Uzmanlar dünyada 65 milyon insanın sosyal ağlar denilen internet sitelerine üye olarak, gizli kimlikle kendini nasıl hissetmek istiyorsa, o kimliğe bürünerek, sahte bir dünyanın içinde yer aldığını belirtti.
Trakya Üniversitesi (TÜ) Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Tolga Arıcak, internette bazı sitelerin sosyal hayatta kendilerini güçsüz bulan insanlara, tadamadıkları bir güçlülük hissi verdiğini söyledi.
Arıcak, yaptığı açıklamada, dünyada 65 milyon insanın sosyal ağlar denilen internet sitelerine üye olarak, gizli kimlikle kendini nasıl hissetmek istiyorsa, o kimliğe bürünerek, sahte bir dünyanın içinde yer aldığını belirtti.
Son günlerde popülerliği artan bazı internet sitelerinin ‘’uzaktakileri yakın etmek’’, ‘’dostlukları devam ettirmek’’ gibi iyi niyetli amaçlarla da kullananların olduğunu ifade eden Arıcak, ancak bu kişilerin yüzdesinin oldukça sınırlı olduğunu kaydetti.
İnternette kimliklerini gizleyerek çevre edinmeye ve kendi eksikliklerini bu yolla gidermeye çalışan pek çok insanın olduğunu ifade eden Arıcak, şunları söyledi:
“Sanal âlemde bireyler kimliklerini gizleyebilmekte, kendilerini olduğundan farklı gösterebilmekte, olmak istedikleri ama olamadıkları ‘ideal’ ya da ‘farklı’ kişiler olabilmektedirler. Bazı siteler normal sosyal hayatta kendilerini güçsüz bulan insanlara tadamadıkları bir güçlülük hissi vermektedir. Yüz yüze söyleyemediklerini bu ortamlarda rahatlıkla söyleyebilmekte, gerçek hayattaki engellenmiş, bastırılmış, duygularını bu ortamlarda rahatlıkla ortaya koyabilmektedirler.’’
ABD’de yapılan araştırma sonuçlarının aslında iyi niyetli bir buluş olan internetin amacı dışında kullanılmasının pek çok sorunu ve kişilik bozukluklarını ortaya çıkardığını anlatan Arıcak, şöyle devam etti:
‘’ABD’de bu konuda pek çok araştırma yürütülmektedir. Bu araştırma sonuçlarının bazılarına göre internet doğrudan insan ilişkilerinin yerini alıp depresyon gelişimine ve sosyal desteğin azalmasına sebep olabilmektedir. Sosyal becerisi az gelişmiş, düşük benlik saygısına, yüksek sosyal kaygı ve saldırganlık düzeyine sahip çocuklar, internet üzerinde kendilerini farklı, olduklarından daha büyük tanıtabilmektedirler.’’
İnternetin, televizyon gibi uygun olmayan davranışların öğrenilmesine ve bu davranışların dolaylı olarak model alınmasına sebep olduğunu vurgulayan Arıcak, ‘’İnternet zorbaca eylemlerin kolaylıkla öğrenilmesini ve uygulanmasını mümkün kılmaktadır. Sorun, gittikçe artan bir şekilde çocukların bu tür uyaranlara maruz kalması ve günlük hayatlarında da bu uyumsuz davranışları taklit etmeleridir’’ dedi.
|