Adana Divan Mûsikî Derneğinin korosuna henüz okuma-yazma öğrenmeden katılan çocukların büyük bölümü, 3 yaşından itibaren Türk Sanat Müziği eğitimine başlıyor. Minik çocuklar, sergiledikleri performansla hem ailelerini, hem de kendilerini izlemeye gelenleri şaşırtıyor. Türk mûsikîsiyle adeta "beşikte tanışan" çocuklar, dernekte uzun yıllarını müziğe veren 6 kişilik eğitmen kadrosundan şan ve nota dersleri alıyor.
Çocuk korosunu yöneten, müzik eğitmeni Aygül Tutu, 1990 yılından bu yana çocuklara Türk Sanat Müziği eğitimi verdiklerini belirterek, koroda yer alan çocukların büyük bölümünün okuma-yazma öğrenmeden kursa katıldığı için öncelikle nota şeklinde değil, "kulaktan eğitim" verdiklerini söyledi.
Tutu, koroda yer alan çocukların ailelerinin Türk Sanat Müziği'ne ilgisinin olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Türk mûsikisine ilgi duyan anne ve babalar, çocuklarının erken yaşta müzikle tanışmasını istiyorlar. Bu çocukların gelişimi için de büyük önem taşıyor. Evde agresif ve hiperaktif davranan çocuklar, Türk mûsikisi eğitiminin ardından, daha sakin bir yapıya kavuşuyor, üstelik diksiyonu, ezberi gelişiyor."
Tutu, zaman zaman çocuklara eğitim vermenin zorluklarını yaşadıklarını, ancak düzenledikleri konserlerde çocukların sergilediği başarılar ve alınan alkışlarla, yorgunluklarını attıklarını kaydetti.
Dernek Başkanı Toktay Sökmen de 1980 yılında derneği kurduklarını ve uzun yıllar Türk Sanat Müziği'nin daha çok kitlelerce sevilmesi ve geliştirilmesi için uğraş verdiklerini belirtti.
Türk Sanat Müziği'ni yeni nesillere en iyi şekilde aktarabilmek için çocuk korosu kurduklarını ifade eden Sökmen, şunları söyledi:
ÇOCUKLAR EN ZOR
ESERLERİ BİLE SESLENDİRİYOR...
"Koro ilk kurduğumuz günden itibaren yoğun ilgi gördü. 3-4 yaşındaki daha okuma-yazma bile bilmeyen çocuklar, bir 'üstad' edasında Türk mûsikisinin en zor eserlerini seslendirmeye başladı. Birkaç ayda katettikleri mesafe ailelerini bile şaşırttı. Türk Sanat Müziği eğitimine başladıklarında çekingen, içine kapanık olan çocuklar, burada sosyal bir yapıya kavuşurken, çok hareketli, hiperaktif ve ailesinin sözünü dinlemeyen çocuklar ise müziğin etkisiyle bir dinginliğe sahip oluyor. Burada eğitim gördükten birkaç yıl sonra okula başlayan veya hali hazırda okuluna devam edip burada müzik eğitimi gören öğrenciler, derslerinde daha başarılı oluyor. Türk Sanat Müziği'nin yeni nesiller tarafından da sevilerek icra edilmesi bizleri çok mutlu ediyor."
Yaklaşık 3 yaşından itibaren müzik eğitimi alan Büşra Mühür de (10) Türk Sanat Müziği söylerken kendini çok mutlu hissettiğini ifade etti.
Dernekte geçen yıl eğitim almaya başlayan İdil Çakıcıoğlu'nun (5) babası Mehmet Çakıcıoğlu ise Türk Sanat Müziği eğitiminin, çocuğun sosyal gelişimine etki sağladığını dile getirdi.
Popüler kültürün etkileri olan "rock ve pop müziğin" kalıcı olmadığını savunan Çakıcıoğlu, "Pop müzik furyasında 6 ay önce çıkan şarkıyı hemen unutuyoruz. Ancak, Türk Sanat Müziği öyle değil, 30-40 yıllık şarkıları hâlâ zevkle dinliyoruz. Kızımın da Türk Sanat Müziği ile tanışmasını istedim" diye konuştu.
|