|
|
|
Hızlı icraat bekliyoruz |
MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, "Eylem Planındaki teşhis ve hedefler isabetli, ancak asıl önemlisi tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi" dedi. Bolat, planın kâğıt üzerinde kalmamasını istedi.
MÜSİAD Genel Başkanı Dr. Ömer Bolat, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan "Eylem Planı"nı değerlendirdi. Dr. Bolat, "Eylem planını makro ekonomideki istikrar ortamını işletmeler düzeyinde rekabetçi bir yapıyı meydana getirecek reformların ve tedbirlerin alınmasıyla pekiştirmek gerekiyor. Biz bunların biran önce yerine getirilmesini bekliyoruz. Bu vaatlerin kağıt üzerinde kalmaması için hedeflerin üç aylık dönemler zarfında kontrol edilmesini öneriyoruz. Bu, Türkiye'de kangren olan takipsizlik sorununu da ortadan kaldıracaktır. Eylem Planında esas öncelik işletmeler üzerindeki girdi maliyetleri yükünü azaltacak kamu, mevzuat ve bürokrasi yüklerini ortadan kaldıracak rekabetçi şartların oluşturulması olmak zorundadır. Bu çerçevede sigorta primlerinde işverenler üzerindeki yükün 5 puan düşürülmesi taahhüdü 2008 yılı içinde yerine getirilmelidir" şeklinde konuştu.
Dr. Bolat açıklamasında şunları kaydetti: "Eylem Planı'nda "geleceğin zenginliğinin verimlilik artışından kaynaklanması gerektiği" şeklindeki bilinçli vurgu son derece yerindedir. Böylece Türkiye bir yandan verimlilik ekonomisini öte yandan da insanımızın niteliğini artırmak suretiyle istihdamı artırmayı iki kritik hedef olarak birlikte ele alacaktır." Gerçekten de devalüasyonun, enflasyonun, reel ücretlerin düşürülmesinin bir rekabetçi üstünlük kazanma stratejisi olarak hükümetin ve işadamının gündeminden çıkması gereğine isabetle işaret edilmektedir.
Türkiye'nin en büyük sıkıntılarının başında gelen eğitim sektöründe reform yapılması suretiyle piyasanın ihtiyaç duyduğu ara elemanın yetiştirilmesi gereği ve hedefi isabetle kaydedilmekte ve aciliyet listesine alınmaktadır.
Keza eğitimin vazgeçilmez bileşeni olan teknoloji, buluş ve icatlar ekonomisi de Eylem Planı'nda karşılık bulmaktadır. Bu bağlamda "Bilişim Vadisi" projesinin hayata geçirilecek olması çok önemli ve geç kalınmış bir gündemdir.
Planda enflasyonun sorun olmaktan çıkartılması yolundaki kararlılık ifade edilirken, mali disiplin yoluyla bu hedefe katkı yapılmaya devam edileceği vurgulanmaktadır. Kamu borç yükünün tasfiye edilmesi ve nominal faizlerin behemehal tek haneye indirilmesi vurgusu önemli bulunmaktadır."
|
13.01.2008
|
|
|
40 milyon borçlu var |
Hemen hemen herkesin bir sebeple bir yerlere borçlu bulunduğu Türkiye'de, borçlu sayısının 40 milyona yaklaştığı belirlendi. Ailelerin yarıya yakını, küçük-büyük şirketlerin neredeyse tamamının bankalara kredi borcu bulunuyor.
Ankara Ticaret Odasının (ATO) hazırladığı ''Kamçıya Doymayan Yiğitler'' raporu Türkiye'nin tüm kesimlerinde borçluluk düzeyinin giderek arttığını ortaya çıkardı. Devletin, toplam 336 milyar YTL borçla en borçlu konumunda bulunduğu Türkiye'de ailelerin yarıya yakını, küçük-büyük şirketlerin neredeyse tamamının bankalara kredi borcu bulunuyor.
Borçlanmayı öven ''Borç yiğidin kamçısıdır'' şeklindeki atasözüne karşılık, ''Borç en kötü yoksulluktur'', ''Borçla yaşayanın cenazesi borçla kalkar'', ''Borçlu ekini yeşilken biçer'' gibi borçlanmayı kötüleyen yüzlerce atasözü bulunan Türkiye'de Hazine'nin 216,9 milyar doları bulan iç borcu bulunuyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''leblebi çekirdek parası'' olarak nitelendirdiği kamu ve özel sektörün dış borcu ise 237,3 milyar dolar düzeyinde seyrediyor. Dış borcun 147,6 milyar doları Türk özel sektörünün diğer yabancı ülkelere olan borçlarından kaynaklanıyor.
32 MİLYON KREDİ BORÇLUSU
Merkez Bankası ve BDDK'nın verilerinden yapılan belirlemelere göre, Türkiye'deki bankaların bireysel ve kurumsal olarak Eylül 2007 sonu itibariyle toplam 32 milyon 326 bin borçlusu bulunuyor. Bankaların bu müşterilerden toplam alacağı ise 261,4 milyar YTL düzeyinde.
Bankalara kredi borcu bulunanların 7 milyon 612 binini tüketici kredisi kullananlar oluşturuyor. Türkiye'de toplam 17 milyon aile bulunduğu dikkate alındığında, ailelerin yaklaşık yüzde 45'inin bankalara borçlu olduğu tahmin ediliyor.
KREDİ KARTLARI BORÇLANMA ARACI
Türkiye'deki borçlanma araçlarının en önemlisini ise kredi kartları oluşturuyor. Türkiye'de toplam 26 milyon 949 kişinin cebinde 56 milyon 284 bin adet kredi kartı bulunuyor. Diğer ülkelerde ödeme aracı olarak kullanılan kredi kartı Türkiye'de tam bir borçlanma aracına dönüşmüş durumda. Türkiye'deki kredi kartı müşterilerinin yaklaşık 12 milyonunun kredi kartı borcunu son ödeme tarihinde tümüyle ödemeyip borç bıraktıkları belirtiliyor. Vatandaşların, kredi kartı harcamaları sebebiyle yüklendiği borç miktarı ise 26,9 milyar YTL. Bunun 10,9 milyar YTL'sini taksitli alışverişlerden kaynaklanan borçlar meydana getiriyor.
ESNAF'IN YÜZDE 60'I,
ÇİFTÇİNİN YÜZDE 65'İ BORÇLU
Türkiye'deki borç dağlarının önemli bir bölümünü de esnaf ve sanatkârlarla çiftçilerin Bağ-Kur'a, işyerlerinin de SSK'ya olan sigorta pirim borçları oluşturuyor. Bağ-Kur borçlusu esnaf, sanâtkar ve çiftçi, borçlu olmanın kamçısını en çok borçları sebebiyle sağlık hizmetlerinden yararlanamayarak yiyorlar.
ELEKTRİK VE TELEFON
Bu arada Türkiye'deki aileler ve işletmelerin de elektrik, su, telefon gibi sebeplerle de bu hizmetleri sağlayan kuruluşlara önemli ölçüde borcu bulunduğu biliniyor. TEDAŞ'ın verilerine göre, mesken abonelerinin TEDAŞ'a toplam 1,2 milyar YTL, belediyelerin 2,8 milyar YTL, tarımsal sulama abonelerinin 1,4 milyar YTL, resmi kuruluşların 1,3 milyar YTL, ticarethanelerin 817 milyon YTL elektrik borcu gözüküyor. TEDAŞ'a elektrik borcu bulunanların arasında 49 milyon YTL ile hayır kurumları da bulunuyor.
''Tatlıya bağlayalım'' kampanyasıyla alacaklarının bir bölümünü tahsil etmeye çalışan Türk Telekom'un bu kampanya sırasında 2 milyon aboneden 2 milyar YTL alacağı bulunduğu açıklanmıştı. Türkiye'nin en büyük GSM operatörü olan Turkcell'in İMKB'ye gönderdiği bilânço dipnotlarında abonelerinden 512 milyon YTL alacağı olduğu belirtiliyor.
|
/ ANKARA
13.01.2008
|
|
|
Chery, Türkiye yollarında |
Mermerler Otomotiv distribütörlüğünde Türkiye pazarına giren Çinli otomobil üreticisi Chery'nin Alia ve Tiggo modelleri, Şubat ayından itibaren satışa sunulacak.
Chery Otomotiv Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Yüksel Mermer, Çin'de üretilen Chery markalı otomobillerin uzun zamandan bu yana Türkiye'nin gündeminde olduğunu, Chery'nin artık Şubat ayından itibaren Türkiye pazarına sunulacağını söyledi.
Chery ile iş yapma konusunda 3. yıllarına girdiklerini, kafalarındaki soru işaretlerinin Chery'nin fabrikasını gördükten sonra ortadan kalktığını anlatan Mermer, ''50'ye yakın bayi ile ön sözleşme imzaladık. 26-27'si bizim kurumsal kimliğimize uydu. Chery'nin gecikmesinin tek nedeni, altyapının çok iyi hazırlanıyor olması'' dedi.
Satışa sunacakları modellerin fiyatlarının bu ay sonunda belli olacağını, tanıtım amaçlı özel bir fiyat kampanyası da yapacaklarını bildiren Mermer, ilk etapla 300 adet otomobilin Türkiye'ye geldiğini, bayilere yedek parça ile birlikte sevkıyat yapılacağını söyledi.
Verilen bilgiye göre, Chery, Türk tüketicisinin karşısına ilk olarak Alia ve Tiggo modelleriyle çıkacak. Her iki modelde de çift salıncaklı tam bağımsız süspansiyon sistemi sayesinde yüksek yol tutuş imkânı sağlanırken, araçlarda ABS, EBD, dijital klima, elektrikli sunroof, CD çalar bulunuyor.
|
Ümit Kızıltepe
/ İSTANBUL
13.01.2008
|
|
|
Dolar 1 YTL olursa ucuza uçulabilecek |
Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) Başkanı Şahabettin Bolukçu, dolardaki değer kaybının devam etmesi ve 1 Doların 1 YTL'ye eşit olması halinde Türk halkının daha ucuza uçma imkânı bulabileceğini bildirdi.
Bolukçu, yaptığı yazılı açıklamada, dünyada son 5 yıldır gerçekleşen ekonomik büyümeden hem Türkiye'nin, hem de ülkenin havacılık sektörünün olumlu yönde etkilendiğini belirterek, 2007'de, YTL'nin Dolar karşısında değerli olmasının, iç hat uçuşlarında giderleri Dolar, gelirleri YTL olan havayolu şirketlerini ve uygun fiyata uçma imkânı bulan iç hat yolcularını olumlu yönde etkilediğini bildirdi. Bolukçu, ''Dolardaki değer kaybı devam eder ve 1 Dolar 1 YTL'ye eşit olursa, halkımız daha ucuza uçma imkânı bulabilir'' dedi.
|
/ İSTANBUL
13.01.2008
|
|
|
Tarımın dertleri görüşüldü |
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB), ''Ticaret Borsaları Konsey Toplantısı'' yapıldı. TOBB'da yapılan toplantı, Birlik Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğulları ile birlik yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleştirildi.
Odalar Birliğinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Türk ekonomisinin ve özellikle tarım sektörünün sorunlarının detaylı olarak görüşüldüğü toplantıda, ''60. hükümet eylem planında açıklanan tarımsal gelişimin önemli temel taşlarından olan, 'Doğrudan Gelir Desteğinin' tarlaya değil, ürüne verilmesi planını destekliyoruz. Bu yöntemin bir an önce uygulanmasını istiyoruz" talebinde bulunuldu.
|
/ ANKARA
13.01.2008
|
|
|
Cepte reklâm, tüketici haklarına aykırı |
Kitlesel reklâmlar yerine gelişen teknolojiyi kullanan firmalar, reklamlarını cep telefonları aracılığıyla ''istem dışı da olsa'' hedef müşteri kitlelerine ulaştırırken; bunun, tüketici haklarına aykırı olduğu bildirildi.
Tüketici Haklar Merkezi (TÜ-MER) Genel Başkanı Ömer Keser, birçok firmanın, reklâmlarını cep telefonu mesajıyla göndermeyi alışkanlık haline getirdiğini ifade etti. Keser, herhangi bir gazeteye ilân verdiklerinde, gazetenin günlük tirajına göre bedel ödemek zorunda olan firmaların, cep telefonu aracılığıyla reklam giderlerini düşürdüğünü söyledi.
Keser, istem dışı gelen cep mesajları konusunda çok sayıda şikâyet aldıklarını; bu şikâyetleri servis sağlayıcılarına da ilettiklerini; ancak, henüz sonuç alamadıklarını belirtti.
Tüketicilere çağrıda bulunan Keser, istem dışı mesaj alan herkesin gerek internet üzerinden gerekse dilekçe ile başvurarak, bu mesajlardan duyduğu rahatsızlığı dile getirmesini istedi.
|
/ ADANA
13.01.2008
|
|
|
Mardin'de tır belgesi sıkıntısı |
Mardin Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) Başkanı Ali Tutaşı, Mardin'de 120 uluslar arası nakliye şirketi bulunmasına rağmen nakliyecilerin TIR belgesi almak için Mersin ve Gaziantep'e gitmek zorunda kaldığını söyledi.
Tutaşı izlenen teşvik politikaları ve yatırım teşviklerinin esnafın, dar gelirlinin ve bölgenin ekonomik yapı ve ihtiyaçlarının çok uzağında kaldığını, yatırım teşviklerinin sektörel bazda ve bölgesel kaynaklar göz önünde bulundurularak uygulamaya konulması gerektiğini belirtti. Teşviklerin bölgesel bazda ve bölgelerin ekonomik hareketliliğine göre yapılması gerektiğini aktaran Tutaşı, bölgedeki ekonomik kaynaklara göre teşvik verilmesi gerektiğini aktardı.
|
/ MARDİN
13.01.2008
|
|
|
Hükümetin, DGD ve GAP açıklamaları olumlu |
Türkiye Ziraat Odaları Birliğince (TZOB), hükümetin eylem planında yer alan, ''Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ve GAP'' ile ilgili açıklamaların olumlu bulunduğu belirtildi.
Odadan, yapılan yazılı açıklamada, eylem planında, çiftçi ve tarım sektörünü yakından ilgilendiren DGD ve GAP'ın da bulunduğu hatırlatılarak, şunlar kaydedildi: ''DGD kaldırılacak, destek araziye değil, ürüne verilecektir. 2008 yılında, 2007 yılının DGD'leri ödenecektir. GAP'ın hedefleri 5 yılda gerçekleştirilecektir. TZOB olarak her iki konuyla ilgili açıklamaları ve hedefleri olumlu buluyoruz.''
Açıklamada, DGD kaldırıldığında, ihtiyaç bulunan ürünlerin üretimini teşvik etme imkanının artacağı belirtilerek, pancar ve tütün gibi ürünlere de prim verilmesi, meyve ve sebzedeki kırsal kalkınma desteklerinin artırılmasının da mümkün olacağı ifade edildi.
Ayrıca, GAP'ın 5 yılda tamamlanmasının önemli bir hedef olduğu vurgulanarak, bu hedefin gerçekleşmesinin tarım sektörü için, ''1,5 milyon hektardan fazla tarım arazisinin suyla buluşması, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için daha fazla tarımsal üretim ve daha fazla gelir'' anlamına geldiği ifade edildi.
|
/ ANKARA
13.01.2008
|
|
|
|