Devlet Bakanı Mustafa Said Yazıcıoğlu, yasaklarla, yasal düzenlemelerle misyonerlik faaliyetlerinin önüne geçme imkânı bulunmadığını belirterek, “İletişimin akıl almaz bir noktaya geldiği çağımızda birşeyleri yasaklayarak, üstünü örterek bunlarla mücadele imkânı geride kalmıştır. Bunlarla mücadelede önemli olan, herşeyden, her inançtan üstün olduğuna inandığımız yüce dinimizin prensiplerini insanımıza, toplumumuza en iyi şekilde vermektir” dedi.
Yazıcıoğlu, Alevilerle ilgili olarak, ‘’Zamanında belki bu vatandaşlara biz bir elbise biçmeye çalıştık, ama elbise uymadı. Şimdi hep birlikte yeni bir elbise dikip, onların da huzurlu, mutlu şekilde yaşamalarını sağlamak temel görevimizdir’’ dedi.
Meclisteki bütçe görüşmelerinde yapılan konuşmalarda, ‘’misyonerlik faaliyetlerinin, AB müktesebatı kapsamında Türkiye’nin yaptığı bazı düzenlemeler sonucu bu noktaya gelindiğinin kast edildiğine’’ işaret eden Yazıcıoğlu, şöyle konuştu:’’Bu, önemli bir konudur. Ama bunun yasaklamalarla, yasal düzenlemelerle önüne geçme imkanı yoktur. İletişimin akıl almaz bir noktaya geldiği çağımızda, bir şeyleri yasaklayarak, üstünü örterek bunlarla mücadele imkânı geride kalmıştır. Bunlarla mücadeledeki anahtar cümle, Diyanet İşleri görevlilerinin eğitim seviyesini en üst düzeye çıkarmaktır. Onları, bilgili, donanımlı kılmaktır. Önemli olan, her şeyden, her inançtan üstün olduğuna inandığımız yüce dinimizin prensiplerini insanımıza, toplumumuza en iyi şekilde vermektir. Önemli olan kalitedir, sunumdur.’’
Bakan Yazıcıoğlu, Alevi vatandaşlarla ilgili açılım etrafında bazı tartışmalar yaşandığına işaret ederek, şunları kaydetti: ‘’Bir yerde bir sorun varsa, onun çözümüyle ilgili çalışma yapmak, hem milletvekillerinin hem de Hükümetin görevidir. Bu nedenle konunun tartışılmasını ben olumlu değerlendiriyorum. Bu konu üzerinde siyaset yapmak, doğru ve uygun bir davranış değildir. Bu konunun çözümüyle ilgili kim, ne biliyorsa onu ortaya koymak durumundadır. Çünkü burada bir sorunun varlığını hepimiz kabul ediyoruz. Onu çözmek durumundayız. Bunun için herkes elbirliğiyle olumlu katkılarını ortaya koymak durumundadır. Bu tür inanç konularını bir takım siyasi düşüncelere bağlayarak ifade etmek doğru değildir. Dolayısıyla son haftalardaki tartışmaları böyle görüp, olumlu katkı vermek gereğine inanıyorum. Bizim kimseyi etkileme, değiştirme ve dönüştürmeye niyetimiz yok. Bizim endişesini taşıdığımız şey; herkesin kendi düşünce ve inancı içinde bu ülkede mutlu yaşamasını temindir. Bu konuda yapılacak tüm çalışmaları saygıyla, takdirle karşılar, çözüme katkısı olur düşüncesiyle yaklaşır ve değerlendiririz.’’
|