu.
|
Müşerref Aksoy
/ ANTALYA
26.01.2008
|
|
|
Gazetelerin sanal tirajları rekor kırdı |
ABD'de geçen yıl gazetelerin internet sitelerinin rekor sayıda okuyucu çektiği açıklandı.
Amerika Gazeteler Birliği tarafından yapılan açıklamada, sonuçların, internet gazeteciliğinin son yıllarda satışlarda düşüş yaşayan yazılı basın sektörü için yeni bir umut haline geldiğinin göstergesi olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca, internet gazetelerine olan ilginin geçen yıla göre yüzde 6 oranında arttığı ve gazetelerin internet sitelerine ayda ortalama 60 milyon ziyaret yapıldığı kaydedildi.
|
/ NEW YORK
26.01.2008
|
|
|
Karamanlis'ten İzmir'in EXPO adaylığına destek |
Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis, "Ekonomik ve ticarî işbirliği kapsamında Yunanistan, İzmir'in EXPO adaylığını destekleyecek" dedi.
Başbakan Karamanlis, Türk-Yunan İş Forumunda, iki ülke arasındaki işbirliğine son derece önem verdiklerini dile getirerek, ekonomik ve ticarî ilişkilerin ve karşılıklı yatırımların, yaygın bir işbirliğinin de temelini oluşturması gerektiğini kaydetti. İki ülke arasındaki ortak çıkarlar doğrultusunda işbirliğinin sürdürülmesi gerektiğini anlatan Karamanlis, "Ekonomik alanda işbirliği iki ülkenin daha da yakınlaşmasına yol açmaktadır. Bu, sürtüşme ve gerilimlerin ortaya çıkardığı zararları da bertaraf etmektedir" diye konuştu.
İki ülke ilişkilerinin dostane bir çerçeve içinde gelişebileceğini ifade eden Karamanlis, Yunanistan'ın hedefinin çok açık olduğunu, Türkiye ile ilişkileri, uluslararası hukuka aykırı eylemlerden kaçınarak geliştirmek istediklerini dile getirdi.
Karamanlis, TOBB VE DEİK Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun, İzmir'in EXPO adaylığına Yunanistan'dan destek istemesine ilişkin olarak, "Ekonomik ve ticarî işbirliği kapsamında Yunanistan, İzmir'in EXPO adaylığını destekleyecek ve eminim ki Yunanistan iş dünyası, orada kendini güçlü bir şekilde gösterecek" dedi.
Buradan bağırsam komşudan duyulur
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, 49 yıl sonra gerçekleşen resmi ziyaretin önemine dikkat çekerek, ''Bu işleri çözelim, bitirelim. Adil, kalıcı, kapsamlı kararlarla küresel barışa zemin oluşturacak şekilde bu yola devam edelim'' çağrıda bulundu. Erdoğan'ın ''Biz Karamanlis dostumla, Dora ile ailecek görüşüyoruz, çocuklarımız arkadaş. İstiyoruz ki bu sıkıntılar aşılsın. Şuradan, Türkiye'den bağırdığımız zaman Yunanistan'dan duyulur.'' esprisi salondakileri gülümsetti.
|
/ İSTANBUL
26.01.2008
|
|
|
Sahte cep telefonlarına dikkat |
Mobil İletişim Sistemleri ve Araçları İşadamları Derneği (MOBİSAD) Genel Başkanı Murat Dursun, piyasada 3 ayrı markanın sahte telefonlarının satıldığını belirterek, "Genellikle çift sim kartlı sahte telefon modelleri yapmışlar. Oysa sahtesi yapılan ünlü markaların çift sim kartlı öyle bir modeli yok" dedi.
Dursun, son günlerde Çin'de üretilen sahte cep telefonlarının piyasada satıldığını tesbit ettiklerini söyledi. Uluslararası 3 markanın sahte telefonlarının yapıldığını bildiren Dursun, "Genellikle çift sim kartlı sahte telefon modelleri yapmışlar. Oysa sahtesi yapılan ünlü markaların çift sim kartlı öyle bir modeli yok. Kutusuna, telefona bakıldığında uluslararası markaların orijinal logolarının vurulduğu, modellerin benzetildiği görülüyor" dedi.
Üretilen sahte telefonların kullanma kılavuzlarının ve garanti belgelerinin orijinallerine benzetilmeye çalışıldığını belirten Dursun, "Ciddî bir sahtecilik var. 3 ayrı markanın 7 ayrı modeli sahtecilik yoluyla tezgâhlarda satılıyor" diye tüketicileri uyardı.
Türkiye'ye yasa dışı yollarla sokulan sahte telefonların hemen hemen hepsinin klon telefon olduğunu ifade eden Dursun, "8-10 yıl önce Türkiye'ye yasal yollarla sokulmuş, ama artık kullanılmayan cep telefonlarının IMEI numaralarını kopyalayarak, bu sahte telefonlara klonlamışlar. Böylece sahte cep telefonlarını, Merkezi Cihaz Kayıt Sistemi'nde yasal gibi göstermeye çalışıyorlar.
BUNLARI UNUTMAYIN
Tüketicilerin cep telefonu alırken dikkat etmesi gereken 5 altın kural şu şekilde:
Fatura ve garanti belgesini mutlaka alınız.
Garanti belgenizin doldurulmuş olduğunu kontrol ediniz.
Cep telefonunuzun elektronik kimlik numarasının (IMEI) fatura ve garanti belgesi üzerine kaydedilmiş olduğunu kontrol ediniz.
Kutu içerisinde yetkili teknik servis adres ve bilgilerinin ve Türkçe kullanma kılavuzunun bulunduğunu kontrol ediniz.
Cep telefonunuzda *#06# tuşlarını kullanarak ekranda beliren IMEI numarası ile fatura ve garanti belgesi üzerine kaydedilen IMEI numarasının aynı olduğunu kontrol ediniz.
|
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
150 yıllık köy boşaldı |
amsun'un Havza ilçesine bağlı 150 yıllık geçmişi bulunan Karabük Köyünde sadece eski ve yeni muhtarla eşleri yaşıyor.
Edinilen bilgiye göre, ilçe merkezine 9 kilometre uzaklıkta Karabük köyünde, zaman içinde yaşanan göçler sebebiyle sadece 2 hanede oturan 4 kişi kaldı.
Biri eski, diğeri ise yeni muhtar 2 kişi ile eşlerinin yaşadığı köyün işsizlik sebebiyle boşaldığını belirten Muhtar Recep Akyol, köylerinin Havza'nın en eski köylerinden biri olduğunu söyledi. Köyün yaklaşık 150 yıllık geçmişi olduğunu belirten Akyol, şunları kaydetti: "Daha önce 40 hane yaşıyordu, ancak herkes bir şekilde göç etti. Geniş tarım arazisine sahip bir köy olmamıza rağmen köy halkı umduğunu bulamayınca tarımdan vazgeçti. Köyde sadece ben, eşim ve eski muhtarla eşi kaldı. Herkes gurbete gidince köyümüz boşaldı. Yaz aylarında bazı aileler tatil amaçlı evlerine geliyor. O zaman biraz canlılık oluyor.''
Kendisinin 4 çocuğu bulunduğunu ve çocuklarının da evlendikten sonra köyden ayrıldığını açıklayan Akyol, tek arzusunun köyün eski günlerine geri dönmesi olduğunu kaydetti. Akyol, köyde 2 katlı cami bulunduğunu, ancak cemaat olmadığı için camiyi kapattıklarını da sözlerine ekleyen Akyol, ''Ezanı merkezi sisteme bağlattık. Köyde çok eskiden okul da vardı. Şimdi o da yok. Ne yapacağımızı bilemiyorum. Köy veya çevresine herhangi bir yatırım yapılırsa köyümüz eski günlerine dönebilir'' diye konuştu.
|
/ SAMSUN
26.01.2008
|
|
|
Van'da at üzerinde uyuşturucu sevkiyatı |
Van'da Jandarma Komutanlığı ekipleri tarafından düzenlenen operasyonda 2 at üzerinde terör örgütü PKK'ya ait olduğu tahmin edilen 54 kilo toz esrar ele geçirildi.
Alınan bilgiye göre, bölgede terör örgütüne yönelik operasyonlarını sürdüren İl Jandarma Alay Komutanlığına bağlı Merkez Karakol Komutanlığı sivil ekipleri, terör örgütü PKK'nın İran'daki kolu olarak bilinen Pejak vasıtasıyla Türkiye'ye uyuşturucu sevkıyatı yapılacağı ihbarını aldı.
Bölgede operasyon başlatan ekipler Van'ın Başkale ilçesi İran sınırından 2 at üzerinde uyuşturucuyu geçiren M.T'yi takibe aldı.
Dağlık arazide 2 at sırtındaki uyuşturucuyu getiren M.T. merkeze bağlı Bakraçlı köyü kırsalına geldiği sıradan operasyon sonucu yakalandı. Atların sırtındaki çuvallarda yapılan aramada 54 kilogram toz esrar ele geçirildi. Jandarma ekipleri, son zamanlarda terör örgütü PKK'nın finans kaybı yaşadığını bu nedenle uyuşturucu sevkiyatına ağırlık verdiğini bildirdi.
|
/ VAN
26.01.2008
|
|
|
En uzak galaksi bulundu |
Uluslararası gök bilimcilerinin, kâinatta bugüne kadar bilinen en uzak galaksinin yerini tesbit ettikleri bildirildi.
Şili Katolik Üniversitesi gök bilimcilerinden Leopoldo Infante, yaptığı açıklamada, en uzak galaksinin 12,5 milyar yıl önce oluşurken yaydığı ışık sayesinde tesbit edildiğini söyledi.
Bu galaksinin bulunmasının kâinatın yaratılış sürecini inceleyen bilim adamları için yeni bir araştırma alanı olacağını belirten Infante, "En uzaktaki galaksileri inceleyerek, bir galaksinin oluşum sürecini ve kâinatın doğuşunda maddelerin nasıl bir araya geldiğini anlayabiliriz" dedi.
Şilili gök bilimci, "A1689zD1" galaksisinin kütlesinin Samanyolu'na benzediğini, ancak Samanyolu'ndan biraz küçük olduğunu ve çok fazla metal içermediğini söyledi. İkisi de yörüngede bulunan NASA'nın Hubble ve Spitzer teleskopları ve Şili'nin kuzeyindeki Paranal gözlemevindeki teleskoptan bu galaksinin bulunması için faydalanıldığı belirtiliyor.
|
/ SANTİAGO
26.01.2008
|
|
|
Yüzen şehitlik teklifi |
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) Çanakkale İl Temsilcisi Rıza Albayrak, 1914 yılında Çanakkale Boğazı'nda batırılan ve 35 denizcinin şehit olduğu Mesudiye Zırhlısı hatırasına, batırıldığı bölgede deniz üzerine bir şehitlik yapılması konusundaki projesini İl Genel Meclisine sunacak.
Albayrak, yaptığı açıklamada, Çanakkale Savaşları'nda önemli görevler alarak, tarihe mal olan ve 13 Aralık 1914 tarihinde İngiliz denizaltısı B-11 tarafından atılan torpidoyla Çanakkale Boğazı'ndaki Sarısığlar mevkisinde batırılan Mesudiye Zırhlısı'nın 598 kişilik mürettebatından, 10 subay ve 25 erin şehit olduğunu, 12 askerin ise 8 gün sonra kurtarıldığını hatırlattı.
Kendisinin hazırladığı projede Mesudiye Zırhlısı Şehitliğinin, Çanakkale Boğazı'ndan geçiş yapan transit gemilerin geçişlerini etkilemeyecek bölgede bir platform üzerine kurulmasının öngörüldüğünü anlatan Albayrak, ''Bu proje, şehitlerimizin yad edilmesini ve gönüllerde yaşamasını sağlayacak'' dedi.
Albayrak, projesini İl Genel Meclisine sunacağını ifade ederek, şöyle konuştu:''Projeyle ilgili her kesimin görüşlerine açığız. Projenin tamamlanmasının ardından, söz konusu bölgeye teknelerle ziyaretler yapılabilecek. İsteyen kişiler dalarak, 20 metre derinlikte bulunan batığı görebilecek.''
Kent ekonomisi için de önem taşıyan projenin ilgili kurum ve kuruluş temsilcileriyle yapılacak görüşmelerin ardından daha da geliştirilebileceğine işaret eden Albayrak, bu konuda ilk adımı attığını kaydetti.
MESUDİYE ZIRHLISI
1887 Osmanlı-Rus, 1897 Osmanlı-Yunan, 1912 Balkan savaşlarında başarıyla görev yapan, Çanakkale Deniz Savaşları'nda da Çanakkale Boğazı'na girmek isteyen yabancı gemilere karşı sabit batarya olarak kullanılan Mesudiye Zırhlısı, 13 Aralık 1914'de, İngiliz B-11 Denizaltısı'ndan atılan torpidoyla batırılmıştı.
Sarısığlar mevkisinde denizin 20 metre derinliğinde bulunan Mesudiye Zırhlısı battığında, 598 kişilik mürettebatından 10 subay ve 25 er şehit olmuştu.
|
/ ÇANAKKALE
26.01.2008
|
|
|
Ankara'nın Jaws'ları |
Türkiye'nin en büyük kapalı sistem köpekbalığı, Avrupanın ise en büyük 5. resif akvaryumu, "Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi"nde Ankaralıların beğenisine sunulacak.
Alış veriş merkezine kurulan iki dev akvaryum, dondurucu soğukların yaşandığı şu günlerde Ankaralılara bir anlamda kış ortasında erken bahar ve deniz keyfi yaşatacak.
Konuyla ilgili bilgi veren "Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi" Proje Koordinatörü Salih Bezci, her biri 7 x 4 metre ebadında ve 1.8 metre eninde olan akvaryumlar için toplam 2 milyon dolar harcandığını bildirdi. Söz konusu akvaryumların ABD'de imal edilerek, tek parça halinde Türkiye'ye getirildiğini belirten Bezci, söz konusu akvaryumların yapımında 12 santimetre kalınlığında, kurşun geçirmez akrilik kullanıldığını bildirdi.
Akvaryumların her birinin 75 ton su kapasitesine sahip olduğunu ifade eden Bezci, bunun için Türkiye'nin en temiz suyuna sahip Saros Körfezi'nden 8 tanker ile deniz suyu getirdiklerini bildirdi.
Akvaryumda 4 adet köpekbalığının yaşayacağını kaydeden Bezci, köpekbalıklarının sayısının strese girmemeleri için akvaryumun büyüklüğüne göre belirlendiğini anlattı.
Köpekbalıklarını seçerken, akvaryumda yaşamaya en uygun ve aynı zamanda görünüş açısından en gösterişli tür olan siyah köpekbalıklarını tercih ettiklerini kaydeden Bezci, "Köpekbalıkları yaşadıkları ortam nispetinde büyüyebiliyor. Halen bebek sayabileceğimiz yavru köpek balıklarının boyu 50 cm civarında. Ortalama 10 yıl yaşaması beklenen köpekbalıklarının büyüklüklerinin iki yıl içinde 1,5 metreye ulaşmasını bekliyoruz" dedi.
Ayrıca balıkların sağlıklı bir ortamda yaşamalarının sağlanması açısından, sudaki değişimlerin kontrolü ve ölçümü, kurulan bilgisayar sistemi ile sağlanıyor. Bu, aynı zamanda bir erken uyarı sistemini içeriyor.
|
/ ANKARA
26.01.2008
|
|
|
|