Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 29 Kasım 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Kültür-Sanat

 

Hz. Mevlânâ’nın cezbesine kapıldı

İngiltere Veliaht Prensi Charles, eşi Cornwall düşesi Camilla’yla Konya’yı “sükûnet” içinde ziyaret etti. Hz. Mevlânâ Müzesi’ni gezdi, dünyaya tasavvufî bakışı hatırlatan bir konuşma yaptı.

İngiltere Veliaht Prensi Charles, eşi Cornwall Düşesi Camilla Parker ve dört kişilik bir heyetle birlikte özel bir uçakla Konya’ya gelip Hz. Mevlânâ’nın kabirizi ziyaret etti.

Charles ve Camilla, özellikle yazma eserleri incelediler, daha sonra Mevlânâ Kültür Merkezi’nde Sema gösterisini izlediler.

“Doğu ve Batı: Maneviyat Kıssaları” konuşmasında Charles “Bir İslâm alimi olmamama rağmen hadisleri okuduğumuzda yine aynı ilkenin geçerli olduğunu göreceğimizi düşünüyorum. ‘Kimse kendisi için istediği bir şeyi mümin kardeşi için istemedikçe gerçekten iman etmiş olmaz.’ Ve Kur’ân-ı Kerim, ‘hani sizler birbirinize düşman idiniz de O (Allah), gönüllerinizi birleştirmişti ve onun nimeti sayesinde kardeş olmuştunuz’ demiyor mu?” dedi.

Charles’ın konuşmasından bir bölüm: “Mevlânâ Hazretleri’nin eserlerine batı dünyasında büyük ilgi duyan çok sayıda kişinin olduğunu görmek beni son derece etkiliyor. Kendimi, bu kimselerin bir şekilde kendi hayatlarında eksikliğini hissedip Mevlana’nın şiirsel maneviyatında buldukları şeyin ne olduğunu sorgulamaktan alıkoyamıyorum. Belki de bu hepimizin hissettiği ancak Mevlana’nın son derece iyi bir şekilde anlayıp aktardığı yüreklerimizdeki o özlem olabilir mi? Ya da varlıkların dışa dönük ifadesiyle dolup taşmış bir dünyada, eserlerinin kendimizle çelişen bir şekilde hepimizin halen önemli olduğunu hissettiği ruh yolumuzu aydınlatmak için iç dünyamıza parlak bir ışık yansıtması mıdır bizleri çeken? Ya da hem yüreklerimizi hem de zihnimizi kendisine sürükleyen öngörüsünün evrenselliği, mukaddes olanı algılayışı mıdır? Bizlere hatırlattığı gibi; kandiller farklı olsa da ışık aynı ışıktır, ışığa odaklanırsan bu fani bedene miras ikiliğin ötesini de görürsün...”

Charles, “İnsanları Mevlânâ’ya çeken her ne olursa olsun, hayata batılı yaklaşımın, bunun aksine parçalayıcı ve yanlı, hatta çoğu zaman bütünden çok parçayla, içselden çok dışsal olarak tamamlanabilecek bir gerçeklikle ilgilenir hale geldiğini” söyledi.

Charles küresel ısınmaya da değindi. Mesela iklim değişikliği, eko sistemlerin ve canlı türlerinin yok edilmesi, artan sel ve fırtına felaketleri ve belki de artık bu korkunç olaylar ile sanayileşen dünyada insanoğlunun kutsal olan olgusunu kaybetmesi arasında doğrudan bir bağlantı olup olmadığını sorgulamamızın zamanı gelmiştir” dedi.

Yeni Asya / KONYA

29.11.2007


 

Mustafa Akkad’ın ruhu şad edildi

“Çağrı” ve “Ömer Muhtar” filmlerinin unutulmaz yönetmeni Mustafa Akkad, vefatının ikinci yılında anıldı.

İslâm dünyasının önemli iki filmi var. Biri Çağrı diğeri de Ömer Muhtar. Çekildiği tarihten bu yana bu iki filmi aşabilecek çalışma henüz yapılmadı. Mustafa Akkad’ın bir terör saldırısı sırasında öldürülmesi ise, önemli projelerin yarım kalmasına sebep oldu. Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde ilk kez düzenlenen bir faaliyetle Mustafa Akkad sineması ele alındı. İki TV kanalının canlı yayınladığı program beş saate yakın sürdü. Mustafa Akkad’ın memleketi Suriye’den ise önemli katılım oldu geceye. Batı sinemasının yanı sıra İslâm dünyasındaki film festivallerini de yakından takip eden İhsan Kabil, sinemada en iyisini yapabilmiş, bütün aşamalardan başarıyla geçmiş olan Akkad’ın Hollywood’da pek çok belgesel yaptığını, Halloween’in yapımcılığını üstlendiğini, en önemlisi de iki önemli filmiyle sinema tarihine geçtiğini belirtti.

Artık Mustafa Akkad yok. Peki bundan sonra bir şeyler yapılamaz mı? İhsan Kabil şunları söylüyor: Akkad, bu iki filmle kültür sevdalılarına, büyük acılar çekmekte olan insanlığa bir düşünce mirası bırakmış oldu. Bizim İslâm Konferansı Teşkilatı’mız var. İslâm ülkeleri şu üzerlerine sinen ataleti silkinip atsınlar. Evet ekonomilerimiz zayıf olabilir ama kültür, bizim ortak dilimiz, ortak zihni yapımızdır. Buradan hareketle çok küçük bütçelerle diğer İslam ülkeleriyle ortak yapımlar anlamında birleşebiliriz. Sinema salonları açısından İstanbul çok önemli bir nokta. İran sineması büyük çıkış göstermiş, dünyanın kabul ettiği kendine has, incelikli dili var. Türk Cumhuriyetleri Orta Asya’da bir potansiyel olarak bekliyor.”

Mustafa Akkad’la Türkiye’ye geldiği yıllarda son söyleşiyi yapan Sefer Turan ve Hüsnü Mahli’nin de konuştuğu gece TİYEMDER Genel Başkanı Selahaddin Yazıcı’nın okuduğu dua ile sona erdi.

/ İSTANBUL

29.11.2007


 

Folklor kıyafetleri sergileniyor

Pendik Belediyesi’nce düzenlenen “Geleneksel Anadolu Kostümleri ve Müzik Enstrümanları-Üstün Gürtuna Koleksiyonu” sergisi açıldı. Sergide, 30 yöreye ait folklor kıyafetleri ile çeşitli müzik enstrümanları yer alıyor.

Mehmet Akif Ersoy Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen serginin açılış törenine, Pendik Kaymakamı M. Haluk Saygı, Pendik Belediye Başkanı Erol Kaya, belediye başkan yardımcıları ve Uluslar arası Folklor Festivalleri Birliği Başkanı Atilla İpek ile çok sayıda davetli katıldı. Açılış töreninden sonra davetliler sergiyi gezdi.

Sergilenen eserlerin, folklor araştırmacısı Üstün Gürtuna’nın 42 yıllık çalışmaları sonucu bir araya getirildiği kaydedildi. Ücretsiz gezilen sergi, 1 hafta süreyle açık kalacak.

/ İSTANBUL

29.11.2007


 

Motivasyon semineri

Eğitimci yazar, Sıtkı Aslanhan, Konevi Kültür Merkezinde moral ve motivasyon semineri verdi.

Çoğunluğunu üniversite öğrencilerinin oluşturduğu seminere yoğun ilgi gösterildi. Günlük hayattan örnekler vererek konuya başlayan Sıtkı Aslanhan, “Gününüze coşku katın, renk katın” dedi.

“Hayatı anlamaya kendimizi tanımaya başladığımızda sorunlarımız çözülüyor. Nerden geldik, nereye gidiyoruz, ne olacak sonumuz, bir davamız var mı? Dilimiz bozuldu” şeklinde konuşan Aslanhan, şöyle devam etti: “Duruşumuzu kaybettik, köklerimizi kaybettik, hangi ruhu kaybettik de bir duruş sergileyemiyoruz. Hedeflerinizi belirleyin. Hayallerinizden hedeflerinizden vazgeçmeyin.”

Nuriye TURGUT / KONYA

29.11.2007


 

Sosyal bilimler kongresi

Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin 40. yılında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) düzenlenen “10. Ulusal Sosyal Bilimler Kongresi” sosyal bilimler için bir şenlik gibi.

28 Kasım’da başlayıp 30 Kasım’da sone erecek Kongre’de 67 oturum var.

Konferans’ta emekten eğitime, toplumsal cinsiyetten basın tarihine, Türkiye Ekonomisi’nden Kıbrıs’a, Düzce depreminden küreselleşmeye, kadın emeğinden Türkiye’de siyasete, reklamlardan 2007 seçimlerine, yoksulluktan çevreye birçok konu ele alınıyor.

Konferans ODTÜ Kongre ve Kültür Merkezi’nde saat 09:00’da başlıyor.

Tuncay BAYRAM / ANKARA

29.11.2007


 

Fethi Gemuhluoğlu toplantısı

Fikir hayatımızın tanınmış şahsiyetlerinden Fethi Gemuhluoğlu, vefatının 30. yıldönümünde Kubbealtı akademisi Kültür ve Sanat Vakfı’nda düzenlenen bir programla yâd ediliyor.

Program 1 Aralık Cumartesi günü vakfın merkezinde saat 16.30’da başlayacak.

“Kubbealtı Sohbetleri” çerçevesinde tertip edilecek programda Uğur Derman, Ergun Göze ve Dr. Metin Eriş konuşmacı olarak katılacaklar. Toplantı, vakfın hizmet verdiği Çemberlitaş’taki Köprülü Mehmet Paşa Medresesi’nde (Peykhane Sokağı, No.3) takip edilebilecek.

/ İSTANBUL

29.11.2007


 

Telif hakları tartışılacak

İLESAM’ın 20. kuruluş yıldönümü münasebetiyle “Türkiye’de ve dünyada telif hakları” konulu bir program düzenledi.

5 Aralık 2007 Çarşamba günü gerçekleştirilecek programda, Doç. Dr. Ramazan Acun, Prof. Dr. Mehmet Kocaoğlu ve Mehmet Nuri Parmaksız konuşmacı olarak katılacak.

Program, Türk Dil Kurumu Konferans Salonu, Atatürk Bulvarı No: 217 - Kavaklıdere / Ankara adresinde gerçekleştirilecek.

0 (312)- 419 49 38

Yeni Asya / İSTANBUL

29.11.2007


 

Gezince tarihe merakları arttı

Tekstil ürünlerinin ihracatı için dünyanın dört bir yanına giden Denizlili işadamlarının oralarda gördüğü tarihi izler tarihi bilincini artırıyor.

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ayfer Özçelik, Denizli halkının son zamanlarda tarihe ve özellikle kendi tarihlerine karşı büyük bir ilgi gösterdiğini söyledi. Denizli tarihine yönelik kaynakların dağınık olduğuna değinen Prof. Dr. Özçelik, bunlara ulaşma ve derleme konusunda çeşitli kişi ve kurumların PAÜ’den yardım istediğini açıkladı. Anadolu’nun birçok uygarlığa beşiklik ettiğini belirten Özçelik, Denizli’nin de bu bütünün bir parçası olduğunu ve buradan gün yüzüne çıkarılması gereken çok önemli bir tarihî birikim ve kültür hazinesi bulunduğunu anlattı.

/ DENİZLİ

29.11.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri